22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

r yan önırü boyunca bu ııglırsuz kaderin yaftasını boynunda taşiyıp duracaktır. Nıhat Behram, gerçek bir olaydan çıkarak kaleme aldıgı, ılk basımı "Lanetli (^mrün KırlanFlush/ Virvinia Wool// Toplu Eserlerı 5/ Çeviren: Fatih gıçlan" adıyla yapılan garajları, Özgüvvn/ llctijim Yayınları/ 116 s benrleri, dereboylarını; düzülen "... güçlü kııvvetli, cncrji dolu, yaköpeklerin uluyarak can çekiştiği .. şama sevinci içinde genç Robert çöplükleri; kan tüten yaraları, bı\r ' " IV 1 * Browning bir bomba gibi patlamış,1 çakları, ırzına geçilen kadınları, kızları anlatıyor. TİPfllllİt fllHlll tı Elizabeth Barrett'in sessiz hasta odasında. Ingiliz edebiyatmın en ünlü aşk öyküsüdür onlann aşkı. Darağacında Üç Fidan/ Nihat BehTiyatro oyunları yazılmıs,, filmler ram/ Everest Yayınları/ 216 s. yapdnuştır bu konuda. Nasıl mek1968'ler. Yazılı tarihin en barbar tuplaştıklarını, Robert Browning'in asrının en umutlu, en ışıkh, en ceWinıpole Sokağı'ndaki bir evde disur günleriydi. Coşkun bir devrimvanda yatan Elizabeth'i nasıl görci dalganın bütün dünyayı sarstıgı, nıeye geldiğini, bu ziyaretten sonra üç ay içinde Elizaonlarca ülkede milyonlarca insanın beth'in mııcize kabilinden nasıl yüriimcyc başladığını, ayağa kalkarak "Gerçekçi ol, imgizlice evlenip Floransa'ya kaçtıklarını hcrkcs bilir. kânsızı iste," diye haykırdığı günHatta Virginia Woolf un The Common Reader'da delerdi. Böyle bir dünyada, Denizler diği gibi, Ingiliz şiirinin en önemli adları arasında olan de özgürlük bayrağınıTürkiye'de bu iki şairden tek dize okumamış olanlar bile! Virginia yükseklere taşıdılar. ABD'ye, NATO'ya, yurtlarını yerli Woolf'un Flush'ı bu konuda son derece sevimli bir kive yabancı sermayeye peşkeş çekmek isteyenlere en iyi taptır. Elizabeth Barrett, Browning'in çok sevdiği îtalcevabı eylemleriyle, yürüyüsleriyle, cesaretleriyle verdiya'ya kaçarken beraberinde götürdüğü köpeğin yaşaler. Ve egemenler, bu özgürlük kabanşının intikamını möyküsünü anlatan Flush'ta bu aşk öyküsünü bir de o 12 Mart karanlığında üç gençten çıkarmak istediler. köpeğin açısından görürüz..." diyor Mîna Urgan (IngiSomut hiçbir yasal dayanak olmadan Deniz'i, Yusuf'u, liz Edebiyat Tarihi, Cilt V). 1 lüseyin'i ve nice arkadaşlannı idamla yargilayıp, "Asalım, asalım!" çığlıklarıyla darağacına göndererek özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini boğmaya çalıştıOsmanlı OrgüttnançDavranış'tan Hukukldeololar... îşte Nihat Behram, o günlerin ölüm karanlığını siji'ye/ Ümtt Hassan/ tletisim Yayınları/ 24} s. vil tarihçiliğimize belgesel bir katkı olan bu kitabıyla Uınit Hassan, vazgeçilmez başvııru yırtmıstır. Denizler'in asılmadan önceki son sözlerinin kaynağı niteliği taşıyan Eski Türk de ilk kez açıklandığı, yayımlanır yayımlanmaz yasaklaToplumu Üzerine încelemeler'innan ve ancak yirmi iki yıl sonra aklanan Darağacında den sonra, Osmanlı devletinin kuÜç Fidan, içten sesi, ince duyarlılıgı ve ödünsüz tavrıyrulıış 'felsefesini' ele alıyor. Bunun la, bütün iktidarların geçici olduğunu, milyonlann kaliçin, Osmanlı'nın devlet örgütlenbinde yaşayacak olanlann daima özgürlük savaşçıları mesinde vc meşruiyet üretiminde olduğunu göstermiştir... Baslu altında geçen yirmi iki eski/kadim Türk yünetim zihniyetiyılın ardından, yirmi ikinci basımıyla Darağacında Üç nin ve otorite figürlerinin izini süFidan'ı sunarken, bugün koyu bir karanlığın ve ahlakrüyor. 'Atadan gelme' TöreYasa(k) sızlığın içine itilmek istenen yurdumuzda, gözlerimizsürecinin, devletlusultanî Kâde hâlâ bir umut ışığı, darağaçlarında "solmayan" üç nun/Kânunnâme nasıl vardığını, bu sürecin nasıl bir fidanın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz... ideolojik ve örgiitsel bireşim ortaya çıkardığını inceliyor. Ve bu bireşimin olgunlaşma belgesi olarak I'atih Kânunnâmesi'ne bakıyor. Böyle bakıldığında, OsmanZor Günler/ Charles Dickens/ Çeviren. Lütfü Baydoh'yı anlamakta OrfŞeriat zıüığının çok yanıltıcı olduğu ğan/ Adam Yayınlart/ 302 s. çıluyor ortaya. Bu analiz, Osmanlı'nın kuruluşuna dair Zor Günler hem insanın bunaltılıkuramsal yaklaşımlara ve açıklama şablonlanna ilişkin ş,mın trajik bir öyküsü hem de göz bir tartışmayla beraber yürüyor. I Ialil Inalcık, Cemal alıcı bir siyasal taşlama çalışması. Kafadar, Ahmet Yaşar Ocak, Halil Berktay, Oktay Ünlü tngiliz romancısı Charles ÖzelMehmet Öz'iin (tabii yine Togan ve KöpriiDickens (18121870), yaşadıgı dölü'nün) ve Batılı bilim insanlarırun "kuruluş"a dair teznemde sanayi devrimi sonrası Inlerine mercek tutuyor, Hassan. Ümit Hassan, Türklsgiltere'sinde güç koşullar altında lam siyasi düşünce tarihinin, az ama öz yazan yaratıcı yaşayan insanların sorunlarını inbir araştıncısı. Elinizdeki kitabıyla, bu ülkenin devlet sancıl bir açıdan ele almış, dönezihniyetine, siyaset 'töre'sine, yönetim 'örf'üne dair min ahlak değerlerini, toplumsal önemli şerhler düşüyor. ve psikolojik özelliklerini çizdiği unutulmaz tipler ve başanlı bir dille yansıtmıştır. Eleştirel gerçekçiliğin bu büyük ustası daha çok mizah ve Haberci Çocuk Cinayederi/ Perifantezi öğelerine yer verdiği ilk dönem romanlarıyla han Mağden/ Everest Yayınları/ geniş okur kitlelerine ulaşmışsa da, asıl başarısı toplum 120 s. eleştirisine yer verdiği daha sonraki yapıdarında ortaya Her şeyi sessizliğe gömen, tıkır tıkır çıkar. 184ü'lı yıllarda Lancashire'daki bir sanayi kenişleyen bir şehir... Şehrin birörnek tinde insanı makineleşmenin kölesi yapan "faydacı" haberci çocukları... Saf kalite anlayışın ortaya çıkardığı düzeni anlattığı Zor Günler, adamlardan alınan spermlerle, sanünlü eleştirmen F. R. Leavis'e göre Dickens'ın düzyazı şın, güzel ve IQ'su yüksek kadınlarbiçemi açısından romanları arasında benzersiz bir yetdan olma; özel evlerde yaşatılan, kinliğe ulaştığı en başarüı romanlarından biridir. annelerini haftada üç kez, üçer saat görebilen, dokunmaktan ve dokunulmaktan tiksinen, gizlice Mahler dinleyen, hep çocuk görünümünde kaHawking ve Tann'nın Aklından lan, en çok otuzotuz beş yıl yaşayan, şehrin medarı ifGeçenler/ Peter Coles/ Çev: Adil tan, genetik mühendislik harikası haberci çocukJar... Baktıaya/ Everest Yayınları/ 90 s. Perihan Mağden, Haberci Çocuk Cinayetleri başlıkü Postmodern Hesaplaşmalar, mibu ilk romanında sıradışı karakterleriyle grotesk bir şelenyumdan psikanalize, kuantum hir kuruyor. Bilimkurgusal özellikler taşıyan, bir nevi kuramından kaçıkhk kuramına katuhaf polisiye... Cinsiyetsiz bir kahramanın ağzından dar bir dizi temayı işleyen brr seridinlediğimiz üç parçalı bu roman, bir bütün oluşturadir. Bu kitapların her biri çağdaş rak ya da oluştunnayarak, bizi tuhaf bir serüvene davet düşüncenin keskin ucunda duran ediyor: Mükemmelliğin hüznüne... anahtar bir fikri ele almakta ve yirmi birinci yüzyıl düşüncesinin temellerini atmış paradigmatik düşünür ve beyinlerin yaklaşımlarını anlaşılır Kız Ali/ Nibat Behram/ Everest Yayınları/167 s. bir dille ortaya koymaktadır. Karanlıktaki Kentler'den birinde hayata gözlerini açan bir insandır Ali. Daha annesinin karnındayken kan daOrtaçağ Türk Toplumlan Hakkında/ Sencer Divıtçioğvasının kurban adaylan arasında olduğundan da, annelu/ Yapt Kredi Yayınları/ 204 s. si onun kız olarak doğması için dualar etnıiş, ama duOrtaçağ Türk Toplumlan Hakkında, Divitçioğlu'nun, alan kabul görmeyince can alıp can vermesin diye cintarihi "katılaştırma" çabalarının ürünü. Kitaptaki dosiyetini herkesten saklamıştır. Ve Ali, fazla uzun olmayuyor. lnsani değerlere saldırarak derinleşen küresel kapitalizme karşı, ısrarlı bir çığlığııı ve dirençli bir tavrın yirmi yıllık hikâyesi, Dünya Satılık Değildir... kuz makale, yazann Kök I'ürklerden (552744) Osmanlı'nın Istanbul'u fethetmesine (145i) kadar uzanan dokıız yüz yıllık dönenıi açıklamak/anlamak için geliştirdiği araştırma programının yeni birer halkası. Divitçioğlu, bu kitapta or taçağ Türk toplumlarının iktisadi yapılarını, yönetsel ve siyasi erklerini, akrabalık ve soy ilişkilerini, dinsel alanda geçirdikleri evrimleri alışılmadık bir retorikle anlatarak, Türk tarihini "alaturka anlatı" ve "hikâye etme" sanatlarından kurtarıyor. Bir tarih metodolojisi oluşturuyor ve yaptığı tüm tahlilleri, yonımları formelleştiriyor. Kullandığı dili de, modern sosyal bilimlerin 1 yararlandığı kavram dağannı aratmayacak bir biçimde , çeşitli Türkçe sözlüklerden devşirdiği kelimelerle zenginleştiriyor. Tarihi tersinden ya da düzünden değil, düpedüz "yeniden" okumayı öneriyor Divitçioğlu. Defter/ Selçuk Demirel/ Temnnler Enis Batur/ Yapı Kredı Yayınları/ 121 s. Selçuk Demirel 1954'te Artvin'de doğdu. îlk çizgilerini Ankara'da lise öğrencisiyken yayımladı (1973), daha sonra mimarlık öğrenimine devam ederken dönemin önemli dergi ve gazetelerinde (Cumhuriyet, Politika vb.) ürünlerini yayımlamayı sürdürdü. Öğrenünini yarıda bırakıp 1978'deParis'e yerleşti. 1979'da, Paris'teki L'ecole des Beaux Arts'ın sınavlarını kazandı; düzenli bir öğrenci olamadı, 1984'te okulu terk etti. 1979'dan bu yana başta Le Monde, Le Monde Diplomatique, Le Nouvel Observateur olmak üzere birçok dergi ve gazetede düzenli olarak desenlerini yayımlıyor. "Burada el işi (ayrı yazıyorum) üzerinde duruyorum; ilkokul yıllanmızın elişi (bitişik yazıyoruz) derslerinden ayirabilmek için elişi (çizgiyle ayırıyorum) demek daha da doğru göriinüyor 'defter'dekilere: Selçuk Demirel'den çok, eli yapıyor bu işleri, tabii kendi gövdesinin, zihninin komutlarla yönlendirdiği bir uzantısı eli, ama ayrım getiriyorum ısrarla: Bunlar, el'in işleri" diyor Selçuk Demirel. Daha İyi Bir Dünya Arayışı Son Otuz Yılın Makaleleri ve Bildirileri/ Karl R. Poppcr/ Çeviren: llknur Aka/ Yapı Kredi Yayınları/'257 r "Rasyonalist, aydınlanmacı vc iflah olmaz iyimser" Karl R. Popper, otuz yıllık bir zaman dilimine yayılmış on altı makale ve bildirisinde, Platon, Hume, Spinoza ve Kant'ın felsefeye verdiği zararlardan sonsuz bilgisizlik âlemindeki eşitliğimize, Adorno'yla giriştiği "olguculuk tartışmasrndan "şişede yolunu bulamayan sinek" Wittgenstein'a karşı çıluşına, çokkatmanlı bir dünyanın kapılarını açıyor. Doğruya yaklaşmanın dinnıeyen arzusu ve entelektüel bir alçakgönüllülük çağrısı. Zaman Bahçesinden Portreler/ Güneş Karabuda/ Yapt Kredi Yaytnlan/178s. Deneyimli gazetecifotoğrafçı Güneş Karabuda, üç yıl önce yayımlanan Indim Zaman Bahçesine (YKY, 1998) adlı kitabında, belleğinin saytalarını aralamış ve Mektebi Sultani'den Isveç'e uzanan serüven dolu bir yaşamın sokaklannda dolaştırmıştı bizi. Zaman bahçesindeki gezinti "portreler"le sürüyor. Güneş Karabuda, Zaman Bahçesinden Portreler'de yaşamının son elli yılında tanıdığı otuz bir ünlü insanı anlatıyor. Kimler yok ki içlerinde: Başbakan, kabile reisi, işadamı, kral, ressam, sinema oyuncusu, tarikat lideri... Yazar, Pablo Neruda'yla beraber Şili'nin köylerini dolaşıyor, îlhan Koman'ın "yüzen ev"ini ziyaret ediyor, Ingrid Bergman'la film setinde sohbet ediyor, Onat Kutlar'ın kahkahasına ortak oluyor. Renkli ve mücadeleci kişilikleri, yaratıcılıklan ve ortaya koyduklanyla bilimde, sanatta ve siyasette dalgalar yaratan bu insanlar, Karabuda'nın yalın ve içten anlatımıyla yalnızca bir adım uzağımızdalar şimdi. "Kendimi objektif olmaya zorlamadan, onlan gördüğüm, tanıdığım, hatırladığım gibi yazmaya çabştım. Yaşadığımız çağın onlarsız çok daha gri, anlamsız ve tatsız olacağına inanıyorum!" diyor Güneş Karabuda. CUMHURİYET KİTAP SAYI 594 3AYFA 22
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear