Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
V ^CEUAT CAPAN Nikos Kazancakis (18831957) / Çeviren: Selah Can lamı yoktur ve ancak onun sınırları içerisinde üretken, mutlu ve çalışıyor kalabiliyorum. 13. Ben uçurumun işçisiyim; çalışanıyım. Uçurumun seyircisiyim. Hem kuram hcm dc eylemim. Ben yasayım. Benim dışımda hiçbir varlık yoktur. 14. Boş başkaldırılara kalkışmaksızın, insan aldının sınırlannı görmek ve kabul etmek ve bu katı sınular içinde karşı koymaksızın durmadan çalışmak: işte ilk görevin! 15. Değişken uçurumun üstünde, sabır, cesaret ve ölçii ile, evreni, bir toprak sahibi gibi, harmanlayıp kalburundan geçirebileceğin aklın yusyuvarlak ve aklın alanını inşa et. 16. Bu acı ama verimli, tenimizin ayrılmaz bir parçası olan insani gerçeklikleri açıkça gör ve yiğitçe kabul et: a. insan aklı yalnız görünürdekileri kavrayabilir, varlıkların tüm özünü asla; b. ve tüm görülenleri değil fakat sadece maddenin görünümlerini; c. ve daha da dar bir biçimde: maddenin bu görünümlerini bile değil, fakat yalnızca aralarındaki ılişkileri; d. ve bu ilişkiler ne gerçek ne de insandan bağımsızdır. Çünkü bunlar da insanın ürünleridir; e. ve bunlar insanca yaratılması olanaklı bulunanların tümü değildir, fakat yalnızca onun pratik ve düşünsel ihtiyaçları açısından en çok kolayhk sağlayanlarıdır. 17. Bu sınırlandırmalar içinde akıl, meşru ve mutlak hükümdardır. Onun krallığında başka hiçbir güç hüküm süremez. 18. Bu sınırlandırmaları tanıyorum, onlan inatla, cesaret ve sevgi ile kabul ediyorum ve onların çemberi içinde, özgürmüşüm gibi, serbestçe mücadele veriyorum. 19. Maddeyi boyunduruk altına alıyor ve onu aklı mın ivi bir yönlendirisi olmaya zorluyorum. Bitkilerden, nayvanlardan, insanlardan ve tanrılardan, sanki çocuklanmmış gibi, büyük sevinç duyuyorum. Tüm evrenin üstüme geldiğini ve kendi gövdemmiş gibi beni izlediğini duyuyorum. 20. Beklenmedik korkunç anlarda bir düşünce yarar geçer içimden: "Tüm bunlar, başlangıcı, sonu ve anlamı olmayan, acımasız ve boş bir oyundur." Fakat hemen kendimi toparlayıp zorunluluğun tekerleklerine çabucak bağlı kılanm ve tüm evren çevremde tekrar dönmeye başlar. 21. Disiplin erdemlerin en yükseğidir. Ancak böylece güç ve arzu dengelenebilir ve insanın çabaları ürün verebdir. 22. Kurtuluş için yola koyulmadan önce, aklın görünenler arasındaki mutlak gücü ile görünenlerin ötesindeki güçsüzlüğünü; açıklık ve kararlılık içinde, işte böyle belirleyebilırsin! Başka bir kurtuluşun yoktur. Ikinci Görev 1. Sınırlandırmaları kabul etmiyorum; eörünenler beni kapsayamaz; boğuluyorum! Bu büyük acı içinde kınamak; ve bunu derinden yaşamak: işte ikinci görevin! 2. Akıl sabırlıdır ve kendini uyarlamasını bilir, oyun oynamayı sever; fakat kalp vahsileşir ve oynamaktan yüksünür, boğulur ve zorunluluk ağlarını parçalamak üzere atılır. 3. Toprağı, suyu, havayı egemenlik altına almanın, zaman ve mekânı fethetmenin, aklın kızgın çöllerinden yükselen seraplan bunlann ortaya çıkışları ve yeniden ortaya çıkışlannı hangi yasaların yönettiğini anlamanın ne önemi var? 4. Yalnız bir özlemim var: görünenlerin arkasında neyin gizlendiğini kavramak, beni dünyaya getiren ve sonra da alıp götüren sırrı ortaya çıkarmak, dünyanın görünen ve sürekli akımı arkasında görünmeyen ve değişmez bir varlığın saklı olup olmadığını keşfetmek. 5. Eğer akıl yaparnıyorşa, sınırlan yancı bu yiğitçe ve ümitsiz onun görevi değilse, keşke bunu kalp yapabilse! CUMHURİYET KİTAP SAYI 594 Çilekeş'in Gönfil Aravşlam Girit'te doğan Kazancakis 1906'da Atina'ya göç eder. Modern Avrupa edebiyatının en çok ürün veren, en enerjik simalarından biri olan Nikos Kazancakis edebiyatının değişik türlerinde ürünler vermiştir: Çeviri (Nietzsche, Bergson, William Wames, Homer, Dante, Goethe), roman, tiyatro oyunları, şiir, felsefi metinler, siyasal yazılar, deneme vb. Yunan halk dilinin ulusal uil olması kampanyasının baş aktörlerinden biridir. Genç yaşında siyasetle ilgilenmiş ve bu ilgi ve çabalarını ömür boyu sürdürmüştür. Başlangıçta milliyetçi akıma büyük bir duygu ve ateşle sarılmış, orta yaşlarda sol akımların içinde yer almış, daha sonra ua kendi deyişiyle "özgürlük" aşamasına varmıştır. 1920 başlangıcından itibaren yirmi yıl boyunca yoğun seyahatlerde bulunmuştur. Bu yılların meyveleri arasında, onun lirik ve felsefi amentüsü sayılan Askitiki'yi (Çilekeş) ve o dev şiirdestan Odysseia'yı (33.333 dize) yazmıştır. Ikinci Dünya Savaşı sırasında ülkesi Yunanistan'a dönmüş ve ünlü romanı Zorba'yı yazmıştır. Ömrünün son on beş yilını Güney Fransa'da geçirmiş ve burada altı veni roman yazmıştır. Bunların en çok bilinenleri arasında Çarmıha Gerilmiş îsa yer almaktadır. Ayrıca bir tür özyaşam öyküsü olan Greco'ya Mektup bu dönemde yazılmıştır. 1922 Aralık ve 1923 Nisan ayları arasında Berün'de yazdığı Çilekeş, Nikos Kazancakis'in bir tür ruhsal vasiyetnamesidir. Kazancakis'in felsefe ve dünyaya bakışının özünü içerir. Nietzsche'nin Böyle Buyurdu Zerdüşt eserine es düzeyde katul edilir ve Kazancakis'in tüm yapıtlarının "anahtarı" olarak nitelenir. îlk îcez 1927'de Atina'da çıkan Renaissance dergisinde yayımlanan Çilekeş için Kazancakis: "Benim Çilekeş'im ne bir sanat eseri, ne de felsefi bir eser olarak düşünülmemiştir" demektedir. Nikos Kazancakis'in eserleri her türlü siyasal ve dinsel dogmalara ve duruşlara karşı bir sapkınlık (delalet) içindedir. Yakın arkadaşı ve çevirmen Kimon Friar, "Çilekeş'in kalbinde her tür ayin ve dogmaların eline düşen tüm görüşleri patlatacak güçte bir bomba yatmaktadır" der. Nikos Kazancakis'in Girit, Heraklion'daki mezar taşında şöyle yazar: Hiçbir şey için umut beslemiyorum, Hiçhir şeyden korkmuyorum. Artık özgürüm. BAŞLANGIÇ Karanlık bir uçurumdan geliyor, karanlık bir uçuruma gidiyoruz, aradaki aydınuk döneme de Hayat diyoruz. Doğuşumuzla birlikte dönüş de başlar, yola koyulma ileri geri dönüş eşzamanlıdır; her an öliirüz. Bu nedcnle birçoklan şöyfe haykırmıştır: Hayatın temel amaa ölümdür! Fakat doğar doğmaz yaratma, bileştirme, maddeyi hayata dönüştürme uğraşımız da başlar; her an yeniden doğanz. Bu nedenle birçoklan şöyle haykırrruştır: Geçici hayatın temel amaa ölümsüzlüktür! Yaşayan geçici varlıklarda bu iki akım sürekli çatışır: a. bileşime, hayata, ölümsüzlüğe doğru yükseliş; b. ayrışmaya, maddeye, ölüme doğru düşüş. Her iki adım da ilk özün derinliklerinden kaynaklanır. Hayat ilk bakışta şaşırtır bizi; kuralsızmış, doğa karşıtıymış, sonsuz Karanlık kaynaklara karşı geçici bir tepkiymiş gibi durur; fakat daha derinde Hayatın kendisinin de başlangıçsrz, Evren'in yok edilemez bir gücü olduğunu anlanz. Öyle ise bizi yoktan var eden ve bize bitkiler, hayvanlar, insanlar mücadelemiz için cesaret veren bu insanüstü güç nereden geliyor? Her iki karşıt alcım da kutsaldır. Bu nedenle, bu iki büyük, sonsuz ve yok edilemez gücü kucaklayıp ahenk içine sokabilecek görüşü kavramak ve bu görüşle düşünce ve hareketimizi düzenlemek görevimizdir. lır. Bir şakağımda doğar ve ötekinde batar güneş. 3. Yddızlar beynimin içinde parlar: düşünceler, insanlar, hayvanlar ölümcül kafamın içinde beslenir; şarkılar ve ağlamalar kulaklarımın büküfü çukurlannı doldurur ve bir an için havada fırtına yaratırlar. 4. Beynim söner ve tümü, gökyüzü ve yeryüzü yok olur. 5. "Yalnız ben vanm!" diye haykınr akıl. 6. Yeraltı hücrelerimin derinliklerinde beş duyum çalışıyor; zaman ile mekânı, sevinç ile kederi, madde ile ruhu sürekli dokuyor ve söküyorfar. 7. Her şey çevremde bir akarsu gibi, dans ederek ve dönerek akıyor; yüzler su gibi geçiyor ve kaos oluyor. 8. Fakat ben, Akıl, şaşkınlık içinde, sabırlı, cesaretli ve sakin yükselmeye devam ediyorum. Tökezlennıemek, düşmemek için şaşkınlığın üzerine işaretler dikiyorum; köprüler kuruyorum, yollar açıyorum ve uçurumu onanyorum. 9. Yavaş yavaş ve güçlükle mücadele ederek, yarattığım olgular arasında ilerliyorum, kendi kolaylığım için aralarında ayınmlar yapıyorum, onlan yasalara bağlıyor ve ağır pratik ihtiyaçlanma tabi kıhyorum". 10. Düzensizliğe düzen getiriyorum ve kaosabiryüz kendi yüzümü veriyorum. HAZIRLIK îlk Görev 1. Açıklık ve sükunet içinde dünyaya bakıyor ve di'orum: Bütün bu gördüklerim, duyduklanm, tattıkarım, kokladıklanm ve dokunduklanm aklımın yarattıklandır. 2. Güneş kafatasımın içinde yükselir ve orada alça11. Görünenlerin arkasında benden üstün gizli bir özün yaşayıp yaşamadığını, hareket edip etmediğini bilmiyorum. »ormuyorum da; aldırmıyorum da. Olguları üretiyorum ve uçurumun önüne devasa ve binbir renkli parıak bir perde resmediyorum. "Perdeyi çek de resmi görebileyim", deme. Perde resmin ta kentlisidir. 12. Bu krallık benim çocuğumdur, geçici, insan yapısı bir eserdir. Fakat sapasağlam bir eserdir, ondan daha sağ Î YFA 18