05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kapak konusunun devamı. * " başlıklı yazısmda bu alanda daha • nelcr yapılması gerektiğini de madde madde sıralamıştır. Ben, bu maddeleri gerçekleştirmeye «koyuldum. Yakında hepsini yerine getirebileceğimi sanıyorum. Kısacası, Türkiye'de Dede Korkut Kıtabı'nın taninıp sevilmesindc Türkçiılük akımının önemlietkisiolmuştur. llgi, ulusallaşma akımıyla, ideolojiylebaşlamiş, giderek bilimscl açıdan ilgilenenlerin sayısı artmıştır. Azerbaycan'a gelince, Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği dönemferinde Rus şovenistleri, Azerbaycan Türklerinin etnik bilincini yok etmek, direncini lurmak için çaba gösterdiler. Sovyetler Birliği döneminde Dede Korkut Oğuznameleri, Azerbaycan yurtseverleri için gizli bir sığınak işlevini yüklenmişti. O dönemde Azerbaycan Türkleri kendilerine Türk diyemedıkleri, Azerbaycanlı demekzorunda olduklan için Dede Korkut Kitabı'nı da Azerbaycan eseri saymak zorunda kalmışjardır. Oğuznamelerde olayların geçtiği bölgelerin Doğıı Anadolu, Gürcistan ve Azerbaycan olması, dilin Doğu Anadolu ağızlannın özelliklerini taşıması da bu eserin Azerbaycan edebiyatının bir ürünii olarak görülmesine ve gösterilmesine yol açmıştır. Bütün bunlar, o baslu dönemi için olağan sayılabilir, hoş görülebilir. Bugün, hiç değilse Kuzey Azerbaycan Türkleri kendilerine Türk diyebildiğine göre bir zamanlar sovenist Ruhların baskısı sonucu ortaya çıkmış bu ayrım, bu yapay bölgecilik anlayışı terkedılmelidir. Azerbaycan Türkçesinin, Irak Türkçesinin oluşumu Anadolu ve Doğu Anauolu Türkçesinin oluşıunundan ayn düşünülemez. Azerbaycan'da, Bağdat'ta yetişen Türk şairleri, Anadolu'da, Doğıı Ânadolu'da yetişen Türk şairlcrinden ayn düşünülebilir nıi? Bölgecilik Azerbaycan Türklerine ne kazandıracaktır? Korkut Ata söylencelerinin Orta Asya'da da yaygın olduğunu biliyoruz. Son yıllarda yalnız Azerbaycan'da değil, öteki Türk dilli ülkelerde de Dede Korkut Kitabı'na karşı 'sahiplenme'ye değin varan büyük ilgi gözlemlenmektedir. Bunları, "uluslaşma süreci" içerisinde değerlendirilmesi gereken, filolojinin değil, toplumbilimin alanına giren gelişmeler olarak görüyorum. Yurtseverlık ve milliyetçilik araştırmaları çerçevesinde, Dede Korkut Kitabı'nın bu akımlarda oynadığı role ilişkin bilimsel çalışmalar yapılabi Konusunda yapılmış en önemli yayın Dede Korkut GbNbirağınak çevrilmi^ Binbir Gece, Ferec Bade'şŞidde (Sıkıntıdan Sonra Ferahlama) vb. olağanüstü olaylar ve cinsellik dolu övkü dizilerinden büsbütün ayndır. Dede Korkut Oğuznamelerinde büsbütün başka şeyler anlatılır. Bunlar bir dereceye kadar Hamzaname, Danişmendname, Kitâbı Ebâ Müslinı, Battalname, Saltuknamegibi dinî kahramanlık romanlarını andırır, fakat pek yalın olan bu eserlere göre sanat değeri çok daha yüksektir. Kısacası, Oğuznameler anlatı araştırmaları açısından özel bir önem taşır. • Öteki edebiyat ürünlerinde etnolojiye ilişkin bilgiler kırıntılar halinde bulu nurken Dede Korkut Kitabı'nda halkbilim gereçleri pek boldur. Işte bütün bunlar Dede Korkut Oğuznamelerine karşı ilginin gittikçe artmasına yol açmıştır. Konuya sizin elatmamza değin Dede Korkut Kitabı'nın okunuşunda hangt noktaya vanlmtştt? Kuşkusuz, sızı kıtaptakı sözcüklcrtn bir ktsmtnt yeniden cözüp yorumlamaya buvüne kadar yapılmış olan çaltşmalardakibirtakım eksikler yöneltti. Okurlarm yabanası olduğu bu konuya ilt}kın birkaç örnek verebüir misınız? Okumada varılan diizey ne ıdı, siz okunuşa nasıl bir dıızcv kaıandırdınız 3 Oğuznameleıde doğru okunmamiş olduğu açıkça belli olan birçok yer olduğu gibi şöyle böyle bir anlam verilebilen, ancak tam olarak anlaşılamayan pek çok yer vardı. Bunları herkes kendine göre yorumluyor, başka bir deyişle herkes oaşka türlii geçiştiriyordu. Muharrem Ergin pek az yerde, Orhan Şaik Gökyay daha çok yerde soru işareti koyarak bu anlaşılmayan yerleri göstermışierdi. Bu kadarı bile ileri bir adımdı. Çünkü Türkiye'de, özellikle Osmanlıca araştırmalarında, nedense işlenen metnin herhangi bir yerinin anlaşılnıadığını belirtmek, orada bir sorun yattığını açıkça söylemek, metni yayımlayanın eksikliği olarak görülürdü. Araştırmacı ne kadar fazla soru işareti koyarsa, o kadar bilgisizmiş gibi bir kanı yaygındı. Bu tutumun son yıllarda giderek dcğiştiğini görmek sevindiricidir. Ben Türkolojinin bir başka dalında, Eski Uygurca araştırmalannda yetiştim. Eski Uygurca araştırmalarında, bilinmeyen, iyi anlaşılmayan ya da ilk kez bir açıklama denemesi yapılan noktalan genişçe ele alıp yazmak gelenekleşmiştir ve kaçınılmaz nir görevdir. Bunu OğuZnameferde de (en çok kendime karşı insafsızca davranarak!) uyguladım. En küçük şüpheye yer kalmasın istedim. Örneğin kimsenin şüphe etmediği kara koç deyiminden ben şüphe ettim, çünkü at'ın koç'a benzetilmesi mantığa uygun bir şey değildi. Sonunda bunun kara koç değil, 'ehlileştirilmiş at' anlamına gelen kazaguç sözcüğü olması gerektiğini ortaya koyabildim. Yığanak olarak okunmuş bir sözcük vardı "küde, yığın, küme' anlamı verilmişti. Oysa dilbılim açısından yığ kökünden böyle bir türeme olamazdı. Araştınnca bunun bağanak olduğu ortaya çıktı, dö\ kesesini kaplayan zar' ve ana karnından alınmış ya da erken doğmuş kuzunun üzerindeki deri' anlamına geliyordu. (Bunu Farsça fegâne düşüt' sözcüğüyle birleştirilebildim.). Oğuzlar, peri kızının do ğurduğu tek gözlü dev Tepegöz'ü yığanak değil, bağanak içinde bulmuşlardı. Metnin bir verinde asılan asılan kayalar yazılmış ve hep böyle okunmuştu; Dunun yerine düzeltmeyle saylan saylan kayalar "yalçın kayalar okunması gerektiğini ortaya koydunı. Bu gibi düzeltmeleri kırk yılda eaindiğim bügiyle, kazandığım deneyimlerle yapabildim. Son on iki ydda elektronik metin işleme ve dizinleme programlarından da çok yararlandım. Sizın Dede Korkut konusunda uzun ydlardır çalıştığınız duyuluyor, bu, yayımladtpmz makale ve incelemelerden de anlastuyordu Btlım dünyasına tjtk tutacağı kesin olan kitaplanmzın yaytmım bu ka' CUMHURİYET KİTAP SAYI SSi Kendhte göra yorum SemihTezcan'ın Dresden yazmasını öne çıkardığı kitabı 'Dede Korkut Oğuznameleri Uzerlne Notlar', yoğun bir emek urunu leceği ve yapılması gerektiği kanısındayım. Şimdi tiloloii ve tarih alanına aönelim. Dede Korkut üğuznamelerine karşı ilginin çeşitli nedenleri vardır: • Dede Korkut Oğuznameleri, hiç değilse bunların bir Dede Korkut kısmı, eski bir desta Oğuznameleri Uzenın öykülere dönüş rine Notlar/ Semıh müş kalıntılarıdır. Tezcan/YKY Destan (epos) arastırmalan rılolojide her zaman büyük ilgi görmüştür. Çünkü veryüzündebelli sayıda destan vardır ve bunlar insanlarm ken di kendilerine bakışını, efsanevî tarihlerini, çok eski ya da oldukça eski geçmişlerini nasıl gördüklerini edebiyat ürünü olarak yansıtan metinlerdir. • Dede Korkut Oğuznamelerinde Orta Asya, Anadolu, Kafkasya, Iran kültür çevrelerinden katmanlar üstüste, içiçe bir araya eelmiştir. Bu karmaş.ıklık araijtınnacıların ilgısini daha da artırmaktadır. • Dilbakımından: Türkiye Türkçesinin eski Doğıı Anadolu ağzını, komsu Dede Korkut Ottuz dillerden, özellikle nameleri IHazınayan Farsça ve Ermenilar. S TezcanHendrtk ceden doğrudan Boeschoten/YKY ahntılarla (yani yazı dili üzerinden değil, konuşma dilinden alıntılarla) yansıtan metinlerdir. Fakat dil bakımından da karmaşıkhk söz konusudur. Kimi yerlerinde ağız taklitleri bile belirlenebilmektedir. • Konular bakımından: Oğuznamelerin konulan, gerek Osmanlı edebiyatında örnek alınmış olan îran klasik edebiyatının konularından, gerekse on dördüncü yüzyıldan başlayarak Türkçeye Dede Korkut Kltabının Dresden nüshası Adnan Blnyazar'la Achmed Schmledenln ellnde. SAYFA 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear