25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

0 K U R L A RA Özdemir înce'den "Yaşasın Cumhuriyet" GreilMarcus 1945 yılında San Francisco'da doğdu. 1%7'de California Üniversitesi Berkeley Amerikan Bilimleri dalından mezun oldu. Ozdemır İncc o yazılannı 1968'deyine aynı üniversitenin Siyasal Bil "Yaşasın Cumhuriyet" adlı bir giler Bölümü'nde master kitaptatoplamış. Neiyietmiş! yaptı. 197172 yılları Kitap, Yargıtay Başkanı Sami arasında Berkeley'de Selçuk'un olay yaratan açış Amerikan Bilimleri konuşmasının kapsamlı bir . alanında dersler verdi. eleştirisiyle başlıyor. Hem Halen Berkeley'de ve sağlam hem uyanık bir mantığı çesitli üniversitelerde, var Özdemir Ince'nin. Kitapta ABD ve Avrupa'daki yer alan yazılannı yayımladığı müze ve sanat enstitülerinde sık sık seminerderginin ona da yönelttiği bir ler vermektedir. 1968'de soruşturmadaki, "TC Rolling Stone dergisinde Anayasası'ndaki tanımıyla eleştiri yazıları yazmaya Cumhuriyet, çokuluslu başladı.Daha sonra pop toplumsal bir yapıyı ne kadar müziği eleştirmeni olarak tantndı; ama ede kucaklıyor?" sorusundaki aymazlığı yakalayıp, "Önemli biyat, sanat, sinema ve olan vatandaşlıktır. Ben kendi siyaset üzerine yazdığı sayısız yazısı mevcut. adıma, bu çokulusluluk zokasını Müzik ve müzisyenler yemem" diye yanıtlayabilecek üzerine yazdtğı hir hayli denli de açık sözlü. kitabı da olan Greil Marcus'ün Elvis Presley HÜRRİYET YASAR üzerine yazdığı kitap daha önce diümize akAvdın sözcüğünün tam karşılığı başka diltanlmıstı. 'Ruj Lekesi', lertle var mıdır, varsa hangilerinde vardır, ilginç hir 20. yüzyıl taribilmiyorum. Bildiğim, benim dilimin en gühi olarak çıktyor zel sözcüklerinden biri olduğu. Aydınlankarşımıza. Klasik tarihin mayı içinde barındıran ve ışığı çağrıştıran inceleme konusu yapbu sözcüğün anlamının, bizde tartışıldığı ölmadıgı alanlardan çüde, başka toplumlarda tartışılıp tartışılmadığını da bilmiyorum. Ama 'adın' ve anhareketle, tarihin önemlarnı, Denim içtartışma konulanmdan biri. li olayları arasında Özdemir Ince'nin "Yaşasın Cumhuriyet" bağlantılar kuruyor. Buadlı yazılar toplamını okuyorum.(*) rada ise yol gösterici Yakın tarihin ve politikanın, insanı özenolarak hep müziği ve direcek denli çok konuşulduğu, çok küçük müzisyenleri kullamyor. ama çok konuklu bir evde büyüdüm. ÇoAlman elestirmen cukluğumun o dinleyici ve gözlemci günlerinde, konuklarla geçen o sert ve coşkun tarDiedrich Diederichsen tışmaların kıyısında, değişmez bir gerçek, şu saptamayı yapıyor tüm karşıt görüşlere karşın gözümde yalınMarcus'ün kitabı için: laşır, çıplaklasır, ortada iyi"Henüz ö'zümsenmemiş, ce seçilir olurdu ki, o da şuybilinen tarihten başka du: 1950'den sonra, Türkıbir tarih daha var. ye Cumhuriyeti'nin yönü Toplumun, sisteminfetersine dönmüştür. laketlerinden kurtulmak Peki nasıl olmuştu da, ortada seçim meçim diye bir için bir anlamda kahraşey de vokken, devrimciler manca, bir anlamda yasadısı girişimlerin tari birdenbire bir seçim icadtetmişler, sonra da devhi...Bu tür girişimler rimi, karşıdevrimci yapısını hakkında böyîesine kap bilmek zorunda oldukları samlı bir çalışma ilk kez bir partiye emanet etmişleryapıhyor. di? Niye durup dururken Marcus'ün bu yapıtını tamtmaya çalıstık. Bol kitaplı günler!... bir karşıdevrimci parti kurulmasına izin vermişlerdi? Niye genç devrimci Cumhuriyet'in yönünün geriye cevrılmesine izin vermişler ve ülkenin bugün bile içinden çıkamadığı belalı sorunların içine sürüklenmesinin yolunu açmışlardı? Sürecin böyle oldugunu o çocuk yaşımda bile görüyor, ama 'niçin' sorusunu yanıtlayamıyordum. Çocuklu gıım, bu sorunun yanıtsız vc kavurucu merakıyla geçti. Okudukça okudukça, olan biteni, bir ölçüde de olsa anladım. lkinci Dünya Savaşı'nın ülkemizin dışında oluşturduğu yeni dengelerin, içimize de yalnızca devlete değil, birey olarak içi547 Bir aydın, bir ışık mı/.c du yaıibinıalarını sezdıın, ugıcııdıııı. Yine de, devletin vehalkın, demokrasiye hazırlanmadan seçimli düzene (demokrasiye değil, seçimli düzene) geçirilmesinde, hâlâ büinmeyen çok şey olabUeceğine ilişkin duygum yok olmadı. Bugün de DU konuda bumediğimiz çok şey var gibime geliyor. Çocukluğumun o, 'niçin' sorusunu hâlâ yanıtlayabilmiş değilim. Bu konularda düşünür, konuşur, tartışır ve yazarken, çoğumuzun kafasına nep gelip dayatan bir soru, bir duygu vardır: Demokrat Parti iktidarı madem bu devletin ve ülkenin yönünü tersine çevirmiştir, bu baştan bilinmez bir şey miydi? Neden buna izin verilmiştir? Neden sol partilerine izin verilmeyen iki partili bir parlamenter düzen, demokrasi diye yutturulmak istenmiştir. Bunlan düşünürken, şu seçenek de gelir, kendini dayatır: DP'ye izin vermek ve onun temsil ettiği çıkarların yandaşlarına, onlar daha CHP deyken ödünler vermek yerine, Köy Enstitüleri ve Halkevleri'nin aydınlatıcı ışığı büyütülseydi ve DP çizgisinin temsilcileri geri püskürtülseydi... Yani daha bir süre seçim yapılmasaydı... Bu seçenek de bir duygu olup gelir dayatır, ki, ben çocukluğumdan beri duyumsanm onu ama yüksek sesle söyleyemeyiz. Demokratlık adına söyleyemeyiz, çağdaşlık adına söyleyemeyiz, Inönü'nün "Başka ülkelerde seçimler olduğunu duyunca duvarlara bakamazdım," sözünü bildığimiz için söyleyemeyiz... Sustururuz içimizdeki bu sesi. Çetin Yetkin'in birkaç yıl önce Cumhuriyet'te yayımlanan bir yazısını anımsıyorum şimdi. Asağı yukarı şöyle diyordu: " Yüreğim yanarak söylüyorum ki, Ismet Inönü laikliğin ve ilericiliğin yılmaz savunucusu değildi. Gericiliğe ve gericilere ilk ödünleri o vermiştir. Köy Enstitülerine öldürücü darbeyi de o indirmiştir." Bu sözler yeniliğini, söyleyenin kimliğinden alıyordu bir bakıma. Çüntü Ismet Inönü, Marksist solun Kemalizmi küçümseyen kesimlerince, aynı yönde çok eleştirilmişti. Ama işin içine küçümseme girince, Kemalistler de onları pek kaale almıyorlar, Mustafa Kemal'den sonra kaptanhğı devralmış önderlerinin yaptıklannı irdele TURHAN GÜNAY Imtlyaz Sahibi: çağ pazarlama Cazete Dergi Kitap Basın ve Yayın A.ş. Adına Berin Nadi Vayın Danışmani: Turhan Gunay < < Sorumlu Müdur Fikretllkiz Cörsel Yönetmen: Dilek llkoruro Baski: çaudaş Matbaacılık Ud. Sti. Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 Istanbul Tel: (212)512 05 050 Reklam: Medya C meye, onu elestirmeye pek yanaşnııyorlar, hatta eleştirilmesine de iyi aozle bakmıyorlar. Bu naykırış ise, Kemalistlerin içinden geliyordu. Çetin Yetkin ki, yıllannı yakın tarihimizi anlatmaya, yorumlamaya adamış bir yazardı ve Attilâ îlhan gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin her beğenmediği yanını Inönü'ye bağlama takıntısı olan biri aeğildi. Bu açıdan bakınca da haykmş, ciddiye alınmayı hak ediyordu. Kendi adıma söylemem gerekirse, Çetin Yetkin'in o yazısı benim için, yalnızlık içindeki sezgilerime bir "evet, evet," sesiydi. Dağınık ve düzensiz okumalanmın bana sezdirdiğini, o yazı bağıra bağıra söylemişti. Geçen yıl da Özdemir înce'den bir yazı okudum. O yazı da, aynı döneme ilişkin ve o konuyla da ilintili bir başka konuyu, "Türkiye'nin seçimli düzene geçişi"ni ele alıyor, benim o yandaşsız sandığım sezgilerime "evet, evet," diyordu, "evet, öyle". Özdemir Ince, Varlık dergisinde, bilimsel araştırma yazılarının çetrefüliğinden uzak, bir aydm seçmen söylemiyle Türkiye'de devrimden sonra seçimlere erken geçilmiştir, hazırlıksız geçilmiştir. Devrim, karşıdevrime teslim edılmiştir. Portekiz de, Ispanya da Avrupa ülkesi değiller miydi? O yıllarda onlarda seçim mi vardı? Almanya ile Italya faşizmden daha yeni kurtuluyordu. Devrimci genç Türkiye Cumhuriyeti'nin seçim ivecennği yersizdı..." diyordu öz olaraK. Üstelik, demokrasiyi karsıdevrimcilere emanet ederek, sanki demokrasi mi öğrendik, demeye getiriyordu. Rahatlamıstım. Nasıl özlemişim bilimcilerin, sanatçıların böyle yalın, cesur, lafı dolandırmadan söyledikleri yüksek sesli yazılarını. Özdemir Ince o yazılannı "Yaşasın Cumhuriyet" adlı bir kitapta toplamış. Ne iyi etmiş! Kitap, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un olay yaratan açış konuşmasının kapsamlı bir eleştirisiyle başlıyor. Hem sağlam hem uyanık bir mantığı var Özdemir Ince'nin. Kitapta yer alan yazılannı yayımladığı derginin ona da yönelttiği bir soruşturmadaki, "TC Anayasası'ndaki tanımıyla Cumhuriyet, ço kuluslu toplumsal bir yapıyı ne kadar kucaklıyor?" sorusundaki aymazlığı yakalayıp, "Önemli olan vatandaşlıktır. Ben kendi adıma, bu çokulusluluk zokasını yemem" diye yanıtlayabilecek denli de açık sözlü. Yazılannı yayımladığı derginin soruşturmasına karşı bile. Peki, ne olacak bu memleketin hali Özdemir Ince? "Bence Cumhuriyet'in dediği olacak. Bilimin dediği olacak. Her şeye karşın süren devrimin dediği olacak." (s. 107) "Eğer Onuncu Yıl Marşı'nı sokaklarda, stadyumlarda heyecanla haykıran insanlann ruhsal ve zihinsel durumlarını yanlış yorumlamıyorsam, önümüzdeki yıllar sol, cumhuriyetin dirilişine ve gerçek demokrasiyi kurmasına tanık olacaktır." (s. 40) Diline, sesine sağlık Özdemir Ince! Koluma girdin. (Kitaplara bandrol konusundaki yazında anlaşamadıysak da, tartışırız. Önemli olan, içtenlik ve öz üven.) Yalnızca aylık dergilere değil, daha kısa süreli yayınlarda yazmalısın. Yürekli sesler cerek. Çok da kol var bekleyen, kendini yandaşsız sanan. Özdemir Ince, bir aydın; aydın sözcüğüne bir örnek. "Yaşasın Cumhuriyet", bir ışık; bir aydın ışığı. • 5 Ozdemlr Ince, bir ışık sunuyor kltabında okurtanna. Yaşasın Cumhuriyet/ Özdemir Înce/Telos Yaywalık/209 s SAYFA 3 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear