25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

iyiler ve kötüler üzerinde durur. Iyileri ve kötüleri biriktirenler, sabit kılanlar, envanterini tutan ve ömürlük muhasebelerini yapanlar bir yanda dururlar, iyiyle kötünün dönüşücülüğünü, geçiciliğini, sabit anahtarlan olmadığını, her yeni iyi ve kötünün kendine göre anahtarı olması gerektiğini bilenler ise öte yanda. Tüm yıldız ve gezegenlerin dünyanın etrafında dönmedikleri ileri sürüıdüğünde Ortodoks Hristiyanı onca sinirlendiren, her şeyin kendi etrafında dönmüyor olabileceğini ima edilmış olmasıydı. Tüm öteki'ler onun yüce ben'i etrafında dönmek zorunda değiller miydı? Ben ve öteki'nin başka bir bilgisi mümkün müydü? Dünyayı tutmak, ona turunmak'la kazık kakmak arasındaki fark da burada başlayacaktır. Ne demiştik? "Dönüyordu"... hâlâ da öyle.' diyor Reha Çamuroğlu. Tarihin Akışında / Nursulltan Nazarbayev / Om Politika/205s. Eğer, Politikacılar içinde yaşadıkları çağın çağrılarına kulak verselerdı, kaderleri çok daha başka olurdu. Iş başındaki politikacının dramı, tarihin izinin, ister yapıcı ister yıkıcı olsun onun her davranış ve sözünde kendini şöstermesinde yatmaktadır. Politıka sahnesinin aktörünün bu durumun farkında olup olmaması hiçbir şeyi değiştirmez. Önemli olan derin, pratik ve anlık işlerin anlamını kimi zaman ortaya kovup kimi zaman gizleyen bu görünmez gücün sürekli varolmasıdır. l 1 "aT* i " r*"lRll avuz~1tîF3p""olBh'"Folklor da aynı yöntemle kitabın sonuna eklenmiş. Birbirini tamamlayan bilgiler içeren bu iki metin yarım yüzyılı aşkın bir süre sonra yeniden ve birlikte yayımlanmış olmakta. Her iki kitaptaki eski sözcük, deyim ve terimlerin karşıhkları köşeli ayraç içine verilmiş, ayrıca bir dizin de eklenerek kolaylık sağlanması amaçlanmış. Başka Bir Dünya/ Russell Banks / Dost Yayınları / 254 v. 'Russell Banks, kurguyu içsel yetkinliğin sınırlarına götürüyor... Anlattığı öykü alısılmadık derecede hassas ve kuruluşundaki dikkat de hayranlık uyandırıcı. Öyküdeki tüm sesler Dİr tür gerçekliği temsil ediyor. Banks her karakteri akışkan bir özgünlükle tasarlıyor.' deniyor Boston Globe'taki bir yazıda Russell Banks'fe ilgili olarak. Oncesizligin ve Sonrasızlığın Işığında An Resimleri(Felsefi Minyatürler) / Georg Sımmel / Dost Yayınları /134 s. 'Derleme, biçimsel bir bakış açısına göre yapılmıştır. En başa, bu metinlerin havasını çok iyi yansıtan, Simmel'm 'anlık resmi, 'Tınla, Ey Küçük Bahar Şarkısı' konmuştur; romantik özlemin müzikal simgesi olan ve MendelssohnBartholdy tarafından bestelenen Heinrich Heine'nin 'Selam' adlı şiirine fındesiecle'in bir yanıtı.'diyor kitabı derleyen Christian Wehlte. Yeni Yönelimler(Ortadoğu Politikalan ve Güvenlik) / Ilazırlayan Augustus RıchardNorton /Büke Yayınları /143 s. Uluslararası kuramını, alan çalışmalarının derinliğiyle birleştirerek Ortadoğu'da ulusal güvenlık sorununa bütüncül bir açıklama getirmeyi amaçlayan bir kitap elimizdeki. Augustus Richard Norton'un girişim ve çabaları sonucu Ingilizce'nin yanı sıraîaponca, Arapça, îbranice ve Turkçe olarak yayımlanan bu kitabın Ortadoğu politikalan ve güvenlik sorunları ile ilgilenen akademisyenler, uzmanlar ve okurların çahşmalarına katkıda bulunacağını sanıyoruz. Ulusal Kişilik / DoSan Ergun/ Imge Kitapevi / 184 s. , , Bir kişi, kimlikleriyle belirtilir, fakat o kişi kişiliğiyle yaşar, yaşayacaktır. Kimlikmerkezcilik yapmak ya da bir kimliği öne çıkannak ya da kimliği ideolojileştırmek; bilime ve bilimsel ideolojiye ters düsen girişimler. Çünkü özellikle bütünlük ve değişme ilkeleriyle, bilimsel yöntem olma gerçeğine kavusan yöntemler için bu tür girişimler, bilim dışı girisimler.Bir kültür, bireylerin kışiliklerinde psikolojik/ruhsal/manevi bir temel oluşturacak kadar gerçeklik kazanmışsa, o kültür, kültürel kimlik olarak bir özellik taşıyor demektir. tste bu yüzden, bir Türk kişiliği var. Doğan Ergun, bu kitabında günümüzde adeta 'bir moda kavram' haline gelen kimlik konusunda kuramsal ve yöntembilimsel açılımların yanı sıra Türkiye özelinue ulusal kültür/ulusal kimlik/ulusal kişilik sorunsallarına yeni ve farklı bir bakış açısı getiriyor ve 'Türkiye'de ulusallaşma sürecinin neresındeyiz?' sorusuna cevap arıyor. Hukuk, Özgürlük ve Ahlak / H.L.A. Hart / Dost Yayınları / S4 s Hukuk, Özgürlük ve Ahlak ilk olarak 1963 yılında, yani yaklaşık kırk yıl kadar önce yayımlanmış olan, ancak önemini ve güncelliğini hâlâ koruyan bir eser. Eserin temel konusu, hukuk ile ahlak arasındaki ilişki. Hukuk, ahlak kurallarına uyulmasını sağlamaya çahşmah mı? Bir f iü sırf ahlaka aykırı oldıığu için cezanlandırılmalı mı? Yoksa, fiilin zar^r verdiği ya da tehlikeye soktuğu başka değerler söz konusu olmadıkça, hukuk ahlak kurallarına uyulup uyulmadığını denetlememeli mi? Bu soruların yanıtlanabilmesi için, genel ahlak anlayışı dı şırida hiçbir değere saldın niteliği taşımayan fiiller üzerinde durulması gerekir. lşte bu noktada karsımıza cinsel ahlak alanı çıkar. Bu alandaki birtakım kısıtlama ve yasaklamaların ardında yatan tek neden, bazı fiillerin toplumun genel ahlak anlayışına aykırıhk oluşturması. Kitapta da, bu husus göz önünde tutularak yukarıdaki soruların yanıtları aranmakta.Okunduğunda, aradan geçen onlarca yıhn bazı sorunların güncelliğini ortadan kaldıramadığını göreceksiniz. Ayrıca, cinsel özgürlüğün daima Türkiye'de olduğundan daha geniş sınırlara sahip olduğu düşünülen Batı ülkelerinde, Türk Hukuku'nun hiçbir zaman yasaklamadığı birtakım fillere getirilen yasaklamaların ne denli uzun bir süreç içinde ortadan kaldınlabildiğine tanık olacaksınız. Son kırk yılın hukuk ve siyaset Felsefesi alanlarına damgasını vurmuş olan H.L.A.Hart, daha da fazla gecikmeden okunulması gereken bir yazar. Ölüm CezasıBir tnsanlık Suçu / Kamil Ateşoğullart / Belge Yayınları / 270 'Idam Cinayettir', devletin tasarlanmış bir biçünae, önceden soguk kanlı bir biçimde insanı katlatmesi edimidir. Insanlığın en iJkel cağlarındaki, göze göz, dise diş, kana kan anlayışının sözae çağdaş dünyaya uyarlanmış biçimi. Artık ölüm cezasının, nic bir caydıncı etkisi olmadığı herkesce kaDul ediliyor. Ne yazık ki, gerek Batı'da, gerekse, Doğu'da, ölüm Cezasının en inanılmaz biçimleri ratılmış tarih boyunca. Bugün bunlar, insarîlığın en ranlık sayfaları arasında anıhyor. 20. yüzvılın ikinci yarısı uygar dünyada pespese yürürlükten kaldırıldı. Bugün Batı sistemi içınae ölüm cezasında ayak direyen iki ülke kaldı: ABD ve Türkiye... Türkiye'de en son ölüm cezası, 50 kişinin canını alan 12 Evlül rejiminin hemen ardından 1984 yılında Hıdır Âslan ve Ilyas Has'ın infazları ile uygulandı. O günden bu yana da uygulanmıyor.Politik kaygılarla ya da öc alma gibi, yeni bir idamlar zincirinin başlamasına da yolaçabilir. Bu, ise tarihimizde yeni karanlık sayfaların açılması anlamına gelecek. îşte bu sayfaların asla açılmaması için, 6Nolu Ek Protokolün imzalanarak ölüm cezasının kesin olarak yürürlülükten kaldınlması, gerekmekte. Kamil Ateşoğulları'nın önemli çalışması, idam cezasının tarihsel gelişimini sergilemesi yanında, bugüne kadar nasıl uygulandığını ve neden kaldmlması gerektiğini ayrıntılı Dİçimde anlatıyor. E Demiryolundan Petrole Chester Projesi / Bilmez Buletıt Can / Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakft/409s. Colby Mitchell Chester adlı Amerikalı amiralin öncülüğünde bir grup, demiryolları yapımı ve işletmesi başta olrnak üzere Anadolu'da birçok imtiyaz almaya çalışmış. llki 1908'de Jön Türk devriminden hemen sonra, ikincisi ise 1922'de Ankara yönetimi döneminde gündeme gelen ancak hiçbir zaman hayata geçirilemeyen bu imtiyazlar, sadece demiryollarıyla ilgili değil. Insa edilecek hatların çevresindeki madenlerin, özellikle de bakır ve petrolün de işletme haklarını kapsamakta. Büyük Güçler'in Ortadoğu'daki nüfuz mücadelesi, Milli îktisat politikaları, Birinci Dünya Savaşı'nın nedenleri, Lozan Antlaşması, Musul sorunu gibi geniş açılımları olan bu çalışmada, Chester Projesi gibi somut bir örnekolaydan yola çıkarak tezlerini kuramsal bir düzleme oturtan Bilmez Bülent Can, Türkiye'nin Batılılaşma süreci tartışmalarına "Avrupamerkezei modern standardizasyon" teziyle katkıda bulunmakta Şerif Mardin'in deyişiyle, bu çalışma bize dikkate değer yeni bir kuramsal yaklaşım sunduğu oranda, Cumnuriyet tarihimize de gerçek bir katkıda bulunuyor. Halk Edebiyatı Dersleri /Pertev Nailt Boratav / Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vak/ı Yayınları /217s. Türkiye'de folklor(halkbilimi) ve halk edebiyatı konularının üniversite düzeyinde bağımsız bir kürsü çerçevesinde ele almmasına öncülük eden Pertev Naili Boratav, okuttuğu dersler için dünyada ve Türkiye'de o yıllara kadar vanlmış bilimsel sonuçları ve ülkemiz için yapılacak çalışmalarda izlenecek yolu Halk Edebiyat Dersleri (1942) adıyla hazıladıgı bir kitapta ele aldı. Bu kitap, ikı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm 'folklor' konularına ayrılmıştır. Bu bölümde folklorun tarihçesi, alanı, diğer bilimlerle ilişkisi, kaynakları, yöntemleri ile folklor ve sanat gibi konulan ele alan Boratav, yeni bir disiplin olan folkloru ayrıntılı olarak irdeliyor. 'Halk Şairleri' başlığını taşıyan ikinci bölümde halk şairleri için genel bilgiler verdikten sonra, yetistikleri yörelere vedönemlere göre gösterdikleri özellikler ele ahnıyor, bazı halk hikâyelerinden parçalar ile konulara göre örneklendirılmiş şiirler veriyor.Halk Edebiyatı Dersleri'nin bu baskısı, yazarının cümle kuruluşlarına ve dönemine göre kullandığı sözcüklere dokunulmadan yayıma hazırlanmış, ayrıca yazarın Arnold Van Gennep'ten çevirip 1939'da yayımladığı küçük fakat önemıi bir SAYFA 22 Devlet Yönetimine Katılma Hakkı / Cem Eroğul / Imge Kıtabevı / 302 s. Katılmacı demokrasi günümüzde artık herkesin üzerinde birleştiği ortak bir istem. Ancak bunun somutta ne anlama geldiği çok açık değil. Oysa demokrasinin dört beş yılda bir yapılan seçimlerle sınırlı kalmasını istemiyorsak, katılmacılığın uygulamada nasıl gerçekleşebüeceğini öğrenmemiz şart. Kaülmanın ortaya çıkabilmesi için gerekli koşullar neler? Kimler, nereye, nasıl katılabilirler? En önemli katılma yollan neler? Katılmaya ilgisizlik nasıl açıklanabilir? Düzeni reddeden bir katuma nasıl olur? Bu kitapta, bu ve bunun gibi sorulara yanıt aranıyor. Atarürk ve Üniversite Reformu / Prof. Dr. Horst Widmann / Çevirenler: Prof. Dr. Aykut KazanctgilProf. Dr. Serpil Bozkurt / Kabala Yayıneyi / 533 s. 'Cumhuriyet dönemindeki en . önemli kültür olaylanndan biri, merkezini İstanbul Üniversitesi Reformu'nun oluşturduğu kültür Ataturk vo atılımı.' Bu reform, 1924'te başlaUnivtrstto yan Atatürk Kültür Hareketi'nin önemli bir parçası ve devamlılığının simgesi. Reformun bir diğer özelliği de tarihsel bir rastlantıyla Almanya'da baskı altında kalan hocalara yeni kurulacak üniversitede yer verilmiş olması. Mülteci olarak Türkiye'ye gelen bu öğretim üyeleri Türk Ünimuş ve Türkiye'de yapılacak bilimsel gelişmelere yeni yönler kazandırmışlar. Kendisi de Ankara da okutman olarak görev yapmış olan Widmann'ın bu kitabı Türkiye açısından büyük önem taşıyan bu reform dönemini konu alan ilk temel araştırma. Mülteci öğretim görevlilerinin anıları, çalışmaları ve görüşlerine genis ölçüde yer veren bu kaynak kitap, Prof. Dr. Aykut Kazancıcil'in ekler, ve belgelerle üönemin ruhunu canlt bir biçimde gözler önüne seriyor. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 547 versitelerinin gelişmesine önemli katkdarda bulun
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear