29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

K İ T A P O D O L L Ü I I L M I C I UraMUMCUOfiUI Oğuz Özdem'den "Uzak" Önce a^ağıda tanımlan verilen sözcükleri bulmaya çahşın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçımde yazın. Sonra çizgilerin altlanndakı sayılara göre bu harflen bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarrn (Kara karcler ikı sözcük arasmı gösterir. Bir satırtn so ADI, SOYADI:. nunda kara kare ADRESI: yoksa, bu, sözcüğünalttakisatınn başma sark• ,. tıgını gösterir). • '•'<.' Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımlann karjılığı olan sözcüklerin ilk harflcri yukandan aşagıya doğru Betiıl Tanman'ın Hcra Şiir Kitaplığı'ndan yayımlanan şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Paul Auster'ın bir romanı. 55 23 3 42 29 61 26 66 58 34 . En uzak yer kendi içimizdedir Oğuz Özdem, Uzak'la kendi şiirinin kozasını biraz daha sağlamlaştırmış ve bilgece bir söyleme ulaşmış. Her şiirin dokusu çok sağlam örülmüş ve aradan tek bir tuğlavı bile çekip alamayacağımız bir yapı oluşturmuş Özdem. ALTAY OKTEM J. Şair Ahmed AriPin oğlunun adı. bir çocuk vardır. Böyle bir coğrafyaaa haritayı her açtığımızda ellerimize suların akması da kaçınümaz. "Kapıyı kimselere açma/ demişti annem giderken/ anladım kapılar kapanmak/içindir sokağa". Evlerin kapılan sokağakapanıyorsa çareyok demektir: Bugün nasıl yaşıyorsak, öyle yaşamayı hak etmişizdir. Sokağa kapanan ner kapı, kapatanın yüzüne kapanıyor demektir. Çünkii baskalanndan soyutlanmış biri, öncelikle kendinden kopmuştur. Sokağa kapattığımız her kapıyla kendimizi eve kapatmıyoruz, evi kendi içimize saplıyoruz paslı bir bıçak gibi. Bazı şarkdar Dİtmez. Bazı saatler kurulmaz. Kurulsa da çalmaz, çünkü başka bir zamanı gösterir yelkovanı. Hiçbir yer ulaşamayacağımız kadar uzak değildir. Yeter ki çapraz heceli tüfekleri olan hiçbir eşkıya inmesin dağlardan, yeter ki su sesiyle sarsılsın sabanlar. Oğuz Özdem, Uzak'la kendi şiirinin kozasını biraz daha sağlamlaştırmış ve bilgece bir söyleme ulasmış. Her şiirin dokusu çok sağlam örülmüş ve aradan tek bir tuğlayı bile çekip alamayacağımız bir yapı oluşturmuş Özdem. 35 47 77 18 21 36 68 K. Fransa'da bir kent. : n 15 28 3 39 65 L. "Uzatır boynun arar ...ini/ Bir tek suna gördüm göl kenannda" (KaracaoğJan). B. "... Efsanesi" (Yaşar Kemal'in bir romanı). 76 27 17 5 67 8 51 71 C. Nâzım Hikmet'in soyadı. 44 45 . M. Rubidyum'un simgesi. 57 22 ' ' • ' . • 11 2 14 D. "Cesur Yeni ..." (Aldous Huxley'nin bir yapıa). 25 63 72 1 56 E. "Kokorm Yatıyor" ve "Ayyar Hamza" ad h oyunlarr da olan, Tanzimat devri oyun yaza 564. sayınm çözümü A. Sörcn Kierkcgaard, B. Ağzı Çiçckli, C. Vüsat O. Bener, D. Ayınga, E. Şogun, F. Çamay, G. Eos, H. Kuğuboynu, I. lçim, J. Çukurca. Şiir: 50 69 46 62 16 75 "soğanın zan aynadaki buğu ya geçiyorum ötesine ya geçemiyorum cv bark kanser i$ güç çoluk çocuk." F. Necati Cumalı'nın bir oyunu. 4 53 24 59 19 38 10 48 G. Klasik Türk müziğinde segâh perdcsinde bir makam. 73 13 6 9 74 64 564. sayıdan kttap kazananlar tstanbul'dan: Bilal Ycşilöz, Zeynep Can, Sevinç Fuatoğlu, Nur Evcım, Sabahat Dizman, Nermin Eden, Ergin Ağar; Ankara'dan: Murat Çelcnligil, Kudret Tanngüden, H. Suzan Tokol, Necla Tancı; Adana'dan:Esmeray Acartürk; Aksaray 'dan: Figcn Akça; Antalya'dan:Haydar Fersoy; Aydın'dan:Erdener Karadağ; Balıkesirden: Aykut Atvur; Bursa'dan:Hanife Çiçek; Çanakkale'den: Hilal Kıhç,Eski$ehir'den: Kıvılcım Elçi; Kırklareli'den: Şerif Şcker; Konya 'dan: Makbule Gözüaçık; Mersin 'den: Seda Gürdağ; Muğla'dan:Gülnaz Kozalı; Sıvas'dan:Zekı Karakuş; Tekirdağ'dan: 1. CahitOral; Trabzon'dan: Mithat Kayaalp; Uşak'tan: Nejat Koş. H. Anne Bronte'nin bir romanı. 60 12 43 40 52 32 33 37 49 I. Amınc l latun'un Hz. Muhammed'e gebe kaldıgı gece. 41 30 70 54 20 7 CUMHURİYET KİTAP SAYI 566 Oğuz Özdem, Bir Oyundu Ölüm, Su Yürüdüm Destan Geçtim ve Su Içmek Güzeli adlı kitaplarında fırtınalar estiren değil, çağdaş bir derviş, gibi dizeleri ince ince nakışlayan bin olarak çıkmıştı karşımıza. Piya Kitaplığı'nın yayımladığı Uzak ise aynı izleği sürdüren Oğuz özdem'in dördüncü kitabı. Insanın ıdaşabileceği en uzak noktanın yine kendisi olduğunu bilen bir söz ustasının tavrıyla yazıvor Özdem. tlk okuyuşta sarsmayan, okurun imgelemine yerleşip içten içe yayılan dizelerle kurulu tüm kitap. Yuzeysel değil, derinlemesine bir etki bırakıyor. Kitapta 28 tane Uzak şiiri var. "Uç ama uzak diyebiryeryokturaslında" diye bitiyor Uzak I. Daha yolun başında anlıyoruz uzak diye bir yerin olmadığını. Ya da herkesin kendi uzağını kendi içinde tasıdığını. "o hep bakardı Hayat, nergeçen gün biraz daha uzakuçuşurdu günes kuşları .. laştığımız, uzaklaştıkça başka bir açıdan suya attığı günden beri siirekli yakiaştığımız bir şey değil mi zason söğüt dalını ' v ten. değdirerek bir çocuğun Şimdi uzak bir yolculuğa çıkmanın düşsel alnına tam zamanı: "bir tat arıyorum sokak tadında" diyerck çıkmaJıyı^ yola. Çünkii o hep bakardı bütün gitmeler dönmek oluyorsa, insan annemdi göğsümün üçüncü dili şarapla yıkiyorsa yanan ruhunu ve gövve derdi kı desinin DÜtün çizgilerini dolaşmaya kaoyun kuşu ol oyunlarda ' rarlıysa, şiirin yorgun uykularından geuç ama uzak diye bir yer yoktur asçiyorsa elbette içine deniz dolar, ama lında çöllerden geçmez yolu. "San ve mor çıldırdığını/ sairin" biliUzak diye bir yer vardır aslında. Ama riz hepimiz. En azından yakınındayızinsana en uzak yer kendi içindedir. • dır sannın ve morun. En azından çıldırmanın uzağında olsak da tüm uzaklıklaUzak/ Oğuz Özdem/ Piya Kitaplığı/ nn nasıl bize teğet geçtiğini biliriz. ElNisan 2000. manın da, bıçağın da derinJerdebir yerlerde izi kalmıştır nasıl olsa. "Bir elmayı soyduktan sonra/ bıçağı yalardım önce" diyebilmenin erdemiyle sarılınz hayata. Şimdi bu uzak yolculuğu sürdürmenin tam zamanı: "ölüm üzerine şiir yazılmaz/ renkli değildir, şekli de yoktur" derken ölümün tanımsızlığından yola çıkarak aslında uysal bir tanımlama yaptığımızı fark etmemiz işten bile değil. Hem ölümün rengi de vardır, şekli de. Ölüme nereden baktığımıza bağlı bu. Tanımlanmış bir renk, tanımlanmış bir şekil değildir elbette sözü edİJen. Ama henüz tanımlanmamış öyle çok şey var ki hayatta... Bir çocuk gördüysek şiirin ve hayatın kesiştiği yerde, biliniz ki "bu çocuk/ akşama kadar/ ayazda kafacak". Çünkii çocukJarın değil dc büyüklerin sözünün geçtiği bir dünyada aslında her çocuğun pavına düşen ayazda kalmaktır. Her Düyüğün de içinde ayazda kalmış ofluz özdem SAYFA 23
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear