Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
sin kanının bedelini alsın. tstemezse, çeksin oğlumi vursin. Ayıptır, ayıptır! Hökümet, birinin kanınin bedelini istcmez." Bu, feodal insanın, hukıık tanımaz, aşiret geleneğine göre hak anlayıs,ıdii. Bu nun övünulecek Lir yani yoktur. Bu durum, ancak saptanabilir. Ben, öyküyü bu amaçla yazdım. Ancak, "Fırat a Masallar", Pcrtev Naili hocam bııyurduğu için, Güneydoğu bölgemizin ekİnsel varbğından yansıtmalar amacıyla yazıldı. Yapıt, Sayın Muhsine Yayuz Helimoğlu'nun neliıttiği gibi, Bakü Üniversitesi'ndc ele alınmış. Ama ben, deneme yazmaktan vazgeçmiyorum. $iire gelince... Beni şair olarak tanıtan ilk kişi, Behçet Necaügil'dir. Ancak düşürdükçe şiir yazdığımı söyleyebilirim. Vecihı ağabey, deneme, bize Tanzimat'ınaçtığı 'Fransızpenceresı'ndengirdi, biliyorsunuz. Sizce, bunun ayrt bir değerlendirmeu yapılmalı mı acaba? Osmanlı, felsefe yapmamıştır. Düşüncenin çağdaş biçimue örgüdenmesi gereöi. Tanzimat'la birlikte anlaşılmışür. Dikkat edersen, başlamıştır demiyorum. Ancak, Ahmet Şuayıp ve Abdullah Cevdet gibi düşünür yazarlarm belirmesiyle, deneme, bir yazın türü olarak yerini almışTlmurofliu ve torunian (üstte). Altta ise cahlt Küiebl ile birlikte. tır. Yazınsal konular için deneme ise, bana göre, Ahmet Haşim'le başlar. Cumhunın içinden hareket ederek öyküleme yosadtğım oldu mu hiç? 21 yılda 28 kitap... riyet döneminde, yaşama içten ve dıştan luyla düşünceyi örmem, okurun ilgisini, Elbette, gıpta edilecek bir üretim gücü. bakmayı, kendine göre geliştirdiği bir biraz daha çok çekiyor olabilir. Hatta kıskantlacak bir sayı. ..Ama yine de, yöntemle, Salâh Birsel başarmıştır. Ve, Arttk, yerı geldt sanıyorum Şiirinizı sormak istiyorum: Zaman zaman, "Bu saözellikle de, M. Nermi Uygur ile kişiliğidenemeye ya da öykünüze denemeye ya da ytyt yüze çıkaramadtm," diye hayıflandıni bulmustur. şürinize ve öykünüze denemeyi katmaya ğıntz oluyor mu? çalıştığtntz oîdu mu? bu üç önemli yanı Şöyle bir gözlemım var: Bugün, dene• Sevgili kardeşim, elbette daha fazla nız, birbirinden ne b'lçüde yararlanıyor? yazabilirdim. Çok çalışkan bir insan oldume. giderek önem kazanryor ökurlar larafından daha bir ılgi görüyor. Ama yine Kim kimın önünde. Kim kime daha saygt ğumu herkes bilir. Ama, Milli F.ğitim Bade, deneme, şiirden, öyküden, roman son lı? Bir kapıdan geçerken, hangisi, hangisi kanlığı, beni bir öğretmen gibi değil, bir 1 ra geliyor. Acaba bugüne kadarki deneme ne "Buyur " dtyor? polis gibi görevlendirdi. Nerede bir okul yazanart, denemeyi stcak kılacak btr anlakarıştıysa, nerede bir okul müdürü öldü Hangisinin daha önde, hangisinin datım biçimini mi yakalayamadılar? Yoksa, rüldıiyse, nerede bir öğretmen yaralanha geride olduğunu söyleyemem. Sanatın okurun genel kültürü mü, denemecilere dıysa, beni oraya gönderdiler. O okullan ve düşüncenin önemlisini, önemsizini düdenk düşmedı ve deneme, böyle dördüncü düzelttikten sonra da, "komünist" diye sünemiyorum. Ancak, benim şiirimin farsürdüler. Düşün ki, 33 yılda 27 yer. Kay Bız, burada, araşttrmacı ve denemect Ti sıradayeraldı?Siz, içinizden, elbettebutür îuna varan insanlar, Behçet Necatigil'le sorulart geçirmişsinizdir. Size, sunu sormak Memet Fuat oldular. Yazık ki, bu değernağında, yazdığım tüm yapıtların malzemuroğlu ile söyleşiyi koyulattık. Acaba, htiyorum. Denemeyi daha çokokunurkılmderihazırlanmıştı. Kaynaklar taranmış, li insanlardan başkaları, pek eğilmedıler öykücü ve şair Timuroğlu'ndan özür dılemak için, kendinizden öncekilerden fark şiirimc. Şükran Kurdakul ve onun gibi fişleri çıkanlmıştı. sem mi? lı bir yönteminiz var mu Ve genelde, bu sözlükler hazırlayanlar, salt, Necatigu'in Emekliye aytılır ayrılmaz, bunlan yaz Sanmıyorum. Bilirsin, şairler, beklesoru çerçevesinde, nasıl bir değerlendirme verdiği bilgi ile yetindiler. Ben, Türkçe şidım ve kitaplastırdırn. Benim, bir de, üç mekten pek yakınmazlar. Ben, şiiri ve öyyaptyorsunuz? irin dızesinde, çok önemli bir eksiği görkitap olabilecek çevirılerim var. Onlarla küyü, denemelerden sonra yazanm. Dedüm ve onu gidermeye çalıştım. TürKçe Sevgili Dinçer, yerli yerinde bir soru ilgili hiçbir şey sormadın. Aslında, onlar neme, benim için daha önemli, Çünkü, sözcüklerde, ses uyıımu egemen olduğunbu. Ben, tarihsel ya da guncel, yaşanmış da birer yaratıdır. Çünkü, dilimize bir yadeneme, bizim yazınımız için çok önemdan, Türkçe dize, salt ezgisel bir değer tabir olaydan, yaşantının içinden hareket pıtı kazandırmak, o yapıtı yeniden yazlidir. Dönüşüm yapan, değişen her topşır. Bu, bir eksikliktir. Saygıdeğer Anederek toplumcu bir sonuca varmaya çamaktan zordur. örneğin, Baudelaire'in lumda, yeni toplumun düşünce dizgesini day'ın vurguladığı "dizenin orkestrasyolışıyorum. Öbür deneme yazarlan da, çok tüm şiirlerini dostum Sabriye Çağıncı'nın belirlemek gerekiyor. Deneme yoluyla, nu", bizim şürimizde hiç düşünülmemişsaygın yöntemler kullanıyorlar. Sorun yardımıyla çevirdim. Ve başına da, çok yeni insanımızın tarihsel bilincini olaştutir. Ben, şiir dilinin imgesel, yoğun ve müyöntemde değil. Türkiye toplumu, hâlâ, özenli bir önsöz yazdım. O önsöz de, bir rabiliriz. Birçoklarırun sandığıgibi, deneziksel değeri olduğuna inanıyorum. Bu ağıt yakmayı sü/dürüyor. Atatürk'ün başBaudelaire araştırmasıdır. Bunu, henüz me, yazann, aklına gelen iri sözieri art aryüzden, sözcüğün yapısında olmayan orlattığı, Hasan Ali Yücel'in örgüdediği bibir yayınevine veremedim. Gerçckten, da dizmesi değildir. Deneme, dizgesel kestrasyonu, sözcukler arasında çözümlimsel düşünme egitiıni, yazık ki, dınsel daha. çok yazabilirdim. (sistemli) olmayan felsefedir. Bu yolla, leme ~ ağırlıklı eğitim hevesleriyle gelişmesini ta Öğretmenlik mi size çağdaş Türk toplumunun insanının nasıl mamlayamadı. Atatürk'ün ereklediği den, Oğretmenliği, yaşamımın önüne geolması gerektiği ortaya konabilir. Bu yüz"düşünce toplumu" oluşamadı. Ağıt topçirdim. Lise birinci sınıfta, mühendis olden, hcr yazarımızın denemeyi önemscrum lumu olmayı sürdürüyoruz. Dizgesel düveriyorum. Yakaladıfiım örgeleri ve imgemayı düşünüyordum. Lise son sınıfta, mesini dilerim. Sana bir şey söyleyeceğim, şüncenin ürünü olan deneme, ağıt topluleri, ezgisel değil, orkestralaşmış bir uızi Muzaffer Faik Amaç gibi, herkese örnek şaşacaksın! Ben, öykü yazmayı hiç düşünmunun bireylerince, elbette özümseneiçinde vermeye çalışıyorum. Kuşkusuz, olabilecek, çok değeru bir felsefe öğretmemiştim. Yasar Kemal, beni zorla öykü mez. Ağıt yakarak yaşamı kavramaya çaher zaman yakalayamıyorum bunu. Ama, meniyle karşılaşınca, dünya görüşümü ve yazmaya yöneltti. Herkesin bildiği gibi, hşan insan, M. Nermi Uygur'un düşünşiirin insansız olmasını hiç düşünemiyomeslek seçimimi değiştirdim. Onun için Vaşar Kemal, uluslaşma sürecinde, feodal ceyle bütünleşmiş duygularını nasıl anlayazdığım bir yazıyı, aziz ağabeyim Aziz insanı ve onun topjumsal eksilerini yanrum. sın? Denemenin gerilerde kalmasının ne Vecihi ağabey, ytrmı sektz kitabınız ya Nesin, hasta yatağında, kendisine okusıtmaya çalışıyor. Önemi de burada. Ne denleri bunlardır. Belki, benim, yaşantıyımlandt Kendi kendine, bu sayıyı azın muş. Rahmetli hocam, "Fazla abartmış!"' ki, Yaşar, o toplumun çöküsünü anlatırken, farkında olmadan, feodal insanı yüceltiyor. Eskıyalık, övgülü bir dille anlatılıyor. FeoualLeyler için, " O güzel insanlar, o güzel atlara bindiler, gittiler." diyor. Oysa, yeni toplum, "o güzel insanların" Yıl 1997 çökerttikleri insanların üzerine kurulGüneş tutuldu maktadır. Yani, "o güzel insanlar", halkı Yüzyılın en büyük karanlığına ezen ve sömüren insanlardır. Ben, o insangömüldü yeryüzü ların güzel olmadıklarını, yanlış bir düzeHerkes siyah gözlüklerini takıp nin yanlış ahlakına sahip olduklarını gösseyretti bu geçici karanlığı termek istedim. Ve bunun için öykü yazAy çekilince aradan dım. Bir örnek vereyim: Bir çatışmada, Rahatladı insanlar amcalanmdan birisi, bir subay vurmuştu. Yaşam kavuştu Evimizi jandarrrta kuşattı. Amcamı istiyeniden ışığa ve ısıya yorlardı. Babaanncm, Nahiye MüdüBir biz kurtulamadık karanLktan rü'nün yakasına yapıştı: "Ayıptır Müdir Anadolu hasret hâlâ Beg!" dıyordu. "Kıyamet kopmiş, ne olışığa ve aydınhğa miş? Bir adam ölmiş diye, isterse zabit olsun, adamın evini basarlar? Olenin kariVecihi Timuroğlu si vardır, kardaşi vardır, oğli vardır. Gelsözündc, çok önemli bır durum saptaması var: "Yazın öğretimi, ancak, düzyazı örnekleriyle öğretilebilir." deniliyor. Bu durum saptamasından sonra, "Ne yazık ki, bizim yazınımızda, çocuklarımıza örnek verebileceğimiz düzyazı mctinlcri çok azdır. Bu bakımdan, düzyazı örneklerinin büyük bir çoğunluğu, Batı yazınından seçümiştir. denilmektedir. Cumhuriyet yazınımıza geldiğimiz dönemde de, yazık ki, roman ve öykü, hatta oyun ürünlerimiz, şiirimiz değin, ya da ona koşut bir gelişme göstcrememiştir. Bu yüzden, Türk yazını üzerine yapılacak çalısjmaların ağırlığı, şiir ve şair üzerine olmaktadır. Yani, yazınımızın gelişme doğrultusu, yazın tarihçisinin çalışma yönünü de belirlemektedir. Peki, Sayın Timuroğlu, bunâan sonra da, öykücülerimiz ve romancılanmtz üzerine, ktsacası, düzyazı ustalartmızla ilgili çalışma yapmayacaksınız bıçiminde miyorumlayaytm bu yamtımzı? Dİkkat etmişsen, bu konuda hazırlıklanm var Dinçer. Scnin dçp sık sık sözünü ettiğin "Türk Romanı Üzerine Deneme"m, Du amaçlayazılmıştır. Fişlerini hazırladığım Halit Ziya, Reşat Nuri, Kemal Tahir, Dursun Akçam ve Muzaffer Buyrukçu gibi yazarlarımızın çatılan çatılmışur aşağı yukan. Reşat Nuri'yi, Fethi Naci yazdı. Bu yüzden, onu gündemden çıkarabilirim. Naci'nin çalışması çok değerli. Orhan Kemal'i Saypa Yayınevi yayımlayacak. ABC yayımladı, ama, orada örnekler yok. Saypa'ya, karulanmı güçlendiren ve tanıtlavan örnekleri de hazırladım. öbürleri de, aziz kızım Simin'in hastalığı yüzünden kaldı. Hatta, Türk şiirini toplumsallaştıran büyük onurumuz Nâzım Hikmet'i yanda bıraktım. Şimdi, kızımı yitirdikten sonra, onun acısını atlatıp çünkü unutmak olanaksızyaşamım elverirse, romancılarımızı ve öykücülerimizi de yazacağım. Kürşat'a Karanlıktan Mektup CUMHURİYET KİTAP SAYI 417 SAYFA 5