26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

R I N T I N M DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRKİYE/Ahmet insel KALKINMA SÜRECİNDE DEVLETİN ROLÜ Ç*v.ı A. Devlet, hayatımızı kontrol eden en temel kavramlardan/kurumlardan bın Gundelık hayatımızda sık sık sozunu etmemıze ve hemen her gun muhtelıf devlet temsılcılerının teorık ve pratık beyanlarına maruz kalmamıza rağmen ne tuhaftır kı uzennde çok az duşunuyoruz Tıpkı hayatla kurduğumuz ılışkının nıtelığı hakkında çok az duşunduğumuz gıbı Ahmet İnsel Turkçede çok az telaffuz edılen tezler ıçeren bu kıtabında "Osmanlıdan gunumuze devlef'ı, ıktısat ve toplum bağlamında duşunuyor Oncelıkle ıktısadın kendılığınden oluşan ve gelışen bır alan olmadığını, bır sıyası ırade tarafından ınşa edıldığını soyluyor Devletın bır sıyası ırade olarak "devlet merkezlı, devlete tabı bır toplum" yaratmak ıçın ıktısadı yonlendırdığını belırtıyor Ve "yönetenyonetılen ılışkısının değışmemesı", "ıktısadı alanları kontrol etme ısteğı"nın aynı kalması açısından Osmanlı Imparatorluğu ıle Turkıye Cumhurıyetı Devlet'ı arasında bır sureklılık olduğunu gosterıyor Solun, devletçılıkle ılerıcılığı, devletçılıkle sosyalızmı bırbırıne karıştırma eğılımını sorgularken, devletın kendını ıktısadı kalkınmayla sınırlamayıp sıyası ve kulturel hedefler de gozettığının altını çızıyor "Kalkınma tahayyulunu gerçekleştırme", "toplumu devlete tabı kılma", "devletın kendını kurma" aracı olarak kurulan devlet ışletmelerının "devletın ışçı sınıfını" oluşturmaya yönelık hedeflerını sergılıyor Insel'e göre, M Kemal'ın "Devrımız, tamamen bır ıktısadıyat devrınden başka bır şey değıldır" sozlerınde temellenen Turk devletı, kalkınmaya tapınan ama kalkınmanın toplumsal sonuçlarından çokça urken bır devlettır Zor kullanarak "duzen"ı koruyan ve boylece kendını gerçekleştıren bır devlet İnsel kıtaba esas olan donemı 1960'ta bıtırıyor Ama 1990'lara getırdığı etraflı onsozunde, son yıllarda toplum olarak başımıza açılan belaları ve devletın bu belalardakı rolunu ıncelıyor 12 Eylul darbesıyle bırlıkte ordunun sıyası ağırlığının gıderek arttığına, "mıllı menfaatler ve mıllı guçler" söylemıne dayanılarak ınsanın değıl devletın kutsallaştırıldığına dıkkat çekıyor Devletın esas olarak "Turk, sunnımusluman ve erkek" karakterının altını çızerek, farklılıkları dışlayan bu ozellığının toplumsal çatışmaları artırıcı rolune değınıyor Zaten farklılıkları gözeten bır "toplumsal mutabakat'la oluşturulmamış olan devletın ıçınde son zamanlarda gıderek ozerkleşmeye başlayan "guç odakları"na dıkkat çekerek, bır tur "neofeodal devlef'ın oluştuğunu soyluyor "Insan merkezlı" bır toplumsallığın önundekı engellen merak edenlere şıddetle önerılır Ç«v.x Abdtıllah Yılmas 20 yuzyılın ıkıncı yarısı yenı duşunsel arayışların ve yenı toplumsal hareketlerın ortaya çıkışına tanık oldu Sınıf, cınsıyet, ırk, mıllıyet ve duşunce ayrımlarını sorgulayan bu hareketler arasında en buyuk etkıyı ıse ekolojı hareketı yarattı Daha once "Ozgurluğun Ekolojısı" adlı başyapıtını yayımladığımız Boockhın bu kıtabında bır eylem adamı uslubuyla ekolojı hareketının ıdeolojık, polıtık ve toplumsal yonlerı uzennde duruyor Salt bır çevre koruma bılıncı çerçevesınde değıl, bır toplum ve bılım felsefesı, antıhıyerarşık ve antıotorıter bır toplum projesı, bır eylem ve yaşam tarzı olarak ekolojıyı ele alıyor Boockhın'e gore devrım yalnızca kurumları ve ekonomık ılışkılen değıl, canlı ya da cansız tum evrenle gırdığımız ılışkılen, bılıncı, yaşamı yorumlayışımızı, erotık arzularımızı da kucaklamalıdır Bunun ıçın sadece ataerkıl aıleye değıl, tum tahakkum ve hıyerarşı tarzlarına, sadece burjuva sınıfına değıl, tum toplumsal sınıflara ve mulkıyet bıçımlerıne karşı olan ozgurlukçu bır bılınç ve eylem tarzı gelıştırılmelıdır Boockhın sanayıleşme, kentleşme ve kapıtalızm konularında anarşıstkomunıst bır yaklaşımın farklılığını ve derınlığını savunarak, kentlerın ekocemaatlere ayrılarak ekosıstemlere uygun tasarlanmasını onerıyor Teknolojnın "yaratım" potansıyelını "tahrıp" kapasıtesınden ayırıp, toplumla doğal dunyanın kucaklaşmasına katkıda bulunacak tarzda yenıden duzenlenmesını ıstıyor Boockhın'ın eleştınlennden Marksızm de nasıbını alıyor Marksızmı sınıflar, ekonomı ve ıktıdar eksenıne hapsolarak bır kapıtalızm ıdeolojısı halıne gelmekle suçlayan Boockhın bır butun olarak hıyerarşı ve tahakkume ımkân veren temellere ınılmesı ve bunların ortadan kaldırılması gerektığını soyluyor. Bunun ıçın de doğrudan eyleme, özyönetıme ve ekocemaatlere gerek vardır Doğrudan eylem, özgur yurttaşlardan oluşan cemaatler yoluyla kamusal alanı doğrudan yönlendırebılen aktıf ınısıyatıflerı amaçlar, aynı zamanda kendısı böyle bır surecın sonucudur Tahakkum ve hıyerarşı ılışkılerının yerını özyönetımın alması yenı bır tur yurttaş öznenın, yanı özgür ve kendı kaderını belırleyen yurttaşın sahneye çıkması, devlete karşı yurttaş örgutlerının ve halk meclıslerının oluşturulması anlamına gelır ikıncı Dunya Savaşı ve sonrası kuşağı bıyosfere kendınden oncekı tum kuşakların verdığı toplam zarardan daha fazlasını vermıştır Radyoaktıf/kımyasal atıklar, zehırlı katkı maddelen, tıkanan yollar, yaşanmaz hale gelen kentler, çevresel ve kulturel kırlenme zararlı sonuçlardan sadece bırkaçı Kısacası her alanda tam bır ekolojık tahnbat yaşanıyor Ve artık, toplumsal ve doğal tarıhın çığlıklarına kulak vermenın, vıcdanın sesını dınlemenın zamanı geldı geçıyor. İIİC*I«M« EKOLOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU/Murray Bookchin İDEOLOJİ/Terry Eagleton lnc*l*M* (•vir*nı Mvttalip Öscaa İdeolojı terımı bırbırıyle bağdaşmayan çok fazla anlam barındırıyor Rorty, Foucault gıbı bazı kuramcılar bu tenmı tamamen atmayı ya da onun yerıne "söylemıktıdar ılışkısı"nı geçırmeyı onerıyorlar Habermas, ıdeolojının yerını "teknığe" bıraktığını, geç kapıtalızmın artık hıçbır söylemsel meşrulaştırıma ıhtıyaç duymadan "kendı kendıne" ışledığını ıddıa edıyor "Sorun gerçeklığın yanlış temsılı (ideolojı) değıl, gerçeğın artık gerçek olmamasıdır" dıyen ve toplumsal yaşamın ağır bır anlam kanaması geçırerek mevta olduğunu savunan Baudnllard, bu göruşun nıhılıst bır varyantını dıle getırıyor Tam da bu dönemde "reel" dunyada mıllıyetçılık ve dınsel koktencılık gıbı ıdeolojılenn yenıden şahlandığına (yanı ortada hâlâ "yanlış" ve "anlamlı" bır şeyler olduğuna) dıkkat çeken Eagleton bu kıtabında oncelıkle ideolojı kavramından butun butune vazgeçmenın ne denlı makul bır şey sayılabıleceğını sorguluyor Son derece açık seçık bır dılle ve gundelık yaşamdan aldığı esprılı orneklerle Aydınlanma'dan postmodernızme, Marx'tan Laclau ve Mouffe'ye ideolojı kavramı hakkında duşunmuş hemen herkesın goruşlennı aktarıyor Salt aktarmakla kalmıyor, onlarla verımlı bır dıyaloğa ve yer yer polemığe de gırıyor Aslında kıtabın tamamına "heterodoks" bır Marksıstın postmodernıst ve postmarksıst duşunurlere karşı gelıştırdığı heyecan vencı ve çetın bır polemık gözuyle bakılabılır "Ideolojfnın gerçekten de bırçok anlamı olmasından yola çıkan Eagleton'ın amacı bunları sentezleyıp tek ve yeterlı bır ideolojı tanımına ulaşmak değıl, bu, ne mumkun ne de faydalı bır şey ona gore Metnın başında sunduğu on altı ideolojı tanımından ıkı ana gelenek çıkarıyor Bır yanda doğru ve yanlış bılme fıkrıyle, yanılsama, çarpıtma ve mıstıfıkasyon anlamında ideolojı ıle ılgılenen "epıstemolojık" gelenek, dığer yanda fıkırlerın toplumsal ışlevı ıle ılgılenen "sosyolojık" gelenek Sol radıkalızmın bu ıkı geleneğe de, tabıı kı ıçerdıklerı sınırların farkında olarak, sahıp çıkması gerektığını savunuyor Eagleton Adıl ve özgur bır toplumu kurmak ıçın mevcut toplumu dışsal, aşkın bır konumdan değıl de ıçerıden sorgulayacak bır "ideolojı eleştırısfnden vazgeçılemeyeceğını soyluyor "Yanlış bılınç" kavramının her turlu ıçerımını reddeden postmodernıstlerın tersıne, radıkalızm mevcut toplumsal duzenın sıstematık olarak ürettığı bellı "yanlışlıkları" belırleyıp onlarla mucadele etmekten kaçınamaz Temel yanlışlık ıse, ınsanlığın tarıhsel olarak gelıştırdığı yaratıcı guçlerın tam anlamıyla hayata geçınlmesının engellenmesıdır Bu yargının kendısı de olası ve arzu edılır bır geleceğın (Utopya'nın) bakış açısından verılır ve bu geleceğın taslağı bugun potansıyel olarak mevcuttur Yanı bugun kendısıyle özdeş değıldır Hıçbır toplumsal duzen ınsan enerjılerını tamamen massedemez, hıçbır "egemen" ıdeolojı sanıldığı kadar "saf" ve bırleştırıcı değıldır Sadece postmodern duşuncenın açmazlarıyla ılgılenenlere değıl, nelere, nıçın karşı çıktığını gerçekten "bılmek" ısteyen herkese onerılır ^^B AYUNT1 PlverLotlCad 17/2 34400 Çemberlıtas/lstanbul Tel (0 212) 518 76 19 Fax (0 212)516 45 77 AYRI NTI YAYINLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear