Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
0 K U R L A R A "...Ben gerçekçi bir edebiyatçıyım. Dolaytsıyla, derdim de gerçekçi edebjyatla. Gerçekçi edebiyatımız, son 15 yıldır büyük bir bunalım geçiriyor. Daha doğrusu, 12 Eylül/asizmınin sultasından hâlâ kurtulabilmiş değil. Biliyorsunuz, bütün faşist dönemlerde gerçekçi edebiyat ilk hedef olarak seçilmis ve n apıp yapılıp zorîa susturulmuştur. Görgü tanığıyımdır; DP fasizmi sırasında böyle oîdu. 12 Mart'ta böyle oldu. Ama onlar ulusal sınırlar içinde kalmıs olaylardı. Gerçekçi aydınlarımızın direnmeteriyle belirli süreler sonra çözümlendilcr. Ve gerçekçi edebiyatımız hetn 27 Mayts'tan sonra, hem de 12 Mart'tan sonra çığ gibi gelmistir. Lakin, önce ulusal bir olaymış gibi basJayan, ama Sovyetler Birliği nin dafolmasıyla birden uluslararası bir olay haline dönüsen 12 Eylül ne yazık ki hâlâ bütün şiddetiyle sürüyor. Sol bölük pörçük. Gerçekçi edebiyatımıza soluk aldırtılmıyor. Böyle dönemlerde edebiyat da hemen güncel olana yöneliyor. Yani doğal karşılamak gerek, edebiyatımızın bugün güncele yönelmesinı. ~unlar bençe bir emniyet subabı. Örneğin postmodernizm bence bir emniyet subabıdır bu dönemin. Basınç düsürülünce emniyet subabına gerek kalmaz Hoş görmeliyiz." Edebiyatımızın farklı yazarı Demirtaş Ceyhun söylüyor bunlan ve daha başka seyleri de. îlgiyle okuyacağınızı sanıyoruz. Geçen haftaki sayımızda Sayın Necla Arat'ın kitabıyla ilgili yazıya bir başka kitabın kapağı girmis, Bu yanhşlıhmızdan dolayı özür dueriz. Bol kitaplı günlerl... TURHAN GÜNAY Kasım Koçak'ın Dünyası Dünle iç içe yaşanan bunünün yarını araması, Î Kasım Koçak'ın yobazlığa, yeteneksiziiğe, yozluğa, yetersizliğe, yoksulluğa karşı açıklıkla, akılla, alayla ve aşk ile karşı koyma savaşının önemli bir evresini oluşturan bu desenler 199O'lı yılların görsel sanat ürünlerinin sayılı yüzaklarından sayılmalıdırlar. HAŞİM NUR GÜREL r ^ sorusunun günümüzde karşılığı, J L \ . "canı neyi isterse..."dir. Canı çok sevdiği bir görünüme, obieye, hayvana ve kişiye yönelebileceği gibi, kolaylıkla satıp para kazanabileceği bir işi veya duygu ve duşüncelerine ters düşen oluşumlara bir karşı çıkışı da yeğleyebilir sanatçı. Sanatçının elinde sözüyle, sesiyle, çizgisi ile, dansı ile, müziği ile ve diğer tüm anlatım ve iletişim araçları ile yaşadığı tarihin kritik noktalarında tavrını belli ederek, bir parçası olduğu toplumunu uyaracak, etkileyebilecek, elektriıdeyebilecek "Tanrı vergisi" bir güç vardır. O güce sahip olduğunun bilincine varıp da kullanmamak herhalde gerçek bir sanatçının vicdanında ileride bir suçluluk duygusu yaratacaktır. Tabii bu yaklaşımı devrini tamamlamış "romantik" düşünceler olarak değerlendirecek çok sayıda çağdaş görsel sanatçı tavırlarını gün be gün izlemekteyiz. Medyanın desteği ılc yerlcstirilmeye çalışılan "ressam kimlikleri nin "içeriksiz ve dekoratif ancak "birbirinden ayırdedilebilir bir stil" arayışında oldukları ve "görsel imajlarını" bir dc "lafazan"lıkları ile destekleyerek kalıcı kılma çabasında oldukları net bir biçimde görülebilmektedir. Aslında bu "marka" zorunluluğu Batı ülkelerindeki "müzeler zinciri" nc vc bizimki gibi az gelişmiş ülkclerin "zengin evleri zinciri" ne ayrıcalıksız, birbirine benzeyen "standart yapıtlar" sağlanabilmesi için zaman içerisinde oluşan ve/veya biçimlendirilmiş bir tavırdır. Ne olursa olsun, çağımızın "tüketim toplumunda talep arzı belirlemektedir.." "Maltepe'nin yalnız adamı" ve "ezeli SAYI 331 Î (£ T P \ essam Neyin Resmini Yapar?" muhalif Kasım Koçak ise, "sanatçı tavrı" olarak "egemen talep"e her zaman "ters düşmüş" bir çizginin günümüz Türkiyesi'ndeki en önemli temsilcilerinden birisidir. Ülkesinin olumsuz buldugu sosyal, politık ve kültürel oluşumlarına karşı Kasım'ın "silahı" ise "desen yeteneği" ile "hayal gücü"nün ürettigi "çarpıcı allegori"lerin "resimsel ve sarkastik" gücüdür. 1995 Eylül'ündc beşinci TÜYAP Sanat Fuarında Sevimce Sanat Galerisi standında sergilenen, 54 santimetre eninde ve yaklaık on metre boyundaki "taş duvar dokuu" bir duvar kâğıdı rulosuna resmettiği, 1 Ocak 1994/27 Mart 1994 döneminin "ibreti alem serencam"ını belgeleyen başyapıtı, "yaygın talep"in yerine "yüreğinin ve vicdanının" sesini dinleyen, çagının sorumlu tanığı olan bir insanın kendıni bildiğinden beri süregiden iç hesaplaşmasının o döneme ait kişive özel güncesidir de... arasında gerçekleştirüen bu çalışmalarda Kasım'ın dönemsel temalarının hemen hemen tümü sergilenmektedir. Bunlar "Maltepe, Köy (Yag cılar), Kadın (Mutluluk simgesi olarak), Keçiler ve Köpekler (Kötülük ve fesat simgesi olarak) Maymunlar ve Maymun Padışahlar (Gelişmemişliğin ve ilkelliğin simgesi olarak), Çocukluk (Annesi, Babası, güvercinleri), Medya ve Politik Olaylar ve Kimlikler olarak sayılabilirler, sıralanabilirler. Geçmişin duşüncelerine dalınarak imgelemin ve yüreğin gizli ve kuytu köşelerindençıkarılıp, jiziktirilen bir konu da, o akşam Tv habererinde izlenen bir habere, görüntü veya filme getirilen Kasım Koçak'a özgü yorum ve eleştirinin çizgisel ifadesi de aynı çarpıcıkkta ve resim dili olarak birbiriyle uyum içerisinde bu desen dizini içerisinde yerlerini almışlardır. Sırasında beyaz bir lekeyi veya lekelerı, sırasında perde perde koyulaşan tarama çizgileri ile ulaşılan siyah lekcleri vurgulayan sağlam ve uramatik bir kurgu, bu descnlerin gizil gücünün de kaynağıuır. Kasım'ı ve resmini yakından tanıyanlann kolaylıkla çözebileceği simgesel motifler, gerçek kimlikler veya yaşanmış olayların kişilcrinin oluşturduöu sanatçıya özgü mitolojinin de bir sergiîenmesi olan bu desen giincesi veya dizi, "yaşamı sevinçleri ve iiziintüleri" ile dile getirir ve çoğunlukla da insan yaşamını götgelcyen "karanlık güçlerin baskısı"nı da ızleyiciye hissettirir. tnsan olgusunu tüm boyutları ile algılayıp çağdaşlarına her konudaki kendi düşüncelerini ve tavrını olumlu veya olumsuz resim çizgisine katarak resimlemesi sanatçıya 1980 sonrası Türk Resmindeki ayrıcalıklı yerini de kazandırmaktadır. Çünkü Kasım'ın deseninde olsun, boyasında olsun önemli olan onu çağdaşlarından ayırdedilecek "stil" veya "resim dili" arayışı yerine, "resmini yapmayı seçtiği, yaşanmış ve yaşanırken kendisini değiştiren ve sırasında yaralayan olayları aşmak çabasıdır.." Çev resindeki kendisindeki tüm olanakları kullanarak kendisini yoketmek için üzerine gelen karanlık güçlere karşı direnmek ve ner sanatçı gibi DU çizgisini ebedi kılabilmek için geride kalıcı yapıtlar bırakabilmek şianna adanmış bir yaşamdır onunkisi. Kasım Koçak'ın yobazlığa, yeteneksiziiğe, vozluğa, yetersizliğe, yoksulluğa karşı açıklıkla, akılla, alayla ve aşk ile karşı koyma savaşının önemli bir evresini oluşturan bu desenler 199O'lı yılların görsel sanat ürünlerinin sayılı yüzaklarından sayılmalıdırlar. • Kasım Koçak/ Maltepe Sanat Galerisi / 49 s. Sinematograflk roslm Kasım Koçak bu sıradışı resminde artık görsel dilinin bir öğesi olarak ahşageldiğimiz "hayvanlaşmış" ve "maymunlaşmış" insanların görüntüleri ile yola çıkarak, 90 h yılların belici de en dramatik, yoğun ve acılı yaşanmış ve de günümüzde de ilunci, üçüncü perdeleri yaşanmakta olan bir sürecin önemli olaylarını (Borsanın çöktüğü gün, Devalüasyonlar, Sıvas Sanıklarının Ilk Duruşması, Yerel Seçimlerde Refah Partisi'nin aradan sıyrılması gibi) vurgulayan "sinematografik" bir resim gerçekleşmiştir. Incelenmcsi ayrı bir yazının konusu olan bu bin yıl öncesinin halı resimlerini anımsatan akrilikle çalışılmış bu resime paralel olarak "güncel olaylara sanatçının tavır alışı"nın yansımaları olan bu kitaptaki desen dizisi de aynı tarihlerde sürdürülmekteydi. Kasım 1994'te başlayan bu desenlerde onda üç milimetre bir "rapido" ucunu çok farklı etkiler elde edebilen bir ustalıkla kullanılan sanatçı, sonradan bu çalışmalardan bazılarına su, çini mürekkebi veya çay ile miidahaleler de yapmıştır. Resimlerin çarpıcı ve tedirgin edici "allegorik" konuları ile atbaşı giden cesur kompozisyon ve sivahbeyaz dengcleri bu çaLşmaların büyülc bölümünün ortak özelliğidir. Aslında her kompozisyonda birkaç tip veya olayın iç içe oldugu durumlar çofiunlukta olmakla birlikte 1994 sonu 1996 başı Imtlyaz sahlbl: Berin Nadl o Basan ve Yayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.ş. o Cenel Yayın Yönetmenl: orhan Erlnço Cenel Yayın Koordlnatörü: Hlkmet çetlnkaya Yazılşleri Müdürlerh Ibrahim Yıldız (Sorumlu) , Dlnç Tayanç o Yayın Yönetmenl: Turhan Cünay o Craf Ik Yönetmen: Dilek llkorur OReklam: Medya C CUMHURİYET KİTAP KİTAIP Kasım Koçak. SAYFA 3