Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Okunup ders alınması gercken bir eser Iran'da Soluyor Çiçekler 'Iran'da Soluyor Çiçeklcr'dc Bahman Nirumand, Humcyni'nin nasıl adım adım, ama kararlı bir bicimde sinsice iktidara gcldiğini anlatıyor. Yazar kitabın bir yerinde, 'O zamanlar mollaları nafifc alıyorduk, şimdi bunun cezasını ödüyoruz' diyor. NEVRA BUCAK eçesiz ve başörtüsüz sokağa çıkan kaclınlar clövüliip üzcrleriııe ke/zap dökülüyor, tu tııklanıp haptshanelerde ırzlarına geçiliyor. Saçlannın bir kısmı gözükecek biçinule boşörtüsünü biraz yukarıdan baölamış bir kadının ba^örtüsü aşağıya ekilip bir çiviyle alnına çakılıyor. Bazı :adınların yüziine ke/zap atılıyor. Ama bunlar ne ue olsa tek tük olaylar, birkaç serserinin işi. tleridc bu tşı devlet ustlenecek..." diye yazıyor, sürgün yazar Bahman Nırıımand, Iran'da Soluyor Çiçeklcr'dc. 1936 yılında Tahran'da dofian yazar, Münih, Tübingen vc Berlin'dc felscfe, Alman ve I'ars DiliHdebiyatı gördü. 1960 yılında Brecht üzerine doktora yapmasından sonra lran'a dönüp Tahran Universitcsi'ndc edcbiyat doçenti oldu. Siyasal çalışmalarıyla istihbarat örgütü SAVAK'ın dikkatinı uzcrinc çektiktcn sonra da l'ederal Almanya'ya kaçtı. Orada ya/arlık ve gazetecilikle uğraşırken I967'de 'IranCelişmekte Olan Bir Ülke Modelı' adını verdiğı bir kitap yazdı. Bu kitap ülkemizdc, 'Hiir Dünyanın Diktatörlüğü: fran' adıyla yayımlandı dc bclli ctmcden adamı baştan çıkanr. Insan bcynini uyusturur... Müziklc afyon arasinda bir rark yoktıır. Afyon, nislcri korcltir, mıı/ik de oylc. Silin atın müziği kafanı/dan! Korkmayın sizc gerıci diycccklcr diyc. Derlcrsc dcsinlcr, gcrici olalım... Müzık halka karşı, gcnçlıee.kar!;i ışlenen bir suçtıır. Bcrtaraf cdjn müziği tamamıyla... Ulkcsının aydın bir insanı olan Bahman Nirumand, radyodan verilcn bu konu^mayı duyduğunda 'karabasan' gorduğiınu sanıyor, kulaklarma inanamıyor. "Ne yaşam zevki, ne de insanlık ma^azalar kapatılıyor. Birisinin içki ıçtıği anlaşı lırsa en yakındaki komite bürosuna göHıriilüyor ya da hcmen oracıkta kamçıyla dövülüyor. Bu "ahlaksızlığın" cezası, 40 ile 80 arası kırbaç darbesi." Sonra deniz mollalar için büyük bir sorun! Bahman Nirumand şöylc yazıyor: "Doganın armağanı deniz, lslam ahlakıyla vc hclc de insanlar bu armaSandan yararlanıp dcnizde yüzmeye kalkarlarsa, hiç mi hiç bağuaşmıyor. Kadınların ve crkeklerın birbirinden fetin merkezi olan üniversiteler, molla ların göziine batıyor. Avdınlara, sol idcolojilerc ve şeytan i^i olan, Allah'a, dıne ımanı sarsan bilime duyulan nefretin dc rolü var bunda. Parlamcnto scçimlcrı biter bitmcz ünıversitelere saldırılar başlıyor. Ayrıca üniversitcde her türlü etkinlik yasaklanıyor..." Kitabın başlarında yazar, "Humcyni'nin amacı bir tek Şah'ı devirmek de ğildi. lktidarı clıne geçirip milyonlarca halkı tck başına yönctmck istiyordıı. ama başlangıçta asıl amacını gizlcdı. Gözü iktidar hırsıyla dönnıüş olmahina karşın, taktik gercğı bunu hiç bclli ct medi. Bclli ctscydi, hiç kimse vüzüne bakmazdı," diyor. Son sayfalarda, kıia bın çevirisini yapan Kcmal Kıırt'la yazann 1987 yılında Berlin'de yaptıöı söy leşiden birkaç sözcüğe yer vermck ısti yorum: "...Halkın durumu, hangi taba kadan olursa olsun, Şah devrindekin l Yazar, şah rejimmm dcvrilmesinden birkaç hafta once yenidcn lran'a dönerek Ulusal Dcmokratik Cenhe'nin ku rulmasında katkıda bıılıınciıı. Yinc dc, 1981'dc mollalar diktatörlüğündon Pa ris'e kaçmak zorıında kaldı. 'tran'da Soluyor Çiçeklcr'dc Bahman Nirumand, Ilumeyni'nın nasıl adım adım, ama kararlı bir biçimdc sinske iktidara geldiğini anlatıyor. Yazar kitabın bir yerinde, '() zamanlar mollaları halife alıyorduk, ^imdi bunun cezasını ödüyoruz' diye yazıyor. Yine kitabın bir yerinde, 1 lumcyni Radyo ve Tclevizyon Kurumu'nun çalışanları onundc yaptıgı konuşmada şöylc diyor: "Karma plajlar sinsi diişmanlarımızın bir icadıdır. Düşmanlarımız, gençlcrimi/in iyiliğini dcğil, bozulmasını, pislıgc bulanmasını istiyor. Gcnçler, sincmaya gide gidc alışırlar vc doğru yoldan saparlar... Müzik CUMHURİYET KİTAP SAYI 284 Mollalar diktatörlüğü bırakaeak sıkıcı bir yaşam başlıyor" diye düşünüyor. "Ne müzik, ne dans, ne yüzmc, nc erotik film, nc alkollü içki... sadcec ağlamak ve gözyaşı dökmek serbest." Mollalar için mclodik bir kadın sesi bilc crkeklerı tahrik etmcye yeterdi vc lslamın icaplarına göre yabaklanmalıydı. Sonra şarkıcılar ve dansözler zaten birer fahişeydiler. Böylece kadın scs sanatçıları tclcvizyondan atılıyor. Güzelliğinı şımdiye kadar giyimi vc makyajıvla vurgulayan bir bayan spiker, bunuan böyle ckrana kaşlarının üzerine kadar inclirilmıs bir başörtüyle çıkıyor. Aslında bu olaylar herkesi şaşırtıyor, her yandan protcstolar gcliyor, ama dinle yen kım... "Alkollü içki yasağı, birçok kişiyi gc çim sıkıntısına sokuyor. Tüm içki satan ayrı yüzmcleri gerekirmiş. Ayrıca kadınlar, yüzerken bile vücutlarını kapatmalıymışjar. Bu kuralların nasıl uygulanacağına kimsenin aklı crmiyor..." Ve çıplaklıkları nedcniyle penisleri kırdırılan heykeller... Nirumand işte böyle bir heykelin öyküsünü de anlatıyor kitabında: "Tahran Kent Tıyatrosu'nun önündc Hcnry Moore'un yaptığı flüt çalan bir adam yontusu vardır, Federal Almanya'da tiyatro bilimleri ögrcnimi görmüş olan yeni tiyatro direktörii, mollalara yaranmak için genç adamın pcnisini kırdırıyor. Kırdırıyor ama bundan böyle de yontunun, göğüs kasları gelişmiş bir genç adam mı, yoksa küçük göğüslü bir kadını mı canlandırdığı belli olmuyor..." Sonra Nirumand, sıranın artık üniversitelerc geldiğini söylüyor: "Muhale den çok daha kötüdür. Örnek vereyim. Hazcr dcnizi kıyısındaki turistik yerlerde çalışan yüzbinlerce kişi, kadınların dcnize girmesi vasaklandıktan sonra iş siz kalmıştır. îçkı ve giyim yasakları, iktisadi zorlukları artlırmıştır. Humeyni halkın desteğinı yitirmiştir. Halk korku içindcdir. Dcvrim muhafızları gibi rcjimden yararlanan yüzde sekiz, yüzde on kadar bir azınlık, gcri kalan yüzde doksanı baskı altında tutmaktadır..." Ulkemizin içindc bulundugu durum göz önünc getirildiğinde, günümüzde oldukça ibret verici, okunup ders alınması gcreken önemli bir kitap. Ayrıca Kemal Kurt'un çevirisiyle akıcı ve kolay okunuyor. • tran'da Soluyor Çiçekler/ Bahman Ntrumand/ Bcfce Yaytnları/ 272 s. SAYFA 17