10 Mayıs 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÇIKTI gorus@cumhuriyet.com.tr 10 MAYIS 2025 CUMARTESİ 2 olaylar ve görüşler AB ve Hiçbir zaman geç değil! Türkiye’nin devam” diyeceğiz. Kamu yararına Buğra GökCe haya ederim. Bu yüzden en azından kendi içim rahat ve Nice önemli ismi yetiştirdi bu ülke, üretmeye, söylemeye, yapmaya, yol tatmin olmuş hissediyorum. nton Çehov, “Hayat nasıl hatta önemli bölümü de ağır bedeller açmaya ısrarla, inatla devam edeceğiz. Ancak bu kendi adıma yaşamın tatlı yaşadığınıza bağlı olarak kısa ödedi. Bu her açıdan eşsiz ülke, hemen ve yaşamaya değer yanları bağlamında son durumu Ayada uzundur” diyor. Şöyle Uzun yaşamak hemen tüm önemli siyasi isimlerini “daha uzun yaşamaya” ihtiyacım Emr E Çam bir düşündüm ne kadar kısa, ne cezaevleri ile tanıştırdı. Zulmetti diye Kendi yaşamımın, ailemin olduğunu düşünüyorum. kadar uzun yaşadım, ne kadar uzun söylesek eksik olmaz. Demirel’inden mutluluğu ve yüzlerinin gülmesi Üstelik toplum yararlı çalışmalar Eski CHP Parti MEClisi ÜyEsi yaşarım… Ecevit’ine, Erdoğan’ından Erbakan’ına, yaşamın sevdiklerinle tadını doyasıya ve mücadele için yaşamın tatlı ürkiye’nin Avrupa Konseyi’nden doğan Mücadele, kendini Türkeş’inden, Özdağ’ına ve hatta çıkarma anlamında ise yeterince uzun yanları anlamında da daha uzun Ttaahhütleri ve yükümlülükleri üzerine geliştirme (sosyal İmamoğlu’na kadar topluma hizmet yaşamadığım kesin! Hatta birçok yaşamaya ihtiyaç yok mu? Evet diye gerçekçi bir değerlendirme yapılması gerekir. sermaye), toplumsal etme gayesiyle siyaset alanına objektif göz kısa yaşadığımı, yaşamı bazı yanıtladığınızı duyar gibiyim. Avrupa Birliği (AB) üyeliği, Türkiye’nin gelişmelere adanma giren pek çok isim özgürlüklerinin yönleriyle ıskaladığımı söylüyor. O halde hiçbir zaman geç değil; ne uzun süredir gündeminde yer alan, dönem ve ülke, toplum yararı kısıtlandığı en ağır bedelle karşılaştı. Haksız da sayılmazlar. 50 yaşına kadar mücadeleye katılmak ne de yaşamı dönem ivme kazanan ancak bir türlü için faydalı hizmetler Bize de kıyısından köşesinden bu evlenip, çocuk yapamamış olmanın tüm yönleriyle kucaklamak için. Bu sonuca ulaşamayan bir hedef. Ancak bu anlamında çok kısa hizmet ömrü uzunluğu da, bedel eksikliği tabii ki bu sözlerin temel ülkede özgürce, kardeşçe bir arada hedefin bugün, yalnızca Brüksel’e dönük yaşamadığım ödeme yükü de payımıza düşen bir dayanağı. Gerçi sevdiklerimle çok mutlu daha uzun yaşayacağız. Ben de kendi siyasi mesajlarla ya da teknik başlıklarla kesin. Kendi garabet olarak önümüzde duruyor. Bu olmak, ailem, dostlarım, yakınlarımla namı hesabıma ömrümü uzatmaya değil, Strazburg’da biriken yükümlülükler kendime anlamda daha da uzun olsun isterim yaşamın tadını çıkarmak anlamında kararlıyım vesselam. Biraz sabır temelinde değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü uzun yaşadım ömrüm. O yüzden mücadeleye devam, -doyasıya olmasa da- epeyce nitelikli, sadece, benim için de! Türkiye’nin AB’ye tam üyelik süreci ile Avrupa Gökce demekten “toplumsal hizmet ve mücadeleye kaliteli bir yaşam sürdüğümü sanıyorum. SİLİVRİ Konseyi’ndeki yükümlülükleri ve taahhütleri arasındaki bağ, çoğu zaman görmezden gelinse de, yaşamsal derecede güçlü. 2019 tarihli karar Cumhuriyet Kitapları’nda yeni... Türkiye, Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerinden biri olarak insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini benimsemiş ve bu doğrultuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulama yükümlülüğünü kabul etmiştir. Ancak son yıllarda kimi AİHM kararlarının uygulanmaması, Avrupa Konseyi organlarında ciddi eleştirilere ve süregelen izleme süreçlerine neden olmuştur. En dikkat çekici örneklerden biri, Osman Kavala davasına ilişkin AİHM’nin 2019 tarihli ihlal kararıdır. Bu kararın uygulanmaması nedeniyle Türkiye hakkında, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından “ihlal prosedürü”ne dair diyalog süreci başlatılmıştır. Yine Selahattin Demirtaş ile ilgili 2020 tarihli AİHM Büyük Daire kararı da benzer şekilde uygulanmamıştır. Avrupa Konseyi’nin çağrısı Nitekim, geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, 13,5x21 / Çocuk / 120 sayfa 13,5x21 / Anı / 216 sayfa 13,5x21 / İnceleme / 382 sayfa 12,5x19,5 / Öykü / 104 sayfa görevden alınması ve aday olma hakkını fiilen ortadan kaldıran yargı süreci hakkında acil prosedürle bir karar alarak Türk makamlarına 9 Nisan’da açık bir çağrıda bulunmuştur. AKPM, bu adımların siyasi saiklerle atıldığını ve muhalefeti sindirmeyi, çoğulculuğu zayıflatmayı, ifade özgürlüğünü sınırlamayı amaçladığını vurgulamıştır. Ayrıca, protestolara yönelik aşırı güç kullanımı, göstericilere yönelik keyfi gözaltılar ve gazetecilerin tutuklanması da konseyin tepkisine neden olmuştur. Bu tablo, Türkiye’nin demokratik değerlerden giderek uzaklaştığı yönündeki endişeleri pekiştirmektedir. Bu bağlamda, AKPM’nin 9 Nisan’da kabul ettiği bir başka karar, Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğinden doğan yükümlülüklerini sistematik biçimde yerine getirmemesiyle ilgili daha geniş bir resmi gözler önüne sermektedir. AİHM içtihadında “öncü dava” olarak sınıflandırılan ve yapısal insan hakları sorunlarına işaret eden 40’tan fazla kararın hâlâ uygulanmamış olması, Türkiye’nin AİHM 13,5x21 / İnceleme / 271 sayfa 13,5x21 / Araştırma / 376 sayfa 12,5x19,5 / Roman / 183 sayfa 13,5x21 / Gez / 176 sayfa kararlarının etkili şekilde yerine getirilmesi konusundaki eksikliğini gözler önüne sermektedir. Bu kararlar, yalnızca bireysel hak ihlallerine değil, daha geniş bir yargı ve yönetim pratiğine işaret etmektedir. Bu noktada kritik bir hatırlatma yapılmalı: Türkiye, 2005 yılında AB ile katılım müzakerelerine başlayabilmişse, bu büyük ölçüde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) denetim sürecinden -bazı koşullarla da olsa- çıkabilmiş olması sayesindedir. AKPM’nin 2004 tarihli kararı, bu geçişe imkan tanımış, böylece Türkiye’nin reform sürecine yönelik uluslararası güven yeniden inşa edilmiştir. Ancak bugün gelinen noktada, AKPM’nin son Türkiye raporları, demokratik kurumların gerilemesi, ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve siyasi baskılar konusunda çok daha karamsar bir tablo çizmektedir. Brüksel’den önce Strazburg Ayrıca, Uluslararası ve bölgesel konjonktür nedeniyle günümüzde Avrupa’nın savunma ve güvenlik mimarisi teması ön plana çıkmış durumda. Ankara’da kimi çevreler, Avrupa’nın bu alanlarda Türkiye’ye muhtaç olduğu ve olacağı düşüncesiyle, Türkiye’nin diğer yükümlülük ve taahhütlerinin bir kenara bırakılarak yeni Avrupa düzenine otomatik olarak dahil edileceği yönünde varsayımlarda bulunuyor. Oysa konu dönüp dolaşıp hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklere gelecektir. Yani adres yine Strazburg merkezli Avrupa Konseyi olacaktır. Nitekim AB, son yıllarda Türkiye hakkındaki tüm ilerleme raporlarında, Ankara’ya yönelik eleştirilerinde Avrupa Konseyi organlarını açıkça referans göstermektedir. Cumhuriyet Kitapları Özetle Türkiye’nin AB yolundaki en ÖZDEMİR İNCE önemli stratejik müttefiki, halihazırda üyesi olduğu Avrupa Konseyi’dir. Bu üyelikten Sesli Kitaplar Serisi -2- DÖRT İŞLEM doğan yükümlülükler büyük ölçüde yerine getirilmediği sürece, Türkiye’nin Avrupa Büyük şar, usta yazar Özdemr İnce olanca blgelğyle ve ozanca sabrıyla doğru perspektifi inandırıcılıktan uzak kalacaktır. bldklern Dört İşlem’de vurgulamayı sürdürüyor. AB üyeliği hedefi, yalnızca ekonomik veya dış Hacivat politika çerçevesinde ele alınamaz. Bu sürecin Doksan yıllık brkmn topluma aktarmaya devam edyor, çünkü o, Mustafa Kemal kalbinde; kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, Atatürk’ün devrm emanet ettğ “Türk Gençlğ”nn yaşta ya da bedende değl, temel hak ve özgürlükler gibi demokratik zhnde olduğunun ayrımında. değerlere bağlılık yer alır. Türkiye’nin bu alandaki performansı, yalnızca AB ile ilişkilerini değil, Aydın olma sorumluluğunu duyumsayan, donanımlı br entelektüel olarak yaşamını Karagöz Avrupa Konseyi içindeki kredibilitesini de doğrudan adadığı doğruları kendne özgü bçemyle haykırıyor. etkilemektedir. Sonuç olarak, Türkiye’nin Avrupa hedefi hâlâ olanaklıdır, ancak bu hedefe ulaşmak için önce kendi masamızdaki yükümlülüklere odaklanmamız gerekir. Brüksel’in kapısını çalmadan önce, Strazburg’daki dosyalarımızı gözden geçirmek, üyelik yolunun gerçekliğini yeniden inşa etmek adına kaçınılmaz bir zorunluluktur. Kes, birleştir, oyna! 13,5x21 / Deneme - Syas Yazılar / 256 sayfa
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear