22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 3 AĞUSTOS 2024 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER g İnsan, erçekler ve beklentiler PROF. DR. COŞKUN TECIMER herkes insanlarla ilişkilerinde insanın önce kendisine karşı dürüst insani özelliklerimizdir. Hani bir söz psikolojideki savunma mekanizmalarına içtenlik ister. Çünkü içtenlik olması gerekir. İçten olabilmeyle vardır: Her zaman doğruyu söylemen belki de gerek kalmazdı. Rasyonalizasyon eçenlerde bende en çok öfke insana güven verir, mutlu eder, gerçeklerden yana olma arasında gerekmez ama her söylediğin doğru mekanizmalarına gereksinim duymazdık uyandıran, duygu durum güzel duygular uyandırır. Ama paralellik olduğunu düşünürüm. olsun. çünkü. Jung’un sözünü ettiği toplumsal Gdeğişikliği yapan nedenleri içten olabilmek gerçekleştirilmesi Tutarlılık her zaman olmasa da Ingeborg Bachmann, “Bir bilinçaltı bugünkü gibi biçimlenmez, en düşündüm. Davranışlardaki o denli kolay bir iş değildir, her dürüstlük, içtenlik, gerçeklerden Wildermuth” isimli öyküsünde azından tıka basa dolu olmazdı. içtensizlik, gerçeklerin üstünü zaman yaşanması da olanaklı olmaz. yana olmayla at başı gider. gerçeği bulma azminde olan, yaşamı Görünenin ardına bakmak örtme çabası, dürüst olmama, Bir kere tüm ilişkilerin böyle bir bu amaç etrafında şekillenmiş İçtenlik ve dürüstlük tutarsızlık ve yalanı en üst sıralara Görünenin farklı yönleri olduğu için duygu temelinde gerçekleşmesini bir yargıcı anlatır. Babasını koydum. Tüm bunlar birbiriyle Hep gerçekçi olmak o denli kolay her zaman gerçeğe ulaşılamayacağını, bu bekleyemeyiz. Örneğin işyerindeki öldürdüğünü kabul eden bir oğulun yakın ilişkili, birbirinden tam olarak değildir. Hepimizin zayıflıkları, nedenle de içtenliğin olmayabileceğini resmi, bürokratik ilişkilerde yargılanmasında, çocuğun babayı da ayrılamayacak insan özellikleri. eksiklikleri, başarısızlıkları vardır. felsefi açıdan tartışabilsek de asgari içtenlik çok da gerekli değildir; öldürdüğü bilinmesine rağmen Sonra, bütün bunlar insan türünün Sevdiklerimizde de fark edebiliriz ortaklıkta buluşacağımız içtenlik, dürüst olmak yeterlidir. İçtenliği öldürmenin altında yatan nedenlere özellikleri ise hepimiz az ya da bunları ve bu durum mutsuz eder dürüstlük, gerçeklerden yana olma, en çok aradığımız durumlar ikili tam ulaşamadığından gerçeğin çok nasibimizi almışızdır diye bizi. O zaman bunları unutmaya, tutarlılık gibi insani ruhsal özelliklerimiz insan ilişkileri gibi görünür bana. ortaya çıkarılamadığını düşünen düşündüm; o zaman öfkem biraz düşünmemeye eğilimli olur, bilinçli var ve insan gibi bunları isteyip karşıdan Evlilik, arkadaşlıklar bunun en yargıç bunalıma girer. azaldı, rahatladım. yaşamımızdan çıkarırız. Bu durum görmediğinde öfkelenebilir. Yaşamın tipik örnekleri arasında sayılabilir. Hayali bir dünya kuralım. Hepimiz Gerçek böyle bile olsa hemen bir dereceye kadar kabul edilebilir diğer alanlarında da var bu. İlişkilerde içten olabilmek için her zaman içten ve dürüst olsaydık Edebiyatı alalım örneğin. Edebi yapıtın içten olması gerekir. Zaten edebiyat da biraz bu demek değil midir? Yaşamla bir derdi olmayan -ki bunun varoluşsal, Geçmiş ve gelecek arasında köprü kuran kitaplar... toplumsal, ruhsal birçok nedeni olabilir- bir insanın söylediklerinin bizi içine alması ne kadar beklenebilir ki? İçten ve dürüst olmayan yazı hemen kendini belli eder. Geçici başarılar kazansa bile uzun sürede kendini kabul ettiremez. Yazar kendi yaşamında, ilişkilerinde içten olmayabilir ama yapıtında tüm kalbiyle içten olmak durumundadır. Belki de yaşamındaki çelişkileri, zayıflıkları en iyi hisseden insanlardan biri olduğu için yapıtı da tam da bu nedenle şaheser olmuş olabilir. Politikaya gelince durum içler acısıdır. İçtenlik, dürüstlük, gerçekçilik, tutarlılık en alt sıralardadır ve buradaki ilişkilerde bilinçaltının derinliklerine dalmanıza, felsefi tartışmalara hiç gerek yoktur, çünkü her şey apaçık, herkesin gözü önünde oynanmaktadır. Tüm dünyada politika dürüstlükten uzak ve tutarsızlığın en çok görüldüğü alanlardan biri olmakla birlikte bizde çığırından çıkmış durumda. Bugün söylediğini yarın inkâr etmek, açıkça yalan söylemek sıradan olgular halini almıştır. İşin en acıklı yanı ise partilerin takipçilerinin, lider böyle de söylese, ertesi gün tersini de savunsa her iki durumda alkışlamaya devam etmesidir. Duyarlı seçmenin buna dayanabilmesi olanaklı değildir. Sorusu olan var mı? NUSRET ERTÜRK YAZAR ÇÇocuklarocuklar GençlerGençler ütün ilerlemeler, merakın soruya Bdönüşmesiyle başlıyor. İnsanı yanıt tatildetatilde tatildetatilde değil, s oru aydınlatıyor. Soru sormak için önce öğrenmek gerekiyor. Ancak bazen sorular, kimilerini kızdırabilir. kitapkitap kitapkitap Örneğin, ilgililere sorulacak, “Okullardaki öğretmenlerin yüzde 10’u ilahiyat kökenli. Başka laik bir ülkede bunun bir benzeri okusun...okusun... okusun...okusun... var mıdır”, “Seçimlerden önce, ‘Öğretmen atamalarında sözlü sınav kalkacak’ demiştiniz. Niçin kaldırılmadı” soruları... Geçen günlerde Ankara Oran Ormanı’nda onlarca kişi gibi sabah SET-1 SET-1 yürüyüşü yapıyordum. Orada, tanıdık tanımadık herkes birbirine “günaydın” der, söze giriş yapar. Yanımdan geçen bir kadına “günaydın” dedikten sona, aklıma bir soru düştü: “Eşinizi neden getirmediniz?” Kadın birden durdu, gülümseyen bir yüzle yanıtladı, “Siz eşinizi neden getirmediniz?” Tam aradığım bir soru! Ortaöğretimdeki öğretmenliğim sırasında bazı yazılı sınavlarda alışılmış türde sorular sormazdım. Öğrencilerime bir yazı verir, oradan belli sayıda anlamlı sorular 367,5 TL 397,5 TL sormalarını isterdim. Böylece, öğrencilerin soru sorma alışkanlığının yolu açılırdı. SET-2 SET-2 Ayrıca onların derste, ders dışındaki her ilgi çekici sorularını bekler, görünce ödüllendirirdim. Her öğrencinin her gün bir soru sormasına zaman ayırırdım. Yalnızca öğrencilere de değil, tanıştığım her basamaktaki velilere şunu söylerdim: Çocuğunuza, “Bugün ne öğrendin” sorusundan önce, “Bugün öğretmenine ne sordun” diye sorunuz. “Ne olacak bu memleketin hali” sorusunu, 1910 yılında sormuş Tevfik Fikret. Bu soru, o gün bu tüm 367,5 TL 397,5 TL yurtseverlerin sık sık yineledikleri bir soru oldu. Başta laiklik olmak üzere Cumhuriyetin değerleri işlemez hale sokulunca Tevfik Fikret’e eşlik edenlerin sayısı günden güne katlanıyor. Kafaya deli bir soru girmeye görsün! Bunca sorunumuz varken bir sorumuz bile yok mu?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear