14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 MAYIS 2024 PAZAR 10 19 MAYIS 11 19 Mayıs ve Kuvayı Milliye Destanı “Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, “İzmir onbeş mayıs bindokuzyüzondokuz, SIVAS KONGRESI mezardan çıkmanın vaktidir! İskele önünde durdum, Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri, Ben Hasan Tahsin, namı diğer Nevres, Sakarya’da, İnönü’nde, Yanımdaki zata vakti sordum, Saat dokuz. Afyon’dakiler Düşünüyordum. Dumlupınar’dakiler de DIP DALGASI Sonra bir patlama, sonra o kırık ses. elbet ‘Sen başla, bitiren bulunur.’” ve de Aydın’da, Mayıs denince akla neler gelir? uvayı Milliye, TBMM düzenli tüketim ekonomisi Yeniden Kuvayı Milliye Antep’te vurulup Öncelikle Mustafa Kemal’in Samsun’a Ayvalık’ta Ali Çetinkaya Kordusunun kurulmasıdır. İnönü geçerli kılınıyor. Ülkenin Süper güçlerin emperyalist hedefleri düşenler, 19çıkışı... Kuvayı Milliye örgütlenmesinin Kuvayı Milliye, Ayvalık’ı işgal etmek için Savaşlarıdır. Halkın elinde avucundakini kaynakları milli çıkarlar hiçbir zaman kesintiye uğramaz. siz toprak başlaması. orduya vermesidir. Ordu için her evden karaya çıkan Yunan işgal güçlerine, yanındaki doğrultusunda değil, Süper güçlerin özellikle Ortadoğu’daki altında ulu Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas bir çorap, bir fanila, bir çarık tedarik bir avuç askerle karşı çıkan Yarbay Ali dış kaynaklı kapitalist yayılmacı ve paylaşımcı politikaları kongreleri... Meclis’in Ankara’da açılışı... edilmesidir. köklerimizsiniz Çetinkaya’dır. Şöyle diyordu Orhan Asena: yöntemler doğrultusunda daha da akılcı ve etkin olarak sürüyor. Emperyalist işgal güçlerine karşı direniş, Kuvayı Milliye, Sakarya Savaşı’nda yatarsınız al adeta peşkeş çekiliyor. “Yunan ilerliyordu dağınık düzen, ulusal savaş... 21. yüzyılın ilk çeyreğini doldurmak şehit olan genç teğmenlerdir, kanlar içinde. Ancak yadsınamaz bir babasının evinde dolaşır gibi. Kuvayı Milliye deyince gece gündüz, üzereyiz. Emperyalist politikalar, subaylardır. Kuvayı Milliye, Dumlupınar Şehitler, hareket, bir dip dalgası kışta, yağmurda ve ayazda cepheye silah ve ülkeleri askeri işgallerle değil, özellikle Savaşı’dır. Onu yaratan Gazi Mustafa Ayvalık’ta 172. Alay kumandanı Kuvâyi Milliye var... Bu toplumsal dip cephane taşıyan köylü kadınlar gelir aklımıza... ekonomik ve kültürel alanlarda etkin Kemal’dir. Onun için Nâzım Hikmet Kaymakam Ali Bey, ünlü adıyla Kel Ali dalgasına önem verilmelidir. şehitleri, Böylesi bir kahramanlık da başka bir ülkenin politikalar uygulayarak fethetmeye diyor ki: Kararını vermişti; kesin. Her kesimden yurtseverlerin siz toprak tarihinde yoktur... çalışıyorlar. Düşman ateşle karşılanacaktı. “birdenbire beş adım sağında onu Atatürk’e yöneldiği görmezden altında derin Süper güçler, kendi ulusal çıkarlarına 61. Tümen kumandanı Miralay Bekir Sami gördü. gelinmemelidir. Kuvayı Milliye uykudayken ulaşabilmek için her türlü yola Bey’den çıkmıştı izin. Paşalar onun arkasındaydılar. Kuvayı Milliye’yi ve Kuvayı Kuvayı Milliye, milli güçler, milli kuvvetler başvuruyorlar. Bu konularda hizmete O, saati sordu. (...) Milliye ruhunu bilmeden, Türkiye demektir. Bir örgütlenme ve bir halk hazır işbirlikçileri de zorlanmadan düşmanı ‘Bu hazırlık niçin?’ Paşalar: ‘Üç’ dediler, Cumhuriyeti’ni savunmak ve ileriye hareketidir. Kuvayı Milliye aynı zamanda buluyorlar... çağırdılar, Sarışın bir kurda benziyordu. aldı apaçık cevabını götürmek olanaksızdır. “Kuvayı Milliye Ruhu”nu da içerir. Kuvayı Bugün vatanın parçalanmasını Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. ‘Yunan saldırısına karşı koymak için.’ Ülkenin parçalanmasını Milliye’yi ve Kuvayı Milliye ruhunu anlatmak ve isteyenler var. Türkiye bir bakıma eski satıldık, Yürüdü uçurumun başına kadar, özümsemek için, düzyazı yeterli olmuyor; şiirin - Almış mıydı üstlerinden böyle bir emir? engellemek isteyen, vatanın yöntemlerle değil, ekonomik, kültürel eğildi, durdu. uyanın! gücüne sığınmak gerekiyor. gelişmesini, yükselmesini isteyen - Hayır. ve toplumsal önlemlerle ele geçirilmeye Bıraksalar Kuvayı Milliye, işgal edilmiş vatan Biz toprak - Padişaha mı karşı geliyordu? her vatansever, Milli Mücadele’yi çalışılıyor. İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak topraklarının kurtarılması ve tam bağımsızlık - Hayır. ve Atatürk’ü anlamak ve üstünde derin Milli Mücadele’nin sonunda kurulan ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak için savaşmaktır. Kuvayı Milliye büyük özümsemek zorundadır... - O halde? uykulardayız, Türkiye Cumhuriyeti’nin uyguladığı ve Kocatepe’den Afyon ovasına bir destandır. Emperyalistlere ve onların Sözü Nâzım Hikmet’in - Bir asker her şeyden, herkesten önce kendi kalkıp başarılı sonuçlar aldığı planlı ekonomik işbirlikçilerine karşı savaştır. Onun için Nâzım atlayacaktı.” haykırışı ile bağlıyoruz: vicdanından emir alır.” MÜDAFAA-I HUKUK Ayın Altında Dönen uyandırın bizi! kalkınma modeli çoktan terk edildi. Hikmet “ateşi ve ihaneti gördük” diyordu. uyandırın bizi! İstanbul’un işgaline karşı Fazıl Hüsnü Kuvayı Milliye, Ödemiş’te askeri depoyu Üretim ekonomisi yerine, MUSTAFA Kuvayı Milliye Şehitler, İlk Tekerlek Dağlarca şunları söylüyordu: basarak silahları halka dağıtan Yüzbaşı Tahir kapitalizmin tüm vatandır KONGRELERI: Kuvâyi Milliye Fethi Bey’dir. öngördüğü “Düşman gemileri İstanbul’da, KEMAL’IN Kuvayı Milliye, aslında vatanın Kağnıları Nâzım Hikmet şehitleri, Dalgalar vallah inanmaz.” bütünlüğüydü. Cahit Külebi onun için şöyle dile getiriyor: Yerel direniş mezardan ÇOBAN ATEŞLERI diyor ki: KAĞNISI İşgaller başlayınca Cahit Külebi şöyle Ödemiş sınırına gelen Yunan ordusuna, “Ayın altında kağnılar gidiyordu. çıkmanın Davranı da deli gönül davranı! sesleniyordu: Kaymakam Bekir Sami Bey’in çektiği telgraftır Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden vaktidir!” uvayı Milliye, Yunan işgal kravatlı aydınlar, subaylar, kalpaklı Kemal Paşa dinlemiyor fermanı! ki orada “Silah patlarsa eğer, göreceğiniz Afyon’a doğru. KUVAYI Milliye, cepheye “Gökyüzünde kara kara bulutlar Kgüçlerinin İzmir’e ayak basıp vatanseverler ve fesli hocalardır. Anası, bacısı, kızı, kızanı sonuç hiç de iyi olmayacaktır... Artık kalem Toprak öyle bitip tükenmez, Hayın mı hayın! kağnılarla silah taşıyan kadın- Batı Anadolu’da ilerlemesi Bizim millet gibi değil silah konuşacaktır...” deniyordu: dağlar öyle uzakta, Başımıza nerden geldiniz... ların destanıdır. Kağnılarla karşısında, Kars’tan Edirne’ye Kalpak görülmemiştir. Nitekim işgallerden sonra yurdun dört sanki gidenler hiçbir zaman Bir gün gelir hesabını sorarız taşıdıkları silah ve cephanelere kadar 1919 yılında Anadolu’nun Evet, Kuvayı Milliye, TBMM’de bir yerinde Hatay’da Karakese köyünde, Bu destan, hiçbir menzile erişmiyecekti. Buralarda durmayın.” evladı gibi bakan köylü çeşitli yerlerinde, Kars, Ardahan, kalpaklı bir avuç aydındır. Onun için Ayvalık’ta, Ödemiş’te yerel direnişler baş Mustafa Kağnılar yürüyordu yekpare kadınlarımızdır, analarımız, Balıkesir, Nazilli, Alaşehir, Muğla, şair Dağlarca diyordu ki: göstermişti. Kemal’in meşeden tekerlekleriyle. Hasan Tahsin bacılarımızdır. Dağlarca, Edirne olmak üzere vatanın 30 Evet onun için Nâzım Hikmet şöyle diyordu: önderli- Ve onlar “Düşünür karanlıklarda “Mustafa Kemal’in Kağnısı” adını Kuvayı Milliye, İzmir’in işgali için karaya yerinde toplanan Müdafaa-i Hukuk ğinde Kötü yazısı değer alna soğuk, pis ayın altında dönen ilk tekerlekti...” vermişti bunlara ve diyordu ki: çıkan Yunan ordusu karşısında dayanamayıp “Evet yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet, Kongreleridir. yazıldı. Ağırdır, “Sen başla, bir bitiren bulunur” diye silahını en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat, Bunlar çoban ateşleriydi. “Yediyordu Elif kağnısını, Karadır, ateşleyen Hasan Tahsin’dir. dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat, Anadolu’nun ve Trakya’nın dört Kara geceden geceden. Kalpak. iki kat soyulmamak için.” bir yanından bir bir yükselen yerel Onun için şair Orhan Asena diyordu ki: Sankim elif elif uzuyordu, Gün doğmuş ama, gökler inik, kongrelerdi. Ama bu çoban ateşleri, inceliyordu, rüzgâr yavaş, saman alevleri olmamalıydı. Bu Uzak cephelerin acısıydı Haber haberden kötü. çoban ateşleri birleştirilmeliydi, gıcırtılar, Bir yorgunlukta düşer başı, çaresiz, tüm vatanı kapsayan bir alev İnliyordu dağın ardı, yasla, Sarıdır, oluşturulmalıydı. İşte Kuvayı Milliye Her bir heceden heceden. Kalpak. asıl buydu... Kuvayı Milliye, çoban Zamandan çok ötededir ateşlerini birleştiren önderlikti, Mustafa Kemal’in kağnısı Sürer yaşamasını, Kuvayı Milliye Mustafa Kemal’di. derdi, kağnısına Bir vatan türküsü dumanlı İşte bu nedenle Fazıl Hüsnü Mermi taşırdı öteye, dağ taş havalardan vurur şakaklarına, Dağlarca diyor ki: aşardı. Bozdur, Çabuk giderdi, çok götürürdü “Vatan sallanır sallanır Kalpak.” Elifçik, hemşehrim gece yarısı, Nam salmıştı asker içinde. Vatan ağrır. Halifenin isyanlarına Bu kez yine herkesten evvel Titrek toprak altındaki şey, karşı çıkmak ve almıştı yükünü, Şehadet şehadet, al al Doğrulmuştu yola önceden Vatan bilinir ama anlaşılmaz dövüşmek önceden. Buğda değil, su değil, ölmek Kuvayı Milliye, padişah ve yaşamak değil Vatan en büyük sır.” halifenin tuzaklarına karşı Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif, çıkmaktır. Kuvayı Milliye, halifenin Yemezdi, içmezdi, yemeden 19 Mayıs 1919 düzenlediği isyanları durdurmak için içmeden onlar, savaşmaktır. Kuvayı Milliye, her türlü Kuvayı Milliye, Mustafa Kemal’in Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı, baskıya karşın halkın bir araya gelip 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak Mahzundu bütün bütün örgütlenmesidir. basmasıdır. Ve hemen ardından, Sarıkız, yanı sıra, Kuvayı Milliye, işgal güçlerinin Mustafa Kemal’in Amasya’da Gecenin ulu ağırlığına karşı, denetimi altındaki Gelibolu Aktaş yayımladığı ihtilal bildirisidir ki Hafifletir, inceden inceden. Cephaneliği’nin Köprülü Hamdi “Vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı Bey ve arkadaşları tarafından ele tehlikededir. Vatanın bağımsızlığını, İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında geçirilmesi, boşaltılıp cephanenin milletin azim ve kararı kurtaracaktır” Elma elmaydı yanakları üzüm Anadolu’ya taşınmasıdır. diyordu. üzümdü gözleri, Onun için Nâzım Hikmet diyordu ki: Kuvayı Milliye, Erzurum Kınalı ellerinden rüzgâr Kongresi’dir ve Mustafa Kemal’in “Türk köylüsü geçerdi, daim; Erzurum’da tüm görevlerinden istifa Topraktan öğrenip Toprak gülümserdi çarıklı edip “sine-i millete” dönmesidir. kitapsız bilendir. ayaklarına. Evet, onun için Dağlarca diyordu ki: Hoca Nasreddin gibi ağlayan Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti, “Pek duyulmaz görülmez, Bayburtlu Zihni gibi gülendir. Niceden, niceden. Yavaş ve ağır; Ferhad’dır Kerem’dir ve Keloğlan’dır. Ardından bir ses, Durdu birdenbire Kocabaş, O, ‘Yunusu biçaredir Erzurum’dan bir haykırış, ova bayır durdu, baştan ayağa yaredir,’ Karanlıklar üzerine, hey Nazar mı değdi göklerden, ne? Duran kadere karşı, ağu içer su yerine. Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez, Vatan kımıldamıştır.” Fakat bir kere bir dert anlayan Ta gerilerden başka kağnılar düşmeyegörsün önlerine ve bir kere yetişti geçti gacır gucur vakterişip: Manda’ya karşı çıkış Nasıl dururdu Mustafa ‘Gayrık yeter!...’ demesinler.” Kemal’in kağnısı. Kuvayı Milliye, vatanın dört bir Kahroldu Elifçik, düşünceden yanından Sivas’a gelip kongre Gazi Meclis düşünceden yapan delegelerdir ve bu delegelerin Aman Kocabaş, ayağını tüm baskılara karşın Amerikan Kuvayı Milliye, Ankara’da toplanan Gazi Meclis’tir. O Meclis, Milli öpeyim Kocabaş, mandasını kabul etmeyişleridir. Savaş için çalışırken, bir yandan Vur beni, öldür beni, koma Onun için Nâzım Hikmet ne dedi: da yetkilerine büyük bir titizlikle yollarda beni. “Sivas mandayı kabul etmedi fakat, sahip çıkıyordu. “Ben milli iradeyim” Geçer götürür ana, çocuk, ‘Hey gidi, deli gönlüm’ dedi diyordu. mermisini askerciğin, Akıllı, umutlu, sabırlı deli gönlüm, Birinci Meclis’i oluşturan Koma yollarda beni, kulun ‘Ya istiklal ya ölüm’ dedi.” milletvekilleri taş bina içinde köpeğin olayım. okul sıralarında oturuyor, gaz Bak hele üzerinden ses seda Antep, Urfa, Maraş lambalarının ışığında çalışıyor, bir uzaklaşır, Kuvayı Milliye, Antep’te, Urfa’da, kazanda pişen bulgur pilavı ile Düşerim gerilere, iyceden Maraş’ta işgal güçlerine karşı karın doyuruyorlardı. Konfor ve iyceden. vatan için savaşan Kılıç Ali’dir, caka değil, vatanı kurtarmak, tam Sütçü İmam’dır, Şahin Bey’dir, bağımsız bir Türk devleti kurmak Kocabaş yığıldı çamura, Arslan Bey’dir, Polat Bey’dir, amacıyla çalışıyorlardı. Büyüdü gözleri, büyüdü yürek Karayılan’dır. Ve orada savaşan Bu nedenle Kuvayı Milliye, kadar, isimsiz kahramanlardır. Türkün kurtuluş ve bağımsızlık Örtüldü gözleri örtüldü hep. Kuvayı Milliye, son Osmanlı mücadelesinin tüm aşamalarını Kalır mı Mustafa Kemal’in Meclisi’ndeki üyelerin Misak-ı Milli’yi kapsıyordu. kağnısı, bacım, yani Milli And’ı oybirliği ile kabul İşte bu nedenle Ege dağlarında Kocabaşın yerine koştu kendini edişidir. Kuvayı Milliye, 23 Nisan çarpışan Postlu Mestan Efe, Elifçik, 1920’de TBMM’nin Ankara’da Gökçen Efe, Demirci Mehmet Efe, Yürüdü düşman üstüne, açılışıdır. Kuvayı Milliye, o Gazi Yörük Ali Efe Kuvayı Milliye ruhunu yüceden yüceden.” Meclis’te öğrenci sıralarına oturup simgeliyorlar, Kuvayı Milliye adına yemeklerini karavanalarda yiyen savaşıyorlardı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear