25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 6 MART 2024 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler Ahlaksızlığın kurumsallaşması Aslında bu örnekler bile Yani “hak arama” kavramını öne Kemal Kılıçdaroğlu ahlaksızlığın devlet katında ulaştığı çıkarıyor. Saray iktidarıyla masaya CHP 7. GENEL BAŞKANI boyutu göstermesi açısından oturan sendikacılara bakın, işçinin önemlidir. Tabiidir ki bu rüşvetçi hakkını alın terini değil, adeta devleti ir grup siyasetçi, tarihçi, büyükelçilerin Türkiye’nin sırlarını soyduranların, soyanların çıkarlarını sosyolog ve felsefeciyle para karşılında satmayacağını kimse savunur bir pozisyon alıyorlar... Bkonuşuyoruz. Doğal garanti edemez. Hiç kimse şunu Kaldı ki işçi sendikaları sadece olarak Türkiye’yi ve insanımızı unutmamalı, liyakatin yok edildiği çalışanların haklarını savunmakla konuşuyoruz. Şunları söyledim bir devlet yönetiminde ahlaksızlığın da sorumlu değiller. Bu sendikalar, hocalarıma: Yoksulluk giderek egemen olması kaçınılmazdır. Arzu demokratik, laik, sosyal hukuk artıyor. Ahlak ve adalet konusunda edenler, Prof. Dr. Ahmet Mumcu’nun devletini de savunmak zorundadırlar. en duyarlı kesim olan “orta “Osmanlı Devletinde Rüşvet” kitabını Ama üzülerek ifade edeyim ki bugün sınıf” kan kaybediyor. Yoksulluk okuyabilirler. için bu sendikalar bu bilinçten oldukça sınırının altında yaşayan milyonlar Ahlaki değerlerin bu denli ayaklar uzaktırlar. Sadece bazı sendikalar var. Anneler, babalar, çocuklar, altına alındığı bir süreç Cumhuriyet mı? Kuşkusuz hayır, Saray iktidarına engelliler... Binlerce aile pazar döneminde hiç yaşanmadı. İlk kez yakın bazı sözde sivil toplum örgütleri, artıklarından ya da yakınlarının yaşanıyor. Devletin adeta bütün medya kuruluşları da (!) (havuz desteğiyle hayatlarını sürdürebiliyor. kurumları ahlaki zafiyetle karşı medyası) kurumlaşan ahlaksızlığa kol Bu durum yoksulluğun karşıya... Toplumumuzu toplum kanat geriyorlar. Pazar artıklarından, yaygınlaşmasına ve normalleşmesine yapan değerlerin içi bilerek, çöp kutularından yiyecek toplayan on yol açıyor. İktidarın da politikalarıyla isteyerek; planlı bir şekilde boşaltıldı. binler onları hiç ilgilendirmiyor. Ama insanımız yoksulluğu artık “kader” yaptığını zannediyorlar. Çünkü halkın devleti olmaktan çıkıp bir Ve ülkemizde ahlaksızlık ne yazık ben yine de Nâzım’ın şiirinden bir olarak algılamaya başlıyor. “Ben devletin tüm birimleri bu yardımı parti devletine dönüşmüşse ve o parti ki kurumsallaştırıldı. Devleti bölümü bu yazıya almak isterim. niçin yoksulum” sorusunu sormak Erdoğan’ın yaptığını dillendiriyor. de tek kişinin egemenliğinde olup tek yöneten kişinin TBMM’de “namusu “Açlık ordusu yürüyor/ yürüyor akıllarına dahi gelmiyor... Daha Böylece 5’li çetelere, tefecilere hizmet kişinin denetimine tabi ise ahlaktan ve şerefi üzerine” ettiği yemine ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için/ acı olanı ise bu soruyu sorması ederek yoksulluğu derinleştiren ve adaletten söz edemezsiniz. sadık kalmaması ahlaksızlığın hürriyetsizleri hürriyete doyurmak gereken ve işçilerin haklarını iktidar, yoksulları adeta kendi Nitekim bugün geldiğimiz nokta ulaştığı zirveyi göstermesi için açlık ordusu yürüyor/ yürüyor savunacak sendikaların yozlaşmış iktidarının güvencesi haline getiriyor. da maalesef budur. Devlet halkına açısından sorgulamamız gereken ayakları kan içinde.” sisteme adeta entegre olmaları... Bu insani ve ahlaki bir tutum değil. hizmet eden bir devlet olmaktan bir olaydır. Daha acı olanı ise İşçiler sendikalarını aşarak hak Evet, bu insani ve ahlaki bir çıkmış, büyük ölçüde bir Devletteki çürümenin bu olayın özellikle bazı aramaya başladıklarında ise önlerine tutum değil... Ama Bertolt Brecht avuç haramzadeye dramatik yansımaları... Yoksulluk “İslami çevrelerde (!)” polis engeli çıkıyor. Seslerini şöyle diyor... “Önce ekmek, sonra hizmet eden kuruma kabul görmesidir. arttıkça, Bir haber (31.12.2023 medya) duyuramıyorlar. Sadece sendikalarını ahlak...” Aç insanın önceliği geçmişte dönüşmüştür. Oysa sevgili hepimizi derinden üzdü... Zihinsel insanlar geçim değiştirdikleri için işten atılan de ahlak değildi, günümüzde Bunun içindir ki peygamberimiz engelli kızını öldürdükten sonra derdine düştükçe, orta Şanlıurfa’daki Özak Tekstil işçileri ahlak değil... Açlığın yoksulluğun ahlaki kuralların “Ben güzel ahlakı intihar eden baba tarafından sınıf eridikçe, yoksula bunun tipik örneğidir. derinleştiği toplumların birinci temelden tamamlamak üzere yazılan mektup, olayın ardındaki ekmek “hak” olarak önceliği doğal olarak, geçinmek, sarsıldığı, adalete gönderildim” der. trajik hikâyeye ışık tuttu. Baba, Gıdım gıdım ‘yardım’ değil, “lütuf” mantığıyla karın doyurmaktır. “Allah kimseyi duyulması Çıkarın; inancın mektubunda, “Eğer ölürsem, kızıma Yoksulluğun kader olarak açlıkla terbiye etmesin” özdeyişinin gereken verildikçe toplum ve ahlakın önüne kim bakacak? Ortada kalır. Hakkınızı algılanması “hak arama” talebini özünde de açlığın bir kişi, aile ve güvenin giderek ahlaki bir çürüme geçtiği acımasız bir helal edin” ifadelerini kullanarak gölgeliyor. “Fakir hep fakir kalır” toplum için tehlikeli boyutlarına kaybolduğu bir ile karşı karşıya dönemi yaşıyoruz... O kızını öldürüp sonra intihar etti... kabulü yaygınlaşıp içselleştiriliyor. vurgu yapılmıştır. Dolayısıyla sosyal süreci yaşıyoruz. kaldı... kadar ki Gazi Meclis’imiz Bu çaresizliği yaratan ve 22 yıldır Yoksulluk derinleşip yaygınlaştıkça devlet, adalet ve ahlak kavramlarını Kaldı ki bunu sadece bile, ahlaksızlığı aklayan bir iktidarda olan Erdoğan acaba bir yardıma muhtaç milyonlara hem geniş kitlelerin içselleştirmesini politikacılar olarak bizler ibra organına dönüştürüldü. vicdani ve ahlaki sorgulama yaptı Erdoğan’ın denetimindeki tek kişilik sağlamak hem de devletle yurttaş söylemiyoruz. Bunu yetkililer Kuşkusuz ahlaki değerlerde mı? Yaptığını hiç sanmıyorum... Saray hükümeti gıdım gıdım “yardım” arasındaki güveni oluşturmak için de ifade ediyorlar. Ayrıca sokaktaki çürüme, birden bire ortaya çıkmadı. Erdoğan, devleti “sosyal devlet” yapmaya başlıyor. Ve yoksullar, aç ve açıkta vatandaş bırakmamak vatandaşa “Türkiye’de adalet var Saray’daki “tek kişilik hükümet” olmaktan çıkarıp üst gelir gruplarına, yardımı devletin değil, Erdoğan’ın durumundadır. Ancak bir devlet, mı? Yargıya güveniyor musunuz?” 20 yılı aşkın iktidarında toplumun faizcilere, tefecilere, 5’li çetelere, diye sorduğunuzda acı ahlaki değerlerini aşama aşama uyuşturucu baronlarına hizmet eden gerçeği sade vatandaştan da çürüttü. Yapılanların doğru olduğuna ve milyonları fakirliğe mahkûm eden öğrenebilirsiniz. yönelik propaganda bugünkü politikanın sorumlusudur. acı tablonun ortaya çıkmasına Sosyal devleti temelden sarsan, Öncelik kendilerine yol açtı. Daha acı olanı ise ahlaki anayasayı askıya alan, hak arama Devleti şirketmiş gibi çürümenin din – inanç kullanılarak taleplerini şiddet kullanarak yöneten politikacılar, meşrulaştırılmasıydı. Böylece baskılayan bir yönetim, doğal olarak doğal olarak (!) devletten ahlaksızlığı kurumlaştırmanın da ahlaksızlığın kurumsallaşmasına nemalanmayı önce yolu açılıyordu. Örneğin iktidar için zemin hazırlarlar... Açıkça söylemek ailelerinden ve yakın sahte videolar yapmak normaldi. gerekiyorsa, evrensel ahlaki çevrelerinden başlatırlar. Seçmene yalan söylemek normaldi... kuralların bile göz ardı edildiği bir Yakın çevrelerini devletin Halktan alınan verginin hesabını devlette çürüme başlar ve ahlaksızlık her türlü olanaklarından halka vermemek normaldi... kurumlaşır. (göstermelik ihalelerle Savurganlık; bırakın ayıp olmayı, Biliyorum bazı okuyucular bu büyük işlerin verilmesi gibi) itibar için gerekliydi ve normaldi. kadar sert bir tanımlama yapmayı yararlandırırlar. Bu olanak Bırakın yasaları, anayasayı bile doğru bulmayabilirler. Ama şunu devleti yöneten aileye büyük uygulamamak normaldi. Milyonlar asla unutmayalım. Bir kamu bankası para ve hediyelerin gelmesinin ekmeğinin derdine düşürülürken yöneticisi tasarrufunu bankaya kapısını açar. Kuşkusuz bu Saray’a sadakat ve suça ortaklık yatırmayıp da evde ayakkabı kirli işleri birilerinin ahlak normaldi. Rüşvet alanların, yolsuzluk kutusunda tutuyorsa, bu hayatın adına (!) savunması gerekiyor. yapanların, yasadışı gelir elde olağan akışına aykırıdır ve bunun Bunu da oluşturdukları edenlerin, uyuşturucu baronlarının, rüşvet olduğu bellidir. Peki, acı ve kiralık kalemlerin yer 5’li çetelerin her türlü ahlaksızlığı olan ne? Bu rüşvetçinin önce aldığı “havuz medyası” yapanların iktidar katında itibar üstlenir. Böylece devlet yargıda aklanması (!) ve daha sonra görmesi normaldi... yönetiminde ahlaksızlığın rüşvet parasına devletin ayrıca Ahlaksızlık o boyutlara ulaştı da savunuculuğunu yapan faiz ödemesidir. Üstelik mahkeme ki devleti yöneten kişi “Yerel medya oluşturulur. kararıyla... Böyle bir ahlaksızlık seçimlerde bize oy vermezseniz Kuşkusuz ahlaksızlık dünyanın hiçbir ülkesinde size hizmet gelmez” deme cüretini sadece bunlarla da sınırlı yaşanmamıştır. Ama bizde yaşandı... dahi gösterdi. Bu ve benzeri kalmaz. Ahlaksızlığı devlet Çünkü ahlaksızlık kurumlaştı... yüzlerce örnek gösterilebilir. yönetiminde egemen kılan Sonuç Tüm bu söylemler ve eylemler anlayış kendisini ve yakın ahlaksızlığın normalleşmesini Gelecekten umutsuz muyuz? çevresini de güvence altına aşama aşama toplumun belleğine Elbette ki hayır. Bu toprakların almak ister. 5’li çetelere büyük yerleştirdi. Goebbels’in bile elinde gördüğü en büyük devlet adamı, mali olanaklar sağlamakla olmayan propaganda araçlarıyla devletimizin ve Cumhuriyetimizin birlikte, yandaşlara yargıda, toplum duyarsızlaştırıldı... kurucusu Gazi Mustafa Kemal yargı dışında devlet katında Devleti yönetenlerin bu sürece Atatürk’ün dediği gibi; “Umutsuz önemli makamlar da ikram öncülük etmeleri ise ahlaksızlığın durumlar yoktur, umutsuz (!) edilir. Örneğin, Yargıtay kurumsallaşmasına yol açtı. Yoksulluk insanlar vardır. Ben hiçbir zaman üyeliğini küçümseyen, arttıkça, insanlar geçim derdine umudumu yitirmedim.” Evet, bizler beğenmeyen, torpille Anayasa Mahkemesi üyeliğine düştükçe, orta sınıf eridikçe, yoksula adaletin ve ahlakın egemen olduğu atanır. Anayasa Mahkemesi ekmek “hak” olarak değil, “lütuf” bir Türkiye için mücadelemizi mantığıyla verildikçe toplum ahlaki kararlarını uygulamayanlar, kararlılıkla sürdüreceğiz. Adaleti, bir çürüme ile karşı karşıya kaldı... Yargıtay üyesi yapılır. Hatta ahlakı ve erdemi egemen kılıncaya Oysa Ebu Zer el Gifari, “Geceyi aç bazen o kadar ileri gidilir ki kadar... Özetle; ahlaksızların ahlak geçirip de kılıcına davranmayanın “rüşvet aldığı bilinen” kişiler bekçiliğine soyunmalarına izin aklından şüphe ederim” diyor. “büyükelçi” atanır. vermeyeceğiz. Bu k?tabın konusu ve amacı, Mehmet Alev Coşkun, bu büyük “Öğrenmek mutluluktur. - olaysal tar?h?n h?kâye ed?lmes?, anlatılması değ?l, bunların arka planındak? “g?zl? mantık” bağlarının öne çıkarılmasıdır. adı altında yapılan KİT satışları- Kısaca ?fade etmek gerek?rse, merceğe alıyor ve ulusalcı ?lg? alanımız Türk Devr?m Tar?h? değ?l, Türk Devr?m?’d?r. İncelenen devr?m olayının de uygulamaya çalıştığım yöntem bu oldu. ?k? cephes? vardır: Umarım başarılı olmuşumdur. Kurtuluş ve Kuruluş. 13,5x23 / İnceleme / 208 sayfa Ataol Behramoğlu 13,5x19,5 / İnceleme / 416 sayfa
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear