25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 13 KASIM 2024 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler Halkın egemenlik hakkı AV. ErOl TÜrk devrederek yok ettiler. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan ve hukuken yok BMM Genel Kurul salonunda, hükmünde olan halkoylaması ile ülke büyük harflerle Atatürk’e ait otokrasiye geçti. Demokrasiyi sadece T“Egemenlik kayıtsız şartsız sandıkta oy kullanmak olarak anlayan milletindir” cümlesi yazıyor. Atatürk AKP genel başkanına göre diğer imparatorluğun çürüdüğünü, yıkıma demokratik temel haklar, düşünce sürüklendiğini biliyor ve yerine halk özgürlüğü, düşündüğünü açıklama egemenliğine dayanan yeni bir devletin özgürlüğü, insan hakları, işçi hakları, kurulması gerekli olduğuna inanıyordu. eğitim hakkı, adil yargılanma hakkı, Esasen daha Samsun’a giderken bu Yurttaşın durumu kanun önünde eşitlik ilkesi, kısaca fikirle yola çıktığını Nutuk’ta anlatıyor. insan onuruna yaraşır bütün diğer Cumhuriyet tarihinde yapılan bütün haklar önemli değildir. ve kent lokantaları anayasa metinlerinde egemenliğin millete ait olduğu yazılıdır. 1921 demokrasi yerine otokrasi Ali Orkun ErcEngiz mu? Tabii ki hayır ama Anayasası “Hâkimiyet, kayıtsız şartsız Devletin bütün organlarının ve en azından evinin dışında milletindir” cümlesi ile başlar. 1924 Burdur Belediye Başkanı kurumlarının tek elde toplanması yemek yeme zorunluğu Anayasası üçüncü maddesi, 1961 diğer Avrupa ülkelerinin anayasalarına özellikle halkın temsilcileri aracılığı olanlar ile evine bir kilo erel yönetimler Anayasası’nın dördüncü maddesi ve girmiştir. Egemenlik tektir. Bölünmez, ile kullandığı egemenlik hakkının yani kıyma dahi alamayan Yklasik belediyecilik 1982 Anayasası’nın altıncı maddesinde devredilmez ve vazgeçilmez, yasama, yargı ve yürütme organına ait yurttaşımızın gereksinimine hizmetlerinde egemenliğin, kayıtsız şartsız millete zamanaşımı ile kaybolmaz. yetkilerin bir kişide toplanması gerçek yanıt vermeye çalışıyor. profesyonelleştikten sonra ait olduğu yazıyor. Türk milleti, Bu yazılı kurallardan anlaşılacağı demokrasilerde görülmez. Ancak olgunun toplumsal toplum gereksinimlerine egemenliğini, anayasanın koyduğu üzere, hiçbir kişi, grup veya sınıf Halkı temsil edenlerin bütçe yapma algısı bu kadar basit değil. daha duyarlı sosyal esaslara göre, yetkili organları eliyle egemenliğin bir kısmına ya da tamamına Hiçbir yurttaşımız “ucuz yetkisi, bakanları denetleme yetkisi belediyecilik çalışmaları, kullanır. Egemenliğin millet adına sahip değildir. Fransız hukukçu Carre yemek” ve “ucuz ekmek” yok. Bütçe Saray’da hazırlanıyor, sanat, spor altyapıları, kullanılması, anayasada açıklandığı de Malberg’e göre egemenlik bölünmez kuyruğunda beklemekten Meclis’te itirazsız kabul ediliyor. gelişmiş Batı toplumları ile üzere hiçbir kişiye zümreye veya bir hak olarak yalnız bölünmez millet memnun değil. Daha Anayasa değişikliği ile bakanlar kurulu yarışan çevreci projeleri ile sınıfa bırakılmaz, hiç kimse veya doğrusu; o kuyruğun kişiliğine aittir. Kaynağı itibarıyla adeta hantallaşmış birçok kaldırıldı. Bugünün bakanları Saray’ın organ kaynağını anayasadan almayan “yoksulluğun tescili” millete ait olan ve paylaşılması bakanlığa örnek oluyor. memuru. “Türk milleti adına” karar bir devlet yetkisi kullanamaz. Bunlar olarak algılanmasından olanaksız olan milli egemenliğin, onu Öngörülü başkanların veren mahkemeler bağımsız değil. anayasanın emredici kurallarıdır. rahatsızlık duyuyor. Ancak kullanan devlet organlarının şahsına kendi gücünü yetişmiş insan Yargı organı, halkın egemenlik hakkını derinleşen yoksulluk sadece gücü ile birleştirip yaşadığı bağlı bir hak olmayıp temsil yetkisinin korumadığı gibi yürütmenin emir ve egemenliğin kaynağı burada hissedilmiyor; semt yerleşim alanlarının kaderini kullanılmasından başka bir şey değildir. talimatıyla karar veren bir organ haline Milli egemenlik ilkesi, kaynağını pazarlarında son ürünleri değiştirebildiğine tanıklık Millet kavramı soyut bir kavram olduğu dönüştürüldü. 1789 Fransız Devrimi’nden almaktadır. bekleyenlerin sayısı da her edebilirsiniz. için egemenliğin millet iradesinin Kısaca halk, egemenlik hakkını kendi Ortaçağda egemenliğin Tanrı’ya ait geçen gün artıyor. Türkiye artan nüfusu temsilcileri aracılığıyla ile açıklanması seçtiği temsilcilerinin ihanetiyle yitirdi. olduğu ve tanrının, egemenliğini Yerel yönetimler gerek halk üretim yetersizlikleri ve zorunludur. Millet iradesini, belli Bu nedenle Saray‘da oturan tek adam, yeryüzünde krallar veya sultanlar ekmekler, halk marketler planlama hatalarının sonucu aralıklarla yapılan demokratik, yasalara halkın iradesine saygı göstermiyor, vasıtasıyla kullandığına inanılıyordu. gerekse kent lokantaları olarak enflasyon sarmalında ve anayasaya uygun seçimlerle belli eder. Fransız Devrimi ile egemenlik, Tanrı seçilmiş belediye başkanlarını ile önemli bir görevi ekonomik kriz yaşıyor. Ülkemizde, halkın seçtiği temsilciler adına bu yetkiyi kullananlardan alınmış tutuklatıyor ve yerine kayyum atıyor. yerine getiriyor olsa da bu Varsıllara fırsat yaratan yaptıkları anayasa değişikliği ile Sözün özü, demokratik, laik, sosyal yapılara duyulan ilginin ve gerçek sahibi olan halka verilmiştir. enflasyon; yoksullara fatura artması yoksulluğun genele temsil ettikleri halka ihanet ederek, hukuk devletini halkın temsilcileri yok Böylece egemenliğin halka ait bir hak ediliyor ve sonuç olarak yayılmaya başladığının onayı olduğu daha 19. yüzyılda Fransa ve halkın egemenlik hakkını bir kişiye ettiler. az bir kesim mutluyken gibi gözüküyor. çoğunluğun mutsuzluğu derinleşiyor. Çözüm ne olmalı? Genel giderleri Peki o zaman ne karşılamayan büyük bir yapmalıyız? Geliri artırmak çoğunluk yeni bir ev yeni bir olanaklı değilse temel araba hayallerini olasılıktan Din ve ahlak ilişkisi ihtiyaç maddelerini ucuza çıkarırken karamsarlık dar gelirliye ulaştırmanın tabana yayılıyor. bir diğer önemli felsefi bakış açısı, dindar kişi, farklı dinlerin farklı ahlaki TArık kÖSEOĞlu yolunu bulmalıyız. Üreticiden İktidar, muhalefet, STK’ler, ahlakın otonom bir kavram olarak ele emirleri karşısında birbirine zıt ahlaki tüketiciye uzanan zinciri (e)kd. alBay emekli, emekçi, öğrenci, alınmasıdır. Ahlakın otonomisi, ahlaki tercihlerde bulunmuşlardır. Özellikle kısaltmak yani halk esnaf kısacası herkes değerlerin bireyin özgür iradesi ve modern toplumlarda, seküler ahlaki marketlerde doğrudan indarlık ve ahlak, tarih boyunca ekonominin iyi olmadığını rasyonel düşünme kapasitesi yoluyla sistemler, insan hakları, eşitlik, adalet üreticiden satın almak; farklı birçok toplumda sıkça birbiriyle her koşulda düzeltilmesi belirlendiğini öne sürer. John Stuart gıda ürünlerinin lojistiğini Dilişkilendirilmiş, hatta bazen gibi değerleri temel alarak ahlaki bir gerektiğini kabul ediyor. yapan taşımacı esnafına Mill ve diğer seküler ahlak filozofları, sistem kurmayı başarmıştır. birbirinin ayrılmaz parçaları olarak akaryakıtta indirim yapmak Yurttaşın önceliği ahlaki değerlerin dini inançlarla görülmüştür. Ancak felsefi ve mantıksal Bu değerler, dini inançlar olmadan bir başlangıç olabilir. Bu zor zorunlu bir bağı olmadığını savunarak Yerel yönetimler açısından açıdan bakıldığında, dindarlık ve da bireylerin toplum içinde iyi ve zamanları aşmanın yolu; bakıldığında; 2018’den bireylerin ahlaki kararlarını dini ahlak arasında zorunlu bir doğru kötü davranışlar arasında ayrım üretime karşılıksız destek itibaren bozulan ekonomi emirler olmaksızın verebileceğini ileri orantı kurulamayacağı yönünde güçlü yapabilmesini sağlamıştır. Dolayısıyla, vererek olacaktır. pandemiyle birlikte daha sürmüşlerdir. argümanlar mevcuttur. ahlaki doğruların, dini öğretilerden Gıda enflasyonunu hissedilir hale gelirken Öncelikle, dindarlık ve ahlak bağımsız olarak evrensel insani artırmamak için üreticiyi yurttaşa devasa beton Bağımsız bir temel kavramlarının tanımlarını ayırt etmek değerlerle şekillenmesi olanaklıdır desteklemeye ve yurttaşın projeleri yapmak yerine; Ahlakın otonom olması gerektiği gereklidir. Dindarlık, bir bireyin dini (Habermas, 2008). hesap yapmadan yerel yönetimleri öğrenciye, savunusu, ahlaki değerlerin dini inançlarını benimseme ve uygulama karnını doğurabileceği emekliye, dar gelirliye ve emirlerden bağımsız olabileceğini derecesini ifade ederken ahlak ise Çelişkili tutum bir fiyatlandırmaya engelli bireylere daha çok vurgular. Bu noktada Sokrates’in bireylerin iyi ve kötü davranışlar Sonuç olarak dindarlık ve ahlak gereksinimimiz var. yönelinmiştir. Euthyphron paradoksu önemli konusunda sahip oldukları değerler arasında zorunlu bir doğru orantı Bırakalım bir süreliğine 2024 yerel seçimleri bir referans noktasıdır. Platon’un sistemi ve bu doğrultudaki eylemleri bulunması gerektiği fikri, felsefi ve büyük projeleri, insanımızı sonucunda nüfusun yüzde diyaloglarında yer alan bu paradoksta, kapsar. Her ne kadar tarihsel olarak mantıksal açılardan geçerli bir argüman yaşatalım. “İnsanı yaşat ki 65’ini CHP’li belediyeler Sokrates şu soruyu sorar: “Bir şey dinler ahlaki kurallar ortaya koymuş devlet yaşasın” diyen Şeyh yönetmeye başladı. Seçim değildir. Ahlakın bireyin aklı ve özgür tanrılar tarafından onaylandığı için olsalar da ahlak kavramı din dışı Edebali’den esinlenerek döneminde başarılı iradesiyle şekillendiği, dini inançlardan mi iyidir, yoksa iyi olduğu için mi filozoflarca da bağımsız olarak ele insanca yaşatmak için belediyelerin projeleri bağımsız olarak evrensel ahlaki tanrılar tarafından onaylanır?” Bu alınmıştır. Örneğin, Immanuel Kant’ın devletimizin devlet olma incelendiğinde önceliğin doğruların var olabileceği fikri, Kant soru, dini emirlerin kendiliğinden ahlak anlayışı, insanın akıl yoluyla iyi derin yoksulluğu hisseden vakti çoktan geldi. Hiçbir ve Mill gibi seküler ahlak filozofları ahlaki olmadığını, ahlaki olguların çocuk okula aç gitmesin ve kötüyü ayırt edebilme kapasitesine yurttaşlara yapılan projeler tarafından savunulmuştur. Ayrıca, bağımsız bir temele sahip olması hiçbir emekli ömrünün son dayanır ve dini inançlardan bağımsızdır. olduğu görülebilir. ahlakın otonomisi, ahlaki değerlerin deminde kuyruk beklemesin. gerektiğini savunan bir bakış açısına Bunların en etkililerinden Kant’ın “ahlak yasası” olarak dini emirlerden bağımsız olarak Eğer siyaset toplum dayanmaktadır. biri “Kent Lokantası” olarak adlandırdığı bu sistemde, ahlak şekillenebileceğini ortaya koymaktadır. yararına yapılacaksa tam bilinen ucuz, güvenilir, sıcak Eğer bir eylem, yalnızca dini evrensel bir olgu olarak insan Dinlerin farklı ahlaki emirler da doğru siyaseti yapmak yemek üreten belediye sosyal emirlerle doğru kabul ediliyorsa, bu aklıyla kavranabilir ve dini emirlerle verebilmesi ve tarihsel süreçte dindar tesisleridir. için uygun zemindeyiz. Tüm durumda ahlakın bağımsız bir gücü ilişkilendirilmeden de insan yaşamında kişilerin bile bu emirler karşısında yerel yöneticileri ve merkezi Yıllardır “Halk Ekmek” kalmamaktadır. Ahlakın bağımsız belirleyici olabilir. Kant, ahlakı dini çelişkili davranışlar sergilemesi, projesiyle özellikle ekmeğe yönetimi, hangi partiden olabilmesi için, dini öğretilerden inançlardan ayrı tutarak ahlakın olursak olalım insanımızı ahlakın dini temeller üzerine ekmeği katık eden kalabalık bağımsız şekilde doğru ve yanlış evrensel ve rasyonel temellere hanelerin bir nebze yükünün insanca yaşatmak için kurulmasının zorluklarını gözler önüne dayandığını savunmuştur. Bu anlayış, arasında bir ayrım yapabilme yetisi azaltılması hedeflenirken kaynaklarımızı seferber sermektedir. ahlakın dindarlığa dayalı bir sistem gereklidir. edelim. artık “Kent Lokantaları” ile Ahlakın evrenselliği ve bağımsızlığı, olmadığını, hatta aksine ahlakın beslenmedeki yetersizlikler Her yurttaşın gönlünce a hlakın evrenselliği insan aklı ve iradesiyle şekillenen bireyin kendi özgür iradesi ve aklıyla alışveriş edebildiği; giderilmeye çalışılıyor. bir değer sistemi olması gerektiğini Dindarlık ile ahlak arasında şekillendiğini ileri sürmektedir. Emekli ve öğrencilerin halk marketlere, kent savunan felsefi görüşler, dindarlık doğrudan bir orantı kurulamamasının çoğunlukla tercih ettiği lokantalarına ve halk ekmeği İnanç ve birey ile ahlak arasındaki doğru orantının bir başka nedeni, dindar bireylerin lokantalar gerçekten gereksinim duyulmayan Dindarlık ile ahlak arasında zorunlu bile ahlaki tercihlerinde çelişkiler mantıksal bir gereklilik olmadığını gereksinimi karşılayabiliyor günler dileğiyle... bir ilişki kurulamayacağına dair yaşayabilmesidir. Tarih boyunca birçok göstermektedir. Yazar kend yaşamını anlatırken aslında Bu ktapta 2023 yılındak çalışmaları tarhsel dönemeçlerde “ayrıntı” Türkye’y Türk toplumunu da hkâye da çeren son blgler bulacaksınız. olarak algılanan noktaların tüm etmektedr. Ktabın syas ve toplumsal Çanakkale araştırmacılarının çıplaklığıyla anlatılması, yakın amacı, yazarın hedef ve hayallernn üzernde brleştğ saptama şu: demokras tarhmzde çok önündek grant kayaların ve yalçın “Çalışmalar dernleştkçe Mustafa dağları tırnakları le delerek görülmüş br durum değl. Bu Kemal’n savaştak rolünün parlamento üyelğne kadar uzanan nedenle Umudun Yaradılışı, blnenden çok olduğu ortaya yaşam kavgasında başından geçen ve blnmeyenler tüm gerçeklğyle çıkıyor.” Bu ktabı metrekareye 6 bn gözlemledğ olayları şrsel br akıcılık ortaya koyuyor, geleceğe mermnn düştüğü korkunç br çnde, gerçeğe tamamen sadık kalarak okuyucularla buluşmaktadır. Gan deneym aktarıyor ve lerde savaştan ülkelerarası dostluk Aşık’ın müftülükten mlletvekllğne yaşanması olası benzer çıkarmayı başaran Mustafa Kemal’n uzanan yaşamöyküsünü okurken, unutulmazlığına armağan edyoruz. süreçlere ışık tutuyor. Atatürk Türkyes yolunda verlen nançlı mücadelelere ve ödenen bedellere tanıklık edeceksnz… 13,5x20,5 / 208 Sayfa / İnceleme 13,5x20,5 / 264 Sayfa / Yaşamöyküsü 13,5x20,5 / 496 Sayfa / İnceleme
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear