23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 5 14 ŞUBAT 2021 PAZAR İKTİDAR KANADI SEÇİM YASALARI ÜZERİNDE ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYOR İktidarda ‘sistem’ açmazı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “yeni anayasa” çıkışı ile birlikte siyasette gözler, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi doğrultusunda hazırlanması planlanan uyum yasalarına” çevrildi. Yeni anayasa ile ilgili, parlamentodan referandum için 360 yeter sayıyı bulamayacağını hesaplayan iktidar, 2023’e dek Siyasi Partiler Yasası (SPY) ile seçim yasaları ile ilgili çalışmalara da hız verdi. AnSELDA GÜNEYSU cak AKP ile MHP arasında, “dar ve daraltılmış bölge seçim sistemlerine” ilişkin bir “açmaz” bulunuyor. Yerel seçimlerde pek çok büyük şehri muhalefete kaptıran iktidar, “bunun en büyük etkeninin HDP’nin büyükşehirlerdeki oyları olduğundan” yola çıkarak “seçimlerde dar ve daraltılmış bölge seçim sistemlerinin uygulanabilmesine sıcak yaklaşıyor.” Ancak MHP, HDP’nin Doğu ve Güneydoğu’daki milletvekili sayısını artıracağı gerekçesiyle iki sisteme de karşı çıkıyor. Kulislerde, AKP ve MHP’nin başta “seçim barajı” olmak üzere “seçim sistemleri” ile ilgili “anlaşmazlık” yaşadığı belirtiliyor. Yerel seçimlerde, İstanbul ve Ankara olmak üzere, Adana, Mersin, Antalya gibi büyük şehirleri de kaybeden iktidar kanadı, MHP, ‘dar ve daraltılmış seçim sistemine’ karşı çıkarken, AKP, büyükşehirlerde HDP’nin milletvekili sayısında azalma olacağı gerekçesiyle, ‘olabilir’ yaklaşımında. cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde ise “işini şansa bırakmak istemiyor.” AKP, bu nedenle, “dar ve daraltılmış bölge seçim sistemlerinin de masada tartışılması gerektiğini” düşünüyor. Ancak AKP, ittifak ortağı MHP ile bu konuda “henüz görüş birliğini sağlamış değil.” ‘Siyaset yerelleşir’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, HDP’nin kapatılması yönündeki çağrısı ve bununla ilgili eğer yargı bir adım atmazsa, “MHP’nin gereğini yapacağını” söylemesi, “AKP’nin elini de sıkıştırıyor.” Dar bölge seçim sistemi, Türkiye’nin “seçilecek milletvekili sayısı kadar seçim bölgesine ayrılmasına ve her bölgeden bir milletvekili seçilmesine” olanak sağlıyor. Daraltılmış bölge sisteminde ise her il 5 milletvekili çıkaracak şekilde seçim çevrelerine ayrılıyor. AKP kanadı, her IĞNELI FIRÇA iki seçim sisteminde de “büyük şehirlerde HDP’nin milletvekili çıkaramayacağını” savunuyor. Mevcut sistemde, HDP’nin büyük şehirlerde “en az bir milletvekili çıkarZAFER TEMOÇIN dığına” işaret ediliyor. Ancak MHP kanadı, “dar ve daraltılmış bölge sistemlerinin Türkiye için uygun olmadığını” ve “ilerde sıkıntı çıkaracağını” savunuyor. MHP, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde HDP’nin milletvekili sayısını artıracağı tezinden de hareketle, iki sistemle ilgili AKP’yi şu gerekçeyle uyarıyor: “Temsilde adalet ilkesini geçersiz kılar. Etnik, dini ya da belirli yapıları öne çıkarma ve güçlendirme, parti kurumsallığını ve disiplini ortadan kaldırma ile siyasetin çok yerelleşerek, ülke meselelerinden uzaklaşması gibi riskler nedeniyle ayrıştırıcı yönde etki yaratabilir.” Değişiklik talebi MHP lideri Bahçeli tarafından gündeme getirilmiş olsa da MHP, mevcut sistemle seçimlere gidilmesi gerektiğinin altını çiziyor. MHP etkileniyor AKP’de yapılan çalışmalarda, “dar ve daraltılmış bölge seçim sistemlerinde MHP’nin milletvekili sayısının azaldığı” ifade ediliyor. AKP’nin parlamentodaki 600 milletvekili üzerinden yapılan çalışmasında, “son seçimle birlikte Meclis’e giren 50 milletvekilinden ortalama 29’unu AKP’nin, yalnızca 5’inin ise MHP’nin aldığı” ifade ediliyor. Daraltılmış bölge üzerinden yapılan sistemde özellikle AKP’nin milletvekili sayısının “yaklaşık yüzde 10 arttığı” gözlenirken, MHP’nin milletvekili sayısının ise “düştüğü” ifade ediliyor. l ANKARA ‘YENIDEN KURULUŞ ANAYASASI’ ISTEYEN AKP’LI CAHIT ÖZKAN’A TEPKI YAĞDI ‘AKP iradeyi yıkmak istiyor’ AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın yeni anayasa çalışmalarını “yeniden kuruluş anayasası” olarak nitelendirmesine tepki yağdı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “AKP’nin niyetinin kuruluş iradesini yıkmak olduğunu” söyledi. İYİ Parti milletvekili Yasin Öztürk, AKP’li Özkan’ın TSK’ye kurulan kumpas sonrası FETÖ’cü dernek adına yaptığı açıklamaları içeren görüntüleri paylaştı. CHP milletvekili Ali Mahir Başarır, “Kıblesi FETÖ olanın, anayasa yapma ehliyeti yoktur!” dedi. Emekli Amiral Semih Çetin, “Cahit Özkan gün ışığına çıkmış yine. FETÖ için söyledikleri unutuldu sanıyor” diyerek tepkisini dile getirdi. AKP’li Özkan, “yeni anayasa” hakkında yaptığı açıklamada, “Bu anayasanın ismi ‘yeniden kuruluş anayasası’ olacak” dedi. Siyasi iktidarın temsilcilerinin birkaç hafta önce, Kuvayi Milliye’ye ve Ankara hükümetinin tam karşısında konumlanan İskilipli Atıf Hoca’yı valisiyle, rektörüyle, vekiliyle andığını anımsatan CHP’li Özel, “AKP’nin genel başkanvekili Numan Kurtulmuş, partisini Kuvayi Milliye’nin karşısında konumlandırdı. Bu iktidarın Ayasofya’ya baş imam olarak atadığı kişi, anayasadan laikliğin çıkarılmasını savundu. Şimdi de grup başkanvekili bir ‘kuruluş anayasasından’ bahsediyor. Cahit Özkan’ın bu sözleri AKP’nin, Cumhuriyetin 100. yılına yetiştirmeyi amaçladıklarını açıkladıkları bu yeni anayasayla niyetlenenin kuruluş felsefesinin kazanımlarını yok etmek hatta kuruluş iradesini yıkmak olduğunu gösteriyor. AKP, Cahit Özkan’ın sözlerini sahiplenmediğini bir an önce açıklamak durumunda” dedi. İYİ Partili Yasin Öztürk de sosyal medya hesabından, “Dün; Fener Orduevi önünde FETÖ’cü dernek adına açıklamalar yapan, TSK’ye kumpas kuran bugün ‘Yeniden Kuruluş Anayasası’ diyerek yarım bıraktığı görevini tamamlamak mı istiyor?” diyerek tepki gösterdi. CHP’li Başarır, “Bıyık da bıraksan sakal da bıraksan unutturamazsınız ettiğiniz sözleri, FETÖ’ye güzellemelerinizi!” dedi. FETÖ’nün kumpas davalarında yargılanan emekli Amiral Semih Çetin ise şunları kaydetti: “İnsanda biraz utanma, sıkılma olur. Kuruluş anayasası yapacakmış. Sayısız anayasa değişikliği yaptınız. Ne oldu? Bundan sonraki anayasa değişikliği ülkenin sizin gibilerden kurtuluş anayasası olur ancak.” Tepkilerin ardından “Yeniden kuruluş anayasası” ifadesiyle ilgili açıklama yapan AKP’li Özkan, “Kastımız yenileyici bir ruhla, geçmişin birikimini dikkate alarak ve kuruluşumuzda bizi bir arada tutan değerleri yeniden hayata geçirmek suretiyle anayasa yapma talebidir” dedi. l İç Politika ‘DEVLETI TANIMIYORUM’ DEDI, GÖZALTINA ALINDI Kahramanmaraş’ta AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’a, “TBMM’yi tanımıyorum, devleti tanımıyorum” dediği açıklanan bir kişi gözaltına alındı. İYİ Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ahmet Çabukel, sosyal medya hesabından Ünal’a saldırı girişiminde bulunulduğunu açıkladı. Bunun üzerine Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada olayın farklı şekilde olduğu anlatıldı. Emniyet açıklamasında, Ünal’ın Ulucami önünde Z.T. adlı kişinin sorunlarını dinlediği sırada “TBMM’yi, devleti tanımıyorum” diyen Z.T’nin oğlu O.T’nin gözaltına alındığı belirtildi. O.T’nin “Türk milletini, devletini ve TBMM’yi aşağılamak” suçlamasıyla gözaltına alındığı açıklandı. l İç Politika YAŞLI KADIN, ERDOĞAN’A SESLENDI: AÇIM, AÇIM! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Elazığ Harput ziyaretinde çekilen bir görüntü, halkın ekonomik durumunu gözler önüne serdi. Sosyal medyada paylaşılan videodaki görüntülere göre Erdoğan ve Soylu’nun yanına yaklaşan bir grup kadın sıkıntılarını anlatmak istiyor. Yaşlı bir kadın “Oğlum askerden geldi, ameliyatlıyım, ben açım açım” diyor. CHP Milletvekili Tuncay Özkan, görüntüler üzerine “ Saraya taşınınca yoksulluğun sesini duymaz oldu. Açım diyeni duymayan Cumhurbaşkanı olur mu? Milleti açken sarayda tok yatılır mı?” tepkisini gösterdi. Hafız Abdullah Nazırlı Hafız Nazırlı’nın cenazesine katıldı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sık sık ziyaret ettiği ve yakından ilgilendiği Hafız Abdullah Nazırlı, önceki gün 107 yaşında hayatını kaybetti. Erdoğan da dün Rize’deki programını yarıda keserek Nazırlı’nın Elazığ’da düzenlenen cenaze törenine katıldı. Nazırlı’yı en son 25 Ocak’ta hastanede ziyaret eden Erdoğan, dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile Nazırlı’nın cenazesine katıldı. Cenaze namazının ardından konuşan Erdoğan, “Abdullah Nazırlı Hocamı, daha önceki dönemlerde evindeki ziyaretlerimizde hoş sohbetiyle hep kendisini dinledik. Biz kendisinden hep hoşnut olduk” dedi. Nazırlı, geçen yıl verdiği demeçte, “Böyle bir cumhurbaşkanı Türkiye’ye ilk sefer geliyor” demişti. Nazırlı Harput Mezarlığı’nda toprağa verildi. TEL AVİV’E ATAMA YAPILMADI 30 yeni büyükelçi atandı Dışişleri Bakanlığı’nda 26 büyükelçi merkeze çekilirken, 30 yeni büyükelçinin ataması yapıldı. Aralık ayında belirlenen atama listesinde bulunmalarına karşın Washington ve Berlin’e yeni büyükelçi atamasının yapılmamış olması da dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığı’nda yeni büyükelçi atamaları geçen yıl aralık ayında netleşmiş, Türkiye’nin 54 büyükelçilik ve daimi temsilciliğine yeni atama yapılması kararlaştırılmıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 8 Aralık’ta yeni büyükelçileri arayarak yeni görev yerlerini tebliğ etmişti. Aralık ayında görev tebliğ edilen 54 büyükelçiden 30’una ilişkin atama kararı, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. 26 büyükelçi ise merkeze alındı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararlarla, Sabah gazetesi yazarı ve Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, Paris’te bulunan Türkiye’nin OECD Daimi Temsilciliği’ne, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Darüsselam (Tanzanya) Büyükelçiliği’ne, AKP kontenjanından seçilen eski RTÜK üyesi Prof. Dr. Hamit Ersoy ise Brunei Büyükelçiliği’ne getirildi. Türkiye’nin 2018’de Ankara’ya çektiği Tel Aviv Büyükelçisi Kemal Ökem, resmen merkeze alındı ve Tel Aviv Büyükelçiliği’ne de bir atama yapılmadı. Türkiye ile İsrail ilişkileri, yaklaşık 3 yıldır maslahatgüzar seviyesinde sürdürülüyor. Macron’un sınıf arkadaşı Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa merkeze alınırken, bu göreve halen Tunus Büyükelçisi olan Ali Onaner atandı. Onaner, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Strazburg’daki Ulusal İdare Okulu’nda (ENA) yüksek lisans yaptığı dönemden okul arkadaşı olmasıyla da biliniyor. l ANKARA/Cumhuriyet Sade suya tirit... Elden gitti Girit! Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 2.5 milyar dolar verilerek Rusya’dan satın alınan S400 füzelerinin ABD’nin tepki göstermeyeceği bir modelle uykuya yatırılması için derin bir öneri getirdi: “Girit modeli uygulayalım...” Yunanistan 1996’da Rusya’dan S300 almış, NATO kapsamında gelen tepkiler üzerine Kıbrıs’ta konuşlandıracağı füzeleri Girit’te hangara koymuştu. Tatbikatlarda kullanıp, “işe yaradığını” göstermeye çalışmıştı. AKP de ABD’nin yeni yönetimiyle ilişki kurmanın koşulu gibi görünen S400’leri böyle bir yöntemle fiilen devre dışı tutmaya hazırlanıyor. Gelinen noktayı halka anlatmak zor olacağı için açıklamayı Erdoğan değil, Akar yapıyor! Sorulduğunda yanıt hazır: “Bakanımız bu şekilde uygun gördü. Biz de kırmadık!” HHH Girit modeli tartışılırken Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak partisinin grup toplantısında konuştu. Kıbrıs’ta kritik bir aşamaya gelindiğini söyleyip, ekledi: “İki devletli bir çözümden başka yol kalmamıştır.” Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, iktidarın bu aşamaya gelmesinin önemini vurgulayıp, bunun TBMM iradesi olarak ilan edilmesini önerdi. Girit ve Kıbrıs’ın yan yana gelmesi tarihi pek çok dersi anımsatıyor. Kıbrıs sorunu 60 yıldır gündemde. Erdoğan 2004’te, “40 yıllık politikalarla bu sorun çözülmez” deyip, Denktaş’ı devre dışı bırakmak için her şeyi yapmıştı. Bugün “Denktaş çizgisinde” çözüm arıyor! Evliya Çelebi’nin “Akdeniz’in demir kapısı” dediği Girit, 70 yılda tümüyle Osmanlı’nın eline geçti. 1645’te başlayan fetih 1715’te sonuçlandı. Girit’in Osmanlı’nın elinden çıkması ise 92 yıl sürdü. 1821’de başlayan Avrupa’nın Girit’i koparma girişimleri 1913’te adanın tümüyle Yunanistan’a verilmesiyle sonuçlandı. Bu zaman diliminde yaşanan diplomasi oyunları, Osmanlı’nın iç gerilimlerini kullanma fırsatları, Osmanlı’nın en zayıf anını yakalama yarışları ayrı bir tarihtir. Ada önce Müslümanlar ve Hıristiyanlar olarak ayrıştırıldı... 1878’de oluşturulan 80 kişilik Girit Meclisi 49 Hıristiyan, 31 Müslüman olarak şekillendi. 1897’de Girit’in özerkliği ilan edildi. Yunanistan her fırsatta Avrupa’yı arkasına alarak Girit’i topraklarına kattığını ilan edip oldubittiye getirmek istedi. Buna tepki olarak İstanbul’da sık sık “Girit mitingleri” düzenlendi. 30 Mayıs 1913’te Balkan Savaşları’nın ardından toplanan Londra Konferansı’nda Osmanlı, Girit’in Yunanistan’a verilmesini kabul etti. HHH Bu hafta 2.5 milyar doları sığdıracak nasıl bir kılıf buluruz arayışına Kıbrıs gelişmeleri de eklenince tarih sayfalarını günümüze taşıdık. Türkçemizdeki “Görürsün Hanya’yı Konya’yı” deyiminin öteki ucu Girit’in güzel şehri Hanya’dan gelir. Girit gezimde yüksek bir tepeden Hanya’yı izlerken 10’a yakın yarı yıkık minare saymıştım. Kuşbakışı gördüğüm kadarıyla minare sayısı kilise çanından fazlaydı. Osmanlı’nın Girit’ten vazgeçmesi elbet kolay olmadı... Bu, Akdeniz’i büyük ölçüde kaybetmek demekti. Padişahın adamları Londra’da Girit’i verdi ama bunu nasıl söyleyeceklerini bilemedi. Biraz da efsane kokan anlatım o ki vezirler sarayın soytarısının söylemesini uygun görürler. Soytarı elinde bir tencere suyla huzura çıkar. “Bu ne” sorusuna karşılık verir: “Haşmetlim... Bu sade suya tirit, elden gitti Girit...”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear