26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 2 AĞUSTOS 2020 PAZAR [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 27 Mayıs’ta düş kırıklıkları Benimle bu kadar uğraşmalarının sebebi neydi? Ben İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın kurulması için uzun mücadeleler vermiştim. Sendikanın genel sekreteriydim. Yine o dönemde Türkiye Gazeteciler Konferansı’nı toplayarak iktidarın karşısına büyük bir direnişle dikilenler arasında başı çekiyordum. Her zaman onur duyduğum bir savaş veriyorduk. Bununla övünüyordum. Ama çok da düşman kazanmıştım. O düşmanlıklar her fırsatta karşıma dikiliyordu. Mayıs 1960’ta Paris’te UNESCO Genel Merkezi’nde Gazetecilik Eğitimi ve Araştırmaları Uzmanı olarak çalışıyordum. Ondan bir buçuk yıl önce Akşam’ın Genel Yayın Müdürlüğü’nü bırakarak UNESCO’da göreve başlamıştım. Türkiye’deki darbeyi orada öğrendim. O günlerde yaz tatilini geçirmek üzere İstanbul’a geliyordum. Hepimiz Demokrat Parti döneminin sona ermesine çok sevinmiştik. Demokrat Parti basında büyük bir düş kırıklığı yaratmıştı. 1950’de bir bayram havası içinde başlayan bu dönem ne yazık ki çok kısa sürmüştü. 1960’a gelirken gazeteciler yine büyük baskılar altında çalışıyorlardı. Bu baskılardan kurtuluş olanağı pek kalmamış gibiydi. 50’li yıllarda Türkiye’den çıkış için pasaport yetmiyor, bir de çıkış vizesi isteniyordu. 1960 Mayısı’nda Paris’e dönmeye hazırlanırken Beşinci Şube’den vize istedim. O işlere bakan memur beni tanıyordu. Pasaportumu aldı ve ertesi gün gelmemi söyledi. Ertesi gün gittim, memur “Sizin durumunuzu Ankara’ya sormak zorundayım, bir iki gün sonra gelin” dedi. Sınava çekildim Birkaç gün sonra yeniden gittim, “Size maalesef vize veremiyoruz,” dedi. “Biraz bekleyeceksiniz. Ama burada arkadaşlarımızın da sizi yakından tanımalarını istiyoruz. Yarın bizimle genel konularda bir konuşma yapın, bizi aydınlatın” dedi. Ertesi gün gittim. Emniyet Müdürlüğü’nün sivil polisleri toplanmış beni bekliyorlardı. Adeta sınava alınmıştım. Bu sınav ne sonuç verdi, bilemem... İstanbul savcı yardımcılarından Kutbi Akkan yakın arkadaşımdı. Vize için yardımını istedim, o da bir şey yapamadı. Ankara’dan bir türlü yanıt gelmiyordu. Benimle bu kadar uğraşmalarının sebebi neydi? Ben İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın kurulması için uzun mücadeleler vermiştim. Sendikanın genel sekreteriydim. Yine o dönemde Türkiye Gazeteciler Konferansı’nı toplayarak iktidarın karşısına büyük bir direnişle dikilenler arasında başı çekiyordum. Her zaman onur duyduğum bir savaş veriyorduk. Bununla övünüyordum. Ama çok da düşman kazanmıştım. O düşmanlıklar her fırsatta karşıma dikiliyordu. Kalkıp Ankara’ya gittim. Cumhuriyet yazarı Müşerref Hekimoğlu yakın arkadaşımdı. Ona durumu anlattım, “Olmaz öyle şey, hemen ya rın bu işi hallederiz” dedi. Müşerref’in kız kardeşinin eşi Milli Birlik Komitesi üyesiydi. O araya girdi. Komite üyeleri bir yerlerden aldıkları talimatla bana vize verilmesine karşı çıkıyorlardı. İçlerinden biri, “Şu Paris işinden vazgeçin Hıfzı Bey, gelin burada birlikte çalışalım,” dedi. İyi ama benim Paris’e gidip UNESCO’dan istifa etmem, oradaki evi kapatıp işlerimi düzene sokmam gerekiyordu. Buna da yanaşmadılar. Bunun üzerine UNESCO’da Genel Müdür Yardımcısı, Norveçli eski bakanlardan Tor Gjesdal’a bir mektup yazarak Türkiye’den çıkış vizesi alamadığımı bildirdim. Gjesdal, beni seven ve bazı misyonlara yanında götüren bir yöneticiydi. Kendisini Strasbourg’da doktora çalışmaları yaparken tanımıştım. Uluslararası çalışmalarımda bana her zaman yardımcı olmuştu. Mektubum onu çok telaşlandırmış olacak ki Birleşmiş Milletler’de daimi delege durumunda olan Selim Sarper’e bir yazı göndererek bana çıkış vizesi verilmemesinin olay yaratacağını bildirmiş. Selim Sarper de Dışişleri kanalıyla durumu Ankara’ya ileterek bu vize işinin kötü sonuçlar yaratacağını anlatmış. Ankara’dan cevap gelmeyince sevgili dostum Saadettin Gökçepınar’ın Beykoz’daki çiftliğine yerleşmeyi düşündüm. Akşam’da gö reve başladığım ilk gün Saadettin beni yanına alarak yüksek dereceli birçok yöneticiye tanıtmıştı. Yıllarca birlikte çalışmıştık. Çiftlikte bir su kaynağı vardı, onu işletecektik. Orada o dönemde ev bile yoktu. Ahır gibi bir yerde kalıyorduk. Bir gün Esentepe’ye geldim, yine çiftliğe dönecektim. Tam o sırada motosikletli bir polis memuru eve pasaportumu getirdi. Emniyet’ten vize çıkmıştı. Abidin Dino anlatıyor Hemen ev halkına veda edip, arabayla yola çıktım. Niyetim en kısa zamanda Fransa’ya ulaşmaktı. Gece arabayı bir park yerine çekip birkaç saat kestiriyordum. Ama her defasında polisler başıma dikilerek park yerlerinde uyumanın yasak olduğunu belirtiyorlardı. Ben de ister istemez arabayı benzin istasyonlarına çekiyordum. İki gün sonra güneyde Antibes kıyılarına vardım. Abidin Dino ve Avni Arbaş yaz tatillerini orada geçiriyorlar, Picasso’yla da dostluk ediyorlardı. Hatta Abidin birkaç ay Picasso’nun oradaki atölyesinde çalışmış, yazar ve sanatçı çevresiyle yakın ilişkiler kurmuştu. Yves Montand da Saint Paul de Vence’daki evini yaz tatili için Abidin’e bırakmıştı. Onları buldum, akşam bir bistroda başıma ge lenleri anlattım, Abidin, “Bak, ben de sana kendi pasaport maceramı anlatayım” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “İki yıl önce bana da bir türlü pasaport ver miyorlardı. Kalkıp İçişleri Bakanı Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu’na gittim. Bakan, ablamın eşi Suphi Nuri İleri’nin gençlik arkadaşıdır. Onun da siyasal dertleri olmuştu. Halimi anlayabilecek bir insandı. Beni ilgiyle dinledikten sonra ‘Hiç telaş etme, ben emniyet müdürüne söylerim, hemen vizeni alırsın’ dedi. Ertesi gün çıkış vizesi için Emniyet Müdürü Kemal Aygün’ü gördüm. Bana ‘Boşuna uğraşmayın, size vize yok’ diye yanıt verdi. Yeniden bakana çıktım. Çok üzüldü. Yine müdürü arayarak onu son kez uyardı. Bunun üzerine pasaportuma kavuştum. Dostlarla birlikte o akşam olayı ıslattık. Biletimi aldım. Ertesi gün yakınlarım beni geçirmeye havaalanına geldiler. Kucaklaşıp vedalaştık. Uçağa bindim, uçak kalkmaya hazırlanıyordu. Az sonra iki polis uçağa girdi. Hosteslerle bir şeyler konuştuktan sonra başıma dikildiler, ‘Sizi indireceğiz, bir yanlışlık olmuş, siz yurtdışına çıkamazsınız’ dediler. Sonra da bütün yolcuların şaşkın bakışları içinde beni uçaktan indirdiler. Ne hale geldiğimi anlıyor musun? Beni geçirmeye gelen yakınlarım da henüz alandan ayrılmamışlardı. Kös kös eve döndük. Yine bakanı aradım. Sonunda Emniyet’ten izin çıktı. Yeniden uçaktan yer ayırttım. Yine dostlarım beni geçirmeye gelmişti. Ama hepsi tekrar uçaktan indirilmem endişesiyle telaş içindeydi. Bu kez beni rahat bıraktılar. Bir kâbustan kurtulmuştum. En sonunda Paris yolu Eşim Güzin de birkaç ay sonra bana, Paris’e ulaştı. Yani böyle şeylere alıştık. Bu koşullarda önümüzdeki yıllarda ne yazık ki İstanbul’a dönemeyeceğim.” Gerçekten de Abidin yıllarca Paris’te Türkiye özlemiyle yaşadı. O geceyi tatlı sohbetlerle Antibes’de geçirdim ve sabah büyük bir huzur içinde Paris’e yollandım. Eşim Nezihe de tatil için İstanbul’a gelmişti. Paris’teki evde kimse yoktu. İstanbul’dan ayrılırken o telaşla evin anahtarını da almamışım. Gece yarısı ev sahibi madamın evine giderek yedek anahtarı aldım ve bu macera böyle sona erdi. Ertesi gün UNESCO’da bütün arkadaşlar beni kutluyorlardı. Bunu UNESCO’nun yemekhanesinde sırılsıklam ıslattık. Bu da 27 Mayıs döneminden buruk bir anı! 25 tEMMUZ 31 tEMMUZ Ata’yı lanetleyen Erbaş’a davalar Ayasofya’nın açılış hutbesinde Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü lanetleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a istifa çağrısı yağdı. CHP ve İYİ Parti liderleri sert tepi gösterdi. ADD, HKP, İYİ Parti milletvekilleri Aytun Çıray, CHP’li Muharrem İnce, eski CHP Milletvekili Şahin Mengü, barolar ve birçok yurttaş Erbaş hakkında suç duyurusunda bulundu. Erbaş ise sözlerinden geriadım atmadı ve Müslüman liderlere yazdığı mektupta Ayasofya’nın müze olarak kullanıldığı yılları “Fetret devri” olarak tanımladı. Jet hızıyla sansür Muhalefetin “sosyal medya sansürü” olarak tanımladığı sosyal medya düzenlemesi, Meclis’te kabul edilerek yasalaştı. Meclis 1 Ekim’e kadar tatil edildi. Teklife göre, kişilik haklarının ihlali kapsamında erişimin engellenmesi kararı verilirse, kişinin adı arama motorlarında da çıkmayacak. Günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurtdışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları yetkili en az 1 kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirleyecek. Temsilci belirlenmezse kademe kademe artan ceza uygulanacak. Jandarmada tasfiye Yüksek Askeri Şura’da Orgeneral Metin Temel ve Korgeneral Zekai Aksakallı’nın emekli edilmesinin ardından Jandarma Genel Komutanlığı’ndan da aralarında 15 Temmuz darbe girişimine direnmiş, Balyoz mağduru komutanların yer aldığı Tümgeneral Ahmet Hacıoğlu ve Ali Demir’in de aralarında bulunduğu 4 general ve 24 albay Cumhurbaşkanı’nın imzaladığı kararla emekliye sevk edildi. İhalelerin efendisi AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı Cemalettin Kömürcü’nün ortağı olduğu şirketlerin, Türkiye’nin farklı illerinde kamu kurumlarından toplamda 5 milyona yakın ihale aldığı ortaya çıktı. 6. kez seçildi CHP’nin ana sloganı “İktidar Kurultayı” olan 37. olağan kurultayında, genel başkanlık için aday adaylığını açıklayan İlhan Cihaner, Aytuğ Atıcı ve Tolga Yarman gerekli olan delege desteğine ulaşamadı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu; 80 il başkanının imzasıyla tek başına aday olduğu kurultayda 6. kez yeniden seçildi. Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesine karşın dört isim PM’ye giremedi. Anahtar listeyi Gürsel Erol, Gaye Usluer, Gökhan Günaydın, Eren Erdem, Müslim Sarı ve Aylin Nazlıaka olmak üzere 6 kişi doğrudan; 4 kişi de kota dolayısıyla deldi. Başörtülü Sevgi Kılıç ve Z kuşağından 2000 doğumlu Ahmet Hakan Uyanık da PM’ye giren isimler arasında yer aldı. Şehitler yürek yaktı Mersin’de askerleri taşıyan otobüs kaza yaptı. Dört asker şehit oldu. Otobüsün iki kaptanı da yaşamını yitirdi. Yetki gaspı Danıştay, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı davada, daha önce belediye başkanlarının yetkisinde olan belediye şirket ve iştiraklerine yönetim kurulu ve müdür atama yetkisinin belediye meclislerine verilmesine ilişkin genelgenin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemini reddetti. Kontrollü gerilim Türkiye ile Yunanistan arasında tırmanan Doğu Akdeniz geriliminde yumuşama sinyalleri geldi. Türkiye’nin, Oruç Reis gemisinin Akdeniz’de Meis ve Rodos adasının güney açıklarında yapacağı sismik araştırma faaliyetinin ertelendiği açıklandı. Öte yandan aynı gün Atina’yla bir başka gerilimin de kapısı aralandı. Türkiye, salı günü yeni bir Navtex bildiriminde bulundu. Barbaros Hayreddin Paşa gemisi, 18 Eylül’e kadar Kıbrıs adasının güneydoğusudaki tartışmalı bölgede sismik araştırma yapacak. Uzaklaştırma ve ihraç HDP, eşine şiddet uygulayan Muş milletvekili Mensur Işık’a iki yıl partiden uzaklaştırma cezası verdi. MHP’li milletvekili Cemal Enginyurt, partisinden ihraç edildi. Avrupa’da ikinci dalga endişesi Salgın nedeniyle can kaybı sayısı dünya genelinde 678 bin 591’e yükseldi. Vaka sayısı 17.5 milyonu aştı. Avrupa’da vaka sayılarının yeniden yükselmesi ikinci dalga endişesini artırdı. Trump seçim istedi ABD’de yaklaşan seçimler öncesinde anketlerde geriye düşen Başkan Donald Trump’tan sandıklara erteleme talebi geldi. Trump, pandemi nedeniyle posta yoluyla oy kullanmanın hile ve usulsüzlüklere yol açacağı iddiasını bir kez daha tekrarladı. Cumhuriyetçi isimlerden destek gelmedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear