22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 29 MAYIS 2020 Siber suç dünyasında neler olacak? Gelecekte polis teşkilatı nasıl örgütlenecek? Kiralık genetik katiller M devri başlıyor esutDemirbilekTürkPolis Teşkilatı’nda 22 yıl görev yapmış deneyimli bir polis. Çocukluk hayalini İstanbul Cinayet Bürosu’nda 9 yıl görev yaparak gerçekleştirdikten sonra suç Çizim: Zafer Temoçin ELÇİN POYRAZLAR elcpoy@gmail.com araştırmalarında bilimsel ve teknolojik gelişmeleri öğrenmek için New York’a giderek yüksek lisans yaptı. Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı bölümünün kurucu müdü nın dijital ikizini hack’leyen suçlular zihnini ve bilincini çalabilecek veya yok edebilecek. Bu aynı zamanda fiziksel olarak bir insanı öl rü. Çeşitli görevlerde hizmet verdikten son dürmekle eşdeğerde tutulacak. “Ülkelerin siber savunma orduları, siber ra 2005’te emekli oldu. Özel sektördeki tecrübesinin ardından “My Security Analytics” isimli şirketiyle siber güvenlik hizmeti veriyor. Demirbilek’in “Cinayet Sohbetleri” ve Ülkelerin vatandaşlık verdiği robot ve yapay zekâlara karşı işlenen suçlar hukuk sistemlerinde yer almaya başlayacak. topraklarını “Hepimiz Katiliz” isimli iki kitabı var. u Başka? yapay zekâlarla korumaya çalışacak. Siber güvenlik farkındalığının en yüksek seviyede olacağı bir çağa giriyoruz. Dijitalleşme evrimi sürerken kendini dijital bir devrimin u Salgın sonrası siber güvenlik açısından dünyada ne gibi değişiklikler olabilir? COVID19 daha başından itibaren hacker’ların ve siber dolandırıcıların ekmeğine yağ sürdü. Hacker’lar milyonlarca phishing (oltalama) epostalar göndererek insanların kimlik, sağlık ve finansal bilgilerini ele geçirmeye başladılar. COVID19’a dair koaso neden olacak yanlış içerikli mesajlar da gönderdiler. Telaşa kapılan bireysel ve kurumsal bilgisayar kullanıcılarının sistemlerini ransomware (fidye yazılımları) ile ele geçirerek yüklü menfaatlar elde ediyorlar. Terörde bile azalmaların görüldüğü bu ortamında ülkeler arasındaki siber savaşların hiç hız kesmeden devam ettiğini de belirtmek lazım. SAĞLIKTA TEHLIKE ÇANLARI 2030’lardan sonra kuantum bilgisayarların günümüzde bilinen bütün şifreleme sistemleri (savunma, devlet, finans, sağlık vb.) geçerliliğini yitirecek. Günümüzde 100 yıl sürebilecek bir şifre kırma süreci belki sadece 100 saniyede çözülecek. Block Chain yapısında oluşturulan bitcoin dünyası dahi bu gelişmeden nasibini alacak. İnsanların kullandıkları cihazlar ele geçirilerek duydukları ve algıladıkları şeylere erişilip manipüle edilecek. FARKLI MESLEKLER u Peki, geleceğin polis teşkilatları neler yapacak? içerisinde bulan insanın ilk mücadelesi u Veri madenciliği nedir? Ve yaşantımıza etkisi nasıl olacak? Veri işlenmemiş, yorum yapmaya imkân verecek birbiriyle ilişkilendirilmiş ham ka l Günümüzde ilk sonuçlarını vermeye başlayan “veri madenciliği ile tahmin edici ve yol gösterici suç analiz sistemleri” polisin en önemli si siber güvenlik olacak.” yıtlar demek. Örneğin işe giriş ve çıkış kayıtlarınız, bankacılık sistemindeki bir işleminiz gibi her alanda bıraktığınız izler.... Veri ma lahı olacak. Suçluların yapay zekâ dünyasını aktif bir şekilde kullanıyor olacaklar. denciliği ise büyük l Tüm şehirlerde ve yollar veri yığınları içinde mühendislikle sadece o kişileri veya ırkları öl da akıllı ve anında görsel analiz ilgili veriyi keşfetme dürebilecek virüsler geliştirilecek. Kiralık ge ler yapabilen izleme sistemleri çok yaygınlaşa ve bilgi haline dönüştürme eylemi. Yapay zekâ algoritmaları veri madenciliğinde ortaya çıkan verileri kullana netik mühendis katiller işverenin talep ettiği kişileri öldürmek için hedefteki DNA’lara etki edecek biyolojik silahları geliştirecekler. DIJITAL IKIZINIZ ÇALINIRSA cak. Günümüzde bu sistemin en gelişmiş olanı Çin’deki SKYNET’dir. Bu sisteme bağlı 150 milyondan fazla kamera anlık verileri topluyor. 20 milyonluk bir şehirde kaybolan bir çocuğu ya da yetişkini en geç 15 dakikada bulu rak her alanda yüksek doğruluk oranlı tahminler yapıyor. u Ürkütücü bir tablo gerçekten... Siber hacker’lar, hemen hemen herkesin kullanabileceği ve vücudunda taşıdığı sağlık yor. 2030 yılında kamera sayısının Çin’de 1 milyara yaklaşması bekleniyor. l Cinayet olaylarının soruşturulmasında par Mesut Demirbilek u Geleceğin suçları nasıl bir şekle bürünecek? 2025’ten sonra sağlıkla ilgili yeni suç formlarıyla karşılaşacağız. İllegal korsan klonlama çeteleri müşterilerinin talepleriyle organ ve hatta insan klonlayabilecekler. Olay yerlerinde sahte ya da manipüle edilmiş DNA örnekleri bırakılınca o delille tarama cihazlarını hack’leyerek onlara hasta olduklarını hissettirebilecekler. Ve onları belirli ilaç ve tedavileri almaları için manipüle etmiş olacaklar. 5G teknolojisi sonrası daha da yaygınlaşacak olan uzaktan kumandalı robotik cerrahiler sırasında hacker’lar iletişim sistemini ele geçirerek ameliyatı sabote edecek ve hatta hastanın ölümüne sebep olabilecekler. Kredi kart bilgileri yerine, hacker’lar, milyonlarca insanın sağlık kurumlarındaki biyolojik ve biyometrik verilerini ele geçirecekler ve daha sonra bunları karaborsada bazı ilaç üreticilerine satacaklar. mak izi, DNA veya delil olabilecek herhangi bir şey dron yardımıyla tespit edilip toplanacak. l Cinayet masası dedektifleri bütün verilere kendi ekranlarından ve AR / VR gözlükleri ile ulaşabilecekler. Olay yerinin içindeymiş gibi inceleme yapabilecekler. l Olay yeri veriler ile başka kaynaklardan toplanan bilgilerle yapay zekâ (dedektif robot) tarafından olay senaryosu simülasyonları hazırlanarak dedektife sunulacak. l Dedektifler sorguda şüphelilerin mikro ifadelerini ve beden hareketlerini analiz eden uygulamalar ve kameralar kullanacaklar. Şüphelinin yalan ve doğru cevaplarını anlayabilecekler. rin kullanılabilirliği ve u Diğer alanlarda ne tür suçlar doğacak? l Cinayet masasında yalnızca dedektifler güvenirliliği ortadan İnsan zihni ve bilinci dijital ortamda yedek değil suç analiz, siber suç uzmanları, veri bi kalkacak. İnsan DNA lenmeye başlanacak. Makineler gibi insanın da limciler ve yapay zekâ mühendisleri gibi deği örnekleriyle genetik dijital ikizi (digital twin) oluşturulacak. İnsa şik disiplinlerden uzmanlar da yer alacak. AKILLI DÜŞMAN “Akıllı evler, akıllı arabalar gibi önüne akıllı sıfatını koyduğumuz birçok platforma bağlı IoT (nesnelerin interneti) cihazları sizi dinlemek, hatta fiziksel zarar vermek için bile kullanılabilecek. Evdeki doğalgaz ve fırına yapılacak müdahale ile yangın çıkarılabilecek. Aracınız seyir halindeyken bir anda fren yaparak ya da hızlanarak kaza yapabileceksiniz. Irk ayrımından çok, genetik yapılara göre ayrımcılık baş gösterecek.” TARIHTEKI ILK SIBER KATIL “D ijital çağın değişen suç formu ilk 1998’te yaşandı. Amerika’da yoğun bakımdaki babasının mirasına konmak isteyen bir kişi, genç bir hacker kiraladı. Hastanenin sistemine internetten girerek babasının ilacını değiştirtti. Bu siber atak sonucu baba hayatını kaybetti, oğlan mirasa kondu. Durum hacker’ın polise itirafı sonucunda ortaya çıktı. İlk siber cinayet olarak kayıtlara geçen bu olayda hacker da ilk siber kiralık katil olmuştu. “ TOPLANTIYI ERTELE “İ şinize en kısa yolu öneren ve bugün kullanmaya alıştığımız harita algoritmaları, o günkü meteoroloji, ekonomi verilerini ve anlık sağlık verilerinizi ve sosyal medya verilerinizi analiz ettikten sonra akşamüstü yapacağınız toplantınızı ertelemenizi söyleyecek.” DARK WEB’DE OLACAKLAR “Günümüzün organize suç şebekeleri siber dünyadaki dark web alanlarında örgütlenecekler. Bağlı oldukları ülkeler değil, bağlı oldukları ağ toplumunun siber topraklarında faaliyetlerini sürdürecekler. Global birkaç organize suç ağı dışında daha çok lokal ağlarda çalışan gruplar olacak.” YAPAY ZEKÂ EVLILIĞI MI? “İ nsan ve yapay zekâ evlilikleri sivil hakların sıkça tartışılan ve problem yaratacak konularından biri olacak. Ülkelerin enerji sistemleri ele geçirilip, devre dışı bırakılabilecek ve buna bağlı olarak enerjiyle çalışan hayati fonksiyonlar kapatılarak katliam derecesinde ölümler olabilecek. Suç tahminlerine bugünkü pencereden baktığımızda oldukça iç karartıcı ama bu riskler gelişirken suçla mücadele sistemleri de gelişecek.” Fotoğraf: Kurtuluş Arı Bİ DÜNYA İNSAN Uzun sürmüş apolitikleşme süreci Gezi’yle bitti. Gezi Parkı direnmekti Kazanmak ya da kaybetmek değildi Yedi yıl geçti üzerinden. Cendereye alınmaya itiraz eden bir toplumun apolitik sanılan gençleri, ülkemizin toplumsal direniş tarihinde destan yazmışlardı. O dönemde Gezi’yle ilgili küçük bir kitap kaleme almıştım. “Gezi Parkı Direnişi Küçük Bahçede Büyük Kıyamet” adlı o kitapçıkta bakın nasıl değerlendirmişim protestoları: Gezi Parkı Direnişi, ülkenin içinde bulunduğu “siyasetsizlik”e, gittikçe “tektipleştirilmesi”ne ciddi bir tepki olarak patlak verdi. AKP iktidarının dinci uygulamalarını neoliberal politikalarla harmanlayarak, her türlü “çıkış yolunu” bir hayli daralttığı bir ortamda küçük bir parkta başlayan bu kalkışma/direniş hem mevcut politikaların reddine hem de bundan sonrası için bir yol haritasının çizilmesine katkıda bulundu. Önemi yadsınamaz. Bu toplumun üzerine serpilmiş “ölü toprağı”nın kalkmayacağı inancını da ortadan kaldırmış oldu. ÖNCESİ VARDI Bu tür bir kalkışma için koşullar ülkede aslında uzun yıllardır mevcuttu. Ancak, yakın zamana kadar gerçekleşmemesinde AKP iktidarının dinci politikalarını yaygınlaştırırken, toplumun çözüm bekleyen sorunlarına “çözüm getiriyormuş gibi” yaklaşmasının büyük payı var. Toplumdaki patlamayı bu yöndeki beklentiler geciktirdi. Koşullarını kendisinin belirlediği, bizzat muhataplarının bile hazırlıkların da yer almadıkları Alevi açılımı, Kürt açılımı, azınlıklara yönelik “iyileştirici” politikalar, tüm bunların hepsi, çözüm bekleyen sorunlar olması nedeniyle karşı çıkılması zor açılımlardı. AKP iktidarının bu açılımlardan hiçbirinde başarılı olmayacağı bilinmesine rağmen toplumun içine sokulduğu atmosferde bunu dile getirilmesine olanak bulunmadı. Bunda AKP’nin topluma dayatmak istediği uygulamalarını “kamusal iyi”nin arkasına gizleme kurnazlığının büyük etkisi var. En çarpıcı örnek alkollü içkiye karşı çıkardığı “düzenleyici” yasadır. “İç kinin zararlı olduğu” yönündeki kamusal inanışı öne sürerek çıkardığı bu yasa, aslında “yaşam tarzı”na müdahale amaçlıydı. Bu müdahaleye karşı çıkıldığında “içkiyi, onca zararına rağmen savunur duruma” düşmek kaçınılmazdı. Alevi açılımı ya da Kürt Barış Süreci gibi girişimleri, barışa elbette karşı olmayanların gerçekçi bulmamaları, onları kolayca “barış karşıtı” saflara itiyordu. AKP’nin bu kurnaz politikası ülkenin bu yakıcı sorunlarına çözüm getirir görüntüsü altında rantçı neoliberal ekonomiyi yerleştirmeye de dönüktü. Toplumun bunu itirazsız kabul etmesinde, söz konusu açılımların sorun çözülür umuduyla desteklenmesi, desteklenmese bile güçlü itirazlarla karşılaşmaması AKP’nin ekonomik modeline de sessiz kalınmaması sonucunu doğurdu. TAŞIRAN ‘SON DAMLA’ Ancak iktidarın, alternatifsiz olduğuna inanmasının verdiği pervasızlıkla, kitlelerin endine zararlı olduğunu daha çabuk kavradıkları alanlara yönelmeleri işi değiştirdi. Özel yaşama müdahale girişimleri, sosyal alışkanlıkları (içki örneği) “zarar” zaviyesinden yola çıkarak aslında dini bir yönelimle, ortadan kaldıramasa da, “görünmez” hale getirmeye dünük uygulamaları, “kamudaki bireysel özgürlük alanları”na müdahale olarak algılanmakta gecikmedi. Taksim’de ağaçların kesilecek oluşunun bir ba kıma “son damla” oluşunun nedeni budur. Tüm bu uygulamalara itirazın pat MUSTAFA K. ERDEMOL ladığı yer oldu Gezi Parkı. Ülkemizde birçok açıdan ilk olsa da, dünyada ben zerleri elbette vardı Gezi Parkı Direnişi’nin. Hem de uun zamandan beri örneklerine rastlıyoruz. Aklımı za hemen Zucotti Park’taki Occupy Wall Street kal kışması geliyor. Ama 99’dan beri gittikçe yaygınla şan Küreselleşme Karşıtı protestoları anımsayalım. 2001’de Brezilya’daki Porto Allegro toplantısında al ternatif küreselleşme amacıyla alınan protesto karar ları da hatırlanmalı. Bunlar Gezi Parkı da dahil, di ğer benzerleriyle birlikte hepsi iktidara karşı olan, an tiotoriter özellikler taşıyan protestolar. İktidarlara görevlerini anımsatan,” iyileştirme lerle” yetinebilen içerikte kalkışmalar çoğunlukla. Bunların hepsi “iktidarı hedef alan ama iktidar he deflemeyen” protestolardı. Böyle olmasının, bu kal kışmaların, antiotoriter özelliklerinden ötürü, karşı olunan mevcut siyasal sistemin taleplerinin benzer lerini dile getirmem tutumuyla da ilgisi var. “İktidar istemek” de klasik/geleneksel siyasal siteme ait bir talep bu anlayışa göre. Gezi Parkı’nda kazanmak ya da kaybetmekten çok “direnmek” önemliydi. İlk “toplumsal refleks” olarak “direnmek” en gerçekçi, en devrimci tutumdur. Çün kü neoliberal saldırılara, dincileştirme sürecine, iti raza muhtaç her ne varsa onlara verilecek ilk tepkiy di direnme. Öncesi sonrası önemli değil bu açıdan. Direniş’in güzel çocuklarına; Ethem Sarısülük’e, Abdullah Cömert’e, Mehmet Ayvalıtaş’a, Mede ni Yıldırım’a, Ali İsmail Korkmaz’a, Berkin Elvan’a saygıyla, sevgiyle ve direnme sözüyle merhaba.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear