23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 23 MAYIS 2020 CUMARTESİ gorus@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Geç olmadan harekete geçmeli MARCO V. SÁNCHEZ CANTILLO Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Tarımsal Kalkınma Ekonomisi Bölümü Genel Müdür Yardımcısı Dünya, Covid19 yüzünden birçok belirsizlikle karşı karşıya. Ancak bir konuda ise şüphe yok: Küresel ekonomik faaliyetler büyük yara alacak, insanların gelirlerinde ve refah düzeylerinde derin etkiler bırakacak. Özellikle de gerek ekonomik olarak zayıf gerekse de gıdada dışa bağımlı ülkeler için... Virüsün yol açtığı sorunların çözümüne yönelik gerekli önlemlerin zamanında ve etkili bir şekilde uygulanmaması halinde, dünyada sayıları giderek artan açlıkla mücadele eden kişi sayısı kritik noktalara taşınacaktır. FAO’nun, BM’nin diğer organizasyonları ve uluslararası ortakları ile birlikte geçen yıl hazırladığı (2019) Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu Raporu’nda (SDG2 Suistanable Develepmont Goal Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri) 20112017 arasında yaşanan ekonomideki yavaşlama ve gerilemelerin yetersiz beslenme ve açlığa kapı araladığı konusuna dikkat çekmişti. FAO raporunda 20112017 tarihleri arasında yetersiz beslenme sorunu yaşıyan ülke sayısının 65’ten 77’ye yükseldiğine işaret etmişti. Uluslararası Para Fonu da (IMF), küresel GSYH tahminini 6.3 puanlık bir düşüşle revize ederek, BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün bu analizini, küresel bir tehdit haline gelen sağlık ve açlık krizine karşı geliştirilecek mekanizmaların bir parçası haline getirdi. IMF, geçtiğimiz ocak ayında küresel ekonomide 3 puanlık bir yükselme öngördüğünü açıklamış ancak bu öngörüsünü salgının dünyayı sarması ve ülkelerin hızla koruma tedbirleri kapsamında kısıtlayıcı önlemlere başvurması nedeniyle yenilemek zorunda kalmıştı. Para Fonu, Covid19’un küresel ve ulusal piyasalara olumsuz etkilerini göz önüne alarak yaptığı yeni tahmininde küresel büyüme oranda 3 puanlık bir daralma yaşanmasının beklendiğini duyurdu. Dünyanın halihazırda en yüksek açlık oranlarının bulunduğu, 20 yaş ile ortalaması ile oldukça genç bir nüfusu ev sahipli yapan Sahraaltı Afrika bölgesi, ekonomideki sert daralma sonucun yeni ve derin bir krizle baş etmek zorunda kalacak. FAO’nun 1995’ten bu yana düzenli olarak Dünya, Covid19 yüzünden birçok belirsizlikle karşı karşıya. Ancak bir konuda ise şüphe yok: Küresel ekonomik faaliyetler büyük yara alacak, insanların gelirlerinde ve refah düzeylerinde derin etkiler bırakacak. Özellikle de gerek ekonomik olarak zayıf gerekse de gıdada dışa bağımlı ülkeler için... tuttuğu, “Yetersiz Beslenme Endeksi (PoU)” ve dışarıdan gıda ithalatına bağımlı ülkelerin daha önceki ekonomik göstergeleri baz alındığında, Covid19’un tetiklediği durgunluk nedeniyle milyonlarca insanın daha açlık sınırına gerileyeceği öngörülüyor. Açlık ordusuna katılacaklar Açlık çeken insanlar ordusuna katılması muhtemel olan bu insanların toplam rakamı, ülke ekonomilerindeki büyüme ve daralma senaryolarına göre 14.4 milyon ile 80.3 milyon arasında değişiyor. Gıdaya ulaşımdaki adaletsiz denge daha da bozulursa sonuçlar, açıklanan projeksiyondan da daha kötü olabilir. Dünya bunun olmasına izin vermemeli. Dünyada, şimdilik bir gıda üretim sıkıntısı görünmüyor. FAO, tam da bu yüzden bütün ül kelerin gıda tedarik zincirini canlı tutmaları için ellerinden geleni yapmasını öneriyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü, son gelen ekonomik veriler ışığında yaptığı değerlendirmelerde hükümetlere, bölgesel ve küresel gıda tedarik zincirlerinin akışkanlığının sağlanması ve gıdaya erişimin önündeki kısıtlayıcı engellerin kaldırılması çağrısını yapıyor. Yetersiz beslenme ve ekonomik gelişme arasında giderek açılan makas, BM’nin 2030 yılı için önüne koyduğu açlığı bitirme hedefini de zorlaştırıyor. FAO’nun küresel verilerden derlediği PoU Endeksi uzun yıllara yayılan mücadele sonucu düşüş eğilimindeyken, 2015’ten itibaren yeniden yükseliş trendine girmiş durumda. Ne yazık ki bugün, açlık ve yetersiz beslenme endeksinde yeniden 2010 seviyesine gerilemiş durumdayız. Dünyadaki her do kuz kişiden 1’i yetersiz beslenme koşullarında yaşıyor. Bu oran Asya ve Afrika’da ise çok daha yüksek rakamlarda seyrediyor. Tedarik zincirine odaklanmalı Hükümetler, ekonomik sermayeyi korumak ve yeni işsizler için sosyal güvenlik alanlarını desteklemek için benzeri görülmemiş mali ve parasal teşvikler uyguluyorlar. Birçok ülke, bu tür likidite enjeksiyonlarını ve kamu harcama taahhütlerini yerine getirecek araçlardan yoksun. Uluslararası toplumun kendi harekete geçme kapasitesini kolaylaştırması gerekirken, ülkelerde Covid19’un yarattığı en acil ihtiyaçlara yardım etmenin yanı sıra kendi kaynaklarını yeniden tahsis etmek için mali sorumluluk bilinci ve objektif bir biçimde hareket etmeli. Sağlık birinci önceliktir. Yeterli ve sağlıklı gıda, pandemiye verilen sağlık yanıtının merkezi bir parçasıdır. Yetersiz eylem, önümüzdeki yıllarda savunmasız nüfusu ciddi şekilde zayıflatacaktır. Bu, “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ne ulaşma ihtimalini daha da zorlaştıracaktır. Dolayısıyla, çabalar sadece gıda tedarik zincirlerini canlı tutmaya odaklanmakla kalmamalı, aynı zamanda herkes için gıda erişilebilirliğine odaklanmalıdır. Hükümetler, gerekli resmi teşvik paketlerini en fakir ve en yetersiz beslenenleri hedefleyerek bu sorunu ele alma şansına sahiptir. Nakit ve ayni transferler, yeni kredi limitleri, güvenlik ağları, gıda bankaları, okulöğle programlarını canlı tutma gibi araçlar faydalı olabilir. Varlıkları kısıtlı olanlara odaklanmanın hem en çok ihtiyaç duyanlara yardımcı olmanın hem de kamu kaynak harcamalarının talep dinamizmini koruma üzerindeki etkisini en üst düzeye çıkarmada etkisinin iki kat olumlu sonucu olacağı her zaman akılda tutulmalıdır. Olası üçüncü olumlu etki de, gıdadaki güvensizliği ve yetersiz beslenmeyi önleyecek şekilde açlığı en aza indirmek, durgunluktan kaynaklanan uzun vadeli yara izlerini azaltacak ve gelecekte daha fazla canlılık ve daha az bağımlılık sağlayacaktır. Gerçekten de gıda erişimine yönelik mevcut tehdidi ele alan mümkün olduğunca teşvik edici önlemler, gelecekte ekonomik yavaşlamalara ve gerilemelere karşı onları korumak için gıda sistemlerinin dayanıklılığını artırmaya yönelik bir tasarıma sahip olmalıdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear