23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 20 MAYIS 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER/YORUM Cumhuriyet, ekonomide bize neyi öğretmişti? Ulusal bayramların, kutlama boyutu yanında, muhasebe yapma boyutu da vardır. O nedenle bugün, Cumhuriyetin ekonomi politikası, sanayileşme ve planlı kalkınma stratejisi üzerinde, uzun uzadıya durmak gerekir. Çünkü geçmişte çok önemli işler başarmasına karşın terk edilen bu modelin haklılığı, doğruluğunu her geçen gün daha çok anlaşılmaktadır. Gelin hep birlikte o modeli ve kurumlarını düşünelim…      Divriği’nin demiri, Zonguldak’ın kömürü, Nazilli’nin basması, Beykoz’un kundurası… Bunlar, sadece birer işletme adı değildir. Birer ürün, birer maden adı da değildir. Daha ötesi, daha fazlası, daha anlamlısıdır. İktisat tarihimizde, toplumsal hafızamızda, duygu dünyamızda yerleri çok daha büyüktür bunların. Konuyu açalım. İstiklal Harbi sonrası, bütüncül kalkınma hamlesi başlatır Türkiye. Yolu, fabrikası olmayan; yeterli hastanesi, sağlık ocağı, okulu, doktoru, öğretmeni, ebesi, hemşiresi, mühendisi olmayan ülkemizde, 1929 Dünya İktisadi Buhranı’nın da etkisiyle, kamu öncülüğünde planlı sanayileşme adımları daha da hızlanır. Kamucu, devletçi politikalara yönelmede, planlama bilincinin gelişmesinde, kurucu kadroların iradesi yanında, dünya konjonktürünün ve SSCB ile gelişen ilişkilerin de etkisi vardır. O dönem, birkaç kez Türkiye’ye gelip, ülkemizin potansiyeli ve ihtiyacına ilişkin raporlar hazırlar Rus heyetleri. Nihayet, İngiltere ile imzalanan kredi anlaşması sonucu, 1937’de Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın (Kardemir) temeli atılır. 1939’da demir elde edilen ilk yüksek fırın (fırının adı Fatma’dır) devreye girer. Kefen bezini ABD’den (Amerikan bezi derler), kiremidi Fransa’dan (Marsilya kiremidi derler) ithal eden Anadolu insanı, kararlıdır. Kendi ürettiğini kullanacak; kendi dokuduğunu giyinecektir. El âleme avuç açmamak, namerde muhtaç olmamak için, ne yapıp edip kalkınacaktır. Kararlıdır; ekonomik bağımsızlığını kazanacaktır. Bir daha Reji İdaresi’nin, Düyunu Umumiye’nin, kapitülasyonların baskısı altında ezilmeyecektir. Kararlıdır; yurdu demir ağlarla örecektir. Kararlıdır; karanlığın üzerine yürüyecek; cehaleti, bağnazlığı, yoksulluğu yenecektir.     Fabrikalar, toplumsal hayat, sınıf bilinci Bu sanayi tesisleri, aynı zamanda ulusal gururun simgeleri, milli bağımsızlığın kaleleridir. İktisat tarihimizde “fabrikalar kuran fabrika” olarak anılan, yıllarca ülkemizin demir çelik ihtiyacını karşılayan Kardemir’i, 1961’de Ereğli Demir Çelik (Erdemir), 1974’te İskenderun Demir Çelik (İsdemir) fabrikaları izleyecektir. Demir çelik tesislerinin Karabük’te kurulmasında, diğer etkenlerin yanında, hem Cumhuriyetimizin kurucu babalarının güvenlik konusundaki hassasiyeti hem 2. Dünya Savaşı öncesindeki ortam etkili olmuştur. Fabrikaların inşa edilebileceği yerler tartışılırken, Karadeniz ve Akdeniz’de limana yakın olan ilçeler ilk sırada akla gelmiştir. Karabük’te karar kılınmıştır. Bunda, Cumhuriyet tarihinin iki mareşalinden biri olan dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın uyarılarının da etkisi büyüktür. Fevzi Paşa, “Tesis, düşmanın top menzili dışında kalmalı, düşman piyadesinin ulaşamayacağı uzaklıkta olmalı, düşman süvarisinin dörtnala kalkamayacağı sarp bir yerde kurulmalı” demiştir. Kardemir de, diğer pek çok erken dönem Cumhuriyet kurumu gibi, ana işlevi yanında yan işlevler üstlenmiştir. Karabük gibi dağlarla çevrili, ulaşımı zor, küçük bir yerleşim birimi, Kardemir sayesinde büyümüş, önce ilçe, sonra il olmuştur. Kardemir çevresinde pek çok işletme, sanayi kuruluşu faaliyete geçmiştir. Ticari hayat gelişmiş, toplumsal hayat canlanmıştır. Okullar, spor kulüpleri, sosyal tesisler açılmıştır. Kardemir emekçilerinin yaşadığı lojmanlar, doğayla uyumlu biçimde inşa edilmiştir. Kardemir’in, çok amaçlı kullanım için yapılan tiyatro salonu, Avrupa’da bile eşine az rastlanır niteliktedir. Opera ve bale için de uygundur. Salonda, Halkevi Tiyatro Kolu, Moliere’in “Mürai” adlı eserini (Ahmet Vefik Paşa uyarlaması) sahnelemiştir. Fabrika dergisini çıkaran kadro, Halkevi’yle işbirliği yaparak, fabrika ve Halkevi faaliyetleri yanında, toplumsal sorunları işlemekte, sanayileşmenin önemini anlatmaktadır. 2. Cihan Harbi yıllarında bile konferanslar, sanatsal etkinlikler düzenlenmektedir. 1943’ün ocak ayında Halkevi’nde, Nurullah Ataç dil meseleleri; Mehmet Emin Yurdakul hece ve aruz vezni ile ilgili konuşmalar yapmıştır. Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, eğitim politikalarını anlatmış, Karabük’te Köy Enstitüsü değil, sanayi meslek okulu açmak istediklerini söylemiştir. Sözün özü: salgın hastalık sonrasının ekonomik modellerini tartışırken, Cumhuriyetin sanayileşme iddiasından, kalkınma hamlesinden, planlama geleneğinden, çok işlevli sanayi tesislerinden alınacak çok ders vardır.   20 MAYIS 2020 SAYI: 34559 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:45 05:35 13:06 17:02 20:27 22:08 Ankara 03:36 05:22 12:50 16:45 20:08 21:46 İzmir 04:07 05:49 13:13 17:05 20:27 22:01 Parasını halkın ödediği işlerde sır kavramı olmaz... Sadece Türkiye’ye özel bir durum bu! Şehir hastaneleri, yol, köprü, tünel, liman ve havalimanı gibi kamu özel işbirliği ya da yapişletdevret modeli ile yapılan projelerde, ne zaman maliyetleri sorgulasak karşımıza “ticari sır” kavramı çıkıyor... “Ticari sır” vergilerimizden yandaş müteahhitlere aktarılan milyarlarca liralık ödemelerde, örtü görevini üstleniyor... Neyin örtüsü?! Şehir hastaneleri ile ilgili 4 hafta boyunca sarsıcı dizi haberlere imza attık. Hastanelerin maliyetlerinin görünenin çok üzerinde olduğunu, Türk ekonomisinin bu maliyetleri kaldıramayacağını ortaya çıkardık. Hükümetin yandaş müteahhide ödediği bir yıllık hastane kirası ile devletin kendisine bir hastane yapabileceğini anlattık. 25 yıl boyunca sadece bir şehir hastanesine ödenecek kira parası ile aslında 25 hastanenin yapılabileceğini rakamlarla ortaya koyduk... ( İlk kez okuyanlar geçmiş yazılarıma bakabilirler) Tüm bunları araştırırken karşımı lerden oluşuyor! Kamu kaynaklarının nasıl kullanılacağı, 5018 sayılı yasa ile karara bağlanmış. O kadar açık ki, bir ör nek vereyim: Mali Saydamlık, Mega projeler, mega şirketler ve ticari sır! madde 7: “Her türlü kamu kaynağının elde edilmesinde ve kullanılmasında denetimin sağlanması için kamuoyu zamanın Müteahhitler Meclis’in da bilgilendirilir” diyor... Madde 8, hesap verme so üzerinde mi? rumluluğunu anlatıyor... Sağlık Bakanlığı şehir hasta za çıkan kavram hep aynıydı... “Ticari sır”... H Prof. Dr. Duran Bülbül’ün şehir hastaneleri ile ilgili inceleme raporu olmasa hükümetin “mega rüyasının” vatandaş için nasıl bir kâbus olduğunu anlayamayacaktık. neleri ile ilgili Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nu uygulamıyor! Yalnızca Sağlık Bakanlığı değil, Ulaştırma Bakanlığı da aynı şekilde... Kamuözel işbirliği yani hükümet müteahhit işbirliği ile yapılan milyarlarca liralık projelerin tamamında bu kanun devre dışı! Tuz koktu ise daha neyi, nasıl Meclis’te konunun takipçisi olan anlatabiliriz?! CHP’li Fikret Şahin’in Plan Büt H çe Komisyonu’ndaki soruları da yi “Müteahhitlerle yapılan sözleş ne aynı kavram ticari sır gerekçe meleri açıklayın” diyoruz ama ka gösterilerek yanıtsız kalmış. pı duvar! Oysa devleti yönetenlerin hesap Müteahhitlerin bildiği, kredi ve verme zorunluluğu var! Çünkü har ren kuruluşların bildiği, müteahhit cadıkları para vatandaşın ekmeğin lerle anlaşma yapan hükümet yet den kestiği, alın teri, göz nuru vergi kililerinin bildiği sözleşmeleri halk bilmiyor! Parasını biz ödüyoruz, vergi ve renler ödüyor ama kime, nasıl, ne kadar para ödediğimizi bizden gizliyorlar! Sır sözleşmeleri, halkın iradesini temsil eden TBMM de bilmiyor! Meclis, müteahhitlerin önünü açmak için, kredi kuruluşlarının taleplerini yerine getirmek için, özel yasa çıkarılmasında bile kullanılıyor. Yani müteahhitler ve kredi kuruluşları Türk milletinin egemenlik hakkını, bütçe hakkını temsil eden Gazi Meclis’in bile üzerinde, öyle mi?! “Meclis mi kaldı?” dediğinizi duyar gibiyim... Sorun da bu zaten... Alışmak! Devletin kurum ve kuruluşları yok edilirken, devlet bir aile şirketi haline dönüşürken tüm çöküntüyü izlemekle yetinmek... H Mega projelere bakın, mega yatırımlara... vergilerimizi harcarken ticari sır örtüsünün gerisine saklanan işadamıbürokratsiyasetçi çemberine bakın... Kırılan umutların, yitirilen yarınların, yoksulluğun nedenlerini orada göreceksiniz... İLK TÜRBİN DEVREYE GİRDİ Yüzbaşı Çiftçi uğurlandı Kars’ın Kağızman ilçesinin Çemçe bölgesinde terör örgütü PKK’ye yönelik operasyona gönüllü bir timle katılan ve şehit olan Kağızman Jandarma Komando Taburu’na bağlı 2. Jandarma Komando Bölük Komutanı Jandarma Yüzbaşı Ferhat Çiftçi’nin (34) naaşı Harakani Havalimanı’nda düzenlenen törenin ardından memleketi Isparta’ya gönderildi. Çiftçinin birliğinde olan ve komutanlarına veda eden bazı askerler gözyaşlarına hâkim olamadı. Secaat Çiftçi ile evli olan ve 2 yaşında Mete isimli bir çocuğu bulunan şehit Yüz başı Çiftçi, Kara Harp Okulunda eğitimini tamamlamasının ardından Konya, Hakkâri, Diyarbakır, Balıkesir ve Sivas’ta görev yaptı. Jandarma Yüzbaşı Ferhat Çiftçi (34) için memleketi Isparta’da cenaze töreni düzenlendi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da katıldığı, sosyal mesafe kuralına uygun yapılan tören sonrası Yüzbaşı Çiftçi’nin naaşı şehitlikte defnedildi. Çakır’a son görev Hakkâri’de görevli olduğu üs bölgesinde keşif ve gözetleme sırasında başına isabet eden şarapnel par çası nedeniyle kaldırıldığı hastanede şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Halil Çakır’ın (24) cenazesi dün Adana Havalimanı’na indi. Şehidin cenazesi, karayoluyla Aladağ ilçesi, Gökçe Mahallesi’ndeki babaevine getirilerek helallik alındıktan sonra mahalle mezarlığına götürüldü. Büyük üzüntü yaşayan baba Hüseyin ve anne Cennet Çakır, taziyeleri kabul etti. Anne Çakır, oğlunun fotoğrafını öperek gözyaşı döktü. İl müftüsü Hasan Çınar’ın kıldırdığı cenaze namazının ardından şehit Çakır’ın cenazesi toprağa verildi. l Haber Merkezi Hasankeyf’i sular altında bırakan Ilısu Barajı açıldı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 12 bin yıllık tarihi olan Hasankeyf’i ve milyonlarca canlıya ev sahipliği yapan Dicle Vadisi’ni sular altında bırakan Ilısu Barajı’nın açılış töreninde, “Barajın yapımına engel olmak isteyen herkesin, bugün karşımızdaki eserin ihtişamı karşısında ezildiğine inanıyorum. Ne yaptığımızı anladın mı Bay Kemal?” dedi. Mardin’deki Ilısu Barajı’nın ‘1. Türbini Devreye Alma Töreni’ne video konferansla bağlanan Erdoğan, “Kendi ülkesini yabancılara şikâyet edenlere, halkına silah çekenlere, kendi insanının kanını dökenlere verdiğimiz en güzel cevap bu eserdir. Ilısu Barajı’ndan esecek barış, kardeşlik, refah ve huzur rüzgârı asırlar boyunca bu topraklarda dalga dalga kendini hissettirecektir” ifadelerinde bulundu. 6 türbinli olan barajın her ay bir türbini açacaklarını söyleyen Erdoğan, “Ilısu’nun maliyeti, yeniden yerleşim, inşaatı ve diğer harcamalarıyla birlikte toplamda 18 milyar lirayı buldu. Barajın inşası konusunda en çok istismar edilen Hasankeyf başta olmak üzere tüm tarihi ve kültürel varlıklar özenle korunmuştur” dedi. l Haber Merkezi GENÇ KIZIN CESEDINE NEHIRDE ULAŞILDI ÖKSÜZ’ÜN KAYINPEDERI KULAÇOĞLU VE GÜLSEVEN YAŞAMINI YİTİRDİ SERBEST BIRAKILDI Ordu’nun Altınordu ilçesinde ailesinin kayıp ihbarında bulunduğu 28 yaşındaki Pınar Sarı’nın cesedine ulaşıldı. Melet Irmağı’nda bulunan ceset, otopsi için Ordu Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Polis, önceki akşam ırmağa gittikleri belirlenen beş kişiyi gözaltına aldı. l AA FETÖ’nün15 Temmuz darbe girişiminin kilit ismi firari Adil Öksüz’ün kayınpederi Cevat Yıldırım, Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Koronavirüs testi pozitif çıkan Yıldırım’a “FETÖ üyeliğinden” verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası ise istinaftaydı. l Haber Merkezi 17 Mayıs’ta Balıkesir’de gözaltına alınan Taylan Kulaçoğlu ve İstanbul’da gözaltına alınan RED Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Gülseven, dün tutuklanma talebiyle sorgu hâkimliğine sevk edildi. Kulaçoğlu ve Gülseven adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. l Haber Merkezi KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Doğu 1 K İ L İ KYATT Karadeniz’de tulum eşliğinde horon oynayarak yapılan gele 2 3 4 5 ADAŞ AŞUR REY İ M NO YATAĞAN N A L EM KABA neksel yayla 6 İ R A N R A şenliklerine 7 A Z S Ü Z E N İ verilen ad. 8 U M A Y A K A K 2/ Yunan 9 L K A R T E L A abecesinde bir harf... Saz, kamış. 3/ Bir izin belgesi ge rektiği durumlarda iznin verilmesi nedeniyle alınan para. 4/ Akla gelen, içe doğan düşün ce. 5/ “Fiiller, eylemler” anlamında eski söz cük... Radyum elementinin simgesi. 6/ “Yok” anlamında argo sözcük... Kekeme ya da dilsiz kimse. 7/ İran’ın plaka imi... Bir ilimiz... Bir nota. 8/ Geleneksel Türk güreşlerinden biri. 9/ Sevinç, neşe. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bir yayla. 2/ İskambilde koz... Toplanan süprüntüleri alıp atmakta kullanılan saplı kap. 3/ Atın, biniciyi sarsmayan koşma biçimi... Bir nota. 4/ Hz. Muhammed’e ve onun soyundan ge lenlere saygı bildirmek için okunan dua. 5/ Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tar la gibi mülk... Yelkenin kenar ve köşeleri. 6/ Yatsı namazından sonra kılınan üç rekât na maz... Aydınlık, ışık. 7/ Açı ölçmeye yarayan, dönme hareketli bir çeşit cetvel... Seryum elementinin simgesi. 8/ İkiyüzlülük... İhsan Oktay Anar’ın bir romanı. 9/ Bir sorunun çö zümünü bulmaya yönelik felsefe yöntemi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear