22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 20 MAYIS 2020 ÇARŞAMBA Salgın nedeniyle eğitim ve işin evlere taşınması iletişim harcamalarını katladı Fatura isyanı: INDIRIN Türkiye’de 4 kişilik bir aile cep ve ev telefonu ile internete yılda 3 bin 225 TL ödüyor. “EvdeKal” sürecinde faturaları katlanan tüketici, indirim ya da fatura dondurma bekliyor. Koronavirüsle ‘evde kal’mak mecburiyetinde olan yurttaşın da internet faturaları için de yapılmasını istedi. İşleri bozulan ya da işsiz kalan iletişim faturası da en az binlerce kişi de operatör yüzde 50 arttı. Evden çalı ŞEHRİBAN ler arası geçişte ya da tarişılmayla birlikte birçok iş KIRAÇ fe ve paket üyeliklerinde veren çalışanların iletişim uygulanan 12 yıl şartla faturalarını karşılamazken gi rının da esnetilmesini istedi. derler de yükseliyor. Bu dönem de daha fazla yurttaş eve inter Şikâyetler zirvede net bağlamak durumunda kalır Koronavirüsle yüksek fa ken cep ile sabit telefon ve inter tura ve paket aşımlarıyla ilgi net faturaları da hızla arttı. li şikâyetler zirveye çıktı. Bil Son dönemlerde iğneden ipliğe gi Teknolojileri ve İletişim Ku gelen fahiş zamların da etkisiy rumu (BTK) verilerinde henüz le tgiderleri ciddi şekilde artan bu şikâyet sayısı açıklanmadı. yurttaş, bu dönemde cep telefo 2019’un son çeyreğinde mobil nu operatörleri ve internet servis sektörde 4 bin 332 şikâyet (yüz sağlayıcılarından fatura indirimi de 32.2) faturalandırmayla ilgi ya da faturalarının bir süre don li olurken 1.070 şikâyet ise tari durulmasını istedi. Telekom sek feler ve kampanyalarla ilgili oldu. törü kaynaklarından aldığımız Sabit telefon hizmetlerinde ise bilgilere göre, bu dönemde yurt şikâyetlerin yüzde 11.2’si yüksek taş iletişimde kampanya ve pro faturalarla ilgili. mosyon gibi ek faydalar, internet Serbest Telekomünikasyon İş kotası yükseltme gibi destekler letmecileri Derneği verilerine gö de talep etmek durumunda kaldı. re, Türkiye’de 2019’da evlerinde Askıda fatura talebi bir sabit telefon ile genişbant internet aboneliği bulunan ve her Bu dönemde faturalı hattan bireyi cep telefonu hattı sahibi kontörlü hatta geçmek isteyen olan 4 kişilik bir ailenin aylık or ler de yükselişe geçerken ba talama haberleşme giderinin yük zı aboneler de İstanbul Büyük sek vergilerin de etkisiyle ortala şehir Belediyesi’nin başlattığı ma 268.83 TL. Bu rakam yılda 3 ve daha sonra birçok belediye bin 225 TL’ye ulaşıyor. Koronavi nin de katıldığı ‘askıda fatura’ rüsle bu faturanın bazılarının en uygulamasının cep telefonu ya az yüzde 50 arttığı vurgulanıyor. GÜNLÜK 4 GB YETMIYOR BTK verilerine göre, 2019 sonunda, abone başına aylık ortalama internet kullanımı mobilde 9 GB’ye çıkarken sabitte ise 120 GB’ye ulaştı. Türkiye’de abonelere artık günlük ortalama 4 GB internet bile zor yetiyor. Koronavirüsle eğitim ve işin evlere taşın mak zorunda kaldığı bu yıl bu rakamların da çok üstüne çıktı. 2019 sonunda mobil genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımı 6.7 GB seviyesinde gerçekleşirken, 4.5G abonelerinin data kullanımı ise aylık 9 GB’ye kadar çıktı. Son bir yılda ay lık ortalama data kullanımı sabitte 21.8 GB, mobilde ise 1.9 GB arttı. Türkiye’nin toplam genişbant internet data trafiği, geçen yıl yüzde 33.6 artışla 22.8 milyon Tbyte’a yükseldi. Türkiye’de 2019 itibarıyla genişbant internet abone sayısı 76.6 milyonu aştı. ‘Swap’ doları gevşetti IATA, havayolu şirketlerinin küresel zararını 314 milyar dolar olarak öngörüyor. Tedarik zinciri bozuldu Küresel Covid19 salgınının dünya ekonomisine etkileriyle ilgili dikkat çekici sonuçlar ortaya çıkmaya devam ediyor. Konuyu lojistik sektörü açısından ele alan KPMG Türkiye Taşımacılık Sektör Lideri Yavuz Öner, “Covid19 salgınının küresel makroekonomik çöküşe doğru yol almasının ana sebeplerinden biri, küresel tedarik zinciri ağının bozulması oldu” dedi. Tedbir ve maliyet Taşımacılık sektörünün altı aydan önce toparlanamayacağını da belirten Öner, bugün gerek imalat gerek hizmetler sektöründeki şirketler için “tedarik zincirinin korunması”nın ön plana çıktığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Online satışa yönelen perakendecilerden otomotiv üreticilerine kadar herkes operasyonel aksamaların önüne geçebilmek için tedarik zincirlerini gözden geçiriyor. Tedarik zincirinde hangi halkanın koptuğunu ya da tehlike altında olduğunu bilen şirketler hızla bu sebeple karşılaşacakları zararı asgariye çekiyor, tedbir almayanlar büyük maliyetlerle karşılaşıyor.” Öner’e göre, salgından sonra alınan mal ya da hizmet ne olursa olsun tüketici memnuniyetinin temel noktası tedarik zincirindeki etkinlik olacak. Bunun arka planındaki lojistik süreç de şirketlerin geleceği için anahtar konumda bulunuyor. l Ekonomi Servisi ŞIRKETLER TEKNOLOJIYI ÖNEMSEDI, INSANI UNUTTU Deloitte tarafından hazırlanan 2020 Global İnsan Kaynakları Trendleri Raporu yayımlandı. Bu yıl onuncusu yayımlanan rapor şirketlerin büyük bölümünün son on yılda teknoloji yatırımlarını ikiye katlamalarına rağmen, çalışanlarının yeni çalışma yöntemlerine uyum süreciyle ilgili önemli bir yatırım yapmadığını ortaya çıkardı. Covid19 salgınıyla işgücünün yeniden yapılandırılması sürecini hızlandıracağı vurgulanan raporda kurumların sadece yüzde 17’sinin çalışanlarına yeni beceri kazandırılması konusunda yatırım yaptığı belirtildi. Katılımcıların yüzde 85’i ise işin geleceğinin etik açısından karşılaşılabilecek zorlukları artıracağını düşünüyor. ANKARA’DA TEKSTIL TEŞVIK EDILMELI Ankara Ticaret Odası (ATO) Konfeksiyon, Hazır Giyim, Triko Meslek Komitesi Toplantısı’na katılan Başkan Gürsel Baran, konfeksiyon ve hazır giyim sektörünün ekonomideki payını büyütmek için teşvik talep ettiklerini açıkladı. Baran, Ankara’nın sadece savunma sanayii ve bilişimin değil tekstil sektörünün de başkenti olduğunu belirterek, “İstihdam deposu tekstil sektörünün gelişmesiyle şehrimizde işsizlik rakamları da gerileyecektir. Ankara ekonomisinde tekstil üretiminin önemli yeri vardır. Bu önemle doğru orantılı bir teşvik sistemi ile sektör daha da geliştirilmelidir. Ankara, konfeksiyon ve hazır giyim sektörünün ekonomideki payını büyütmek için teşvik talep ediyor” dedi. l Ekonomi Servisi Hazine’nin birçok ülkeyle swap görüşmelerinin sürdüğünü açıklaması TL’yi güçlendirdi. Türkiye’nin yurtdışından taze para ihtiyacına yönelik spekülasyonlar sürüyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri, birçok ülkeyle swap (para takası) görüşmelerinin yerel paralarla ticareti de kapsayacak şekilde sürdürüldüğünü, ancak Türkiye’nin 2 ülke ile swap anlaşmasına vardığına ilişkin haberlerin doğru olmadığını bildirdi. Yetkililer, ilgili resmi makamların dışında yapılan açıklama, haber ve yorumlara itibar edilmemesi gerektiğini vurguladı. Görüşmelerde somut netice ortaya çıktığı anda gerekli bilgilendirmenin yapılacağını kaydetti. Bu açıklama sonrası uluslararası piyasalarda dolar/ TL 6.75 lira seviyesine doğru çekildi. Günü ise 6.82 seviyesinde kapattı. FAIZ INDIRIMI BEKLENIYOR Bazı yabancı ekonomistler, Merkez Bankası’nın yarınki PPK toplantısında da politika faizini indirmesini öngörüyor. Tahminler 50100 baz puan arasında. BNP, TL’yi askıya aldı BDDK’nin TL işlemi yasakladığı, daha sonra ise serbest bıraktığı üç yabancı bankadan biri olan Fransız BNP Paribas, uluslararası döviz piyasasında TL işlemlerini askıya aldı. Bloomberg’in haberine göre, bu bankanın ilgili birimi FX Prime Unit, artık TL temelli işlemlere aracılık et meyeceğini bildirdi. Bloomberg, Fransız bankasının TL işlemlere en fazla aracılık eden finansal kurumlardan biri olduğunu vurguladı. Geçen hafta Avrupa merkezli takas şirketleri EuroClear ve ClearStream uluslararası piyasada TL işlemi yapmayı durdurmuştu. l Ekonomi Servisi Kadına şiddet arttı MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, “Koronavirüs Salgını ve Kadınlar” başlıklı araştırma yaptı. Kadın emeğinin değersizleştirildiğini söyleyen Karabıyık, salgının başladığı günlerde gelir kaybı yaşayan ya da evden çalışma sistemine geçen kadınların iş yükünün daha da arttığını söyledi. Karabıyık, “Ailenin gelirini tamamen kaybettiği örneklerde ise bu durumun psiko lojik etkileri, kadınlara şiddet olarak geri dönüyor. Gündelik işlerde çalışan yaklaşık 1 milyon kadın şu an işsiz. Buna göre koronavirüs salgını kadınları hem işsiz bırakıyor hem de kadına şiddet riskini artırıyor. Türkiye’de güvencesiz işlerde çalışan kadınlar, sağlık sigortasından ücretli hastalık iznine, çocuk bakımı, gelir koruması ve işsizlik yardımlarına kadar temel sosyal koruma hizmetlerine acilen ihtiyaç duyuyor. l ANKARA Cesur kararlar dönemindeyiz Kale Grubu dört yıl önce kaybettiği kurucusu İbrahim Bodur’u çeşitli etkinliklerle anıyor. Bu nedenle online ortamda bir sohbet toplantısı düzenleyen Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, babası İbrahim Bodur’un hayat felsefesini anlattığı toplantıda, koronavirüs sürecine ilişkin görüşlerini açıkladı. “Covid19’la birlikte bütün alışık olduğumuz düzen bo zuldu. Dünyada bir ekonomik çöküntü yaşanıyor” diyen Bodur, bu dönemden çıkışın, sorumlu ve duyarlı liderlik gerektirdiğini belirtti. “Cesaret gerektiren kararlar dönemindeyiz” diyen Bodur, “Bu sürecin ülkemize, şirketlerimize yaratabileceği fırsatlar olabilir mi, inceliyoruz. 2 yıl önce başlattığımız dönüşüm çalışmalarımız vardı, ivme kazandı” dedi. l Ekonomi Servisi Gül Erden ‘Tıbbi cihazlar’ destekle büyür Salgınla tıbbi cihaz ve malzemelerin hayati öneminin bir kez daha anlaşıldığını belirten Cochlear Türkiye Genel Müdürü Gül Erden, sürdürülebilir ve güçlü bir sektör için devletin sahiplenici ve destekleyici yaklaşımına ihtiyaç olduğunu belirtti. Erden “Ödemeleri zamanında almamızı sağlayacak, artan döviz fiyatlarıyla birlikte yükselen faiz, gümrük ve kargo maliyetlerine karşı bizleri koruyacak uygulamalar hayata geçirilebilirse, üretim, ArGe ve inovasyon yatırımlarına odaklanabilecek gücümüz olacaktır” dedi. Türkiye işgücü piyasa(ları)nın görünümü Geçen haftaki yazımızda TÜİK’in son güncel istatistiklerinden yola çıkarak işgücü verilerini tartışmış ve işgücü piyasalarında istihdamın son iki senedir düzenli olarak gerilemekte olduğu tespitimizi paylaşmış idik. Dolayısıyla, Covid19 salgınının tetiklediği mevcut kriz, aslında neredeyse yirmi yıldır uygulanmakta olan dış borçlanmaya dayalı, spekülatifbüyüme tercihlerinin sonucu olarak, ulusal ekonominin istihdam yaratma kapasitesinin tahrip edildiği bir ortamda yaşanmaktadır. Böylesi bir ortamda, işsizlik baskısını azaltmak ve daha genel olarak salgının tüm ulusal ekonomiye olan olumsuz etkilerini göğüsleyebilmek için sürdürülebilecek istihdam artırıcı politikaların da etkinliği sınırlı olmaktadır. Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken önemli bir anahtar gözlem, kriz sürecinin etkilerinin farklı işgücü biçimlerinde, farklı biçimlerde gerçekleşmekte olduğudur. Ulusal ekonomide tekil bir ortalama işgücü piyasası değil, farklı özelliklere sahip, parçalanmış işgücü piyasalarının varlığı söz konusudur. (Dolayısıyla, yazımızın başlığında geçen çoğul eki, bu gerçeği vurgulamak maksadıyla kullanılmıştır). Eğitim ve cinsiyet bazında parçalanmış işgücü piyasaları Bu parçalı görünümün ardındaki iki ana mekanizma eğitim ve cinsiyete dayalı yapısal nitelikli sorunlar olarak gözlenmektedir. Türkiye’de ortalama açık işsizlik oranı yüzde 13.6 olup, bu oran kadın işgücünde yüzde 15.6; genç nüfusta yüzde 24.4; tarım dışı genç kadınlarda ise yüzde 30.3 olarak açıklanmıştır. Burada ilginç olan bir başka gözlem, eğitim süresinin iş bulma sürecinde genellikle olumlu bir etken olmadığıdır. Örneğin TÜİK verilerinde, yükseköğrenimini tamamlamış kadın işgücü içerisinde işsizlik oranı yüzde 16.1 ile ülke ortalamasının çok üstüne çıkmaktadır. Dahası bu oran erkek işgücünde yüzde 8.9’dur. Üniversite mezunu kadın işsizlik oranı Covid19 krizi tehdidinden bağımsız olarak erkeklere göre iki misli düzeyinde seyretmektedir. Aşağıdaki ilk grafik bu gerçeği sergilemektedir. Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri Sorunun bir de eğitim sürecinde olmama boyutu var, kuşkusuz. TÜİK istatistiklerinde 15 24 yaş grubunda yer alan ancak “Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan” kişilerin oranı kadın ve erkek nüfusta neredeyse iki misline yaklaşan fırsat eşitsizliklerinin boyutlarını sergiliyor. Şubat itibarıyla kadınlarda yüzde 34.3, erkeklerde yüzde 19.3 olarak farklılaşan ne eğitimde ne istihdamda olan atıl işgücünün cinsiyet farklılıkları ikinci şekilde çizilmekte. Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri Böylesi bir süreçten sonra, daha yüksek yaş gruplarına gelindiğinde aradaki farklılığın artması kaçınılmaz. Nitekim, 2529 yaş grubuna baktığımızda, artık ne eğitimde ne istihdamda olan atıl işgücünün kadınlarda yüzde 55.7; erkeklerde ise yüzde 21.7 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bu yaş grubu sonrasında kadın emeği, işgücü piyasalarından artık çekilmiş olmakta. Parçalı yapı sadece işgücüne özgü değil İşgücü piyasalarının parçalanmış ve farklı biçimlerde gerçekleşmiş eşitsiz yapısı son tahlilde sadece işgücünün özgül niteliklerine bağlı değil. Bu olgu aynı zamanda sermayenin parçalanmış yapısının da doğal bir uzantısı. Kapitalizm, bir yandan ulusötesi devasa şirketlerin küresel ölçekte tahakkümünü pekiştirir, küresel değer zincirlerini kendi stratejik çıkarları doğrultusunda yönlendirirken, bir yandan da bu sisteme sıkı sıkıya bağımlı taşeron, enformel, altişveren ilişkilerine dayalı yarıuluslararası, yarıyerel sermaye biçimlerini de yaratmakta ve sürdürmekte. Dolayısıyla, işgücü piyasaları parçalı ve eşitsiz; zira onu metalaştırmış ve ücretli emek konumuna sürüklemiş olan sermaye de parçalı ve eşitsiz. Bu gözlemlerden hareketle savunulması gereken politikalar da sadece iş yaratmayı ve emekçinin eğitimini çok aşıyor; emeğin metalaştırılmaktan çıkarılması amacını güden ve sistemin dışına çıkışı hedefleyen tasarımlar ile birleşiyor. HHH Tüm okurlarımın, aydınların, gençlerimizin bağımsız, laik ve demokratik Türkiye özlemi mücadelesinin ateşlendiği 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear