28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 2 MAYIS 2020 CUMARTESİ EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Virüsten sonra emek Dün 1 Mayıs’tı, kutlu olsun. Emeğiyle geçinen ya da aslında geçinemeyen milyonların sesini duyurabilmesinin yoluydu. Virüse bağlı kısıtlamalar nedeniyle sessiz bir gün daha geçip gitti. 1 Mayıs’ın anlamı elbette büyük, ancak önümüzdeki süreçte emeğiyle geçinen milyonları bekleyen sorunlar daha da büyük. 1 Mayıs’ın emekten yana dayanışma ruhu tam da bu nedenle diğer günlere yayılmalı. Neden mi? Tüm dünyada ekonomi iyiden iyiye durdu. Bu birçok sektörde kâr oranlarının düşmesi demek. Kapitalizmin tarihi açık; kâr oranlarının düşmesi demek; adı konulmamış bir krize işaret. Kâr oranları düşünce ne mi olur? Genelde büyük balıklar ayakta kalır, küçük balıklar sahneden silinir. Orta tabakalar, kendi hesabına çalışanlar kepenkleri kapatır; tekeller zincirlerini daha da genişletir. Öyleyse virüs sonrası hayatımızda, kendi hesabına çalışırken ekmeğinden olan, dükkânını, atölyesini kapatıp başkalarının yanında ücretli işçi olarak çalışmanın yollarını arayacak insanların sayısının artması güçlü ihtimaldir. Demek ki virüs sonrası dünya genelinde işçileşmenin artacağını, ücretli emek sınıfına dahil olanların sayıca daha da çoğalacağını belirtebiliriz. Diğer yandan yine tüm dünyada, küçülmeye giden firmalarda işten çıkarılanların olacağını ya da kapanan firmalar nedeniyle işsiz kalanların artacağını bugünden tahmin etmek zor değil. Öyleyse işsizleşme, işsizlik ve buna bağlı bir yoksulluk dalgası da dünyayı bekleyen tehditler arasındadır diyebiliriz. Bir yandan ücretli işçiler sınıfına yeni katılımların gerçekleşeceği, diğer yandan işçi sınıfının bir bölümünün de işsizler ordusuna ekleneceği koşullarda, “yedek işgücü ordusu”nun da sayısal olarak büyümesi söz konusu olacak. İşsiz, iş arayan sayısı zaten fazlaydı; şimdi bu sayının daha da artmasıyla, çalışan işçiler üzerindeki işini kaybetme baskısı daha da pekişecek. Firmaların kâr oranlarının düşmesiyle birlikte, emeğiyle geçinen milyonlara daha kötü şartlarda çalışmayı kabul ettirecek bir sömürü düzeninin iyiden iyiye yerleşmesinin önünü açacak bu durum. “Dışarıda bu kadar işsiz var, beğenmiyorsan bırak” söylemi, gerçek anlamda sendikal örgütlülükten ve haklardan yoksun bırakılmış işçilerin üzerindeki basıncı çoğaltacak. Gerek daha az kişiye daha çok iş yaptırma ve çalışma saatlerini uzatma, gerek ücretlerde ya da zamlarda kesinti gibi dayatmalar, işini kaybetmekten korkan milyonların omuzlarına binen yük olarak daha fazla hissedilecek. İşçileşme ve işsizleşme dalgasını, artan sömürü oranları tamamlayacak. Bununla sınırlı değil: Kapitalist sömürü düzeni, sadece ekonomik düzeyde işlemez. Siyasal ve ideolojik açıdan hâkimiyeti pekiştirmek için tüm araçlardan yararlanacaktır yönetenler. İşçilere bu yaşananları “kader” gibi, “ilahi takdir” gibi sunmak ve kabullenmelerini sağlamak; çalışan işçiyle iş arayan işsizi birbirlerine hasım etmek; yaşanan sorunların kaynağını başka milletlerle, kimliklerle, devletlerle açıklayarak dışsallaştırmak gibi klasik dinsel ve milliyetçi hegemonya stratejileri pekişecek. Yönetenlerin faturanın asıl yükünü emeğiyle geçinenlerin sırtına yüklemenin örtüsü olarak yeni “biz” söylemleri geliştirmeleri, yeniden “aynı gemideyiz” masalları anlatmaları zorunlu olacak. “Zaten yapıyorlar” diyeceksiniz, doğru. Daha fazla yapacaklar. Neyin göstergesi? Bu tabloyu ekonomik olarak düzeltememenin örtüsüdür bütün bu taktikler, elde başka seçenek yok. Dünya genelinde bu yeni duruma ve sonrasına ekonomik olarak nasıl uyum sağlanacağıyla ilgili seçenek duyan var mı? Bugün size karamsar bir tablo çizdim, ancak ihtimalleri görmek ve bilmek gerek. Dolayısıyla emeğiyle geçinen milyonları ilgilendiren sorunlar 1 Mayıs’ta bitmeyecek. Siyasetlerin, sendikaların, toplumsal örgütlenme ve dayanışma modellerinin bu yeni duruma göre yapılanması, seçenekler üretmesi; geleceğe dair bugünden çıkış programları ve çözümleri geliştirmesi zorunlu. Dünya yeni bir döneme giriyor. Erbaş’ın kızı da LGBTİ’leri hedef aldı NEFRET DILINI TUTAMIYORLAR Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın salgınları eşcinsellik ve nikâhsız yaşamaya bağlayan ifadelerinin ardından Düzce’de vaizlik yapan kızı Merve Safa Likoğlu da LGBTİ’lere yönelik nefret dili kullanarak “Yeryüzünde son kale de kalsak bu laneti ülkemizden uzaklaştırmak için elimizden geleni yapacağız” dedi. OdaTV’nin haberine göre Likoğlu, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda LGBTİ’leri hedef aldı. Likoğlu, “Mesele şu ya da bu isim değil, mesele İslam meselesidir. İslam, eşcinselliği lanetler. Koronavirüs sürecinden önce Türkiye’ye LGBTİ derneklerine verilmek üzere 35 milyon Avro girdi. Kıta Avrupası ülkelerinin Türkiye Büyükelçileri valilerimize, rektörlerimize ‘LGBTİ derneklerinin özgürce eylem yapabilmesi için’ ricacı oldu. Bunlar şaka değil gerçek haberler” diye yazdı. l Haber Merkezi PROF. TAŞÇIOĞLU ANISINA BOŞ ARAZİ ZEYTINLIK OLDU Osmaniye’nin Yarbaşı Belediyesi, tarımsal üretimin desteklenmesi için kurulan Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin çalışmaları kapsamında orman vasfını yitirmiş 300 dönümlük araziyi zeytin bahçesine çevirdi. Yarbaşı Belediye Başkanı Mustafa Kaynar, “Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Sağlık Şehitleri Barış ve Dostluk Bahçesi” adı verilen zeytin bahçesinden elde edilecek ürünlerin gelirinin, öğrencilere burs olarak verileceğini açıkladı. Cumhuriyet’e konuşan Yarbaşı Belediye Başkanı Kaynar, 3 ay önce kurulan kooperatif ile boş olan arazilerde de ekim yaptıklarını belirterek “Halkımızın ürettiği her şeye kooperatif olarak talibiz” dedi. Fidanların 45 yıl içinde ürün vermesi bekleniyor. l SEFA UYAR PROF. DR. CEMIL TAŞÇIOĞLU’NUN ADININ BULUNDUĞU TABELA HASTANEYE ASILDI ARTIK ÖLÜMSÜZ Taşçıoğlu İstanbul Okmeydanı’nda yeniden inşa edilen Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne koronavirüsten yaşamını yitiren ilk sağlık çalışanı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun adı verilmişti. Prof. Taşçıoğlu’nun adının bulunduğu tabela, 24 saatlik bir çalışmanın ardından hastanedeki yerine takıldı. Takılan tabelayla birlikte Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun ismi ölümsüzleşmiş oldu. 68 yaşında yaşamını yitiren Taşçıoğlu, 3 çocuk babasıydı. l İSTANBUL / Cumhuriyet 58 kentteki halk sağlığı başkanlıklarının 51’inde başkanlar pratisyen hekim Halk sağlıkçıları yok Koronavirüs salgınıyla halk sağlığının önemi ortaya çıkarken 81 kentin il sağlık müdürlerinden hiçbirinin SENA “halk sağlığı uzmanı” olmadığı YAŞAR belirlendi. 58 ilde bulunan halk sağlığı başkanlıklarının 51’inde başkanlar pratisyen hekim. Sadece 7 başkan ve 9 başkan yardımcısı halk sağlıkçısı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de halk sağlığı hizmetleri başkanları pratisyen hekim. İstanbul ve İzmir’in başkan yardımcılarının da pratisyen olduğu belirlendi. Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar, “Hizmet sürecine bizim bilimsel katkımız eksik kalıyor. Karşılıklı bir kayıp söz konusu. Organizasyonsuzluk, koruyucu hekimlik anlayışına zarar verdi” dedi. KORONAVIRÜS SAVAŞÇILARINA ÜCRETSIZ TAKSI İstanbul Valiliği, İl Sağlık Müdürlüğü koordinasyonu ile sağlık çalışanları için ücretsiz taksi hizmeti başlatıldı. Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde İstanbul Taksiciler Esnaf Odası tarafından 300 taksi, 50 kamu hastanesinde görev yapan sağlık çalışanlarını ücretsiz taşıyacak. Öte yandan 4 Mayıs’tan itibaren sağlık çalışanları, başhekimliklerinden alacakları yazı ile BiTaksi uygulamasıyla evden işe, işten eve ücretsiz ulaşım sağlayabilecek. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘VAKALARIN YÜZDE 90’I GENÇ’ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu, çok sayıda genç hastayı tedavi ettiklerini ifade ederek 20 yaş üstü ve 65 yaş altı “yasaklı” olmayan grupta bulunan kişilerin yeteri kadar önlem almadığını vurguladı. Pullukçu, “Gelen hastaların yüzde 90’ı 2550 yaş aralığında genç hastalar. 20 yaş altı ve 65 yaş üstü yasaklı. Bu durum yasaklı olmayan grubun önlemsiz bir şekilde gezdiğini düşündürüyor. Riskli olan grubun bu kişilere dikkat etmesi gerekiyor” dedi. l Haber Merkezi HASTALIĞI YENDI ÖNLÜĞÜ GIYDI Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji anabilim dalı öğretim üyesi Dr. Emre Horuz (36), koronavirüsü yenerek görevinin başına döndü. Dr. Horuz, has Emre Horuz talık süreciyle ilgili “Bilinmeyen yolculuk gibi” dedi. İnsanların bilinmeyeden doğal olarak korktuğunu belirten Horuz, “Bu nedenle de endişe hissediyorsunuz, ailenizi düşünüyorsunuz, ‘Ben ne yapacağım?’ diyorsunuz. Bunlar doğal süreçler” dedi. l DHA Samsun Tabip Odası Başkanı Erkan’dan uyarı: ? Ameliyatları kim yapacak CEMİL CİĞERİM tarafından göz önünde bulundurul malı” diye konuştu. Samsun Tabip Odası Başkanı halk sağlığı uzmanı Dr. Murat Tehlikeli söylemler Erkan, salgınla mücadele edildi Koronavirüsle kıyasasıya mü ği günümüzde hastanelerde ameli cadele edildiği günümüzde yetki yatların durdurulmuş olma liler tarafından yapılan “Sal sının yurttaşı mağdur ettiği gını kontrol altına aldık, bi ni belirterek acil planlama tiyor” tarzındaki söylemle yapılması çağrısı yaptı. Er rin çok tehlikeli olduğunu kan, “Bu durum ileride top vurgulayan Tabip Odası Baş lum sağlığı anlamında ciddi kanı Erkan şunları kaydet sorunları beraberinde getire ti: “Kurallar koyuluyor güzel. cek. Sorumluları Tabip Odası Ancak ‘salgını kontrol altı Başkanı olarak uyarıyorum. Murat Erkan na aldık, sönüyor’ tarzındaki Vatandaşın sağlık hakkı ken açıklamalar çok tehlikelidir. disine tanınmalı” dedi. Vatandaşlarımız bu tür söylem Erkan, “Samsun Eğitim Araş ler üzerine rahat davranabiliyor. tırma Hastanesi ve Gazi Hastane Bu bir salgındır. Tüm dünyada na si, pandemi hastanesi ilan edildi. sıl mücadele ediliyorsa, o şekil Ameliyat olacak vatandaş mecbur de mücadele edilmeli. Samsun’da özel hastaneye giderek tedavi olu mesela koronavirüsü vatandaşla yor. Vatandaş zaten zorda. Bir de rın dikkate almadıklarını görüyo maliyetle karşılaşıyor. Samsun’da rum. Samsun Valisi, radikal ka pandemi ile mücadelede bir plan rarlar almalı. Kendisine çağrı ya sızlık var. Bu durum sorumlular pıyorum.” l SAMSUN Görev tanımı olmayan atamalar Erbaydar, il sağlık müdürlükleri ve halk sağlığı birimlerine artık bir “görev tanımı” olmadan atamaların yapıldığına dikkat çe kerek “Bir cerrahi kliniğinin yöneticisinin genel cerrah veya cerrahi uzman olması ne kadar doğal ise halk sağlığı ile ilgili hiz met yürütü len birimlerde de yönetici BAŞARI ORTADA lerin halk sağlığı uzmanı olması gerekmez mi” diye sordu. Erbaydar, atamalarda kişiye göre tercih yapıldığını belirterek “Sağlık Bakanlığı çevresinde ‘birlikte rahat çalışabileceğimiz arkadaşlar’ diye Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayı han Pala, “Yal nızca il sağ lık müdürü nün değil, bu laşıcı hastalık Pala lar birimine ba kan yöneticinin de mutlaka halk sağlığı uzmanı olması gerekir. Özellikle bulaşıcı hastalıklar şube müdürleri halk sağlığı uzmanı olan il lerin pandemi yönetiminin daha başarılı olduğu çok açık bir gerçek” dedi. bir terminolo ji var. Bu da seçilen kişinin mesleki gerekliliklere uygun davranmasından ziyade, kendisini oraya atayanlara göbek bağının oluşmasını doğu ruyor. Oysa her yöneticinin, ulusal program çerçevesinde kendi alanında inisiyatif sahi bi olarak çalışması gerekir. İnisiyatif yok luğu herkesi merkezden emir bekleyen me murlara dönüştürüyor” diye konuştu. Aylar sonra ‘filyasyon’ Erbaydar, “Her şeyin merkezi karar mekanizmasıyla yürütüldüğünü görüyoruz. Bakanlık teknolojiden çok fazla yararlanıyor. Ama sahada, ilçede, yerel salgın yöneticilerinin aktif olarak yürütecekleri çalışmaların yerini o bilgi işlem sistemi tutmuyor. Ne kadar teknolojik sistem de kursanız, itfaiyenin merkez bürosundan yangını kontrol edemezsiniz. Aradan aylar geçtikten sonra sağlık bakanının ağzından ‘filyasyon’ sözcüğünü duymaya başladık. Oysaki halk sağlığı uzmanları olarak ocak ayında bunu söylemeye başlamıştık” dedi. l ANKARA TEDAVI EDILMEYEN HERKES TOPLUMDA SALGININ YAYILMASI IÇIN RISK En kötüsü de damgalanma KÜBRA KÖKLÜ Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ruh sağlığı ve hastalıkları anabilim dalından Doç. Dr. Koray Başar, LGBTİ+’ların koronavirüs salgını sürecinde sağlık hizmetlerine erişimiyle ilgili güçlükler yaşadığını belirterek “Damgalanma, ayrımcılık endişesiyle tanı konulmayan, tedavi edilmeyen, önlem alınmayan herkes toplumda salgının yayılması için risk” dedi. Eşcinsellikle ilgili tartışmaları değerlendiren Doç. Dr. Koray Başar, “Lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseksler (LGBTİ) olmak, bedensel ve ruhsal bir hastalık değildir. Bu kimlik özelliklerine eşlik eden, bu gruplara özgü bir bozukluk da yoktur. LGBTİ, daha geniş söyleyecek olursam cinsiyeti, cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi, cinsel yönelimi toplumun genel beklentisinin dışında, ama olağan insan çeşitliliği içerisinde olanlar, toplumumuzda birçok haktan mahrum bırakılmakta, çok yönden eşitsizliğe, ayrımcılığa maruz bırakılmaktadır” diye konuştu. Başar, LGBTİ+’ların koronavirüs salgını sürecinde daha fazla ayrımcılığa maruz kaldıklarını savundu. Başar şöyle konuştu: “Salgınla mücadelenin hassas noktası şu; hiçbir kesimi geri de, dışarıda bırakarak salgını kontrol edemezsiniz. LGBTİ+ topluluğun kendi imkânlarıyla müdahale edebileceği bir konu değil, yöneticilerin işi” diye konuştu. İntiharlar artabilir Uzmanlar, salgın günlerinde yaşanılan ruhsal zorlanmanın, karamsarlık, kendine zarar verme ve intihar riskini artırabileceğini söylüyor. Doç. Dr. Başar, “Salgın döneminde intiharla ilgili riskler, salgının yaşandığı diğer ülkelerde de bildirilmeye başlandı. LGBT ergen ve erişkinlerde intiharın genel toplumdan daha sık olduğunu biliyoruz” diyor. EBA TV Bugün soru Selçuk çözüm saati Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB), Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) hazırlık yapan öğrenciler için TRT EBA TV kanallarında soru çözüm saatlerinden oluşan hafta sonu özel yayınları bugün başlatılıyor. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, LGS ve YKS hazırlığı yapan öğrenciler için TRT EBA TV’de hafta sonları “Sınav Özel Yayını” hazırladıklarını duyurdu. Öğrencilerin, yüzlerce soru çözümüne ve anlatımına kumandanın tek tuşuna basarak ulaşabileceklerini kaydeden Selçuk, ders saatlerine ilişkin linki de paylaştı. Yayınlar cumartesi ve pazar günü yapılacak. l ANKARA / Cumhuriyet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear