26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 11 2 MAYIS 2020 CUMARTESİ SANAT EVDE DE SÜRÜYOR Sanatçıların MüzisyenAslı Gökyokuş ve ORHUN oyun yazarı, ATMIŞ yönetmen Ilgın Sönmez boş vakti yok karantina günlerini nasıl geçirdiklerini anlattı. Gökyokuş, sosyal medya aracılığıyla eşiyle birlikte konserler ise yeni kurduğu tiyatrosu Koma’yı süreç sonunda nasıl verdiğini dile getiriyor. Aynı zamanda uzun süredir ihmal yaşatacağına yönelik kafa yorduğunu belirtiyor. Karantinada ettiğini söylediği gitarını da eline almaya başlamış. Sönmez olmasına karşın boş vaktinin olmadığını ifade ediyor. Aslı Gökyokuş, son albümü “Dünya”yı 2018’in sonlarında yayımlamıştı. Ancak 2020’nin onun için özel bir anlamı var, ilk albümünün üzerinden tam 20 yıl geçti. Koronavirüs salgınının buna yönelik projelerine bir miktar da olsa sekte vurduğunu belirtiyor... Sanatçıya karantina günlerini nasıl geçirdiğini sorduk. Şöyle yanıtladı: “Her birimiz için yeni, garip bir tecrübe bu. Çok zor zamanlardan geçiyoruz, durum böyle iken bir şeylere konsantre olabilmek de kolay olmuyor. Bizim işimizde üretkenlik biraz da hayattan beslenirken kendine; düşüneceğin, yazacağın, okuyacağın vakti ayırabilmekle doğru orantılı. Şu an hepimizin evde olması bu anlamda işi zorlaştırıyor. Günü nasıl geçtiğini anlamadığım bir yoğunlukla bitiriyoruz. Kızım ilkokul 1. sınıf öğrencisi... Onun sabah 9’da başlayan ve öğlene kadar süren online dersleri ve sonrasında ödevle Aslı Gökyokuş, geçen yıl boyunca festivallere katıldı, konserler verdi. ri var. Yaşı küçük olduğu için bilgisayar başında ona eşlik etmem gerekiyor. Eşim evden çalışmaya başladı ancak birçok kişi gibi kriz sebebiyle sık sık tele konferansla toplantı halinde. Bense kendime vakit ayırabildiğim kısıtlı zamanlarda, uzun süredir ihmal ettiğim gitarımı çok daha sık elime almaya baş Aslı Gökyokuş ladım. İyi hissettirdi! Bir yandan da kayıtlar yapıp sosyal medya hesaplarımda kendi şarkılarımın yanı sıra daha önce yorumlamadığım şarkıları söylüyorum. Bugünlerle ilgili hissettiğim duyguları kaleme alıyorum. Açıkçası bu dönem hiçbir şey yaratma kaygım da yok. Hepimizin önceliği önce beden, sonra da ruh sağlığımızı korumak olmalı. ‘Belirsiz günler, aylar’ “Bugünler geçtikten sonra ne yapacaksınız? Bu süreçte bir projeniz olduysa onu nasıl hayata geçireceksiniz” sorusuna ise şu yanıtı veriyor Aslı Gökyokuş: “İlk albümüm ‘Neresindeyim’ 2000 senesinde yayımlanmıştı. Bu sene üzerinden tam 20 sene geçmiş oluyor. Aslında sonbahardan beri kafamda bununla ilgili fikirler var, hatta birkaç toplantı bile yaptık. Ancak son 4 ayımın gerçekten zor geçmesine sebep olan tiroitbezi iltihabı rahatsızlığım sebebiyle doktorumun tavsiyesiyle birkaç aydır konser vermiyor, spor yapmıyordum. Tam yavaş yavaş atlatıyorum derken hep birlikte pandeminin yarattığı zorunlu karantinaya yakalandık. Önümüzde belirsiz günler, aylar var... Muhtemelen kafamdaki projeyi basitleştirerek ya da değiştirerek hayata geçirmek zorunda kalacağım.” ‘Direnme taktikleri düşünüyoruz’ Ilgın Sönmez’in Kadıköy’de kurduğu bağımsız tiyatro Koma Sahnesi, 2019’un sonlarında kapılarını açtı. Hem kendi iç yapım oyunlarıyla perde açan, hem de misafir tiyatroları ağırlayan sahne, koronavirüs salgını sonrası kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Sönmez, şimdi tiyatroyu tekrar ayağa kaldırmanın planlarını yapıyor, karantina günlerini nasıl geçirdiğini ise şöyle anlatıyor: “Erken uyanıyorum. Her zamankinden daha az konuşuyorum. Yavaşlamak, hatta durmakla ilgili bir tavrım var bu süreçte. Bu mesafelenmeyi avantaja dönüştürme çabam yok. Fakat kendiliğinden oluşan bir güçlenme, iyileşme eğilimi hissediyorum. Fazlalıklardan kurtulmayı hedefe koydum. Acele etmeden uyguluyorum. Canım sıkılmaz benim. Müm kün de değil. Kendimle, hayatımla, hayatımdakilerle ve tüm ilgi alanlarımla meşgulüm, birinden yorulunca diğerine geçip dinleniyorum. Boş vaktim yok. Süreci siyaseten yakından takip ediyorum. Mekânımız Koma, tiyatromuz, tiyatromuzun insanları ile ‘birlikte’ direnme taktikleri düşünüyoruz. Mekânlı mekânsız bağımsız tiyatrolar için çok kritik ve karanlık bir süreçteyiz. Ekonomik bir karabasan çöktü haliyle. Bu sezon bitti. Koma yaşasın istiyorum tüm kalbimle. Yardıma ihtiyacımız var. Talepler yapıldı, madden devleti bekliyoruz, evde içerik çalışıyoruz. Metinler, müzik, filmler. Henüz yazmaya başlamadım ama şekillenmeye başlıyor fikirler. Sonsuza dek öğrenciyim, işimi yapmaya devam ediyorum.” Ilgın Sönmez, karantina sonrası süreç hakkında ise şunları söylüyor: “Tüm bunlar bittikten sonra hayatımıza bıraktığımıza yakın bir yerden devam edebilmek istiyorum. Kahvemi alıp Koma’ya yürüyeceğim. Hepsi bu. Çok zor olacak. Ağustostan önce teatral ya da mekânsal bir kıpırdanma olacağını düşünmüyorum. Ağustosta provalara girebilmeyi, mekânı canlandırmayı istiyorum, diliyorum tüm kalbimle. Gerçekleşemezse bile bir yolunu bulacağız. Seyircinin refleksinin ne olacağını kestirmek zor. Fakat önümüzdeki sezonun geç başlayacağını ve zor bir sezon olacağını söyleyebilirim. Bu süreçte oluşacak taze fikirler ve yeni politikalar ise daha öncekiler nasıl gerçekleştiyse öyle gerçekleşecek. Yoktan yonga çıkararak.” Ilgın Sönmez TÜSTAV İLK KEZ YAYIMLADI Nâzım’ın dizelerinde 1 Mayıs Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV) arşivinde 1925 yılına ait belgeler arasında yer alan Nâzım Hikmet’in “İstanbul’da 1 Mayıs” şiiri ilk kez yayımlandı. TÜSTAV Komintern Arşivi’ndeki Eski Türkçe belgelerin transliterasyonu 20 yıldır sürdü rüyor. Bu çalışmalarla Türkiye’de işçi ve komünist hareketin tarihine ilişkin birçok bilgi ve belge gün yüzüne çıktı. Nâzım Hikmet’in eserleri üzerine çalışmalar yürüten Banu İşlet, TÜSTAV Komintern Arşivi’nde 1925 belgeleri arasında tasnif edilmiş, Nâzım Hikmet’in “İstanbul’da 1 Mayıs” şiirini Latin harflerine çevirdi. TÜSTAV, şiiri “Emeğin bayramı kutlu olsun!” notuyla yayımladı. l Haber Merkezi İstanbul’da 1 Mayıs Kıpkızıl, kan kırmızı bayraklarımızın alevinden Sarı korsan bir balon gibi soldu güneş. Ciğerlerimizde şişen türküler ateş! Kol kola Düştük yola Yedikule’den amele evleri Sirkeci’ye dayandı, Karagümrük kırmızıya boyandı. Kasımpaşa tersaneyi yüklendi sırtına, Geçtik köprüden Geliyoruz: Yol ver bize Caddei Kebir! Kaldırımları söken topuklarımızla Tokatlıyan’da göbekli mebusları tokatladık. Osmanbey’in ensesine atladık! Zifosladık Şişli’nin kadife mantosunu! Bugün toz kondurmuyoruz keyfimize! Bugün “Mayıs Bir”! Bir Mayıs’ta İstanbul Bizim olmuş gibidir! ** Hürriyeti Ebediye tepesinde taş kesilen Mahmut Şevket’in iskeleti! Seni oraya diken sınıf Zırnık kadar bile vermedi bize hürriyeti, Yıkıl karşımızdan! Yangınları haykıran Yangın Kulesi tepeden bakma bize Bir gün elbet Seni borazan yapacağız kendimize, İstanbul’un ağzı Haykıracak kızıl inkılâbımızı! Artık gezmek de evden! Evden çıkmadan seyahate gidebilir, Japonya’da da Beyoğlu’nda rehberli turla gezebilir, hatta felsefe seminerleri alabilirsiniz YAZGÜLÜ ALDOĞAN Her etkinlik gibi kültür ve bilim de dijital ortama taşındı. Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın (KBGV) tarih, arkeoloji ve sanat seminerleri ve konferanslar da online oldu. Seminerler ücretli, konferanslar ise ücretsiz olarak izlenebiliyor. Mayıs ayında da 30’un üzerinde seminer düzenleyecek KBGV’nin programları gündüzakşam, hafta içihafta sonu ayrımı olmadan alanında uzman rehberler ve akademisyenler tarafından veriliyor. Vakfın Onursal Başkanı, FEST Travel’in kurucusu Faruk Pekin’in haftada iki kez yayımlanan “Bilinmeyene Keşif” programları da çok ilgi çekiyor. Gazetemiz yazarlarından Örsan Öymen’in de aralarında bulunduğu konuşmacılar içinde Hülya Akal’ın “Japon Mitinde Tanrıçalar” ve “Yalınayak Gen: Bir Çocuğun Gözünden Hiroşima” Japon kültürü meraklılarının dikkatine sunulur. Babası benim de ANKA Ajansı’ndan istihbarat şefim olan ve çok genç yaşta kaybettiğimiz gazeteci Örsan Öymen’in adını taşıyan Prof. Dr. Örsan K. Öymen ise felsefe ve laiklik anlatacak. Saatinde izleyemeyenler için ise konferanslar YouTube’a yükleniyor. FEST’in gezilerine katılmış olanınız vardır muhtemelen, Kamçatka gibi bilinmeyen ya da Sibirya gibi az bilinen yerlere yapılan gezilerde alışveriş meraklıları değil, kültür meraklıları yer alıyor ve değişik coğrafyaları kültürleriyle tanıyor. İşte bu aydan başlayarak bu geziler de sanal ortama taşınıyor. Malum korona kısıtlamaları evden ne zaman çıkacağımız konusunda pek ipucu vermiyor. Serhan Bali ile Mozart’ın izinde adım adım Viyana ve Turgay Tuna ile Bilinmeyen Derinlikleriyle Beyoğlu programı şimdiden ajandama eklendi. www.adimadimistanbul.com dan bakabilirsiniz. FESTTravel Instagram sayfasından canlı yayımlanacak sohbetler içinde ise bu akşam (2 Mayıs Cumartesi) Hülya Akal’dan saat 18.00’de “Siyahlı Adamların Tutsağı İmparatoriçe” polisiye tadında! 3 Mayıs Pazar sabah 11.00’de ise Faruk Pekin ile “Bilinmeyene Keşif”i öneririm. Diğerleri için Festravel Instagram ve “https:// www.festtravel.com/koronagunlukleri” ve tabii “https://www.kulturbilinci.org/ seminerlerm”; “https://www.kulturbilinci.org/konferanslarm”. Evde kalın, kültürsüz kalmayın! Sanatçılar 1 Mayıs’ı kutladı 18ülkeden sendikaların ve sanatçıların katılımıyla Uluslararası 1 Mayıs Konseri, önceki gün çevrimiçi olarak düzenlendi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) YouTube hesabından paylaşılan konser, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden işçilere ve hastalık la mücadele eden sağlık işçilerine adandı. Öte yandan sanatçılar İşçi Bayramı’nı sosyal medya hesaplarından yayımladıkları mesajlarla kutladı. İşte o mesajlar: 4 Genco Erkal, “Bu yıl meydanları dolduramadık Genco Erkal olsun, biz kalben bir arada yız” diyerek Nâzım Hikmet’in “Türkiye İşçi etmez, insanların özgürlük için, eşitlik Sınıfına Selam” şiirini okudu. için, kardeşlik için mücadele etme isteği 4 Meltem Cumbul, “Emek ve bilimle ku oldukça 1 Mayıs’da da devam edecektir. rulacak yeni bir toplumsal düzen için 1 Ma Hepinizin 1 Mayıs bayramını kutlar, öz yıs kutlu olsun” dediği gönderisinde Orhan gür ve sağlıklı günler dilerim” dedi. Veli’nin “Bedava” şiirini okudu. 4 Türkan Şoray, “Emekçi kardeşlerimin 4 Rutkay Aziz, “İşçi sınıfının bu emek ve bayramını kutluyorum. Emek en kutsal de dayanışma gününü yürekten selam ğerdir” paylaşımında bulundu. lıyorum, daha iyi bir gelecekte yarın 4 Erdal Erzincan, İlkay Akkaya, larda bayramlarımızı kutlama umu Gökhan Şeşen, Gülseven Medar, duyla” dediği bir video paylaştı. Güvenç Dağüstün, Kemal Kahra 4 Ahmet Ümit, 1 Mayıs’ı daha man, Maviş Güneşer, Mercan Erzin önce çok farklı yerlerde, farklı ko can, Metin Kahraman, Ozan Çoban şullarda kutladığını belirterek, “Bu ve Tolga Sağ’ın seslendirdiği 1 Ma gün evimde karantina günlerinde yıs marşı klibini sosyal medya he kutluyorum. Nerede olduğu fark Rutkay Aziz saplarından paylaştı. ‘Şarlo’ 1Mayıs’ı doğanın dersini anlamaya çalışarak, kendisiyle hesaplaşarak hüzünle ve yüreğiyle kutladı insan olanlar. İlk görkemli, kitlesel 1 Mayıs’larımızı özlemle, 1 Mayıs 1977’yi kederle anımsadım. Nisan sonunda yaşamdan ayrılanları düşündüm. Savcı Doğan Öz’ün aramızdan alınmasının yıldönümüydü. Tek Adam, İkinci Adam, Suyu Arayan Adam gibi ölümsüz yapıtlar bırakan Şevket Süreyya Aydemir’i, 40 kuşağı şairlerinden İlhami Bekir’i (Tez), Nâzım Hikmet’in kız kardeşi, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucusu Samiye Yaltırım’ı, 68 kuşağı eleştirmenlerinden Zühtü Bayar’ı özlemle andım, selamladım. Charlie Chaplin Dostum Erol Soğancı Şarlo’yu anımsattı. Charlie Chaplin (18891977) melon şapkası, bol pantolonu, büyük ayakkabısı, sürekli çevirdiği bastonu, sakarlıkları, gülünçlükleriyle Şarlo’yu yarattı. Altına Hücum, Şehir Işıkları, Modern Zamanlar, Sirk, Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı. Filmleri izlenen her ülkede milyonların hayranlığını kazandı. McCharthy döneminde sorgulanıp ABD’yi terk etmesi istenince İsviçre’ye yerleşti. Büyük Diktatör Chaplin 1940’ta yönettiği, başrolü oynadığı ilk sesli filmi olan Büyük Diktatör filmiyle Nazi Almanyası’nı çok sert biçimde eleştirdi. İzlemeyenlerin ne yapıp edip izlemesini öneririm. Chaplin bu filmde Yahudi bir berberdir. Adları başka olsa da Hitler, Göring, Goebbels sahnededir. Hynkel’e (Hitler) çok benzeyen berber yanlışlıkla onun koltuğuna oturtulur. Avusturya işgaliyle ilgili bir konuşma yapması istenince, yalnızca 20. yüzyılın değil geleceğin de umutsuz, köleleştirilmiş, sindirilmiş, korkutulmuş, suskun kitlelerine seslenerek tüm dünyayı barışa çağıran cesur konuşmasını yapar. Tarihsel konuşma “(...) Bu dünyada herkese yetecek yer var. Ve toprak hepimizin ihtiyacını karşılayacak kadar bereketlidir. Hayatın bize çizdiği yol özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir, ama biz bu yolu yitirdik. Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı, hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve kanın içine sürükledi. Hızımızı artırdık ama bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler bizi alaycı yaptı, zekâmızı ise katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz ama az hissediyoruz. Makineleşmeden çok insanlığa gereksinimimiz var. Zekâdan çok iyilik ve anlayışa gereksinimimiz var. Bu değerler olmasa hayat korkunç olur, her şeyimizi yitiririz. (...) Beni işitenlere şunu söylemek istiyorum: ‘Kendinizi umutsuzluğa kaptırmayın.’ Üstümüze çöken bela, vahşi bir hırsın, insanlığın gelişmesinden korkanların duyduğu acının bir sonucudur (...) Siz insanlar güçlüsünüz. Makineleri yapacak güce sahipsiniz. Mutluluğu yaratacak güç sizdedir! Bu hayatı özgür ve güzel kılacak güce sizler sahipsiniz. Bu hayatı olağanüstü bir maceraya çevirecek olan yine sizlersiniz. Öyleyse, demokrasi adına bu gücü kullanalım ve birleşelim. Yeni bir dünya için savaşalım. Herkese çalışma şansı verecek, gençlere gelecek, yaşlılara güvenlik sağlayacak bir dünya için savaşalım. Artık dünyanın özgürlüğü için savaşalım, hırstan, nefretten ve hoşgörüsüzlükten kendimizi arındıralım. Sağduyulu bir dünya için savaşalım, bilimin ve gelişmenin bizleri mutluluğa götüreceği bir dünya için savaşalım. (...) Bulutlar dağılıyor! Güneş çıkıyor! Karanlıktan aydınlığa çıkıyoruz! Yeni bir dünyanın eşiğindeyiz. İnsanların nefretten ve gaddarlıktan arındığı yepyeni bir dünyaya yaklaşıyoruz... İnsan ruhu kanatlandı ve uçmaya başladı artık. Gökkuşağına doğru uçuyor, umut ışığına doğru uçuyor. Başını kaldırıp bir bak... Bir bak!” ‘Perdemizi kapattık ama sesimizi kısmadık’ Ferhan Şensoy Tiyatroların faaliyette olmadığı bugünlerde tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy’un kurduğu tiyatro grubu Ortaoyuncular, Spotify üzerinden izleyicilerle bir araya geleceğini duyurdu. Ortaoyuncular’ın Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “Perdemizi kapattık ama sesimizi kısmadık, Spotify’dayız” ifadeleri kullanıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear