25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 18 MAYIS 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HABER Başkan İmamoğlu, ‘Müfettişin iktidar partisinden aday olması zaten her şeyi anlatıyor’ dedi ‘Soruşturmalar hukuki dayanaktan yoksun’ İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin hakkında 27 ayrı so ruşturma açılmasına ilişkin, “Soruşturmaların arasında, benim görevde olmadığım 20 Mayıs 2019 tarihinde yapılan satın alILAYDA ma işiyle ilgili izin de var. KAYA Ayrıca bilirkişi raporları da tarafıma iletilerek cevapları istenmedi. Hukuki dayanaktan yoksun olan bu soruşturmaları yürüten heyetin başındaki müfettişin iktidar partisinden milletvekili adayı olması zaten her şeyi anlatıyor” dedi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Ekrem İmamoğlu şunları söyledi: n Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminize ait 27 ayrı soruşturma açıldı. Bunun içinde görevde olmadığınız sürede alınan kararlar da var. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu incelemeler Büyükşehir Belediye Başkan adaylığım açıklandığında başlatıldı ama bir sonuç elde edemediler. İlk seçimi kazanmam ve 6 Mayıs 2019’da mazbatamın iptal edilmesinin ardından 20122019 yılları arasındaki işlemleri kapsayan yeni bir inceleme başlattılar. 6 aylık incelemede on binlerce evrak üzerinden tam 10 bin 451 işlem araştırıldı. Sonunda da 27 ayrı konuda İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma izni verildi. İşin ilginç yanı benim görevde olmadığım 20 Mayıs 2019 tarihinde yapılan satın alma işiyle ilgili izin de var. O tarihte, ne Beylikdüzü ne de İBB başkanıyım. Hiçbir resmi görevim yok. Hukukçularımızın yaptığı incelemelerde bu 27 soruşturma konusunda da çok sayıda hukuki sorun bulunuyor. Örneğin, ihale işlemlerinde “yetkisini devreden kişi” olarak soruşturuluyorum. Halbuki ben ne harcama ne de ihale yetkilisi konumunda değilim. Buna itiraz ettiğimiz halde, soruşturma izni verilen kararda benim ağzımdan ‘Yetki devrinde bulunduğunu ifade etmiş ise de” diye yazılmış. Ayrıca bilirkişi raporları da tarafıma iletilerek cevapları istenmedi. Maalesef savunma hakkım da kısıtlandı. Yargı süreci devam ediyor. Sanırım soruşturmayı yürüten müfettişin iktidar partisinden milletvekili adayı olması her şeyi anlatıyor. Malesef bu inceleme hukuki veya idari olmaktan çok, siyasi bir inceleme. Takdiri halka bırakıyorum. Virüs yükü arttırdı n Geçen günlerde toplanan İBB Meclisinde mali destek için istediğiniz borçlanma yetkisinin çok küçük bir kısmı verildi. Ayrılan bütçeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Koronavirüsün İBB’ye 6.5 milyar lirayı geçen bir etkisi var ve bu rakam giderek artıyor. Sadece Güney Kore’de aktarılan para 135 milyar dolar. Türkiye’de ise merkezi hükümet tarafından yerel yönetimlerin bütçesine girecek bir lira bile tanımlanmadı. Üstelik kaynak arayışlarımıza da engel olunuyor. Konuyu Meclis’te ele almak için dört partinin grup yönetimi ile on toplantı yapıldı ve dördüne ben de katıldım. Siyaset üstü bir kararla, bütçe İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin 27 ayrı soruşturma açıldı. İmamoğlu, “Benim görevde olmadığım 20 Mayıs 2019 tarihinde yapılan satın alma işiyle ilgili izin de var. Ayrıca bilirkişi raporları da tarafıma iletilerek cevapları istenmedi” diyor. Başkan İmamoğlu, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. ‘YOKSUL İLÇELER ÖNDE’ n Askıda fatura uygulamasıyla birçok haneye dokundunuz. Uygulama nasıl ortaya çıktı? Son durum nedir? Ülkemizde hayat pahalılığı ve işsizlik, vatandaşlarımızı oldukça zorlar bir hal almış, yardıma muhtaç duruma getirmişti. Koronavirüs salgını, bu süreci daha da hızlandırdı, ihtiyaç sahibi sayısı milyonlara ulaştı. Sosyal yardım için belediyemize 965 bin başvuru oldu. 634 bin aileyi sosyal destek kapsamına aldık, ayni ve nakdi yardımlarımız devam ediyor. İstanbul’da her yedi haneden biri, yardım başvurusunda bulundu. Bunların yüzde 43’ünün düzenli geliri bulunmuyor, yüzde 59,2’sinin ise sosyal güvencesi yok. İstanbul nüfusunun yüzde 12,7’si sosyal destek kapsamımızda. Yüzde 10,6’sına yardım ulaştırmış durumdayız. En çok faturası ödenen ilçe ise Esenyurt. Esenyurt’u sırasıyla Sancaktepe, Bahçelievler, Sultangazi ve Bağcılar takip ediyor. Şu an itibariyle (dün) 128 bin 093 faturanın 16 milyon 381 bin 901 TL’lik borcu ödendi. Halen askıda 119 bin 280 fatura bulunuyor. Askıdaki fatura sayısı, askıdan alınanın altına düştü. Bu rakamları verdim ama neredeyse her dakika değiştiğini de belirtmek isterim. Bu uygulamamız, diğer illerimizde de hayata geçiriliyor. Ramazan ayında yurttaşlarımızın dayanışma ruhunu ortaya koymasından mutluyuz. mizdeki dengesizliği gidermek adına bu toplantıya karar verdik. O gün orada siyaset yerine halkın sorunlarının tartışılmasını isterdim. Ne yazık ki, böyle olmadı, bütçe gerçekçi bir şekilde ele alınmadı. Geçen yıl meclisimizin onayladığı 4,6 milyar liralık borçlanma yetkimiz 648 milyon liraya düşürüldü. 16 şirketimiz için istediğimiz 1,9 milyar borçlanma talebine karşılık ise 527 milyon lira iç borçlanma yetkisi verildi. Biz burada kimseden bir sadaka istemiyoruz. Halk adına sürecin yönetilmesi için en iyi kararın alınmasını istedik. Alınan kararlar elbette, tarihe bir not olarak düşüldü. Bulduğumuz bu parayla yapmak zorunda olduğumuz işlerin yanı sıra geçmiş dönemin borçlarını da ödemek zorundayız ve bu bir hayli zor. Şu anda, geçmiş dönemdeki İBB’nin borçla yönetilmesinin bedelini ödüyoruz. ‘Keşke işbirliği yapabilsek’ n Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme talebiniz olmuştu. Yanıt aldınız mı Erdoğan si zinle neden görüşmüyor? Cumhurbaşkanlığı makamı, ülke nin tüm vatandaşlarına, yöneticilerine eşit mesafede olmak zorundadır. Ben her makamdaki yöneticiyle görüşmeye; şehrimin ve ülkemin menfaati için her türlü diyaloğa ve çalışmaya açığım. Eylül ayında Cumhurbaşkanı, Büyükşehir Belediye Başkanları ile bir araya gelmişti. Büyükşehir Belediyeleri Kanun Taslağı da o zaman gündemdeydi. Biz, tam 8 aydır bu taslak çalışmasıyla ilgili davet bekliyoruz. Sorunları çözmek için, hangi makamda olursak olalım birlikte çalışmak durumundayız. Bunun dışındaki tutum siyasi olur. Ancak üzülerek belirtmek durumundayım ki, bugüne kadar gördüğüm pek çok tutum ve uygulama, siyasi yaklaşımların sürdürülmesi yönünde. Umuyorum ki, bunu aşar ve birlikte çalışan bir iradeyi ortaya koyarız. n İstanbul’da 39 belediye başkanı ile görüşme talep ettiniz. Sadece CHP’li başkanlar katıldı. Neden diğerleri gelmedi? Yerel yönetimler olarak, belediyelere düşen görevler kapsamında 39 ilçe belediyemiz ile süreci birlikte yürütmek istedik. Pandemi sürecinin başlangıcında tüm belediye başkanlarını ortak değerlendirme toplantısına davet ettim. Daha sonra ilgili yöneticilerimiz ve bizzat benim yardımcılarım her aşamada, özellikle de yardım kolisi dağıtımıyla ilgili olarak ayrımsız tüm ilçe belediyelerini sürekli aradılar. 14 belediyemiz ile süreci birlikte yürütüyoruz. Diğer belediyelerin çağrımıza cevap vermemesini onların kendi tercihi olarak değerlendiriyorum. İBB olarak en çok sosyal yardımı ağırlıkla AKP’li belediyelerin olduğu ilçelere yapıyoruz, çünkü İstanbul’u bir bütün olarak görüyoruz. Adil ve eşit hizmet n CHP’li belediyeler pandemi sürecinde öne çıktı. Anketlerde de CHP’li başkanların puanlarının da arttığı görülüyor. CHP’li 11 büyükşehir belediyesi sadece pandemi sürecinde değil pek çok alanda dayanışma halinde hareket ediyor. Birbirimizin iyi örneklerinden faydalanıyoruz. Hepimizin gayesi kamu hizmeti verdiğimiz bilinciyle asla partizanlığa prim vermeden adil ve eşit hizmet sunmak. Ortak hareket, işbirliği, dayanışma hep devam edecek. Belediyecilikte esas olan halka verilen sözlerin yerine getirilmesidir. Bizim yeni nesil yerel yönetim anlayışımız, hizmeti her yurttaşa eşit götürmektir. Bunu bütün arkadaşlarımızla birlikte uygulamaya büyük özen gösteriyoruz. Biliyoruz ki, bunu iyi uygulayan belediye başkanlarının vatandaşlardan aldığı desteğin artması son derece normaldir. İfade edilen puan artışları bizlere, izlediğimiz yolun doğru olduğunu gösteriyor. l İSTANBUL COVID19 öldürücülüğü, gribin 20 katı ve ikinci bir bela daha Mart ve nisan aylarında yeni koronavirüsün öldürücülüğünün ve yaratılan endişenin abartıldığı, normal olarak gripten ölenlerin daha fazla olduğu konusunda alternatif paylaşımlar yapılıyordu. Öyle ki ciddi ve tanınmış bilim insanları ResearchGate gibi sitelerde bu yolda görüşler belirtiyordu. Şüphesiz ki bunlar ciddiye alınmadı ve bulaşmaya karşı önlemler hızla devreye sokuldu. Şimdi bir nesnel araştırma, normal grip / COVID19 karşılaştırmasının ve ileri sürülen savların yanlışlığını ortaya koyuyor ve COVID19’un 20 kat daha öldürücü olduğunu söylüyor. Yani bu meret “biraz daha kötü bir grip” değil. ABD’de grip salgınının en kötü haftasında ölenlerle COVID19’dan ölenleri karşılaştırdı, hastane kayıtlarından... Araştırmayı da Harvard Medical School ile Emory üniversitesi uzmanları yaptı (Lancet). Karşılaştırma özet sonucu: 20132020 yılları arasında grip salgınının en yüksek olduğu haftada gripten ölümler ortalama 752. COVID19 ise 21 Nisan ile biten haftada (haftalık en yüksek ölüm) 15 bin 455 can almış. Diyeceğim, artık virüs bulaşması kararı esas olarak halkın kendi elinde. Sıkı önlemlere uymayanlar, ne yazık ki artık virüsün doğal ayıklanmasına daha çok maruz kalacak. Tabii çalışmaya başlayanlar için de işyerlerinde gerekli tam önlemleri almayan ve çalışanlarını korumayan işyerleri sahipleri de hastalığın ve ölümlerin nedeni olacaklar. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı sayıları günlük izleyen ve bulaşmayı her gün hesap eden bir dostum şöyle yazdı: “Hastalanıp iyileşen oranı sabit dururken, test yapılanlar arasında yeni vaka oranı yüzde 5’te çakılmış kalmışsa, ölüm sayılarının azalması mümkün değil. Ya iyileşme oranının artması gerek ya da yeni vaka sayısının azalması. Demek ki, daha fazla ölü yakını, cenaze COVID mezarlığına gömülmesin diye ölüm nedeni olarak ‘bulaşıcı hastalık’ yazdırıp cenazesini teslim alıyor.” Veya hâlâ ölüm nedeni olarak kayıtlara düşülenler, eskisi gibi. İkinci bela daha korkunç Başka bir bela daha geliyor yeryüzünün üzerine: Bu yüzyılın sonuna doğru gerçekleşeceği hesaplanan aşırı sıcaklıklar, dünyanın çeşitli bölgelerinde hızla ortaya çıkmaya başladı. Sıradan bir olaydan bahsetmiyoruz, insanoğlunun kaldırabileceği sıcaklık değil bunlar. Aşırı sıcaklık ve nem yoğunlukları, 40 yıl önceye göre iki kat arttı. Yeni bir sıcaklık olayı söz konusu. Normalde sıcaklardan terleriz, fakat havada nem arttıkça bu terleme yavaşlıyor ve duruyor. Bu durma noktası için “ıslak termometre ölçümü” söz konusu: 35 santigrat. Bu aşırı nemli ısının dünyanın çeşitli bölgelerindeki öldürücü etkisinin iki kat arttığı hesaplandı. İnsanın dayanıklığının sınırı. Bunun ne denli önemli olduğunu anlamak için şunu belirtiyor araştırmacılar: 2003 yılındaki on binlerce insanı öldüren aşırı sıcak dalgalarında ıslak termometre göstergeleri hiçbir zaman 28 dereceyi aşmamıştı ki şimdi sözü edilen 35 derece. Bunu niçin yazdım: 1) İklim değişimi beklenenden çok daha önceden, 80 yıl önceden öldürücü etkilerini göstermeye başladı. 2) İnsanları buna karşı korumak için, hükümetler toplumu korumak için yeni önlemler planlamak, mesela kent yaşamlarında yeni tasarımlara, düzenlemelere gitmek zorundalar. Umurunda mı dünya, şarkı sözünü hatırladım, ülkemizi yönetenleri düşününce. Not: Herkese Bilim Teknoloji’nin salıçarşamba sayısında ayrıntılı bilgi bulacaksınız bu konuda. 250 MİLYON TL BORÇLANMA YETKİSİ VERİLMEDİ Vahap Seçer, Cumhur İttifakı’na takıldı Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin olağanüstü oturumunda AKP ve MHP grubu meclisteki sayısal üstünlükleriyle Başkan Vahap Seçer’e 250 milyon TL borçlanma yetkisi verilmesini veto etti. Yetki oy çokluğuyla reddedildi. Sert tartışmalara sahne olan toplantıda Seçer, 1 yılda 700 milyon lira borç ödediklerini, yatırım ve sosyal destekleri sürdürdüklerini söyledi. Seçer, “Arkamda durun, destek verin, ondan sonra hesap sorun” dedi. MHP sözcüsü Mahmut Tat’ın, siyasi karar vermediklerini iddia etmesi üzerine Seçer, “112 milyon gelirimiz var. Masraf ve zorunlu harcamalar mayıs ayı için 114, haziran ayı için 126 milyon TL. ‘Biz borçlanmayı vermiyoruz ama bahane üretmeyin’ diyorsunuz da nereden bulacağız parayı? Merkez Bankası benim genel başkanıma bağlı değil ki para basayım? Nereden gelecek para? Burada vereceğiniz karar siyasi bir kararsa Mersin’e haksızlıktır. Siyasi vesayet olursa Mersin ortak paydasında buluşamayız. Ankara’dan Mersin yönetilmez. Geçen sefer Ankara rüzgârına çarptık. İstanbul seçimi rüzgârına çarptık. Şimdi neye çarpıyoruz” dedi. Mecliste gergin anlar Toplantıda MHP’li Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşin Yılmaz, belediyeden çıkarılan 2 bin işçi için bu teklife evet diyemeyeceklerini kaydetti. Seçer ise 2 bin işçinin çıkarılmadığını, rakamın abartılı olduğunu vurguladı. AKP’li Mevlüt Ekmekçi’nin gündem dışında siyasi bir metin okumak istemesi meclisi daha da gerdi. Ekmekçi, “O zaman kararımız ret” diye bağırarak sahneden indi. Bu sırada Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ile Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan oylamaya katılmadan salonu terk etti. l MERSİN/Cumhuriyet İzmir İMECE’si büyüyor Koronavirüs salgınına karşı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in çağrısıyla başlatılan Biz Varız dayanışma kampanyası sürüyor. Kampanya kapsamında bugüne dek toplam 123 bin 906 gıda kolisi ve 8 bin 645 kavurma paketi dağıtıldı. Halkın Bakkalı’nın internet sitesi üzerinden 37 bin 336 koli bağış yapıldı, 245 bin 90 kişilik de iftar sofrası desteği sağlandı. Soyer, “Bir günde askıdaki 2 bin 478 fatura 235 bin 167 lira ödenerek kapatıldı. Önümüzde çok daha uzun bir yol var ama bizim de umut ve enerjimiz var. Dayanışmanın geldiği nokta geleceğe dair umutlarımızı, bizim çalışma azmimizi her daim tazeliyor” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet ‘ASKIDA FATURA’YA EDIRNE DE KATILDI İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı ‘Askıda Fatura’ uygulamasına CHP’li Edirne Belediyesi de dahil oldu. Belediye Başkanı Recep Gürkan, ihtiyaç sahiplerinin su faturalarının ödeneceğini söyledi. Kampanyanın ilk saatinde 168 yurttaş faturasının ödenmesi için başvururken 2 bin 375 TL’lik ödeme yapıldı. l Haber Merkezi Aykın ve Yaşar için 7.5 yıl hapis istemi Twitter’da “Türkiye Gerçekleri” kullanıcı adıyla paylaşım yapan Mesut Aykın ve “Ankara Kuşu” kullanıcı adıyla paylaşım yapan Oktay Yaşar hakkında “FETÖ propagandası” yaptıkları gerekçesiyle 7 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle ayrı ayrı iddianame düzenlendi. Aykın hakkındaki iddianamede, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki paylaşımları ile 15 Temmuz’u is¸aret edip, “bu giris¸imi mes¸ru ve gerekli go¨steren paylas¸ımları” dolayısıyla İstanbul’da başka bir davada yargılandığı belirtildi. İddianamede, Aykın’ın 2020’nin haziran ayını işaret eden paylaşımları da yer aldı. Yas¸ar hakkındaki iddianamede ise Yaşar’ın kendi hesabından yaptığı paylaşımların, “FETO¨ elebaşı Gülen’i magˆdur, bu o¨rgu¨t ile elebaşının eylemlerini de mes¸ru go¨sterme amacını taşıdığı” kaydedilirken, Yaşar’ın “Ankara Kuşu” adlı hesaptan “FETÖ’yü zımnen o¨ven, devlet organ ve yo¨neticilerini ku¨c¸u¨k du¨s¸u¨rmeyi amaçlayan asılsız haber paylas¸tığı” belirtildi. İki iddianamede de incelenen sosyal medya paylaşımları, kişisel yazışmalar, HTS raporları doğrultusunda tutuklu bulunan Aykın ve Yaşar’ın eylemlerinin “terör örgütü propagandası” suçuna girdiğine işaret edildi. l ANKARA/Cumhuriyet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear