22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 18 MAYIS 2020 PAZARTESİ Yurttaş salgının ilk günlerinde makarna, un stoklarken sonra atıştırmalık ve bakım ürünlerine yöneldi Kur artışı ucuz ürünün fiyatını da yükseltecek PLAT Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer: Kurun yükselmesi doğal olarak ithalata dayalı alanlarda maliyet artışlarına sebep olacak. Ancak bu artışlar fiyat odaklı bir sektör olduğumuz için mümkün olan en düşük seviyede raflara yansıyacak. Koronavirüsle birlikte yurttaşın market alışverişlerinde sepet ağırlıkları arttı. En çok ihtiyaç duyulan raf ömrü uzun olan gıda, temizlik ve kâğıt ürünlerinin fiyatları kısa sürede artarken yurttaş ise marketlerde daha ucuz ürünlere yöneldi. Zincir marketlerde A markalı bir ürünün fiyatı 100 TL iken ucuz diye tabir edilen market markalı (özel markalı) ürünün ortalama fiyatı 66.2 TL olunca yurttaş, alışverişi ucuza getirmenin çabasına girdi. Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği (PLAT) Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer, tüketicinin, alışveriş yaptığı ürünlerin de aldığı ürünlerin de fiyatlarını ciddi şekilde kıyasladığını söyledi. İmer, özel markalı ürünlerin bu dönemde satış rakamlarının ciddi şekilde arttığını, özellikle süt, yoğurt, sıvı yağlar, kâğıt ve temizlik ürünlerine yoğun talep olduğunu ifade etti. Kurun yükselmesinin doğal olarak ithalata dayalı alanlarda maliyet artışlarına sebep olacağını vurgulayan M. İmer Özer ile koronavirüsün alışveriş alışkanlıklarına etkilerini ve özel markalı ürünler pazarını konuştuk. Önce makarna sonra atıştırmalık n Koronavirüsle hangi ürünlere talep arttı, neler stoklandı? Koranavirüs ile birlikte yaşanan değişimi dönemsel olarak değerlendirmek daha doğru olacak. İlk günlerde tüketiciler raf ömrü uzun olan makarna, bakliyat, un gibi temel gıda maddelerine ve dezenfekte özelliği yüksek temizlik ürünlerine çok ilgi göstermişti ve bu ürünler ciddi miktarda stoklanmıştı. Tüketici rafta aradığı ürünleri bulmaya devam ettiğini fark ettiğinde stok yapmaktan vazgeçti. Devam eden süreçte ise atıştırmalıklar ve kişisel bakım ürünleri yükselişe geçti. n Bu dönemde müşteri başına dü şen ürün adedinde bir artış oldu mu, sepet ağırlıklarında nasıl bir farklılaşma var? Gayet tabii ki... Bunun iki ana nedeni var. Birincisi alışverişçilerin stok yapma çabası. Bu doğal olarak alışveriş sepetlerinin daha dolu olmasını beraberinde getirdi. İkinci ana nedeni ise restoran ve kafeler gibi ev dışı tüketim alanlarının kapalı olması. Bu da tüketiciyi evde daha fazla tüketmeye iterek alışveriş sepetlerinin ağırlığını artırdı. n Tüketiciler bu dönemde farklı marketler ya da markalar arasında karşılaştırma yapıp mı ürün alıyor? 2018’in ikinci çeyreğinden beri tüketicilerin fiyat odaklılığı ciddi şekilde yükseldi. Bu dönemden beri tüketiciler alışveriş yaptıkları ürünlerin de aldıkları ürünlerin de fiyatlarını ciddi şekilde kıyaslıyorlar. Cirolarda büyük artış n Bu dönemde alışveriş için ayrılan bütçe ne kadar oldu? Ev dışı tüketim noktaları kapalı olduğu ve insanlar evlerinde tüketimi artırdıkları için doğal olarak market alışverişleri normal döneme göre ciddi şekilde arttı. Halka açık olan market perakende zincirlerinin açıkladığı ilk çeyrek rakamlarında da cirolarda ciddi artışlar olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Nisan ve mayıs ayında da aynı durum yaşanmaya devam ettiği için ikinci çeyrek rakamları da bir önceki yılın aynı dönemine göre oldukça yüksek olacaktır. M. İmer Özer Yasaktan bir gün önce alışveriş n İnsanlar ağırlıklı olarak hangi günlerde alışverişlerini yoğunlaştırdı. Alımlarda kart mı nakit kullanımı mı arttı? Sokağa çıkma yasağından bir önceki günlerde market alışverişlerinin ciddi şekilde arttığını söyleyebiliriz. Salgından korunma hedefiyle alışverişlerin kartla yapılmasının çoğaldığını gözlemliyoruz. Özel markalı ürünlerin ağırlıklı olarak satıldığı indirim marketleri ve ulusal market zincirlerinin de eticaret alanlarına yoğunlaşmaları, özel markalı ürünlerin online satışlarını artırmış bulunuyor. n Koronavirüs bittikten sonra alışveriş alışkanlıklarında nasıl bir değişiklik bekliyorsunuz? Tüketicilerinin hijyene her zamankinden daha fazla önem vereceğini düşünüyoruz. Dezenfekte özelliği yüksek ürünler normal dönemlere göre daha fazla ilgi görecektir. Tüketici topluca tüketim yaptığı kafe ve restoranlardan ziyade evde daha fazla tüketim yapmaya yönelecektir. Bunların yanı sıra online satışların, salgın öncesindeki beklentilerin çok daha üstünde artmasını bekliyoruz. 75 MILYAR TL CIRO n Market markalı ürünlerin pazar büyüklüğü nedir, bu yıl nasıl bir büyüme bekliyorsunuz, bir marketteki ürünlerin yüzde kaçı özel markalı ürünlerden oluşuyor? Özel markalı ürünler markete göre değişiklik göstermekle birlikte, raflarda yüzde 75 ile yüzde 15 arasında kendilerine yer bulmaktadır. İndirim marketlerinin raflarında yüksek oranda yer bulan özel markalı ürünlerin, ulusal zincirlerdeki payı indirim marketlere göre daha azdır. Tüketicinin özel markalı ürüne ilgisinin ve güveninin yükselmesi ile bu oranlar daha da artıyor ki sektördeki son birkaç yıldaki büyüme oranları da bunu kanıtlıyor. Özel markalı ürünler 2019 yılını yüzde 20’lik büyümeyle yaklaşık 60 milyar TL ciro ile kapattı. Alkol ve sigara hariç “Hızlı Tüketim Ürünleri Pazarı”nda özel markalı ürünlerin payı yüzde 21 seviyesine geldi. Tüketicinin özel markalı ürünlere ilgisinin ve güveninin artması, ulusal zincirlerin ve indirim marketlerinin şube sayılarını artırmaları ve evde tüketimin artması gibi önemli unsurlar bu yıl sektörün yüzde 25’lik bir büyüme göstermesini olağan kılıyor. Özel markalı ürünlerin 2020 yılını yaklaşık 75 milyar TL ciro ile kapatmasını bekliyoruz. Enflasyonu frenliyoruz n Koronavirüs döneminde birçok üründe zamlar gördük, ne diyeceksiniz? Özel markalı ürünler ağırlıklı olarak ulusal market zincirlerinin raflarında yer almaktadır. Bu dönemde ulusal zincir marketlerin raflarında kayda değer bir artış olmamıştır. n Bu dönemde maliyet yükseldi, kur 7 TL’yi aştı, bu sizin ürünlerinizin fiyatını nasıl etkileyecek? Özel markalı ürünler fiyat odaklı ürünlerdir. Tüketiciye kaliteli ürünü en uygun fiyata sunmak amacıyla konumlanan ürünlerdir. Kurun yükselmesi doğal olarak ithalata dayalı alanlarda maliyet artışlarına sebep olacaktır ancak bu artışlar fiyat odaklı bir sektör olduğumuz için mümkün olan en düşük seviyede raflara yansıyacaktır. n Enflasyonda artış sürüyor, özel markalı ürünlerin enflasyonu frenleme etkisi var mı? Özel markalı ürünler her zaman enflasyonu frenleyici etki göstermiştir. Araştırma şirketlerinin verileri A markalı bir ürünün fiyatı 100 TL’ye endekslendiğinde özel mar ce tecrübe etmediği bir dönemden kalı ürünün ortalamada 66.2 TL ol geçiyor. Doğal olarak biz de bu dö duğunu gösteriyor. nemde sorunlar yaşadık. Özel markalı ürünler fiyat odak Ancak gerek lı rekabet yaptıkları için fiyatla üreticilerimizin rı hep ucuz oluyor. Marka sa ĞA hipleri ise bu makasın daA ha da açılmaması için Y zam yapmama veya VE çok düşük zamlarT P la durumu idare etSÜ LE me yoluna gidiTA yor ve bu da özel gerekse marketlerin fedakârca çalışmaları bu sorunları hızlıca aşmamızı sağladı. Euromonitor International’in yaptığı araştırma, geliş miş Avrupa ülkelerinde marketlerde markalı ürünle yüzde 25 ila yüz rin enflasyonu frenlemesini beraberinde getiriyor. n Sektör olarak bu dönemde ne n Koronavirüs döneminde özel markalı ürünlerin market raflarındaki oranı ne oldu, artış söz konusu mu? Özel markalı ürünler bu dönemde raflardaki oranlarını arttırmış değil de 15 arasında değişen oranlarda stok dışı ürünle rin olduğunu göster tür sorun ancak satış rakamları ciddi şekilde mekte. Ay lar yaşıyorsu artmış durumda. Özel markalı nı dönemde nuz, hükümetin açıkladığı destekler yeterli mi? Tüm dünya hiç beklemediği, daha önürüünkrlüâenğrilhınetarsülieenürnütdtm,nedylkeeaoikhrğpitaevuadezrdtaei,trrve.slaıimvdmıeizyrlailkiğğilard, ugğüuynnüyusküyTtsüzogüedzkörkedrkdseüoiiıyyln1şdeoıi.u’6nrdüuğeroeuzüln.n Yerli dezenfektan BOREL’e ilgi yoğun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nce üretilen ve nisandan itibaren satışa çıkan bor katkılı el dezenfektanı BOREL’in 100 mililitrelik şişelerindeki satışı 4 milyon adede yaklaştı. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nce ArGe süreci tamamlanarak ulusal ve yerel zincir marketlerin yanı sıra internet üzerinden de satışı yapılan BOREL’in litrelik ebatları da mayıstan itibaren raflarda yerini aldı. Daire Başkanı Derya Maraşlıoğlu, vatandaşın BOREL’e çok büyük bir ilgi gösterdiğini söyledi. Yerli ve milli sanal fuar başlıyor Türkiye “Yerli ve milli yazılım katkısıyla” sanal fuar ne sanal ticaret heyetleri ve sanal fuarları da ekle lara başlıyor. Ticaret Baka mek için çalışma başlattık nı Ruhsar Pekcan, salgın sü larını da belirtti ve şunla recinde ertelenen ya da ip rı söyledi: tal edilen fuarları sanal orta “Salgının sosyal izolas ma taşıyacaklarını belirterek yonu mecbur kıldığı bu sanal fuarlara 13 Haziran’da Ruhsar Pekcan günlerde ticareti geliştir ayakkabı ve saraciye fua memizdeki engelleri firma rı “Shoedexpo” ile başlayacaklarını larımızla işbirliği içinde bu kez diji açıkladı. Pekcan, 2226 Haziran’da tal platformlarla aşacağız. Bakanlığı ki “AgrivirtualSanal Tarım Makinele mız bu gibi çalışmalarda öncü rolünü ri Fuarı”nı ise yerli ve milli yazılımın tüm hızıyla sürdürmeye, ihracatçıla katkısıyla yapacaklarını söyledi. rımızın önündeki engelleri kaldırma Pekcan, Ticaret Bakanlığı olarak ya devam edecektir.” ihracata yönelik devlet destekleri l Ekonomi Servisi The Marmara otelleri açılışa hazırlanıyor Türkiye’de koronavirüs salgınının başladığı ilk günlerde otellerini sağlık çalışanlarına açan The Marmara, devreye aldığı tedbirler ve uygulamalarla otellerini yeniden açmaya hazırlanıyor. “Because We Care” “Sizi önemsiyoruz” sloganı ile yeni döneme hazırlandıklarını söyleyen The Marmara CEO’su Ata Eremsoy, “Dünya Sağlık Örgütü’nün yanı sıra Bilim Kurulu ve uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda, otellerimizdeki girişten çıkışa kadar tüm noktalarda tedbirlerimizi en üst seviyeye çıkardık” dedi. Emperyalizmin yeni paradigması Büyük güçler arası hegemonya rekabeti (emperyalizmin paradigması) Covid19 kriziyle birlikte tedarik zincirleri sistemi üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Emperyalizmin/jeopolitiğin değişen paradigmaları Modern emperyalizm, bir devletin dış politikasını değil, finanskapitalin ve onun çıkarlarını temsil eden devletlerin uluslararası alandaki ekonomik, teknolojik, siyasi hatta askeri rekabet sistemini tanımlar. Bu sistemin işleyiş paradigmasını (rekabetin biçimi, araçları ve hedefleri) egemen sermayenin o dönemdeki genişleme gereksinimleri şekillendirir. Kapitalist işletmelerin aldığı kararlar, devletlerin politikaları bu paradigma içinde çalışır. Modern emperyalizmin ilk paradigmasını, “yaygın sermaye birikim rejiminin” hammadde, tarım havzaları, sermaye ihraç alanlar üzerindeki tekelci denetim (sömürgecilik), bu alanları koruma, genişletme (yeniden paylaşma) gereksinimi oluşturuyordu. Bir “yapısal kriz”, iki dünya savaşı ardından iki bloklu dünyada, emperyalizmin yeni paradigması, sömürgeleştirme değil, rekabet eden blokların kendi ekonomik, siyasi sistemlerini yaygınlaştırarak “küreselleştirme” çabaları üzerinde şekillendi. Bu dönemin Fordist (yoğun) sermaye birikim rejiminin yapısal krizi ile birlikte emperyalizmin, 1980’lerden başlayarak şekillenen yeni paradigması şöyle tanımlanabilir: Uluslararasılaşmış finanskapitalin değerlenmesi için yeni alanlar (dağılmaya başlayan Doğu Bloku’nun alanları da dahil) açmak, bunları neoliberal modele uygun biçimde yeniden yapılandırmak, diğer bir deyişle “küreselleşme”. Bugün dikkatleri üzerinde toplayan tedarik zincirleri, uluslararası finanskapitalin genişleme sürecinin, sınai sermayesi (artıkdeğer üretilen) ayağını oluşturuyordu; yeni bir hegemonya adayı olarak Çin’in ekonomik yükseliş sürecinin de bir bileşenini. Yeni paradigma Tedarik zincirlerinin ağırlıklı olarak Asya’da ve Çin’de yoğunlaşması, ABD’de 2000’li yılların başından bu yana “çokuluslu şirketler” (ÇUS) ve ulusal güvenlik konuları üzerinde çalışanların dikkatini çekmeye başlamıştı. 2000’li yılların başında, bu zincirlerin kırılganlığının ulusal güvenlik üzerindeki etkileriyle ilgili kaygılarını (HeartlandMark Scott) aktarmıştım. Covid19 salgını, bu tartışmayı yeniden, daha yaygın bir alanda ve Çin’in yeni hegemonya adayı olarak yükselmesi bağlamında alevlendirdi. Emperyalizmin yeni paradigmasının bu alanda şekillenmekte olduğu söylenebilir. Covid19 krizi, Wuhan başta olmak üzere birçok ülkeden geçen tedarik zincirlerini kırınca merkez ülkelerde ama özellikle ABD’de birçok stratejik sanayi dalında üretim aksadı. Covid19’la mücadele süreci, özellikle ABD’nin tıbbi araç, kritik ilaçlar alanında Çin’deki üretim birimlerinden geçen tedarik zincirlerine ileri derecede bağımlı olduğunu, bu durumun bir “ulusal güvenlik sorunu” yaratmaya başladığını gösterdi. ABD’de, “Bu tedarik zincirlerini Çin’in denetiminden çıkaralım” diyen bir koronun sesi yükselmeye başladı. Son yıllarda, ABD ve Çin arasındaki ekonomik, siyasi nüfuz alanı rekabetin gerginlikleri artıyordu. ABD’de Trump yönetimi, emperyalizmin küreselleşme paradigmasını terk ediyor, dış ticaret ve teknoloji transferi alanlarında korumacı eğilimlerle, büyük güçler arası rekabetdengeleme ortamı oluşuyordu. Ticaret savaşlarına ek olarak Kearney araştırma şirketinin bir raporu, 2019 yılında tedarik zincilerinin gelişmesinde eğilimin tersine dönmeye başladığını, ÇUŞ’nin “reshoring” (ulusal piyasaya dönme) indeksinde çok çarpıcı bir artış başladığını gösteriyor. Şimdi ABD’de yorumcular, tedarik zincirlerinin Çin’in döviz gelirlerine, teknoloji transferine, istihdam (sosyal barış) yaratma kapasitesine büyük katkıda bulunduğuna işaret ediyorlar. ABD ve Japonya, şirketlerini, Çin’den çıkmaya, ülkeye geri dönmeye ya da dost ülkelere gitmeye teşvik ediyorlar. Böylece şekillenmeye başlayan “sanayi politikaları” da neoliberalizmin tabutuna bir çivi daha çakıyor. Ancak bu arada dünyanın ticari, ekonomik bloklara, hegemonya alanlarına bölünme eğilimi güçleniyor, bu eğilimin getirdiği riskler de artıyor. Emperyalizmin yeni paradigması bu alanda şekilleniyor! Vodafone Red şirketlere terzi usulü çözüm sunuyor Vodafone, koronavirüs salgını sürecinde değişen iş yapış şekillerine uygun çözümler geliştiriyor. İşletmelerin iş süreçlerini uzaktan takip etmesine imkân sağlayan Vodafone Business’ın Red Kontrol çözümünü tercih eden MArt Design, üretim hariç tüm süreçlerini uzaktan takip edilebilir hale getirdi. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, “Vodafone olarak şirketlerin ihtiyaçlarına uygun terzi usulü çözümler geliştirmeye devam ediyoruz” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear