26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 11 MAYIS 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HABER 51 baro, AKP’nin baroların seçim sistemini değiştirmeye yönelik girişimine tepki gösterdi: Müdahale FETÖ projesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı, baroların seçim sisteminde değişiklik hazırlığıyla ilgili 51 barodan tepki geldi. Yapılan ortak açıklamada, “Bir FETÖ projesi olduğu bilinen söz konusu tartışmaların odağındaki baroların yapısı ve seçim usulleri üzerinden yaratılan tartışmaların hangi demokratik gerekçelere dayandırıldığı, varılmak istenen sonucun ne olduğu izaha muhtaçtır” denildi. AKP, Barolarla Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş arasında yaşanan hutbe tartışmalarının ardından yıllardır hayata geçirmeyi amaçladığı başta barolar olmak üzere meslek örgütlerinin seçim sistemini değiştirmesini öngören yasa değişikliğini raftan indirdi. Haziranda çalışmaya başlayacak Meclis’in ilk gündem maddesi olması beklenen değişiklikle hem baroların hem de Türkiye Barolar Birliği’nin yönetim sisteminde değişiklik öngörülüyor. Edinilen bilgiye göre TBB seçiminde en çok delege sahibi olan Ankara, İstanbul ve İzmir gibi baroların etkinliği azaltılacak, baro yönetimlerine nispi temsil getirilecek. ‘Gizli kapılar ardında’ Adana, Adıyaman, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Ardahan, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Burdur, Bursa, Çanakka SAMSUN BAROSU BAŞKANI: AVUKATLIĞIN SONUNU GETİRİR Gürbüz CEMİL CİĞERİM Samsun Baro Başkanı Kerami Gürbüz, iktidarın baroların yapısını değiştirmeye yönelik yaptığı çalışmaya tepki gösterdi. Gürbüz, yaptığı yazılı açıklamada, yargının kurucu unsuru olan avukatlar ve baroların siya set malzemesi yapılmaması gerektiğini vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi: “Bu nedenle yasa değişikliği ile ilgili tüm süreç bu hassasiyete uygun bir biçimde yürütülmeli ve mutlaka ilgili taraflar ile istişare edilmelidir. Baroların parçalanması, dileyenin kendi barosunu kurması, barolara üyelik zo runluluğunun kaldırılması yargının kurucu unsuru ve ayrılmaz parçası olan avukatlığın sonunu getirir. Dileyen kendi barosunu kurmaya kalkarsa kurulacak baroların tamamına yakını ideolojik ve/veya etnik saiklerle kurulacaktır. Bu da ülkenin bölünmesi kadar tehlikeli ve vahim bir durumdur.” le, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Hakkâri, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kocaeli, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muş, Niğde, Ordu, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli, Van, Yalova ve Zonguldak Barosu’nun ortak açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: Demokratik bir süreç işletilmeden ve özellikle avukatlara ve barolara görüş ve fikirleri sorulmadan, gizli kapılar ardında yürütülen tartışmalarla baroların bu yetkisinin budanacağı, kanunda yer alan ‘işlerlik kazandırmak’ kısmının çıkarılıp başka bir maddeyle baroların dava açma hakkının tamamen elinden alınacağı anlaşılmaktadır. Bu çok tehlikeli yaklaşımın, söz konusu değişikliğin esas emellerinden birinin yurttaşların hak ve özgürlüklerinin barolar tarafından korunmasının önüne geçmek oldu ğu aşikârdır. Bir ilde birden fazla baro kurulması, barolara üyeliğin zorunluluk kapsamından çıkartılması, Avukatlık Kanunu’ndaki mevcut seçim sistemi yerine nispi temsil sisteminin getirilmesi, delege sayılarının değiştirilmesi ve avukatlar ile barolara verilen ‘Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak’ hak ve görevine ilişkin olan tüm bu değişiklik taleplerinin Avukatlık Kanunu’ndaki mevcut düzenlemeyi daha ileriye değil geriye götüren bir nitelik olduğundan, bu girişimleri hiç kabul etmiyoruz. ‘Baroları işlevsiz kılacak’ Bugüne kadar hiçbir baroda hayat bulmayan ve demokratik olarak birbirini kollayan avukatlar yerine örgütlerin, grupların etkin olacağı ve barolarla avukatların fiilen ve hukuken bölünmesi ne hizmet edecek taslaktaki değişiklikler tüm avukatların ve yurttaşlarımızın kırmızı çizgisi olmak zorundadır. Unutulmamalıdır ki, barolar cumhuriyetimizin en köklü kamu kurumlarındandır. Bu sebeple baroların demokratik yapısını bozacak, baroları işlevsiz ve atıl kılacak, bağımsız ve özgür savunmaya ket vuracak tüm girişimlerin cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırılık teşkil edeceği açıktır. Bizleri yok sayan oldubitti şeklinde yasa değiştirmeye yönelik hiçbir antidemokratik tavrı kabul etmiyor; savunmayı işlevsiz, iktidara bağlı ve atıl kılacak müdahalelerden vazgeçilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Bugün esas görevi yurttaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini korumak, bağımsız yargıyı ve hukuk devletini savunmak olan baroları yok etmeye yönelik girişimde bulunanlar bugüne kadar başarılı olamamıştır. l Haber Merkezi 30 GÜNDEN HESAPLANACAK İGDAŞ faturaları yeniden düzenliyor Salgın sürecinde, doğalgaz sayaçlarının okunmasında aksaklıklar yaşanması nedeniyle, 30 günü aşan faturalar düzenlenmişti. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK), uyarısı üzerine harekete geçen İGDAŞ, ödenmeyen faturaları iptal ederek 30 güne karşılık gelecek yeni faturalar düzenlenmesi için çalışma başlattığını duyurdu. İBB açıkladı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) yapılan açıklamada ödenmeyen faturaların iptal edildiği ve 30 günlük faturaların düzenlenmesi için çalışma başlatıldığı kaydedildi. Açıklama da, “Buna göre yeni fatura bedeli, 30 güne karşılık gelecek şekilde yeniden düzenlenecek; halihazırda tüketilmiş bakiye kısım ise bir sonraki faturaya yansıtılacaktır. Ödenmiş faturalarda da esasen gerçek tüketimden kaynaklanan bedel ödenmiş olmakla birlikte; abonelerimizin talebi halinde, 30 güne karşılık gelecek şekilde yeniden düzenlenecek; halihazırda tüketilmiş bakiye kısım ise bir sonraki faturaya yansıtılacaktır. Bu durumda, bakiye tüketim için ödenmiş tutar sonraki faturadan mahsup edilebileceği gibi talep halinde iadesi sağlanacaktır” ifadeleri kullanıldı. l İç Politika 393 KADINDAN IMZA ‘Muhalifse ne hali varsa görsün’ denilmesin 393 kadın, İnfaz Yasası’ndaki “Eşitsizliğin giderilmesi hükümlü ve tutukluların yaşam ve sağlık hakkının korunması” için imza verdi. Zorlu günlerde, yaşamın her alanında olduğu gibi hapishanelerde de kadınların zorlu bir süreç yaşadıklarını ifade eden imzacılar, “Muhalifse ne hali varsa görsün” denilmediğine güvenmek istediklerini ifade ettiler. Bildiride şöyle denildi: “İnfaz düzenlemesine ilişkin yasa, Anayasa Mahkemesi tarafından şekil yönünden kabul edildi, esastan incelenecek. Yasa kısmi af niteliğinde. Anayasa uyarınca af düzenlemelerinin 3/5 çoğunlukla yasalaştırılması zorunluluğu var. Yasa, anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine, 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesindeki ayrımcılık yasağına aykırılığın göz önüne alınmasını, ceza infaz kurumlarında yaşam hakkı korunmayan kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı grupların ayrımcı İnfaz Kanunu’nda eşitlik sağlanarak derhal serbest bırakılmalarını; hükümlü de olsa salgında en yüksek riski taşı yan kronik hastalığı bulunanların ve yaşlıların cezalarını evlerinde çekmelerinin, tutukluların adli kontrolle tahliye edilmelerinin sağlanmasını; grip belirtisi gösteren tüm mahpusların tedavi için derhal hastaneye sevkini; mahpusların güçlü ve düzenli beslenmeleri için sıcak yemek servisinin acilen tekrar başlatılmasını; tüm kullanım alanlarının sık sık dezenfekte edilmesini, mahpuslara hijyen ve temizlik malzemelerinin, maske ve eldivenlerin ücretsiz sağlanmasını; Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı rapora göre, açık cezaevlerinde görevli onlarca infaz koruma memurunun korona virüs testi pozitif çıkmıştır. ‘Test yapılsın’ İnfaz koruma memurlarının günlük teste tabi tutulmalarını; Adalet Bakanlığı’nın tutuklu yakınlarını güncel kararlarla ilgili bilgilendirilmesini, telefon görüşmelerindeki kısıtlamalar kalkmasını, telefon görüş süresi haftada iki kez 20’şer dakika olarak düzenleyip mahpus yakınlarının endişelerinin giderilmesini; cezaevlerinin tabip odalarınca denetlenmesini talep ediyoruz...” l Haber Merkezi T.C. SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SAKARYA SU VE KANALİZASYON İDARESİ (SASKİ) GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN Madde –1: İhale konusu işin tanımı, niteliği, nev’i, miktarı, adresi ve hali hazır durumu: Sakarya Büyükşehir Belediyesi SASKİ Genel Müdürlüğünün sahibi olduğu Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsatı kiralanması işi ihalesi Kiraya verilecek Taşınmazların: İli / İlçesi: SAKARYA / Akyazı Mahalle: Altındere Ruhsat Numarası: 2016İR04 Ruhsatın Bulunduğu Pafta: Adapazarı G25c1, G25c2, G25d2, G25b3 Kira Süresi: 29.11.2046 tarihine kadardır. Madde – 2: İhale Usulü: Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ihale yönetmeliği 22 maddesine göre Kapalı Teklif Açık Artırma Usulü ile yapılacaktır. Madde – 3: İhalenin Nerede, Hangi Saatte Ve Tarihte Yapılacağı: İhale, aşağıda belirtilen tarihte ve saatlerde Sakarya SASKİ Genel Müdürlük binası toplantı salonunda yapılacaktır. İşin Adı ve Özelliği İhale Tarihi İhale Saati Akyazı İlçesi Harunusta Mah. Ve Yakın Çevresini Kapsayan 2016İR04 Numaralı Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsatının Kiralanması 22.05.2020 15:00 Madde – 4: Tahmini Bedel, Geçici Teminatı Ve İhale İştirak Teminatı: Taşınmaz Kiralamaların 1 (bir) yıllık toplam muhammen bedeli (ilk yıl kira bedeli) 300.000,00TL Geçici teminat muhammen bedelin %3 ünden az olamaz. Madde–5: İhale Şartnamesi Genel Müdürlüğümüz Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Satın Alma ve İhale Şube Müdürlüğünden 100,00TL karşılığında temin edilebilir. Madde 6 Özel Ve Tüzel Kişilerden İstenen Belgeler İhaleye katılmak isteyen özel ve tüzel kişiler SASKİ Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsat Sahasına Ait Kira Şartnamesi göre hazırlayacakları aşağıda belirtilen evrakları eksiksiz bir şekilde dosyaya koyarak 22.05.2020 tarih ve saat 15:00’ e kadar SASKİ Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı – Satınalma ve İhale Şube Müdürlüğüne belge karşılığında teslim edeceklerdir. 6.1. İhaleye katılma şartları: a) Tebligat için adres beyanı ve ayrıca irtibat için telefon ve faks numarası b) Kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odası veya ilgili meslek odası belgesi; 1) Gerçek kişi olması halinde yıl içinde alınmış onaylı nüfus cüzdan sureti. 2) Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, c) Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 1) Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 2) Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, ç) Yurt dışından yapılacak olan başvurularda istenilen belgelerin tümünün T.C. Başkonsolosluklarınca veya T.C. Dışişleri Bakanlığınca onaylı olması gerekmektedir. d) Şekli ve içeriği ihale dökümanında belirtilen teklif mektubu. e) İhale dokümanının satın alındığına İlişkin Form ve vezne alındı makbuzu, f) Geçici Teminat, g) Vekaleten ihaleye katılma halinde, vekil adına düzenlenmiş ihaleye katılmaya ilişkin noter onaylı vekaletname ile vekilin noter tasdikli imza beyannamesi, h) Vergi Dairesi Başkanlığından alınacak (İhale tarihinden önceki son 1 ay içinde alınmış) “Vergi Borcu Yoktur” yazısı ı) Sosyal Güvenlik Kurumundan alınacak (İhale tarihinden önceki son 1 ay içinde alınmış) “SGK Borcu Yoktur” yazısı i) Her sayfası imzalanmış “SASKİ Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsat Sahasına Ait Kira Şartnamesi, SASKİ Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsat Sahasına Ait Teknik Şartname ve SASKİ İhale Yönetmeliği” j) Ortak girişimler ihaleye katılabilir. Ortak girişimlerin ihaleye girmesi halinde pilot ortak ve diğer ortakları gösteren noter tarafından düzenlenmiş beyanname. 6.2. Belgelerin sunuluş şekli: 6.2.1. İstekliler, istenen belgelerin aslı yerine ihaleden önce idarenin yetkili personeli tarafından “aslı idarece görülmüştür” veya bu anlama gelecek şerh düşülen ve aslı kendilerine iade edilen belgelerin suretlerini de tekliflerine ekleyebilirler. 6.2.2. İsteklilerin ortak girişim olması halinde, ilanın 6.1 maddesi abcçghı bentlerinde yazılı belgeleri ayrı ayrı vermeleri gerekmektedir. 7. Belirtilen tarih ve saatten sonra verilen teklifler, telgraf veya faks ile yapılacak müracaatlar ve postada meydana gelebilecek gecikmeler kabul edilmeyecektir. 8. Posta ile yapılacak müracaatlarda ihale saatinde iştirakçi olmaması durumunda posta ile gelen zarf içerisindeki teklif son teklif sayılacaktır. 9. İdaremiz, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olmayıp, ihaleyi yapıpyapmamakta, herhangi bir aşamada iptal etmekte serbesttir. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1163409) Kentler, hayat virüsle birlikte yaşam için yeniden düzenlenmeli Aşı bulunmazsa... Bu ciddi bir olasılıktır. Evet, dünyanın dört bir yanında aşı geliştirmek için büyük çalışmalar sürüyor. Çok azı için “klinik deney” izni verildi. Safhaları var, 1, 2, 3... Binlerce insanda test yapılacak, etkinliği ve güvenirliği kanıtlanacak. Çinli bilimciler, virüs aktivasyonu azaltılmış klasik aşı üretiminde ilerliyor, hayvan deneylerinde aşı ile bağışıklık sağladıklarını açıkladılar, klinik aşamaya geçecekler... Koronavirüs ailesi için şimdiye kadar bir aşı geliştirilemedi. Geçmişte aşı geliştirme sürelerine baktığınızda, hazırlanan bir zaman çizelgesi bize kötü haber veriyor: En erken 2029, en geç 2036. Eğer ciddi bir aşı adayı geliştirilebilirse. En az 4 yıl! 100’ü aşkın aşı çalışması, içlerinden 13 tanesinin başarıya ulaşacağı umudunu şüphesiz ki veriyor. Umarım sayıları 200’e çıkar! Çünkü çok farklı mekanizmalara sahip, farklı yöntemlerle geliştirilmiş aşıların elde olmasını önemli görüyor bilimciler. Aşılar kime gider Tartışılan bir konudur. Diyelim ABD’de bulundu veya Çin’de, Avrupa’da... Milyarlarca insana aşı üretmek ve yetiştirmek başlı başına bir sorundur, adeta olanaksız gibi gözükür. Küresel dünya ilişkileri, bulunursa, aşının herkesin ulaşabileceği bir ucuzlukta olmasını gerektiriyor. Hatta bedava! Bulan ülkenin tabii ki kendi öncelikleri olur. En önemlisi, aşıda patent hakkının olmaması. Bu, dünyanın dört bir yanında aşıların aynı anda hızla üretilmesini sağlayacaktır. Daha şimdiden Türkiye de “aşı üretme fabrikalarını” tasarlayıp hazırlığına başlasa iyi olur. Aşı yok ama ABD’de bu girişimler başladı bile! İyimserlik mi, kötümserlik mi? Durum bize kısa süre için karamsar bir tablo sunuyor. İyimserliği mi satın almalıyız, bekleyişlere girmeliyiz, kötümserliği mi? İyimserlik bizi bekleyişte bırakır. Kötümserlik, yakın gelecek için şimdiden harekete geçmemiz gerektiğini söyler. Yani hayatı, virüsle uzun yıllar yaşayabileceğimiz olasılığı üzerine yeniden düzenlemeliyiz. Tüm dünya için virüsü yok etmenin tek yolu toptan karantinadır diyelim, bunun olamayacağı belli. Bazı ülkeler kendi sınırları içinde virüsü yok etseler bile, en çok ilişki içinde olduğunuz ülkeler bunu gerçekleştiremezlerse, kendi sınırlarınız içinde kapalı kalırsınız. Şöyle durumlar mı ortaya çıkacak: “Temiz” ülkeler arasında işbirlikleri! Hayatı eve tıkayamazsınız Ama hayatı dışarıda mümkün olduğu kadar karantinaya göre düzenleyebilirsiniz, ayarlayabilirsiniz. Maaş çekmek için PTT vb. ATM’lerinin önünde kuyrukları en aza indirmek için önlemler alınabilir. Tüm ATM’lerden para çekmeyi veya insanların hesabına yatırmayı veya evlerine göndermeyi düşünebilirsiniz. Kuyrukları, zorunlu yasallaşmış mesafelere ayarlanmış yeni fiziksel tasarımlar gündeme gelebilir. Otobüsler, metrobüsler, metrolar hepsi koronalı yaşamın zorunlu koşullarına uydurulabilir. Evet, yepyeni bir kent düzenlemesi ve çalışma hayatı düzenlemeleri ekonomik ve kültürel hayatı canlandırabilir “yeni normal” yaşam ortaya çıkar. Şüphesiz akla hayale gelmeyecek, eskiye göre realite dışıötesi (sürreal), ama yeniye göre gerçekçi bir hayat tarzından bahsediyorum. Şüphesiz, test yoğunluğunun son derece artırıldığı, normal hayatımızın bir parçası haline getirildiği, koronalı hastalarımızla birlikte yaşayacağımız, yer yer evlerde tecritlerin de süreceği bir yaşam... Ekonomik paylaşımlar değişir Beğenmediniz mi? Belki koronaya karşı bağışıklığı hızla algılayacak yeni hassas testler gelir ve işi kolaylaştırır... Hoş değil, alışması zor. Böyle bir yaşam, ekonomikkültürel ilişkilerin de yeniden düzenlenmesini zorunlu kılacaktır. Servet dağılımı değişecek, daha dayanışmacı, “daha alçakgönüllü” bir yaşam tarzı ve ilişkiler kendini dayatacaktır. Bir türlü başaramadığımızı, korona mı başaracak?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear