28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 17 11 MAYIS 2020 PAZARTESİ 12 yıl önce sanatı dijitalde hayata geçirmesine karşın İnci Aksoy da bu günleri zor geçiriyor ‘Sanatın ONLINE vakti’ Sevgili İnci Aksoy, Koronavirüsü nedeniyle eve kapandığımız günlerde kültür sanat kurumları üretimlerini, eserlerini in ternete yükledi ve halka açtı. Sanat et kinlikleri bir anda çevrimiçi oldu, ek ran da en büyük perde. Oy sa siz bu gidişi 2008 yılın da görmüş ve bir internet sitesi olan ARTTV’yi kur YAZGÜLÜ ALDOĞAN muştunuz! Üstelik sanatın şu günlerde en büyük işlevi olan “Sanat geliştirir, sa nat iyileştirir, sanat birleştirir” sloga nını da yine o günlerde dile getirmişti niz. Bu öngörünüz beni şaşırtıyor. “Biz genelde okumaktan değil, izlemekten, bakmaktan hoşlanan bir milletiz.” Di ye doğru teşhisi de koyuyorsunuz, yi ne yıllar önce. Genç bir toplumuz n Siz bugün yaşamak zorunda kalacağımız işi uzun zamandır yapan biri olarak bugünlerde ne yaptınız? Genç bir topluma sahibiz; hepimizin sanata ihtiyacı var. Bu konuda hepimize özellikle sivil toplum kuruluşlarına görev düşüyor. Bunun sadece maddi tarafını düşünmemek lazım. Ben hem kendi çocuklarımı hem de gençleri gözlemleyen biriyim. Çocuklarım küçükken hep televizyon önündeydi. Zaman ilerledikçe, bilgisayar başında sosyal medya mecralarında zaman geçirmeye başladılar. Facebook’ta sosyalleşiyorlardı. Ben gençleri sanat ortamında sosyalleştirmek istedim. ARTTv fikri buradan doğdu. Yurtdışında okullarda çocukların sanata yönlendirildiğini ve bunun gençlerin gelişiminde ne kadar önemli olduğunu gördüm. Galeriye gelen gençlere “Bizi nereden buldunuz” diye sorduğumda, çoğunlukla “İnternetten” diyorlardı. İnternetin önemini o zamanlar fark etmeye başlamış İnci Aksoy tım. 13 yıl yayıncılık ve yöneticiliğini yaptığım Marie Claire dergisinde yaptığımızı, göstereceğimiz benzeri bir model yoktu, hatta Youtube bile kapalıydı. Benim hayal ettiğim haline getirebilmek bir yılımızı aldı. 2008 Ağustos’ta Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu olarak “Sanatla randevunuz var” sloganıyla yayın hayatına başladık. Şu anda dünyanın dört bir yanından, günde 20 bin ile 30 bin arası ziyaretçimiz oluyor. Bir tıkla toplumun her kesimine sanatı ulaştırdık ve 12. yılımızda Türkiye’nin en geniş sanat arşivini oluşturduk. Harran Üniversitesi gibi birçok güzel sanatlar okullarında, derslerde kaynak olarak videolarımızdan faydalanılıyor. Biz ARTTV ile birlikte dijital dönüşüme başlamıştık, içeriklerimizi yıllardır üretiyor ve paylaşıyorduk, dolayısıyla bu dönemde de sanatçılarla yaptığımız röportajlar ve Instagram üzerinden yaptığımız canlı yayınlarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Yaşanılan bu süreç bu alan daki üretimin artmasını sağladı. Dünyadaki tüm sanat kurumları, müzeler hizmet ve içeriklerini dijital platformlara taşıyarak ücretsiz olarak sunmaya başladılar. Bu konuda ilk olmanın haklı gururuyla tüm dünyayı etkisi altına alan ve mecburi bir izolasyona girdiğimiz bu dönemde sanatın geliştirici, birleştirici ve iyileştirici gücünün daha da önem kazandığını görüyoruz. Şimdi “Sanatın Online Vakti”. n Bir de sanat galeriniz var. Bütün galeriler gibi o da kapalı. Korona günlerinden sonra sanat yaşamında nasıl değişiklikler olacağını düşünüyorsunuz? Yine sergiler, yine açılışlar olacak mı, olacaksa nasıl, ya da sanatta ne gibi farklılıklar olacak? Dünya, gezegeni saran koronavirüsü yenmek için büyük çaba harcıyor. Dünyanın yarıdan fazlası eve kapandı. Yeniden normale döndüğümüzde, hayat koronavirüsünten önceki gibi devam etmeyecek. Kontrollü sosyal yaşam şartlarında küresel sistem sorgulanacak. Bu sorgulamalardan belki ye ni bir dünya sistemi, yeni fırsatlar ortaya çıkacak. Edebiyatta, sanatta, ekonomide, politikada, felsefede yeni eserler, yeni fikirler gün ışığına çıkacak. Yaşanan toplumsal değişimlerden sonra tarih boyunca sanat her zaman çıkış noktası olmuştur. Söz konusu değişikliklerin etkilerini sanatçılar eserlerinde dile getirecek. Gelişmiş ülkelerin her biri sanata verdiği önem nedeniyle kendi uygarlıklarını yaratmıştır. Sanatçılar, bir toplumu ileriye taşıyan yaratıcı, öncü kişilerdir. Ülkeler sanatları ve sanatçılarıyla var olabiliyor. Ülkemizde de uzun vadede yeni sürdürülebilir iş modelleri galeriler, sanat kurumları oluşacaktır. Türk sanat piyasasının korunup güçlendirilerek devamlılığının sağlanması için devletin yüzde 18 oranındaki KDV’nin indirilmesi konusunda destek vermesi de önemli. Tercihlerimiz değişiyor n Siz yurtdışındaki sanat olaylarını da yerinde izleyerek izlenimlerinizi paylaşıyor, kültür sanat gezilerine vakit ve nakit ayırıyordunuz. Karantina günlerinizi nasıl geçirdiniz? Evde kalmak sıkıcı oldu mu, en çok neyi özlediniz? Bu süreç, bütün ruh halimizi, ilişkilerimizi, çalışmalarımızı dijital üzerinden yürüttüğümüz bir döneme girmemizi hızlandırdı; buna bağlı olarak yaşayış tarzımız ve tercihlerimiz de hızla değişmeye başladı. İnternet üzerinden film ve video izleyerek, kitap okuyarak kendimi geliştirmek bu dönemde yaptığım şeyler arasında. Ancak bu karantinayı kolay yaşadığımı söyleyemem. Uzun sabah yürüyüşlerini, sanat seyahatlerini, çocuklarımla, sevdiklerimle bir arada olmayı ama en çok da işimi, ekibimi ve en küçük ekavartist 12 yaşındaki Dora’yı özledim. ‘BENIM 20. YÜZYILIM’ YAYINDA! İstanbul Modern Sinema, İldikó Enyedi’nin yönettiği Benim 20. Yüzyılım (My 20th Century) filmini çevirimiçi olarak izlemeye açıyor. İkiz kız kardeşlerin hikâyesini anlatan film, www.istanbulmodern.org sayfası üzerinden 15 Mayıs Cuma saat 20.00’den itibaren 24 saat boyunca izlenebilecek. Dolu dolu SANAT İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), koronavirüs 4 Bugün15.00’te Oyunculuk Atölyesi, Burak Davutoğlu ile Diksiyon atölyesiyle başlıyor. Davutoğlu, konuşma ve diksiyon üzeri (Covid19) ne her hafta yeni bir videoyla biz günlerinde lerle olacak. zamanını evde 4 Yarın 21.00’de, Çağdaş geçirenler Gösteri Sanatları Atölyesi, Em için kültürel re Koyuncuoğlu moderatörlü etkinlikleri “Sen ğünde, ilk hafta Yiğit Sertde Evde Kal Biz Sana mir, Dilek Altuntaş ve Murat Geliriz” sloganıyla Mahmutyazıcıoğlu’nu konuk edi online olarak yor. “Dijital ve Tiyatro” başlığı al sanatseverlerle tında bir söyleşi düzenlenecek. buluşturmaya 4 13 Mayıs Çarşam devam ediyor. ba günü 15.00’te, Oyunculuk Atölyesi’nde, Çağrı Hün, ses ve nefes teknikleri üzerinde duracak. 4 14 Mayıs Perşembe günü 21.00’de, Canlı Söyleşiler’de, çevirmen ve dramaturg Yıldırım Türker, oyuncu ve yönetmen Engin Alkan ile söyleşecek. 4 15 Mayıs Cuma günü 15.00’te, Oyunculuk Atölyesi’nde, Süeda Çil ile beden dili atölyesi gerçekleştirilecek. 4 16 Mayıs Cumartesi günü 15:00’te, Oyunculuk Atölyesi’nde, Murat Garipağaoğlu’yla role hazırlık atölyesi olacak. T.C. TURHAL 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN ESAS: 2018/1802019/213 Turhal 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/03/2019 tarih ve 2018/1802019/213 esas ve karar sayılı dosyasında, sanık 16831424144 TC nolu Hüseyin ve Kazıme oğlu 1968 doğ. AYTEKİN ALTUNIŞIK hakkında 21/05/2017 tarihinde Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak suçundan işlediği olaya ilişkin yargılama sonucunda, suçu işlediği sabit görülmekle, 5237 Sayılı TCK’nun 179/3 delaleti ile 179/2 maddesi, 62/2,51/1 ve 51/3 maddeleri gereğince sonuç olarak 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği anlaşıldığından Merzifon Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/791 esas ve 2014/1072 karar sayılı dosyasına ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir. Yapılan tüm araştırmalara rağmen tebligata yarar açık adresi tespit edilemeyen 16831424144 TC nolu Hüseyin ve Kazıme oğlu 1968 doğ. AYTEKİN ALTUNIŞIK’a tebligat yapılamadığından, sanığın mernis adresinin bulunmaması ve tebliğ adresine ulaşılamaması nedeni ile 7201 sayılı Tebligat Kanunun 28 ve devamı maddesi, Tebligat Yönetmeliğinin 4952 maddeleri gereğince gerekçeli kararın ilan sureti ile tebliği, yayın tarihinden itibaren 7 gün sonra kararın kendisine tebliğ edilmiş sayılacağı, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer mahkemesine verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere katibe beyanda bulunmak sureti ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen kararın, ulusal gazete ile ve ayrıca Basın İlan Kurumu Vasıtası ile elektronik ortamda ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1163943) T.C. SAMSUN 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2018/312 Esas Karar No: 2019/1170 Karar Nitelikli Dolandırıcılık suçundan sanık Kadir GÜZEL hakkında mahkememize açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda; Mahkememizin 26/11/2019 Tarih ve 2018/312 Esas 2019/1170 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında: Nitelikli Dolandırıcılık suçundan TCK.’nun 158/1l, 62, 52 Maddeleri uyarınca 4 yıl hapis ve 600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında TCK’nın 53/123 maddelerinin ve fıkralarının tatbikine karar verilmiştir. Söz konusu hapis ve adli para cezasına ilişkin sanık Kadir GÜZEL’in 28/11/2019 tarihli dilekçesi ile istinaf kanun yoluna gidilmiştir. Dava dosyasında katılanlar, Osman ve İpek kızı, Giresun 10/08/1972 doğumlu, Giresun Merkez Samanlıkkıranı Mahallesi nüfusuna kayıtlı Ayşegül GÜREL Osman ve İpek kızı, Giresun 01/05/1971 doğumlu, Giresun Merkez Samanlıkkıranı Mahallesi nüfusuna kayıtlı Ömer OBUZ tüm aramalara rağmen bulunamamış olup, gerekçeli karar ve sanık Kadir GÜZEL’e ait istinaf dilekçesi katılanlara tebliğ edilememiştir. 1) 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 28 ve 29. maddeleri gereğince yukarıda yazılı hüküm özeti ve sanık Kadir GÜZEL’e ait istinaf beyanının tirajı Türkiye geneli 50.000’in altında bulunan ulusal bir gazetede bir defaya mahsus İLÂNEN TEBLİĞİNE, 2) Hüküm fıkrasının ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağına, Karar verilmiş olup; ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1163938) T.C. İSTANBUL ANADOLU YAKASI ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. GAZETE İHALE İLANI İhale Adı LAMBA ALIMI İhale Sahibi Şirket İSTANBUL ANADOLU YAKASI ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. İletişim [email protected] Telefon 0216 500 64 00 Fax 0216 500 66 66 Web www.ayedas.com.tr İhale Türü Açık İhale İşin Süresi Geçici Teminat Oranı Sözleşmede belirtilen sürelerde Teklif bedelinin %1’i Teklif Geçerlilik Süresi En az 60 iş günü İhalenin Yeri BAŞKENT ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. KIZILIRMAK MAH. UFUK ÜNV. CAD. NO:1 BAŞKENT KULE ÇUKURAMBAR/ ANKARA İhalenin Bitiş Tarihi 22.05.2020 saat 10.00 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1163968) T.C. BİLECİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Mahkememizin 20/03/2020 tarihli 2020/45 Esas 2020/190 Karar sayılı kararı ile, Bilecik İli, Merkez İlçesi, Taşçılar Köyü, CN:55, HN:45, BSN:41 de nüfusa kayıtlı Ayet ve Ayşe kızı, Aydın28/06/1976 d.lu. 150*****752 TC Kimlik numaralı ŞEFİKA AYDIN’ın, kayden ŞEFİKA olan adının ASYA ŞEFİKA OLARAK TASHİHİNE karar verilmiş olup 4721 sayılı TMK’nun 27/2. maddesi gereğince ilan olunur. 24/03/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1163933) Büyük altüstlükler daha yeni başlıyor Yıl 1998’di. İlkokul arkadaşım Orhan Kural’ın kurduğu Gezginler Kulübü’nün açılış töreni için kulübün Sultanahmet’teki lokaline gitmiştim. Açılışı Deniz Baykal yapmış, törende Mustafa Balbay ile de ilk kez karşılaşmıştım. On parmağında on marifet olan Balbay’ın gezginlik alanında da önemli bir deneyimi ve yayımlanmış kitapları vardı. Hatta bu kitaplar, Cumhuriyet Kitapları içinde bir “Mustafa Balbay Gezi Seti” oluşturacak sayıyı bulmuştu. Sohbet ederken ona ekolojik kaygılardan, bilim insanlarının önlem alınmazsa dünyanın yakında geri dönülmez bir sınırı aşacağı uyarılarından, bunun belki de en önemli mesele olduğundan söz etmiştim. Balbay o muzip gülümsemesiyle bana bakmış, “Aman Ayşe Emel biz daha o noktaya gelemedik, bizim başımızdaki dertler daha büyük” manasında bir şeyler söylemiş, gülüşerek konuyu kapatmıştık. Uyarı bildirisi Benim o cümleleri kurmama sebep olan kaygım, geçen yazımda söz ettiğim, Henry Kendall’ın 1992’de kaleme aldığı uyarı bildirisinden kaynaklanmıştı. Kendall, 1969 yılında ABD’nin MIT Üniversitesi’nde bilim insanları ve öğrenciler tarafından kurulan Union of Concerned Scientists’in (İlgili Bilim İnsanları Birliği) Nobel ödüllü fizikçi başkanıydı. Tüm dünyadan ödüllü ödülsüz pek çok bilim insanının imzaladığı bildiri şöyle başlıyordu: “İnsanoğlu doğal dünya ile savaşmaktadır.” Uyarıdan şu çarpıcı satırları aktarmak isterim: “Dünya bitmiştir veya doludur. Boş alanları değerlendirme ve kaybı önleme yeteneği kalmamıştır; besin ve enerji sağlama yeteneği sona ermiştir ve artan nüfusa yetme yeteneği de bitmiştir. Sınırın son noktasına büyük bir hızla yaklaşıyoruz. (…) Bu belgeyi imzalayan bizler yani dünya biliminin önemli üyeleri tüm insanlığı nelerin olabileceği konusunda uyarıyoruz. Dünyanın ve üzerindeki yaşamın kurtarılması için büyük bir değişim gereklidir.” Bildiri neler yapılması gerektiği konusunda önerilerle son buluyordu: 1 Çevre kirlenmesini kontrol altına almak; fosil yakıtlardan ve sera etkisini tetikleyen tüm enerji kaynaklarından vazgeçmek; ormanların yok olmasını, hayvan ve bitki türlerinin tükenmesini önlemek; 2 Refahı tüm insanlığa yaymanın bir yolunu bulmak; öncelikle de enerjinin, suyun ve diğer temel maddelerin daha verimli kullanımını sağlamak; 3 Nüfusu dengede tutmak. Piketty’nin salgın değerlendirmesi “Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital” adlı kitabıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tanınan Fransız iktisatçı Thomas Piketty, 10 Nisan’da “Le Monde” gazetesinde koronavirüs salgınıyla ilgili bir makale kaleme aldı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın web sitesinde Türkçesi yayımlanan bu makalede Piketty, salgının yeni bir sosyal devlet ihtiyacını ortaya koyduğunu vurguluyor. Yukarıda söz ettiğim bildirideki refahı dünyaya yaymanın bir yolunu bulmak uyarısını hatırlatır bir tarzda, “tüm gezegen sakinleri” için bir sağlık ve eğitim bağışı önerisini ortaya atıp, bunun dünyanın en zengin yüzde 1’inden alınacak vergilerle finanse edilebileceğini söylerken şu gerekçeyi öne sürüyor: Sonuçta söz konusu yüzde 1’in zenginliği, “küresel bir ekonomik sisteme (ve bunun yanı sıra yüzyıllardır gezegenin doğal kaynaklarının ve beşeri kaynaklarının dizginsiz bir biçimde sömürülmesine) dayanmaktadır.” Salgından sonra gerçekten yeni bir sosyal devlet anlayışı, daha paylaşımcı bir dünya ortaya çıkacak mı? Bilmiyoruz, ama Piketty’ye göre kesin olan bir şey var: “Büyük politikideolojik altüstlükler daha yeni başlıyor.” Çevrimiçi müzayedede 40 bin TL’ye kitap Artam Antik AŞ’nin düzenlediği 343 numaralı müzayedede yüzlerce kitaptan gravürlere, imzalı mektuplardan haritalara toplamda 317 adet tarihi eser şu anda açık artırmada. Eserlerin fiyatları 40 TL’den 40 bin TL’ye kadar uzanıyor. Örneğin, Cornelius Gurlitt’in 1912 basımlı 3 ciltlik kitabı şu anda 40 bin TL’ye ulaşmış durumda. İsmi “İstanbul’un yapı sanatı” olarak çevirilebilecek kitapta İstanbul’un mimari envanteri tutuluyor. Bunun dışında Orhan Kemal’den Behçet Necatigil’e imzalı kitaplar yüzlerce liraya kadar teklif alıyor. 477 yıl önce basılan ve Osmanlı hanedanlığının Kanuni Sultan Süleyman’a kadarki 12 padişahının döneminde Hıristiyan âlemine karşı savaşını anlatan kitap ise şu sırada 16 bin TL teklif almış durumda. Müzayede 16 Mayıs Cumartesi tarihine kadar sürecek. Öte yandan, Artam Antik tarafından canlı teklif sisteminin kullanıldığı ilk müzayede koronavirüs salgınının patlak verdiği tarihlerde, 28 Mart’ta yapıldı. Bu çevrimiçi müzayedeye 25 bin izleyici katılırken, 6 bin 500 de aktif kullanıcı yer aldı. 339 numaralı müzayedede Erol Akyavaş’ın tablosu 467 bin TL’ye alıcı buldu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear