23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 21 ARALIK 2020 PAZARTESİ HABER CEMEVİ BAŞKANLARI YILMAZ ÖZDİL’E SAĞLIK DİLEĞİNDE BULUNDU Ayrıntılar Kullar ve yurttaşlar! Karamsarlığın egemen olduğu günlerden geçiyoruz. Bu tekinsiz ortam, elbet siyasetin de konusudur. Dünya, içinde bulunduğumuz koşullarla nasıl başa çıkıyor, izliyoruz. Devlet tam da bugün iyice tartışılmalı. Üzerinde bulunduğumuz topraklarda adaletsizlik, eşitsizlik alabildiğine artıyor; sahiden devlet hangi işe yarar, şu günlerde nerede? Hep yinelenen “Size efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik” cümlesinin ne anlam taşıdığını ibretle görüyoruz. HHH Geçen hafta Saray’da verilen ziyafeti gördük sosyal medyada. Neden sosyal medyada? Çünkü basından söz edilmesi imkânsız ülkemizde! Topluma gerçeği aktarma görevinin tam tersini yapıyor basın, hakikatin üstünü örtüyor! Sazlı sözlü Saray toplantısı, efendi ve köleler arasında uçurumu ortaya koyuyor. Bu kadar serinkanlı eğlenebilen Saray fertlerinin gereken sağlık koşullarına sahip olduklarını düşünüyorum. Herhalde mesafe, maske, temizlikten öte önlemler alınmış olsa gerek. Merak ediyorum, “o davette olanlar aşılı mıydı, test yapılmış mıydı” diye. Sıradan insanın bir lokma ekmeği zor bulduğu günlerde, “itibardan fedakârlık yapılmaz” ilkesi(!) uygulanmaya devam ediyor. İbretlik tablonun her yanı: Sokakta müzisyen aç, lokanta emekçisi garsonlar aç, Saray’da olunca işler değişiyor demek! HHH Devlet kutsal bir yapı değildir. Basit gerekçeden oluşmuş örgütlenme biçimidir. Bir arada yaşamaya karar veren insanların belli kurallar içinde davranması adına kurgulanmıştır. Vergi toplanmasının nedeni de kimsenin kimseye muhtaç olmadan gereksinimlerini karşılaması içindir. Güçsüz, hasta, yaşlı olanımız, kişilerin merhametine terk edilmesin diye devlet vardır. Bugün “Devlet nerede” diye sormak herkesin hakkıdır. Ortak gereksinimlerimiz düzenlensin/ uygulansın diye görev verilen kişilerdir siyasiler. Bürokratlar da bu hizmetin halka ulaştırılmasında işlev görürler. Yani devlet kurallı olacak, etik ölçüleri bulunacak ki düzen sağlıklı işlesin. Bizde öteden beri gelir kapısıdır devlet. İmtiyazlı olmanın en kısa yoludur. Bundandır bir türlü işleyişinin doğru dürüst olmaması. Sağ siyaset (milliyetçi, dinci, piyasacı), devleti kutsal sayar. Böylelikle sorgulanmasını engeller. Eğitimden başlar hamasetin egemenliği. Boyun eğmeyi öğütleyen, hamasetle zihinleri ele geçiren “kutsal devlet” anlayışı asla yurttaş istemez, yığınlar halini almış kullar yaratır. Yurttaş olmayan insan soru sormaz, devlete ibadet eder. Din kurumları burada ustalıkla görevini yerine getirir. Bir toplum ne kadar sorudan, sorgudan uzaklaşırsa, o kadar düşkünleşir. Hesap vermekten kaçınmanın yolu devletli/ imtiyazlı olmaktır! HHH Temel güdü harekete geçince, insan acımasızlaşıyor. Marketleri talan eden kişi, pazarda akşam artıkları toplayan yoksulu aklına getirmiyor mesela. İşi olduğu için kendini talihli sayan, işsizlikten kıvrananları işitmiyor, görmüyor. İhtiyaçlar değişiyor, sıralama başkalaşıyor. İnsan daha bencil, acımasız oluyor. Ortak yarar unutuluyor. Bahane hazır nasılsa: “Hayata tutunmak için kendimi düşünmek zorundayım!” Oysa tam tersine, bu durumu fırsat bilerek bir arada yaşamanın ne demek olduğunu düşünmeliyiz. Birlikte üretmenin, mücadele etmenin, paylaşmanın bizi bu dürtüden kurtaracağını kavramalıyız. Devlet ne anlam taşır, görevi nedir görmeliyiz. Kopan kıyametin ne olduğunu kavramalıyız. Tüm bu sorular ideolojik tartışmanın konusudur. Tercihlerimizi gözden geçirmenin zamanı değil mi? Sınıfları tartışmanın sırası gelmedi mi? Kim kul, kim efendi; sormanın günü değil mi? HHH Bencil insan başkasının acısını hissetmez. “Çıplak arama yapılıyor” diye haykırıldığında kaç kişi haberdar oldu örneğin? Antep’te, özel hastanede patlamanın ardında neler yattığını kim sordu? Bakan’ın otelinde verilen dağ partisi hangimizin gündeminde? Tamamı içinde bulunduğumuz koşulların göstergesi değil mi? Herkes kendine yaraşanı yapıyor. Susan kullardan mı olacağız, onurunu koruyan yurttaş mı, bunun sınavındayız!, Asansörün halatı koptu: 1 ölü, 1 yaralı İstanbul Sultangazi’de bir ekmek fırınında çalışan iki kişi, asansörü kullandığı sırada halat koptu. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Kazada, fırın çalışanlarından yabancı uyruklu J.N. yaşamını yitirdi, fırın sahibinin oğlu Tayfun A. ise ağır yaralandı. Yaşanan kaza nedeniyle olay yerine gelen Sultangazi Belediyesi ekipleri, fırını mühürledi. l DHA Alevilerden Özdil’e destek Ayrıntılar Ayrıntılar 14 YAŞINDAKİ MAĞDUR YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR Yalova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Sifil’in, Yılmaz Özdil Kurtarma felakete dönüştü veCüneytAkman’ın “cenazelerinin camiye alınmaması” yönündeki KÜBRA KÖKLÜ Bitlis’te özel harekât polisinin skandal bir operasyona imza attığı ortaya çıktı. Güroymak ilçesinde Ferit Kanli “dini nikâh”la beraber yaşadığını söylediği akrabası, çocuk yaştaki E.K’yi (14) evi terk ettiği gerekçesiyle silahla yaralamaya kalkıştı. Polis timi Kanli’yi etkisiz hale getirmeye çalışırken kümese sığınan E.K’yi de vurdu. Midesinden, bağırsağından ve kalbinin alt kısmından 3 kurşun çıkarılan ve 5 ameliyat geçiren E.K, yaşam mücadelesi veriyor. Adli tutanaklar ve görgü tanıklarının ifadelerine göre, Güroymak ilçesinde 27 Ekim günü Ferit Kanli ile “imam nikâhı” birlikte yaşadığı söylenen 14 yaşındaki E.K., evi terk ederek dedesinin evine gitti. Ferit Kanli, yanında getirdiği silah ve bıçakla E.K’yi tehdit edinci ihbar üzerine olay yerine özel harekât timi gönderildi. Saat 19.00’da bölgeye varan polis timi, gece saat 02.00’ye kadar Kanli’yi teslim olması için ikna etmeye çalıştı. Polis iknada başarılı olamayınca evin içindeki E.K’yi, Ferit Kanli’yi ikna etmek evin dışına çıkardı. Ferit Kanli’nin elindeki silahla tehditlerini sürdürmesi üzerine polis timi operasyon kararı aldı. Polisin havaya uyarı ateşi açması üzerine Ferit Kanli ve E.K, evin bahçesinde bulunan kümese sığındı. Tanıklar anlattı Olayın görgü tanığı S.K., ifadesinde, olayın devamını ise şöyle anlattı: “Polisin ‘vurun’ demesiyle E.K., Ferit’in yanına gitti. Onlar da bahçedeki kümesin içine girdi. Polis ekipleri, saat 02.00’de kümesi kalkan ile vurmaya başladı ve ateş sesleri duyuldu. Ferit’in yere düştüğünü gördüm. Ferit, yere düşünce polisler ona cop ile vurmaya başladı. E.K ise kümesin kapısından çıkarıldıktan sonra yere düştü.” Bacaklarından vurulan Kanli ile E.K, hastaneye kaldırılırken vücudundan 3 kurşun çıkarılan ve 5 ameliyat geçiren E.K, yaşam mücadelesi veriyor. Tedavisinin ardından gözaltına alınan Kanli ise ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Güroymak Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan tutanakta ilçe kaymakamı, ilçe Cumhuriyet Savcısı, Özel Harekat şube müdürü ve ilçe emniyet Müdürü vekilinin de olay yerinde oldukları belirtildi. Komiser yardımcısı, kameranın şarjı bittiği için saat 02.00’de düzenlenen operasyonun kayıt altına alınamadığını belirtirken polislerin ise ifadelerinde “havaya ateş açtıklarını ve E.K’yi kimin vurduğunu bilmediklerini” söyledikleri öğrenildi. Hukuka uygun değil E.K’nin ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin avukatı Nilda Baltalı, operasyon düzenlenirken alınan önlemlerin hukuka uygun olmadığını belirterek “E.K, Ferit Kanli’nin elinde silah olması nedeniyle yanına gitmek istemiyor ancak 2 polis memuru onu zorluyor. Kümese girmelerinin ardından kolluk güçleri kümesin içine biber gazı atıyor ve ateş etmeye başlıyor. Bu önlemlerin hiçbiri hukuka uygun değildir. E.K’nin bulunduğu yere gaz atıldıktan sonra etkisiz hale geldiklerini kabul edenler olmuş, bu durumda ne amaçla ateş açıldığı belirsiz. Polisler, havaya ateş açtıklarını söylüyor. Ancak E.K’ye birden fazla kurşun isabet ediyor, midesinden, bağırsağından ve kalbinin altından vuruluyor. Yakalamak istedikleri şüpheli ise her iki ayağından vuruluyor. Bu durumda havaya ateş açmadıkları su götürmez bir gerçek” dedi. sözlerine tepki yağdı. Yalova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Ebubekir Sifil’in gazeteci yazar Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman’ın “cenazelerinin camiye alınmaması” yönündeki sözlerine Alevilerden tepki gelirken, Özdil ve Akman destek yağdı. Sifil’in sözlerine Özdil, önceki gün yazdığı, “Yobazın tehditi” başlıklı köALI şe yazısı ile yanıt verAÇAR di. Özdil, cenazesi için cemevlerini işaret ederek yazısının sonunda, “Bana gelince camiye almazsan cemevinden kaldırırlar, müsterihim” diye yazdı. Yılmaz Özdil’in cemevlerini işaret etmesinin ardından cemevi başkanları “kapılarının açık” olduğunu söyledi. Cumhuriyet’e konuşan cemevi başkanlarının değerlendirmeleri şöyle: n Muharrem Ercan (Karacaahmet Sultan Dergâhı Cemevi Başkanı): Yılmaz Özdil için söylenen o sözler kabul edilebilir değil. Özdil’e Allah uzun ömürler versin. Bizim felsefemizde insan ayrımı yok. Biz insanların dili, dini, mezhebi, kimliğine bakmıyoruz. Öyle olursa zaten biz Alevi olamayız. Rahmetli İlhan Selçuk, Turhan Selçuk ve Fikret Otyam gibi bu ülkenin değerleri de Alevi olmamasına karşı son yolculuklarına cemevleANTALYA L TİPİ İNFAZ KURUMU rinden uğurlandı. Bize gelen kimseyi geri çevirmeyiz. ‘Saç karşılığı n Celal Fırat (Garip Dede Dergâhı ve Cemevi Başkanı): Sözler çok acı. Camiye almayız, demek çok yanuyuşturucu lış, ibadethaneler kimsenin babasının malı değil, o kendi sorunları. Ancak biz Aleviler, ırkı, kökeni, dini yaverdi’ iddiası da mezhebi ne olursa olsun ona “can” diye bakarız. Toplumsal meselelerde aktif ve objektif gözle bakan ve daha LEYLA KILIÇ çok şey yazacak olan Yılmaz Özdil’e Allah uzun ömürler versin. Tabii ki Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun revir servisinde sağlık memuru olarak çalışan Z.M’nin, kadınlar koğuşunda kalan hükümlü B.G’nin saçlarını, aynı koğuştaki hükümlülere uyuşturucu madde karşılığında kestirdiği öne sürüldü. Z.M. ve B.G’nin DNA testi uyuşmayınca, tanık beyanları ve kamera görüntülerine karşın savcılık tarafından soruşturmaya takipsizlik kararı verildi. Kasım 2019’da gerçekleşen olayda iddiaya göre, sağlık memuru Z.M., hükümlü B.G’nin saçını onunla aynı koğuşta kalan hükümlülere uyuşturucu madde sağlama karşılığında zorla kestirerek B.G’nin saçlarından kendine protez saç Gürses’e taciz mesajları Halk TV sunucusu gazeteci Özlem Gürses, sunduğu bir haber nedeniyle taciz mesajlar, almaya başladı. Çin’e gitmek üzere 4 Aralık’ta Halkalı’dan uğurlanan, ancak Maltepe’den geri döndüğü tartışılan trenle ilgili olarak haber sunan Gürses’i Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adını vermeden hedef almıştı. Erdoğan’ın sözlerinin ardından Aktroller harekete geçerken, Gürses de sosyal medya hesabından, taciz mesajları paylaştı. Gelen mesajlar için, “Bataklık” ifadesini kullanan Gürses, “Yüzlercesi var... Bazıları fotoğraflı. Oğluma da taciz mesajları attılar, onlarca. Hesabını kilitledi” diye yazdı. l İSTANBUL/Cumhuriyet YARGITAY GENEL KURULU hepimiz faniyiz ve bir gün sıramız gelecek. Ondan böyle bir talep gelrise cemevlerimizin kapıları sonuna kadar açık. Öyle bir dönem yaşıyoruz ki vefat ettiğinde bile cenazenin nereden kaldırılacağına karar vermek isteyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bunları daha da duyacak gibiyiz. Sevginin, hoşgörünün egemen olmasını istiyoruz. n Zeynel Şahin (Okmeydanı Cemevi Başkanı): Açıklama çok çirkin ve ahlaksızca. Kimse kimin cenazesinin nereden kalkacağına karışamaz, öyle bir hakkı da yok. Bir kişi cenazesinin nereden kaldırılmasnı istiyorsa ve inancı neyse ona göNafaka alan gençlere emsal karar yaptırdı. B.G’nin olayı dilekçe ile kuruma bildirmesi üzerine inceleme başlatıre kaldırılır. Çok sayıda Sünni dostlarımızında vasiyeti üzerine cemevinlırken, Z.M. hakkında adli ve idari soruşturma başlatılarak görevden uzaklaştırıldı. B.G., Z.M’den DNA testi için saç örneği alındı. Ancak saç örneği olayın hemen sonrasında değil, iki hafta sonra alındı. İki hafta içerisinde Z.M’nin protez saçları kestirdiği ve adli tıbba kendi saç örneğini verdiği ileri sürüldü. Z.M. ve B.G.’nin DNA testi uyuşmayınca, tanık beyanları ve kamera görüntülerine karşı soruşturma savcılık tarafından takipsizlik kararı verilerek kapatıldı. ‘Tanıklık ettik’ İsminin gizlenmesini isteyen bir tanık ise olaya ilişkin çarpıcı bilgiler paylaştı. B.G’nin saçını kesen mahkumların Sivas E Tipi Ceza İnfaz Kurumu’na nakledildiğini, İnfaz Koruma Başmemuru Y.I’nin ise Antalya E Tipi Kapalı CeYargıtay Hukuk Genel Kurulu, üniversite mezunu işsiz gence babasından bağlanan yardım nafakasını kaldıran yerel mahkeme kararını bozdu. Kurul, üniversite mezunu işsiz gencin, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) kursuna gitmesini eğitiminin devam etmesi kabul ederek, babanın yoksulluğa düşmüş çocuğuna yardım etmesinin bir zorunluluk olduğuna karar verdi. Ankara’da bir baba, 25 yaşındaki üniversite mezunu işsiz kızı için bağlanan yardım nafakasının kaldırılması için dava açtı. Davalı kız ise m??? ezun olduktan sonra iş bulamadığını, halen KPSS kursuna devam ettiğini, bu nedenle babasının yardımına ihtiyacı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etti. Ankara 4. Aile Mahkemesi, yardım nafakasını kaldırdı. Dosyaya bakan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını bozdu. Direnme üzerine dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Kurul da yerel mahkemenin direnme kararını bozdu. Kurulun gerekçesinde, çocuğun kendisini dünyaya getiren ana ve babasından bakım parası isteyebileceği, bunun en doğal hakkı olduğu kaydedildi. Kararda, “KPSS kursu, sertifika programı gibi faaliyetlere katılması gerekli olup, bu gibi faaliyetlerin eğitimin devamı olarak kabul edilmesi zorunluluk arz etmektedir. Ayrıca çocuğun okulunu bitirip, iyi bir işe girmesi, çocuğun olduğu gibi babanın da yararına bulunmaktadır” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet den kalkan cenazeleri oldu. Kendini bize emanet eden herkese kapılarımız açık. n Turan Aykanat (Sivas Hafik Karlı Köyü Cemevi Başkanı): Yılmaz Özdil’in düşüncelerinden dolayı cenazesini camiye almayalım çıkışı, tam bir cahillik. Bir insanın inancına müdahale etmeye kimsenin hakkı yoktur. Atatürkçü ve yurtsever bir aydın olan Yılmaz Özdil’in cemevlerini işaret etmesi de bize olan saygısının göstergesi. Kendisi cenazesinin cemevinden kaldırılmasını vasiyet ederse Türkiye’nin her noktasındaki cemevlerimiz o görevini yerine getirir. Bu kutuplaştırıcı dil terk edilmeli ve inanan ya da inanmayanlara saygı gösterilmeli. za İnfaz Kurumu’na tayin edildiğini aktaran tanık, dönemin kurum yöneticileri T. A., ve A.P’nin olaya göz yumduğunu YURTDIŞINA 1 söyledi. Tanık, “DNA sonucu çıkmasa da biz tanık olduğumuzu beyan ettik, üstelik kamera görüntüleri de mevcut. Takipsizlik vermelerinin nedeni Z.M’nin arkadaşları olmaları mıdır” diye sordu. Ünal’a göre ‘çıplak arama’ iddiası FETÖ provokasyonu C DAYANIŞMA İLANLARINIZ İÇİN MİLYARLIK YARDIM Muhalefetin salgın nedeniyle başta esnaf, işçi olmak üzere yurttaşa daha fazla yardım ve destek yapılması çağrıları devam ederken, Türkiye’nin dış ülkelere 11 ayda yaptığı yardım geçen yılın tamamında yapılan yardımı neredeyse ikiye katladı. Türkiye geçen günlerde Tunus’a salgın nedeniyle 5 milyon dolar hibe etmişti. CHP Grup BaşkanveAKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, bazı emniyet müdürlükleri ve cezaevlerinde “çıplak arama” yapıldığı iddialarına ilişkin, İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ kili Engin Altay bu yardımı, “Türkiye’de insanlar akşam ne yiyeceğini düşünüyor” diyerek eleştirmişti. Altay, ülkede insanlar “aç açıkken, devletin, mille“FETÖ’cülerin hapishanelerde oluşturmak istin parasını başka ülkelere ‘yardım’ adı altında göntediği hareketlenme ve hapishaneler üzerinden yapmak istediği provokasyonların ilk işaİSTANBUL : 0212 343 72 74 dermenin mantıkla izah edilemeyeceğini” dile getirmişti. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçe veret fişeğidir” dedi. İddiaların kamera görüntüleriyle yalanlandığını ileri süren Ünal, “5. kol ANKARA : 0312 442 30 50 rilerine göre dış ülkelere yapılan yardımlar 11 ayda geçen yılın tamamında yapılan yardımları gerifaaliyeti dediğimiz budur. HDP cezaevleri ile ilgili yalanları tekrar ediyor. HDP’nin yalanİZMİR : 0232 441 12 20 de bıraktı. Dış ülkelere cari transferler kapsamında 1 milyar 37 milyon lira yardım gerçekleştirildi. larını FETÖ’cüler sosyal medyada tekrar ediyor. HDP’liler ve FETÖ’cülerin tekrar ettiği yaEmail : ilan@cumhuriyet.com.tr Geçen yıl yardımların toplamı sermaye transferleri ile birlikte 986.7 milyon liraydı. Bu yıl dış ülkelere lanları sistematik olarak CHP’liler tekrar ediyapılan yardımların sermaye transferleri ile birlikte yor” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet 692.7 milyon lirası KKTC’ye gitti. l ANKARA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear