28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EĞİTİM 8 21 EKİM 2020 ÇARŞAMBA EĞİTİM SALGININ EĞİTİME ETKİLERİ NELER OLACAK? ‘Çözüm için on KIŞLALI KATLEDILELI 21 YIL OLDU... Kemalizmi miras bıraktı Atatürkçü Düşünce Derneği’nin genel başkan yardımcısı, eski Kültür Bakanı ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu katledileli 21 yıl oldu. Kışlalı’dan geriye her zaman yaşayacak fikirleri ve Kemalizmi anlattığı kitapları miras kaldı. Kışlalı bugün saat 12.00’de gömütü başında anılacak. Ahmet Taner Kışlalı, 10 Temmuz 1939’da, Tokat’ın Zile ilçesinde, banka veznedarı Hüsnü Bey ile ilkokul öğretmeni Lütfiye Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Kışlalı, ilkokul eğitimini annesinin öğretmenlik yaptığı Kilis Kemaliye İlkokulu’nda tamamladıktan sonra, Kilis Ortaokulu ve Kabataş Erkek Lisesi’nde eğitim gördü. Ardından, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden aldı. Kültür Bakanı oldu Bir yandan eğitim hayatına devam eden Kışlalı, Yeni Gün gazetesinde spor muhabirliği yaptı. Kısa sürede gazetenin yazıişleri müdürlüğüne terfi etti ve 19621963 yılları süresince görevini sürdürdü. Yankı dergisinde çalışırken CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile tanıştı ve 1977 yılında CHP İzmir Milletvekili seçildi. Ecevit tarafından kurulan 42. Hükümet’te kültür bakanı görevini yürüttü. Kışlalı, 1991’in sonlarında gazetemiz Cumhuriyet’te “Haftaya Bakış” köşesini yazmaya başladı. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 12 Eylül sonrasında Turgut Özal hükümetinin gelmesiyle üniversiteye dönen Kışlalı, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde siyaset bilimi dersleri vermeye başladı. O sıralar geçirdiği trafik kazasında eşi Nilgün Kışlalı’yı kaybetti. Takvimler Nisan 1997’yi gösterdiğinde, Nilüfer Kışlalı ile ikinci evliliğini yaptı. 22 Eylül 1999’da üçüncü kızı Nilhan Nur dünyaya geldi. Kışlalı, 21 Ekim 1999’da arabasına konulan bomba sonucu katledildi. Kışlalı’nın ömrünün son anlarını eşi Nilüfer Kışlalı bir belgeselde şu sözlerle anlattı: “O sabah beraber kahvaltı yaptık. Yazısını fakslayıp yanımıza geldi. Sonrasında beni bebekle işe bırakacaktı, kendi de üniversiteye gidecekti. Dersi vardı. Sabah dedi ki: ‘Canım, hava bugün biraz rüzgârlı, bebek üşümesin. Ben arabayı kapının önüne getireyim, siz 3 dakikaya kadar aşağı inin.’ Biz aslında arabaya beraber biniyorduk ama o gün nedense o gitti ve biz kaldık. Daha 3 dakika olmadı bir patlama sesi duydum. Ev sallanmıştı.” Öğrencilerine ve kendinden sonraki nesillere yazdığı yazılarla Kemalizmi miras bırakan Kışlalı, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk için gazetemiz Cumhuriyet’te şu satırları kaleme aldı: “Eğer Türkiye’de bir din devleti kurmak istiyorsanız, Mustafa Kemal’e saldırmanız elbette ki tutarlıdır. Eğer Türkiye’nin bir bölgesini ayırıp ırkçı bir devlet kurmak peşindeyseniz, Mustafa Kemal’e saldırmanın elbette tutarlı bir yanı vardır. Ama ‘çağı yakalama’ arayışında görünürken aynı şeyi yapmaya kalkarsanız; belki her garip şeyi yapanlarda olduğu gibi bazı dikkatleri üzerinize çekersiniz ama inandırıcı olamazsınız. Bu ülkede Atatürk’ü yıkarak olumlu bir şeyler yapılabileceğini sananların, kendi küçük dünyaları içinde büyük bir yanılgıyı yaşadıklarını sanıyorum.” Ahmet Taner Kışlalı, bugün saat 12.00’de CUMOK’un öncülüğünde düzenlenen törenle Karşıyaka Mezarlığı’ndaki gömütü başında anılacak. l ANKARA/ Cumhuriyet yıllar gerekecek’ Prof. Dr. İsa Eşme, salgının özellikle ekonomi ve eğitim alanlarındaki etkilerinin öne çıktığına dikkat çekerek “Pandeminin ekonomiye etkisi, güçlü bir hükümetle birkaç yılda çözülebilir, ancak eğitime etkisinin çözümü için en az beş10 yıl gerekir’’ dedi. Uzaktan öğretimle “eğitim” verilemeyeceğinin bilindiğini, bu yöntemle öğretimin ne kadar yapılabileceği sorusunun cevaplanması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Bu soruya cevap verebilmek için öğretim yöntemleri ve akılda kalma oranlarını gösteren araştırma sonuçlarına bakmak gerekir. Bu araştırmalardan birinin sonuçları grafikte gösterilmiştir. Online öğretimle okuma ve dinlemeye dayalı bir öğretim yöntemi uygulandığına göre; her öğrencinin bu öğretime ulaşma imkânı olsa bile eğitimin her kademesinde, bilginin akılda kalma oranının en düşük olduğu yöntemlerle öğretim gören bir kuşak yetişmektedir. Konunun ikinci boyutu; mesleki eğitim, mühendislik ve başta tıp olmak üzere sağlık bilimleri giHasar büyük Yükseköğretimin lisans kademesi için de sorunun boyutunun büyük olduğunu vurgulayan Prof. Eşme, “Pandemi sürecinde, yüz yüze öğretim yapılamaması nedeniyle, laboratuvar görmeyen mühendisler, hasta ve laboratuvar görmeyen doktor, hemşire ve diğer sağlık elemanı mezun edilecektir. Bunlar ilk akla gelen hasarlardır. Bunların en aza indirilmesi için ortak akla dayalı uzun solukbi uygulama ağırlıklı eğitimle ilgilidir. Meslek liselerinde ve üniversitelerin bünyesinde yer alan meslik yüksekokullarındaki eğitim, öğrenciye mesleki beceri kazandırmayı öngörür. Bu da ancak işyeri, atölye ve laboratuvar ortamlarında gerçekleşebilir. Online öğretimle bunun sağlanması mümkün olmadığına göre meslek liselerinde okuyan öğrenciler ve üniversitelerin MYO programlarında okuyan öğrenciler, lu eğitim politikalarına ve bu politikaları üreterek uygulayabilecek yetkililere ihtiyaç vardır. 1970’li yıllarda öğretmen yetiştirmede uygulanan mektupla öğretimin verdiği hasarın 3040 yılda giderilemediği bilinmektedir. Türkiye’nin geleceğini etkileyecek olan çok daha geniş kapsamlı olan bu hasar nasıl ve ne kadar zamanda giderilebilir? Bu sorulara cevap bulmada sorumluluk elbette siyasi iradenindir. Ancak sorun çok ağırdır, çözümü için on yıllar gerekecektir. Herkese sorumluluk düştüğü unutulmamalıdır” diye konuştu. hiçbir mesleki beceri kazanamadan diploma alacaklardır. Sözgelimi MYO’nun aşçılık programını bitiren bir öğrenci, mutfak görmeden, anestezi programını bitiren öğrenci hastane ortamı görmeden ve ilgili cihazlara el sürmeden bu alanlarda ‘tekniker’ unvanı ile mezun olacaklardır. Bu sorun, MYO bünyesinde yer alan tüm sağlık ve teknik programlar ile bazı sosyal programlar için geçerlidir.’’ Çocuk yaşta zorla evliliklerde babaların rolüne dikkat çekiliyor Babalar, bu çağrıyı duyun Türkiye’de her 10 kız çocuğundan 1’i nişanlanma, evlenme, hamile kalma ya da anne olma nedenleriyle eğitim hayatını terk etmek zorunda kalıyor. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) desteği ile 10 ilde yürüttüğü projede, çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler ile mücadelede babaların rolüne dikkat çekiyor. Proje ile çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler başta olmak üzere çocuklara dönük her türlü ihmal ve istismarın önlenmesi ve bütüncül bir yaklaşımla onlara uygun ortamlar yaratılması için tüm babalar sorumluluk almaya ve “Babayım, Çocuğumu Erken Yaşta Evlendirmem!” demeye çağrılıyor. UNFPA Türkiye’nin, geçen günlerde yayımladığı “Çocuk Yaşta Evliliklerin Sağlık Riskleri ve Sonuçları Raporu”, Türkiye’de 2049 yaş arasındaki her 5 kadından 1’inin 18 yaşından önce evlendiğini gösteriyor. Raporda yer alan sonuçlar, çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının üçte birinin ise yine çocuk yaşta, yani 18 yaşından önce anne olduğuna işaret ediyor. Çocuk yaşta evliliklerle mücadele programlarının 6 ay kesintiye uğraması 2030’a kadar 13 milyon kız çocuğunun daha erken yaşta evliliğe maruz kalmasına neden olabilir. Bu bulgulardan yola çıkan AÇEV, çocukların güvende olmaları ve bütünsel gelişimlerinin desteklenmesi için babalarda tutum ve davranış değişimi hedefiyle, “Babayım” kampanyasını yürütüyor. Çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunmasında temel aktörler olarak babaların rolü ve önemine dikkat çekilen kampanyada, geniş kapsamlı bir müdahale programı, eğitimler, farkındalık seminerleri ve iletişim çalışmaları yapılıyor. CHP VE İYİ PARTI’DEN YANIT ‘Öğrencilerin geleceğini kararttılar’ SEFA UYAR Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eğitime ilişkin eleştirilerine CHP ve İYİ Parti’den yanıt geldi. İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı Şenol Sunat, “‘Kindar ve dindar bir nesil yetiştireceğim’ derken, milyonlarca öğrencinin geleceğini karartmıştır. Türk milleti olarak fikri iktidarımız Cumhuriyetimizin ilke ve ülküleridir” dedi. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ise “Fikir, varsa anlatılır. Cumhuriyet devrimleriyle hesaplaşma fikri var ama halk Cumhuriyete sahip çıkıyor” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni’nde, eğitimde reforma ihtiyaç duyulduğunu belirterek “Aklı hür, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması en büyük kayıptır. 18 yılda eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum. Fikri iktidarımızı hâlâ tesis edemediğimiz kanaatindeyim” dedi. Erdoğan’ın sözlerini Cumhuriyet’e değerlendiren İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı Sunat, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” sözünü Erdoğan’ın yanlış söylediğine dikkat çekerek “Cumhuriyete saldırı var” dedi. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki idealist eğitim modelinin AKP iktidarında terk edildiğini söyleyen Sunat, “Eğitimde başarılı olamamalarının yolu bilimi rehber almamış olmaları. 18 yılda, fırsat eşitliğinin özellikle eğitimde uygulanabilir olmadığı, adaletin, demokrasinin, liyakatin olmadığı; 7 bakan, 20 kere eğitim sistemi ve müfredatın değiştiği, eğitimle ilgili olmayan bakanların olduğu bir süreçten geçtik. Tek tip vatandaş yetiştirmekten vazgeçmek durumundalar. Türk milleti olarak fikri iktidarımız, Cumhuriyetimizin ilke ve ülküleridir. Bu ilke ve ülkülerden sapıldığında neler yaşandığını görüyoruz” dedi. Öğretmen kökenli CHP Ankara Milletvekili Kaya ise “18 yıldır tüm olanaklar ellerinde. Fikriyatları olsaydı, bunu halka kabul ettirebilirlerdi. 21. yüzyıl Türkiyesi ve dünyasında fikriyatlarının bir karşılığı olmadığı için bunu topluma anlatamıyorlar” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın “Medyamız en modern altyapıya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor” sözlerini anımsatan Kaya, “Teknolojinin bu kadar geliştiği ortamda, basın ve medya kuruluşlarının yüzde 90’ını kendi inisiyatifinde bulundurmasına rağmen bir fikri anlatamıyorsa, dönüp kendi fikirsizliğine bakacak. Cumhuriyetin ilk yıllarında ne televizyon vardı ne de haberleşme ağı bu kadar genişti. Atatürk var olan fikriyatını anlattı. Fikir varsa anlatılır” dedi. l ANKARA TEV’DEN UZAKTAN EĞİTİMDE EŞİT FIRSAT HAREKETİ ‘Bir bağışla eğitime bağla’ Türk Eğitim Vakfı (TEV), “Uzaktan Eğitimde Eşit Fırsat Hareketi” kapsamında “Bir bağışla onu eğitime bağla” sloganıyla 254 bursiyerinin teknolojiye erişim imkânı sağlayabilmek amacıyla kampanya başlattı. “Bursiyer İhtiyaç Analizi Araştırması” sonuçlarına göre, 4 bin 500 üniversite düzeyindeki TEV bursiyerinin uzaktan eğitim sürecindeki en temel ihtiyaçlarının bilgisayar ve internet olduğunun ortaya çıktığını belirten vakıf yönetim kurulu başkanı Rona Yırcalı ve genel müdürü Yıldız Günay’ın açıklamaları şöyle: “Acil ihtiyacı bulunan, hanesinde 3 ve 3’ten fazla öğretim çağında çocuk bulunup hiç bilgisayarı olmayan ve yüzde 87.5’i kırsalda yaşayan 254 bursiyerin teknolojiye erişim imkânı sağlayabilmesi için düğmeye bastık. Bu burs desteği ile dolaylı yoldan hane içinde yaşayan 931 öğrencinin uzaktan eğitim süreci desteklenecek.” TOHUM OTIZM VAKFI’NDAN IKI YENI UYGULAMA ‘DINLEKONUŞ’ Tohum Otizm Vakfı, yayımladığı “Dinle–Konuş” ve “Tohum Eğitim” ile aileler ve öğretmenlere ücretsiz, mobil cihazlarından ulaşabilecekleri içerikler sunuyor. Otizmli çocukların yanı sıra tipik gelişim gösteren çocukların da dilkonuşma ve iletişim becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla geliştirilen Dinle–Konuş uygulaması “Hayvanat Bahçesi, Şekiller, Canım Ailem, Vücudun Bölümleri, Sesi Taklit Et, Benimle Birlikte Say, Dil Akrobasisi, Gökkuşağı Renkleri, Temel Sesler ve Araçlar” kategorilerinden oluşuyor. Kelimelerin nasıl telaffuz edileceğini ve ünlüler ve ünsüzlerin doğru seslerinin nasıl söyleneceğini eğlenceli bir şekilde öğreten uygulamanın, annebaba, öğretmen veya yetişkin rehberliğinde kullanılması öneriliyor. Tohum Eğitim uygulamasında da “DinleAnla”, “Nesne Eşleme” ve “Nesne Tanıma” olmak üzere 3 bölüm bulunuyor. Atabay, Pearson elçisi oldu Eğitim şirketi Pearson, Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Müdürü Sevinç Atabay’ı mesleki yeterlilik programları BTEC’in ilk uluslararası elçisi olarak seçti. Dünyada 70 ülkede yaklaşık 1 milyon öğrenci BTEC programlarında eğitim görüyor. Sevinç Atabay, “Amacım deneyimlerime dayanarak mesleki eğitim ve öğrenim yoluyla öğrencilerin yeterliliklerini geliştirmek. Bu model gençler ve yetişkinlerin eğitim yolculuklarının her aşamasında uzmanlaşmasına, teknik bilgi edinmesine ve uluslararası düzeyde kabul gören akreditasyon ve belgeler kazanmasına olanak sağlıyor” dedi. ‘Evde eşitlik var’ İki kadın girişimci; toplumsal cinsiyet eşitliğinin erken çocukluk döneminde benimsetilmesi, eşitlikçi kültürün önce evlerden başlaması için “Evde Eşitlik Var” sloganıyla bir proje başlattı. Proje ile Doğu ve Güneydoğu illerinde yaşayan dezavantajlı anneler eğitilecek, ev içi emeğin tek bir cinsiyetin sorumluluğu olmadığına dikkat çekilecek. Aslı Özdemir tarafından kurulan “Geleceğe Dokunan Anneler” ile Dr. Aylin Löle’nin kurduğu “Awen For Us” işbirliğinde yürütülecek “Evde Eşitlik Hareketi” toplumsal cinsiyet eşitliğinin önce evlerden başlamasını hedefliyor. Y ‘GEÇINEMIYORUZ’ üksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Borçlular Hareketi, KYK Borçluları üniversite sürecinde KYK’den aldıkları borçlara dair Fatih’teki KYK BölAnkara’ya ge Müdürlüğü’nde açıklama yaptı. KYK Borçluları Hareketi’nden Çiçek Yaman, milyonlarca gencin her yürüyecek güne borçla başladığını söyleyerek, öğrencilerin eğitimlerine devam edebilmek için sürekli borçlandıklarını vurguladı. “Üstüne bir de bu borçlara yüksek faizler işliyor ve ödenmesi imkânsız hale geliyor” diyen Yaman, öğrencilerin mezun olduktan sonra iş imkânı sağlanmadığı için çalışamadıklarını, mezun olup iş bulanların ise asgari ücretle en kötü koşullarda çalışabildiğini söyledi. Yaman, “5 milyon gencin, 5 milyon KYK borçlusunun, 280 bin icraya verilmiş yurttaşın sesini duyan yok mu? Henüz 20’li yaşlarımızın başında 10 binlerce lira borç altında ezilerek yaşamayı kabul etmiyoruz” dedi. Yaman, somut bir adım atılmadığı takdirde Ankara’ya yürüyüş düzenleyeceklerini söyledi. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear