25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 EKİM 2020 ÇARŞAMBA KIZILIRMAK’ TA ELEKTRİKLİ KATLİAM Nevşehir’in Gülşehir ilçesinden geçen Kızılırmak’ta binlerce balık yurttaşlar tarafından ırmak kenarına vurunca görüldü. Kızılırmak’a elektrik verilerek balık katliamı yapıldığını sosyal medya hesabından paylaşan Gülşehir Belediye Başkanı Fatih Çiftçi, “Irmağa elektrik vererek bu katliamı yapanlara gerekeni yapacağız. Lütfen sizler de görürseniz bize ve jandarmaya bildirin” sözlerini paylaştı. l İHA SONUÇLARI 06 16 30 36 46 58 6 BİLEN: 31 milyon 248 bin 681 TL (Devretti) 5 BİLEN: 22.923.15’er TL 4 BİLEN: 473.95’er TL 3 BİLEN: 28.90’ar TL 2 BİLEN: 3.15’er TL Doğanın kucağında KIŞLIK PEŞINDE Van’ın Başkale ilçesi sınırlarında başlayıp Dicle Nehri’ne kadar uzanan Zap Suyu, Hakkâri’de yaşayan bazı ailelerin kışlık odun ihtiyacını da karşılıyor. Dağlardan sel sularının Zap Suyu’na taşıdığı odun parçaları, tehlikeleri göze alan yurttaşlar tarafından toplanıp halatlar yardımıyla kıyıya taşınıyor ve bu odunlar kış aylarında yakacak olarak kullanılıyor. Her yıl bu mevsimde Zap Suyu’nda odun topladıklarını anlatan Şahan Çelik, “Biz bu zorluklara katlanıyoruz. Hakkâri’de her sene çetin bir kış geçiyor. Yılın 6 ayı sobalarımızı yakıyoruz. Bundan dolayı da şimdiden hazırlığımızı yapıp kışlık yakacağımızı topluyoruz. Bu işi de tanıdıklarımız ve komşularımızla birlikte imece usulü çalışıyoruz” dedi. l DHA Tesis değil adalet istiyoruz Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla’da Lübnanlı maden şirketi Meyra, jandarma koruması altında orman katliamını sürdürüyor. ‘Yürütmeyi durdurma ve projenin iptali’ istemiyle açtıkları dava sonrası bölgede inceleme yapan bilirkişi heyeti, ÇED raporunun teknik olarak yeterli olmadığı yönünde karar vermişti. Bursa 1. İdare Mahkemesi ise bilirkişi heyetinin raporu doğrultusunda 14 Ağustos’ta maden faaliyetlerini durdurmuş ve şirket çalışanları da jandarma tarafından bölgeden çıkarılmıştı. Mahkeme bir hafta aradan sonra kendi verdiği “yürütmeyi durdurma kararını” bozmuştu. Kirazlıyaylalı kadınlar ise “ÇED olumlu” raporunun ‘iptali’ istemiyle konuyu tekrar yargıya taşıdı. 28 Ekim’de görülecek dava öncesi kadınlar, “köylerinde tesis değil, adalet istediklerini” vurguladılar. Her akşam köy meydanında bir araya geldiklerini belirten Kirazlıyaylalı kadınlar, 7 bilirkişinin yapılmak istenen tesis ve baraj projesinin tarımı olumsuz etkileyeceği için uygun olmadığı yönünde rapor hazırladıklarını ifade etti. Göletlerin ve çeşmelerin kuruduğunu söyleyen köylü kadınlar “yaşam alanları için adalet istediklerini ve mahkemenin bir an evvel sonuçlanmasını” da talep ettiler. l Haber Merkezi Sit alanında İngiliz şirketin özel merdivenli ‘imar barışı’ villası tepki çekti Antalya’nın Demre ilçesindeki doğa harikası Üçağız Yarımadası’nda bir İngiliz vatandaş yaklaşık 10 yıl önce satın aldığı kaçak yapıyı yıkıp İmar Barışı’ndan faydalanarak yerine villa yapımına başladı. Bölgede oturanlar İngiliz vatandaşın Eighty Five Ninety Five İnşaat Emlak Tur. ve Tic. Ltd. Şti. aracılığıyla başlattığı denize sıfır villa inşaatını CİMER’e, kaymakamlığa ve belediyeye şikâyet etti. Şikâyetçilerden İbrahim Turhan ve Hüseyin Yiğit Turhan, Üçağız Yarımadası’nda yaklaşık 67 yıl önce bir İngiliz tarafından denize sıfır, kaçak olarak yapılmış üç katlı binanın yıkılarak yerine yeni bir villa yapımına başlandığını kaydetti. Demre Belediye Başkanı Okan Kocakaya, “Burası Özel Çevre Koruma (ÖÇK) bölgesi kapsamında ve doğal sit alanı içinde. Bize bir yapı kayıt belgesi sunulmuş. Tabii kayıt belgesini herkes alabilir. Bunun geçerliliğini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kontrol edecek” dedi. l DHA İğneada Longoz Ormanları’nda 270 dönümlük arazi üzerinde kurulan Longosphere doğanın içinde 5 yıldızlı bir tatil olanağı sunuyor. Şimdi pandemi var, sosyal mesafeyi korumamız çok önemli. “Tatil de neymiş?” diyenler olduğunu FÜSUN SAKA duyar gibiyim. Tamam, kabul ediyorum ama bazen alıp başını gitmek istiyor insan. Hatta, Hansel ve Gretel’in öyküsündeki gibi dönüş yolunu bulmak için ekmek kırıntıları bırakmak da istemiyor kimi zaman. Öylece gitmek ve kaybolmak. İşte şimdi kuş seslerinden başka bir ses duyma ihtimalinin bulunmadığı bir ortamda, bir çadır odanın, evin içinde dilediğiniz kadar yalnız kalabilir ve hayattan 35 gün çalabilirsiniz. Tıpkı Afrika’daki safari kamplarını andıran, içinde tuvaleti ve banyosu, verandası bulunan çadır evler ve tuvaleti banyosu ortak kullanımlı olan tek çadırlar ilk bakışta oldukça etkileyici. Hatta bir masalın içindeymişsiniz gibi bir görüntü oluşturuyor. Kozalakların sesi Trakya’nın meşhur longoz Ormanları’nda lüksü doğayla harmanlayan Longosphere geçen aylarda İğneada’da hizmet vermeye başladı. 270 dönümlük orman arazisi üzerine kurulu alanda 5 yıldızlı tatil konforu; endemik bitkiler, saklı göller ve muhteşem manzaralar eşliğinde sunuluyor. İçinde macera alanları, bisiklet parkuru, kano yapacağınız bir nehir bulunan devasa ağaçlarla kaplı ormanda yürürken ayağınızın altından kayan çam kozalakları dışında bir ses duymuyorsunuz. İstanbul’dan çıktıktan 3.5 saat sonra ulaşıyorsunuz Longospher’e. Yolun son yarım saati oldukça virajlı bir yolda geçiyor ama manzara bu virajları kabul edilebilir hale getiriyor. Yeşilin bin bir tonunun hâkim olduğu yolun sonu zaten tüm yorgunluğu unutturuyor. 270 dönümlük arazi içindeki havuz ise tam anlamıyla yeşil ile mavinin uyumunun ne anlama geldiğini bir kez daha gösteriyor. Üstelik havuzun temizlenme işlemi tuzla yapılıyor yani tamamen doğal bir yöntemle. İçinde klor olmayan bir doğal havuzda yüzme olanağı buluyorsunuz. Kusursuz denge Longosphere Daily’i bir yaşam alanı olarak kurguladıklarını anlatan Yiğit Küçükkınay, tesisin detaylarıyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Günübirlik alanımız bir alışveriş sokağı ile başlıyor. Burada kasap, manav, mezeci, yöresel ürünler dükkânı, sanatçıların/zanaatkârların kullanacağı Konfordan vazgeçmeden Doğa dostu bir tesis olarak projeyi hayata geçirdiklerini belirten Longosphere’in kurucusu Yiğit Küçükkınay, “Doğa tatili denince çoğu zaman kamping tesisleri akla gelir ve doğayı yaşayabileceğimiz bir tatil için konfordan vazgeçmek gerektiği düşünülür. Biz misafirlerimize konfordan vazgeçmeden bu eşsiz coğrafyanın bize cömertçe sunduğu güzellikleri deneyimleme imkânı sunuyoruz” diyor. atölyeler yer alıyor. Piknik alanında konuklarımız dumandan rahatsız olmasın diye 7.5 metre yüksekliğinde, ortak kullanımlı bir barbekü yaptık. Böylelikle hem duman kokusunu ortadan kaldıran hem de yangın riskinin önüne geçen lezzetli bir konfor alanı yarattık. Maceracı ruhlara ve çocuklu ailelere farklı aktiviteler sunan macera parkımızda ise toplam 35 oyun içeren üç parkura yer verdik. Trekking, dağ bisikleti, safari turu, mantar ve ot toplama turları, yoga, çeşitli wellness aktiviteleri ve gastronomi atölyeleri gibi birçok farklı rekreasyon seçeneğiyle konuklarımızın sadece bedenleri değil ruhları da arınacak.” Longosphere Social, konaklamaya gelen misafirlerine doğal meşe ormanının yapısına göre konumlandırdığı 104 çadır seçeneği sunuyor. Tesis içindeki 14 metrekare kapalı alan ve 5 metrekare verandaya sahip üçgen şeklindeki 64 “Sincap” çadır, ortak duş ve tuvalet kullanımına sahip. Kendi hamağı ve iki kişilik masa/sandalyeye sahip bu çadırlar, verandasıyla adeta doğanın bir parçası olmak için tasarlanmış. 25 metrekarelik “Kaplumbağa” çadırlar ise mini bar, duş, tuvalet, klima, verandasındaki oturma grubuyla biraz daha yalıtılmış, doğanın içinde olmaktan çok doğanın izlenebileceği bir şekilde kurgulanmış. BU FIKIRLER BIR HARIKA Sürdürülebilir Gelecek Yarışması’nın kazananları projelerini anlattı Almanya Büyükelçiliği’nin gençlerin toplumsal hayatta etken, toplumsal sorunlara karşı duyarlı ve sorumlu vatandaşlar olduğu bir ortamın oluşumuna katkı sağlamak ve sürdürülebilirlik kavramının önemine dikkat çekmek amacıyla Türkiye’de düzenlediği “Sürdürülebilir Gelecek Ödüllü Proje Fikri Yarışması” kazananları belli oldu. Yarışmaya Türkiye’nin 80 kentinden bin 230 proje başvurdu. Jüri tarafından seçilen 10 finalist proje sahibine ise proje ve sunum eğitimi verildi, projelerini ilerletebilecekleri bağlantılar üzerine çalışıldı. İlk üçe girenler, projelerini anlattı: SÜRDÜRÜLEBİLİR TEKSTİL MATERYALLERİ KÜTÜPHANESİ (Bükra Kalaycı, İrem Yanpar Coşdan Birincilik ödülü) “Moda ve tekstil endüstrisi dünyayı en çok kirleten sektörlerden biri. Tek başına, küresel atık suyun yüzde 20’sinden, küresel karbon emisyonun yüzde 10’undan sorumlu. Olumsuz çevresel etkinin büyük bölümü üretimde kullanılan materyallerden kaynaklanıyor. Bu sebeple; doğru materyallerin, doğru kaynaklardan tedarik edilmesi kritik önem taşıyor. Sektörün içinden gelen iki tekstil mühendisi olarak projemiz ile gerçek anlamda sürdürülebilirlik değerine sahip tekstil materyallerini ve üreticilerini dijital bir platform üzerinde görünür ve erişilir hale getirmeyi hedefliyoruz. Oluşturacağımız kütüphaneden; üreticiler, markalar, tasarımcılar, akademisyenler ve öğrenciler gibi sektörün tüm paydaşları yararlanabilecek.” BONGO ART PROJECT (Çiğdem Aslantaş, Lütfullah Erman, Mina Kazanç, ikincilik ödülü “Türkiye’deki ve dünyadaki müzelerin büyük bir çoğunluğu, görebilen bireyler düşünülerek tasarlanıyor. Doğal olarak, böylesi bir durum, görme engelli bireylerin müzelerden yararlanabilmesinin önünde büyük bir engel oluşturuyor. ‘BONGO ART PROJECT’ ile müzelerin görme engelli bireyler için erişilebilir olması amacıyla eserlerinin dokunulabilir ve işitileREFERANDOM (Kadir Yağız Çetin, İlteber Uçar, üçüncülük ödülü) “Referandom TBMM ile İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir belediye meclislerinde görüşülen önerge ve kanun tekliflerini sadeleştirerek kullanıcıların oyuna sunan bir platform projesi. Referandom web ve mobil uygulamaları üzerinden kullanıcılar, meclislerin gündemini takip edip maddeleri oylayabiliyor, maddeler üzerine görüşlerini belirtebiliyor. Referandom, hayatlarını etkileyen konularda meclislerin nasıl çalıştığını veya çalışmadığını gören yurttaşların siyasete katılmasına ve ses çıkarmasına aracı olarak daha sürdürülebilir bir siyaset ortamının oluşmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.” bilir hale gelmesini amaçlıyoruz. Belirttiğimiz problemin çözümüne yönelik, müzelerde kalıcı görme engelli koleksiyonlarını oluşturmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, öncelikli olarak müzenin ikonik eserleri seçip zanaatkârlar ya da sanatçılar tarafından 3 boyutlu replikalarını yapıp beraberinde ise Braille Alfabesi ile anlatımları ve audio sesli betimlemelerin oluşturup süreci tamamlıyoruz. Projemizi bir modül olarak tasarlayarak, ilk pilot müzemiz olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin sonrasında, Türkiye’de bulunan 451 müze ve ören yerinin büyük bir çoğunluğunda uygulamayı amaçlıyoruz. Projemizin uygulanmasının akabindeki 12 ay içerisinde, ilk hedefimiz Ankara’da bulunan 25 bin kadar olan görme engelli çocuğun yüzde 40’ı olan 10 bin çocuğun, ilk müzemiz olan Anadolu Medeniyetler Müzesi’ne ziyaretini sağlanmayı hedefliyoruz.” l Eğitim Servisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear