02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 9 NİSAN 2019 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Herkes topal ördek abicim! Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, karşısında olduğu İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları için “topal ördek” dedi. Orijinali “lame duck” olan deyiş, ABD Başkanlık sistemi uygulamalarından geliyor. Cambridge Academy Content Dictionary’deki karşılığı şu: Kendi yerine gelecek kişi de seçilmiş olduğundan, artık iktidarı kısıtlı olan seçilmiş kimse. ABD’de başkanlar seçildikten iki ay sonra yemin edip görevlerine başladıklarından, bu süre içinde, Beyaz Saray’daki ikameti süren, ama günlük rutin konular dışında karar alamayan görevdeki başkanlara topal ördek deniyor. Deyim aynı zamanda, yetkileri kısıtlanmış unvanlı kişiler için de kullanılıyor. Önce Kılıçdaroğlu tarafından, Erdoğan için, daha sonra da, Erdoğan tarafından kaptırdığı İstanbul ve Ankara belediye başkanları için kullanılınca, “yetkileri kısıtlı, eli kolu bağlı kişi” anlamında bizim literatüre de girmiş oldu. Sayın Cumhurbaşkanı da, Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu’na, partilerinin belediye meclisinde çoğunluğa sahip olamadıkları için topal ördek yakıştırmasını yaparken bunların belediye meclisinde tıkanıp, icraat yapamayacaklarını belirtmeyi amaçlıyordu. HHH Unvanları olup da yetkileri tırpanlanmış konumda olduklarından Yavaş ve İmamoğlu’na topal ördek yaftası yapıştıran Cumhurbaşkanı’nın yakıştırması karşısında rahmetli Güngör Uras’ın deyimiyle şu yanıt geliyor akla: Burası Türkiye, burada, Reis’in dışında herkes topal ördek, abicim! Gerçekten de öyledir. Burada Reis’in dışında herkesin yetkisi tırpanlanmıştır, herkesin Reis karşısında eli kolu bağlıdır. Bir tek Reis’tir yetkileri tam ve tartışmasız olan. Cumhurbaşkanı, “yasama”nın reddettiği bütçeyi bile onun onayına gerek duymaksızın yürürlüğe koyma yetkisine sahiptir. Yasama erkinin, önce OHAL ve sonra Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle “yürütme”ye bırakıldığı bu sistemde, “yürütme”yi denetleme yetkisi de olmayan “yasama”, topal ördektir. Her şey “yürütme”nin elindedir ve “yürütme” de tek adamın kişiliğinde somutlaşmıştır. Bağımsız olmayan, Reis’in denetimindeki “yargı” da eli kolu bağlı bir topal ördektir. Reis dışında herkesin topal ördek olduğu ülkede, vatandaş da, temel hak ve hürriyetlerinin kâğıt üzerinde kalması ve kararnamelerle elinden alınması, bağımlı yargı ile çiğnenmesi mümkün olduğundan, topal ördektir. HHH Türkiye’de dörtte üç oranında kamudan aktarılan kaynaklara bağımlı konumda olan yerel yönetimler, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkındaki Kanun gereği, belediyelerin finansal muslukları Cumhurbaşkanı’nın kişiliğinde somutlaşan “yürütme”nin elinde olduğundan topal ördek konumundadırlar. Yerel seçimlerden önce yapılan üç önemli değişiklik ile Cumhurbaşkanı’nın yetkileri daha da genişletilmiş bulunmaktadır. Görülüyor ki, başta yerel yönetimler olmak üzere herkesin topal ördek konumunda olduğu Türkiye’de belediye başkanlarının topal ördek olmaları için, belediye meclislerine ihtiyaç yoktur. Bu arada, herkesin topal ördek olmaktan kurtulması için vatandaşın şaşkın ördeklikten hızla sıyrılmasını sağlayacak uyanış süreci ise başlamış görünüyor. Bütün bu telaş da oradan kaynaklanıyor ya zaten! ‘devlet derse sokağa çıkarız’ Sedat Peker yine tehditler savurdu Organize suç örgütü liderliğinden yargıla nıp hüküm giyen Sedat Peker, 31 Mart seçim sonuçlarına ilişkin olarak kaleme aldığı yazıda, “Devlet ne görev verirse yaparız, sokağa çık dese çıkarız” dedi. Peker, daha önce de “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan Barış Akademisyenlerini “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız, kanlarınızla duş alacağız” şeklinde tehdit etmiş ve “İmkânı olan ruhsatlı silah alsın, hazırlıklı olsun” diyerek silahlanma çağrısı yapmıştı. Peker, kişisel sitesinde 31 Mart seçim sonuçlarına ilişkin bir yazı kaleme aldı. AKP iktidarına yakınlığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hayranlığıyla sık sık gündeme gelen Peker, “31 Mart Yerel Seçimleri sonrasında art niyetli insanlara prim vermemek için herhangi bir açıklamada bulunmadım. Etrafı dinlemeyi daha doğru buldum. Tahmin edersiniz ki; Güzel ülkemizi bir gün Venezuela’ya çevirmek istiyorlar” dedi. Kanunsuz hiçbir şey yapmadığını savunan Peker’in yazısının devamında şu ifadeleri kullandı: “Devletimiz ‘Sokağa çıkın’ dese sokağa çıkarız. ‘Sabır edin evinizde oturun’ derse de evimizde otururuz. İnanın içimdeki hisleri anlatmak için en az 40 sayfa yazı yazmam gerekliydi.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Farkı beğenmedi!Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya ziyareti öncesi İstanbul seçimlerini değerlendirdi Her zaman milli irade vurgusu yapan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da İmamoğlu’nun attığı farkı az buldu. Erdoğan ayrıca seçimlerin tamamen usulsüz olduğunu öne sürdü. Rusya’ya ziyareti öncesinde İstanbul’daki seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “10 milyonu aşkın seçmenin olduğu İstanbul’da kalkıp da 1314 bin farkla bir seçimi kazandım havasına kimsenin girmeye de hakkı yoktur. İtirazlar biter, çıkan netice de başımız gözümüz üstüne deriz. Olay bu kadar basit” dedi. Seçimlerin tamamen usulsüz olduğunu öne süren Erdoğan, “Usulsüzlükler tabii bazı değil, neredeyse bütünü usulsüz” ifadelerini kullandı. Erdoğan dün Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. İstanbul seçimlerine ilişkin konu şan Erdoğan, “Organize bazı suçların işlendiğini gördük, görüyoruz. Organize suçun bazı eylemlerini tespit etmiş bulunuyoruz. YSK’ye de giderken bu bilgilerle gidiyoruz. Kimsenin 1314 bin farkla seçimi kazandım havasına girmeye hakkı yoktur” dedi. İtirazlara ilişkin ise Erdoğan, “Usulsüzlükler tabii bazı değil, neredeyse bütünü usulsüz. Böyle bir durum olduğu için bu yola başvuruluyor. Daha önce de ifade ettiğim gibi bu işin seçim süreci bitti. Bundan son raki süreç bunun yargı sürecidir. Yargı sürecinde de bu işin patronajı biliyorsunuz YSK’dir. Biz burada organize bazı suçların işlendiğini gördük, görüyoruz diyorlar. Boş arazide, tarlalar adres olarak gösterilmek suretiyle, bundan daha delillendirilmiş bir şey olabilir mi? Bu adımı atacağız. Ortada 320 330 bin civarında geçersiz oy var. Bunun sayımını yapamayız diyorsanız o zaman bunun ötesinde bir şey var. Bizim de YSK’den beklemek en tabii hakkımızdır. Bu iti razlar biter, çıkan netice de başımız gözümüz üstüne deriz. Olay bu kadar basit” diye konuştu. Yenileme işareti Seçimlerin yenilenebileceğinin işaretini veren Erdoğan, “Geçmişte Yalova’da, Ağrı’da bunların örnekleri var. Dünyada bırakın itirazları, Amerika’da yüzde 1 gibi bir sıkıntılı oy miktarı olsa bakıyorsunuz erken seçime gidiyor orada. Veyahut da erken demeyeyim, yeniden seçime gidiyor” dedi. NELER DEMİŞLERDİ? Açıklamalarını unuttular Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’da kalkıp da 1314 bin farkla bir seçimi kazandım havasına kimsenin girmeye de hakkı yoktur” sözleri, seçimin ardından AKP İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, AKP İBB Başkan adayı Binali Yıldırım ve Cumhur İttfakı’nın ortağı Devlet Bahçeli’nin söylediği sözleri akıllara getirdi. Şenocak seçim gecesi ekranlara çıkarak, Ekrem İmamoğlu’nun attığı farktan daha da düşük bir rakamla seçimleri 3 bin 870 oy ile kazandıklarını söylemiş, “Bizim şu anda yapmış olduğumuz veri girişlerinden sonra, yaklaşık 3 bin 870 oy farkıyla İstanbul’da seçimi kazandık. Hayırlı uğurlu olsun” demişti. Binali Yıldırım da yaptığı açıklamada “İstanbul’da seçim sayımları gayri resmi sonuçları 31 bin 124 sandıkta tamamlanmış bulunuyor. Bu sonuca göre İstanbul’da seçimi kazandık. Bu süreçte İstanbul halkının bize verdiği yetki için çok teşekkür ederim ”ifadelerini kullanmıştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise İmamoğlu ile Yıldırım arasında başa baş giden seçimlere ilişkin yaptığı açıklamada “Kazanmak için bir oy yeterli” diyerek sonuçlara ilişkin görüşlerini paylaşmıştı. l İç Politika Demokrasiyi katletmeyinMeral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu, ortak basın toplantısında Yüksek Seçim Kurulu’na seslendi: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nda birlikte hareket ettikleri İYİ Parti’ye teşekkür ziyareti gerçekleştirdi. İki lider görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı. Kılıçdaroğlu Yüksek Seçim Kurulu’ndaki (YSK) yargıçlara “Sizin tarafsızlığınız ve bağımsızlığınız çok önemlidir” diye seslendi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, “Kenan Evren’i bir fersah ileriye taşımış bir Erdoğan’la karşı karşıyayız” diye konuştu. Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Faik Öztrak ile İYİ Parti Genel Merkezi’ne gelen Kılıçdaroğlu’nu girişte İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı karşıladı. Kılıçdaroğlu ve Akşener, yaklaşık 30 dakika süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı. Kılıçdaroğlu özetle şöyle konuştu: 'Gariplik var demekle olmaz' n Hukuk varsa gerekçe olmalı: YSK seçim güvenliğini bozan bir sürecin içine girmiştir. Asıl tehlike buradadır... 38 ilçede yeniden sayım yapılsın isteniyor. Gerekçe olarak AKP Genel Başkan Yardımcısı “Bir gariplik olduğunu hissettiğimiz için oyların yeniden sayılmasını istiyoruz” diyor. Bırakın yargıç olmasını, vicdan sahibi olan bir kişi “bir gariplik var oyları sayalım” diyebilir mi? Eğer bir hukuk devletiyse bir gerekçe olması lazım. YSK’nin de yasalara uygun karar alması lazım. ‘Islak imzalı tutanaklar var’ n Şerh neden yok: Islak imzalı tutanaklarda hâkimlerin AKP’li, MHP’li, İYİ Parti’li, CHP’li, Saadet’li kardeşlerimizin imzaları var. Herkes görüyor ıslak imzalı tutanağı. Eğer bu ıslak imzalı tutanaklar demokrasinin tapusu ise bizim de güvendiğimiz bu. Şimdi ıslak imzalı tutanakları bir tarafa atalım, biz yeniden seçim yapalım diyorlar. Niçin? O zaman bu ıslak imzalı tutanakları niye tutular. Bu tutanaklar tutulurken AKP’li, MHP’li kardeşlerimiz çıkıp da niye şerh düşmediler. İYİ Parti lideri Akşener’i ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, YSK’ye “Sizin tarafsızlığınız ve bağımsızlığınız çok önemlidir” diye seslendi. Akşener de Erdoğan’ı eleştirerek “Evren’i bir fersah ileri taşıdı” dedi. iğneli fırça zafer temoçin n Elleri seçim çuvallarında: Bu süreçte en önemli nokta Adalet Bakanı’nın ve İçişleri Bakanı’nın ellerinin seçim çuvallarında olmasıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı, AKP Genel Başkanı, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı oturup gizli bir toplantı yapıyorlar. Niçin? Eğer seçimle ilgiliyse yapılan suç. Neden eskiden Ulaştırma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı seçimden önce istifa ederdi. Siyasi otorite yargının üzerine baskı kurmasın diye. Şimdi her türlü baskıyı kuruyorlar. Benim YSK’nin saygıdeğer yargıçlarından istediğim, elinizi vicdanınıza koyacaksınız, ıslak imzalı tutanakların tümünü önünüze koyacaksınız, oturup karar vereceksiniz. Yarın çocuklarınızın, diğer hâkim arkadaşlarınızın yüzüne bakacaksınız. 'Partilerüstü bir demokrasi olayı' n Olay başkan seçiminden öte: YSK’nin saygıdeğer üyelerine büyük görev düşüyor. Bu görev sadece Türkiye için değil, bu olay CHP olayı, bir Saadet, İYİ Parti, AKP olayı değil. Bu olay bir demokrasi olayıdır. Olay büyükşehir belediye başkanının seçilmesinin ötesine geçmiştir. Bu bir demokrasi olayıdır. Ya demokrasinin kalıcılığından yana tavır alınacaktır ve karar verilecektir veya demokrasi yargıçlar eliyle katledilecektir. l ANKARA Akşener: Millet sandıkta gereken tokadı atar Kılıçdaroğlu’nun ardından konuşan Akşener ise şunları kaydetti: n Millet affetmez: Sayın Erdoğan’a uyarıda bulunmak isterim; kendisine muhtar olamaz denilmişti, bu millet kendisini muhtar değil başbakan seçti. Yetmedi, bu millet kendisini cumhurbaşkanı seçti. Hepsi bu sandıktan çıktı. Sonra cumhurbaşkanlığı yetmedi kendisini başkan seçti, bu sandıktan çıktı. Milli iradeye saygısızlığı bu gazi ve aziz millet affetmez. Sandıkta cezasını vererek affetmez. n Kazanamıyorsak sandığın manası yok: Vesayet odaklarıyla, güç odaklarıyla onlarla mücadele ede ede geldiğini iddia ettiği için, bu aziz ve gazi milleti inandırdığı için, bu aziz millet Erdoğan’ın arkasında durdu. Bugün çok vahim bir iş olmaktadır. O da şudur; “biz kazanamıyorsak sandığın bir manası yoktur.” Eğer vesayet sistemleriyle, güç odaklarıyla mücadele edeceğini iddia ederek yola çıkıp bu aziz milleti inandırmışsa Erdoğan, bugün itibarıyla İstanbul’dan çıkan sandık sonuçlarını kabul etmemekle milli iradeye ihanet etmektedir. Birinci uyarım budur. n Evren’i bir fersah ileri taşıdı: 80 ihtilalini yaşamış bir nesiliz. Kendisini aynen an itibarıyla Evren’e benzetmiş durumdayım. Evren horoz partisi denirdi. MDP’ye oy istemişti ve bu millet gitti rahmetli Özal’ı seçti, sandıkları patlattı. Ve herkes acaba Evren ne yapacak demişti. Yani bu seçim sonuçlarını kabul edecek mi endişelerinin tartışıldığı bir Türkiye. Çankaya Köşkü’ne çıkan Özal. Kendisine YSK tarafından seçim sonuçları deklare edilmiş, siz başbakan seçildiniz denmiş bir Özal’a, darbenin başı Evren’i ziyaret ettiği zaman son derece saygılı bir ifadeyle başarı di lemiş bir Evren’den bahsediyoruz. Yani bugün seçim kazanabilmek için 15 bin oyu yetersiz bulan Erdoğan, Evren’i bir fersah ileri taşımış olan bir Erdoğan ile karşı karşıyayız. Buradan kendisini uyarmak isterim. Bu gidilen yol yol, değil. Halbuki ortağının deyimiyle bir oy fazlayla seçim kazanılır. Sandık onun için konur. n Sandıkta tokat: Biz milletimize bu kibir abidelerinin dilini, tavrını değiştirmek için kulağını çekin dedik. Bu sefer o kulağı sandıkta koparır. 4.5 yıl sonra Erdoğan bu milletin tartısına geçecektir. AKP kazanana kadar seçim yenilenmesi ancak Güney Amerika ve Afrika diktatörlüklerinde olur. Bunun örnekleri mevcut. n Teşkilatına gem vur: Erdoğan’a bir çağrım, uyarım daha var. Kibir abidesi olan teşkilatlarınız, gönlünü gökyüzüne çıkarmış arkadaşlarınız, bedel ödeme korkusuyla çok heyecanlı görülüyor. Bu heyecanlı arkadaşlarınıza lütfen gem vurun. Türkiye tersine bir durumla karşılaştığında demokrasi perdesini kapatır. n Hukuk buz gibi soğuktur: Erdoğan’ın Moskova’ya giderkenki sözlerini de dinledik, İstanbul’u kazanana kadar seçimler tekrar tekrar olacak gibi talep aldık. Daha vahimi bir Adalet Bakanı, hislerime göre bir problem var diyor. Hukuk ve bilim buz gibi soğuktur, veriye, belgeye dayanır. Onun dışında hislere gerek yoktur. n Kimsenin hakkı değil: İmamoğlu’nun 15 bin oyunu beğenmemek hiç kimsenin haddi de hakkı da değildir. Seçim sonuçlarına herkes saygı göstermek zorundadır. Bu milletimizde çok büyük bir travma yaratır. Zaman çok hızlı geçer, Erdoğan tartıya çıktığında sandık tokadı yiyeceğini geçmiş örnekleriyle kendisi de görür. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear