17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABer EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 928 NİSAN 2019 PAZAR Örgüt üyeliğinden hapse çarptırılan işadamı, AKP’ye yakın derneğin şube başkanı oldu FETÖ âşığına başkanlık FETÖ’nün Adana yapılanması içerisinde yer aldığı gerekçesiyle “terör örgütü üyesi” olmak suçundan 5 yıl 22 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Sunar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Nuri Çomu’nun, AKP’ye yakın kuruluşlardan İlim Yayma Cemiyeti’nin Adana Şube Başkanı olarak seçildiği ortaya çıktı. Şube kongresine AKP Adana Milletvekili Ahmet Zenbilci, dönemin Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülün de katıldı. Adana’daki FETÖ soruşAlican turması kapsamında, 24 Eyuludağ lül 2016’da tutuklanan Ço mu, 9 Aralık 2016’da tahliye edildi. Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Aralık 2018 tarihinde FETÖ yapılanmasına ilişkin Adana’daki ana davada 90 sanık arasında yer alan Çomu’ya FETÖ üyeliğinden 5 yıl 22 ay 15 gün hapis cezası verdi. Örgütsel toplantılar yaptı Mahkeme, gerekçeli kararının hukuki değerlendirme bölümünde sanık Çomu’nun örgütsel konumunu anlattı. Çomu’nun FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’ne ait olduğu sabit olan Kanuni Üniversitesi’nin mütevelli heyeti içerisinde yer aldığına işaret edilen kararda, sanığın kapatılan AGİD isimli derneğin toplantılarına katıldığı, Bank Asya’da 2015’e kadar aktif hesabının bulunduğu, örgütün sohbet adı altındaki toplantılarına 1725 Aralık sürecinden sonra da katılmaya devam ettiği ve kendi işyerinde örgüt mensuplarına sohbet toplantıları düzenlediği anlatıldı. Sanığın örgüt mensupları ile arasında yakın irtibat ve ilişki bulunduğu, örgüte kurban bağışı adı altında maddi yardımda bulunduğu kaydedilen kararda, sanığın örgüt elebaşısı Gülen’i 2009’da Amerika’da bulunan Pensilvanya şehrindeki karargâhında ziyaret ettiğine dikkat çekildi. Kararda, sanığın, 2013 yılı nisan ayında ABD/ Houston’a gittiğinde bir kez daha örgüt elebaşısı ile görüşmek istediğinin ancak Gülen’in rahatsızlığı gerekçesiyle görüşemediğinin anlaşıldığı, sanığın örgütle Hüseyin Nuri Çomu GENEL KURULDA ÖVGÜ DOLU SÖZLER İşadamı Çomu’nun 13 Aralık 2018’de FETÖ’den ceza almasının ardından İlim Yayma Cemiyeti Adana Şube Başkanlığı 7. Olağan Genel Kurulu 28 Ocak 2019’da yapıldı. Tek aday olan Çomu’nun yeniden şube başkanı seçildiği genel kurula, AKP Adana Milletvekili Ahmet Zenbilci, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, il müftüsü Hasan Çınar, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç da katıldı. Burada bir konuşma yapan İlim Yayma Cemiyeti Genel Bakanı Yusuf Tülün, başkan seçilen Çomu’yu şu sözlerle övdü: “2019 yılı itibarıyla 175 şube, 179 öğrenci yurdu ve 68 eğitim merkezine sahip cemiyetimizin ana gayesi; dini yönü güçlü, vatan ve bayrak sevdalısı nesil yetiştirme çabasıdır. Bu çaba için şube yönetimi ile birlikte kendisini adayan, nesil yetiştirme çabasında gecesini gündüze katıp bu yurt inşaatını teşekkül ettirmek için tüm sıkıntılarına rağmen dimdik ayakta duran Hüseyin Nuri Çomu kardeşimizin biz de genel merkezimiz olarak dimdik yanındayız. Kendisini destekliyoruz ve gayretleri için teşekkür ediyoruz.” Erdem’e verilen hükmün gerekçesinde FETÖ eleştirisi de delil sayıldı Suçu entelektüel birikim SEYHAN AVŞAR İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 1725 Aralık operasyonunda ortaya ses kayıtlarını servis ettiği iddiasıyla yargılanan eski Karşı gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, eski milletvekili ve CHP Parti Meclis Üyesi Eren Erdem ile 10 sanık hakkında verilen hükmün gerekçeli kararı yazıldı. Gazetecilik faaliyetlerinin suçlama konusu yapıldığı gerekçeli kararda Erdem’in hükümeti uluslararası arenada zor bir duruma düşürmek isteyen haberler yaptığı öne sürüldü. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yazılan 271 sayfalık gerekçeli kararda kapatılan Karşı gazetesinde yer alan haberlere yer verildi. Karşı gazetesinin FETÖ’nün 1725 Aralık operasyonlarından sonra kurulduğu aktarıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığı görüşmelerin ve Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan üst düzey toplantıların Karşı gazetesinde haberleştirilmesi de gerekçeli kararda yer aldı. Bu haberlerin hükümeti ya da yürütmenin başından sorumlu kişiyi devirmek maksadıyla yapıldığı ileri sürüldü. Kararda, “Bu haberler sanık bakımından siyasal bir rant getirebilecek eylemler olarak nitelen dirilmiş bu haberlere gazetecilik faali yetinden çok yaratılabileceği birtakım siyasi erozyonlardan menfaat temin et mek güdüsüyle yaklaştığı kanaatine va rılmıştır” ifadeleri yer aldı. Erdem’in dava dosyasına sunduğu ve 1725 Aralık operasyonlarından sonra kaleme aldığı, FETÖ’nün ne kadar teh likeli bir örgüt olduğuna dair yazısı da hükme gerekçe oldu. Mahkeme bu yazıyla Erdem’in entelektüel biriki mini örgüt için kullandığını ileri sür dü. Gerekçeli kararda Karşı gazete sinin 1725 Aralık sürecinden sonra FETÖ’nün sola ya kın olabilmek için Karşı gazetesini kurduğu id dia edildi. Eren Erdem l İSTANBUL olan irtibat ve iltisakının örgüte sempati boyutunu aşar nitelikte olduğu vurgulandı. Gülen’e meraktan gitmiş! Çomu, savunmasında suçsuz olduğunu, örgütün ‘sohbet’ adı altındaki toplantılarına hiçbir zaman katılmadığını, örgüt liderini ABD’de bulunan karargâhında yalnızca meraktan ziyaret ettiğini öne sürdü. Mahkeme kararında tanık Mustafa İnan’ın ifadesinde, Çomu’nun fabrikasında o dönemdeki cemaat içerisinde mütevelli heyetinde yer alan şahıslara yemek verdiğini anlatarak, “Yemekten sonra sohbet toplantısı sırasında kendisi bize konuşma yaptı. Kendisinin üniversite mezunu olduğunu, ekonomik açıdan güçlü bir konumda ve bilgiye sahip olduğunu ancak Gülen’in yanında bir hiç olduğunu söyledi ve cümlesinin sonunda ‘Ben, Fethullah Gülen âşığı bir insanım’ şeklinde söylemişti. Ben 2010 yılında bu cemaatten ayrıldım. Benim anlattığım olaylar 2010 yılı öncesidir” dedi. l ANKARA ‘1 Mayıs katliamını unutmadık, unutturmayız’ 78 ’liler Girişimi, Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Karşı Sanat Çalışmaları, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) ve Yeşiller Sol Partisi 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybedenleri Taksim Kazancı Yokuşu’nda andı. Anmada, “1 Mayıs 1977 Katliamını unutmadık, unutturmayacağız”, “Taksim Meydanı 1 Mayıs alanıdır” yazılı pankartlar açılarak karanfiller taşındı. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından ortak açıklamayı Yunus Bircan okudu. Bircan, “42 yıl önce, şuan basın açıklaması yaptığımız TaksimKazancı Yokuşu’nda 8’i kadın, 34 insanımız saldırı sonucu öldürüldü, 126 kişi yaralandı. Bu meydan 1 Mayıs meydanıdır. 1 Mayıs kutlamalarına açılmalıdır. Katledilen arkadaşlarımızın anısına, Kazancçı Yokuşu’nun başına bir anıt dikilmelidir” dedi. Bircan açıklamaya şöyle devam etti: “AKP/MHP iktidarı gün gün artan ölçüde, topulumu bir cendereye almış durumda. Tam da bu nedenledir ki barış, demokrasi ve özgürlük bayrağını yükseltmek için ileri.” Ardından Kazancı Yokuşu’nda hayatını kaybedenlerin ismi okunarak “Yaşıyor” denildi. Sokağa karanfil bırakılırken “1 Mayıs şehitleri ölümsüzdür” sloganı atıldı. Ardından ‘1 Mayıs Marşı’ okundu. Öte yandan İzmir’de 1 Mayıs kutlamaları için valilikten alınan onayla Kordonboyu Gündoğdu Alanı’nda yapılacağı belirtildi. l İSTANBUL İZMİR / Cumhuriyet 12 Eylül darbesi döneminde 4 yıl Mamak Cezaevi’ni yöneten Tetik 88 yaşında hayatını kaybetti İşkenceci hesap vermeden gitti! ALİCAN ULUDAĞ 12Eylül darbesi döneminde Mamak Askeri Cezaevi Komutanı olan emekli Albay Raci Tetik, 88 yaşında İstanbul’da hayatını kaybetti. Tetik, 12 Eylül döneminde 4 yıl yönettiği Mamak Askeri Cezeaevi’nde yapılan işkencelerin baş sorumlusu olarak gösteriliyordu. Tetik, yargıya hesap vermeden gitti. İstanbul’da, TSK Çamlıca Özel Bakım Merkezi’de uzun yıllardır kalan emekli Albay Raci Tetik, cuma günü akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Yarın İstanbul Selimiye Camii’nde öğle namazının ardından Tetik için askeri tören yapılacak. Daha sonra Tuzla Şifa Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Tokat’ın Erbaa ilçesinde, 1931 yılında doğan Tetik, Temmuz 1980’de Mamak Askeri Cezaevi Komutanı olarak atandı. 12 Eylül darbesiyle birlikte cezaevini 4 yıl yönetti. Erdost katledildi 12 Eylül 1980 darbesinin ardından ağabeyi Muzaffer Erdost ile gözaltına alınan yayımcı İlhan Erdost, 7 Kasım 1980’de, Mamak Askeri Cezaevi’nde, askerler tarafından dövülerek, öldürüldü. Cezaevine girişten koğuşuna götürülene kadar 4 jandarma er tarafından defalarca dövülen İlhan Erdost, bu sırada “Artık dövmeyin, sabah kızlarımı öpmeden çıktım” demişti. Anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasından sonra 12 Eylül döneminde yapılan işkencelere ilişkin açılan soruşturmanın bir ayağını da Mamak Askeri Cezaevi oluşturdu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Şubat 2013’te talimatla Raci Tetik’in ifadesini aldı. “Cezaevinde görev yaptığım sürede Askeri Cezaevi Yönetmeliği’nin gereklerini yerine getirdim, disiplini sağladım” diyen Tetik, görevi süresince cezaevine 31 bin tutuklunun girip çıktığını, kimseye işkence yapmadığını, personeline işkence yapılması talimatı vermediğini öne sürdü. O dönemde emrinde yüzlerce personel olduğuna işaret eden Tetik, hepsinin tek tek ne yaptıklarını bilemeyeceğini söyledi. Savcılık, soruşturma sonucunda 30 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle Tetik hakkında takipsizlik kararı vererek, dosyayı kapattı. MECLİSTE ÖNDER’LE YÜZLEŞTİ TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından 20 Ekim 2012’de dinlenen Tetik, Mamak’ta işkence görenlerden HDP’li milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile de yüzleşmişti. İkili arasında şu diyaloglar geçmişti: Önder: Beni tanıyor musunuz? Raci Tetik: Kılığınızdan, kıyafetinizden ve şeklinizden kusura bakmayın şöyle bir baktım “Dışarıda bana söylenilen kimdi?” diye, sizi tanıdım. Orada yatanlardan birisiymişsiniz. Ben açık söylerim, hiç yalanım yoktur. Önder: Kılığımdan kıyafetimden mi tanıdınız? Tetik: Evet, çünkü burada herkes efendi gibi giyinmiş, ben bile efendi gibi. Siz böyle biraz daha halkvari giyinmişsiniz. “Olsa olsa budur” diye düşünerek, tanıdım. İçten söylüyorum. Önder: Mamak’ta da böyle bir histeri içindeydiniz. Herkesi tek tip elbiseye sokmak yani niye milletvekili deyince “Efendi gibi giyinmek ve halk tipi giyinmek” diye tasnif ediyorsunuz. Tek tip elbise giydirilme zamanını hatırlıyor musunuz Sayın Tetik? Tetik: Konusu çıktı ama benim zamanımda tek tip elbise giydirilmedi. Önder: Peki, hiç kendiniz bizzat tutukluları cezalandırdınız mı? Mesela dövdünüz mü? Tetik: Hayır. Ben niye döveyim. Önder: Şerefiniz üzerine bunu söyler misiniz? Tetik: Şerefim üzerine, Tanrı üzerine, milletim, vatanım üzerine yemin ederim. Dövmedim, fiske vurmadım. Önder: Şimdi, birincisi, beni dövdünüz, ben kendimi katmayacağım işin içine ama yüzlerce… Tetik: Hayır, hayır, hayır. Ben niye döveyim seni? Önder: Esas duruş göstermediğim için. Tetik: Oradaki gö revli, subay, astsubay ve erlere belki hata yaptığı için kötü mua mele yaptım ama hiç bir tutukluya ben man yak mıyım tutukluya… Askeri cezaevinin bir yönetmeliği var, ben aynen ona uydum keli Raci Tetik me kelime. Önder: Askeri Ce zaevi Yönetmeliği’nde ‘Tabutluk’ tabir edilen zemin 1, 2, 3’ün altında ki yerleri… Tetik: ‘Tabutluk’ siz tabir ediyorsunuz, orası ‘hücre’. Orayı yaptırdıktan sonra uslandınız. İçeride bir vukuat işleyen birisini zabıt tutuyorlar, getiriyorlar, ben de onaylıyordum. Önder: Peki, hiç gözünüzün önünde tutuklular dövüldü mü? Tetik: Benim gözümün önünde tutuklular dövül medi. Ha, şunu söyleyeyim: Şu anda da belki kusura bakmayın sesim biraz fazla çıktı… Başkan: Evet, çok yükseldi. Tetik: Benim sesim çok gürdür. Benim sesim du yulunca herkes titrer. Önder: Biz titremiyoruz öyle pek yani… Tetik: Amma titremiyordunuz. Ha, bırak şimdi pa lavrayı bırak. l ANKARA Başarıyı yönetmek... Yaşamın her alanı öyledir ama, siyasette tartışmasız geçerli olan temel bir kural vardır: Başarıyı elde etmek kadar, onu yönetmek de önemlidir. Daha ileri gidip şöyle de diyebiliriz: Başarıyı yönetmek, elde etmekten daha önemlidir. Siyasi tarihimizde yerel seçimlerin genel iktidara giden yolu da şekillendirdiği önemli dönemeçler olmuştur. Bugün de 2023’te ülke yönetiminin kimde olacağına ilişkin soru gündeme oturdu. AKP’nin “çantada keklik” gibi gördüğü “Cumhuriyetin 100. yılına kendi iktidarında yürüyüş”, 31 Mart sonrasında hiç de öyle olmadığı görüldü. Bu aşamadan sonra CHP’den ve Millet İttifakı’ndan beklenti şu: Büyükşehirlerde elde edilen başarıların iyi yönetilmesi, modellerin ortaya çıkması, devamında seçmene, “Ülke yönetimini CHP’ye emanet etmenin vakti geldi” dedirtilmesi... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cuma günü seçimi kazanan Büyükşehir Belediye Başkanlarıyla yaptığı toplantının özünü de bu oluşturuyordu. HHH Şu algının yanlışlığını altını çizerek vurgulayalım: AKP iktidarının inişe geçmesi eşittir CHP’nin yönetime gelmesi... Böyle bir denklem yok. Olmadığını AKP içindeki ve çevresindeki tartışmalardan da görüyoruz.  Seçimler 2020 ile 2023 arasındaki bir tarihte yapılacak. Eğer iktidar çok sert ve vurgulu bir şekilde, “Gündemimizde seçim yok. Bunu ortaya atanlar ülkeye ihanet etmektedir” gibi demeçler verirse bilin ki erken seçim var. Önümüzdeki seçimlere dek üç iktidar seçeneği gündemde olacak.  1 Erdoğan’ın dün Kızılcahamam toplantısında ipuçlarını verdiği gibi AKP, kendini yenilemeye çalışacak. Kadrolardaki değişikliklerle “Tüm yorgunlar, yılgınlar ve hainler temizlendi. Yeni bir AKP oluştu” denecek. 2 AKP’nin içinden, çevresinden “İktidar hedefli” yeni bir yığmatoplama parti çıkarılacak. Bunun etrafına başarılabilirse MHP’den de halkalar eklenecek.  3 CHP’nin özellikle son üç yıldır oluşturduğu dil, yani her kesimi kucaklama hedefli siyaset anlayışı yeni iktidar adayının adı olacak.  Her üç madde de ayrı yazı konusu olacak olgunluğa ulaştı.  Erdoğan’ın damadını ABD’ye gönderip Trump’la “damat damada” diplomasi yapması, yeni bir “Bizi iktidardan süpürmeyin, size bizden daha yararlı iktidar bulamazsınız” arayışı olarak yorumlanabilir. MHP, birinciden çok ikinci şıkkın unsuru olabilir. Erdoğan, MHP’den marjinal faydayı sağlamış görünüyor. Ancak Bahçeli de AKP’nin tabanından oy almayı sürdürüyor! İYİ Parti’den de “ne iyi” ile “Hay Allah iyiliğinizi versin” yorumları arasında gidip gelen haberler var. İzleyelim! HHH CHP’nin yerel seçimlerle birlikte elde edeceği ivme ilk iki şıkkı geçersiz hale getirebilir.  Genel olarak belediye başkanları iyi başladılar. “AKP dışında bir iktidar mümkün” duygusunu verecek bir beklenti oluşturdular. CHP Genel Başkanı’nın, kentlerimizin adını alt alta sıralayıp “Türkiye’yi bu illerimiz gibi yöneteceğiz” diyeceği günlerin çok yakında olmasını diliyoruz. İlçe belediye başkanlarından büyükşehir belediye başkanı çıkarma mayası tuttu. Sıra bu mayanın tüm Türkiye’ye örnek olmasında... FETÖ ÜYELİĞİ SUÇLAMASI Bir ABD konsolosluk çalışanına daha dava Türkiye’de Türk vatandaşı iki ABD konsolosluk çalışanının tutuklanmasının ardından üçüncü bir kişiye daha dava açıldığı belirtildi. Reuters’te yer alan iddianame örneğine göre ABD İstanbul Konsolosluğu’nda güvenlik görevlisi olarak çalışan Nazmi Mete Cantürk ile eşi ve kızına ‘terör örgütü üyeliği suçlamasıyla dava açıldı. İddianamenin 8 Mart’ta tamamlandığı ancak kamuoyuyla paylaşılmadığı iddia edildi. İddianamede Cantürk’ün çok sayıda FETÖ mensubuyla iletişim halinde olduğu ve ‘elde edilen kanıtların, şüphelinin FETÖ talimatları doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğuna işaret ettiği’ dile getirildi. Söz konusu suçlamaların Cantürk, eşi ve kızı tarafından reddedildiği de iddianamede yer aldı. İddianameye ve Reuters’ın edindiği soruşturma tutanağına göre Cantürk, Ocak 2018’de İstanbul Emniyeti’nce sorgulanmış, ardından ev hapsine konulmuştu. 22 Mart tarihli söz konusu tutanakta ilk duruşmanın 25 Haziran’da yapılacağı belirtilmişti. Türkiye’de daha önce de Türk vatandaşı iki ABD konsolosluk çalışanı ‘terör örgütü üyeliği’ ve ‘casusluk’ suçlamasıyla tutuklanmıştı. Tutuklamalar ABD’nin göçmen olmayan vize başvurularının askıya almasına ve iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden olmuştu. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear