02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 1523 NİSAN 2019 SALI İnce ayarlı linç provokasyonu MetroMarmaray aktarmalı zaman hesaplamasında, ağaç olmadan, İmamoğlu’nun Maltepe mitingini, yüz yüze yolculuk, giriş çıkışlardan gönüllü katılımcılar odaklı izleme hesaplamalarım tutmadı. Karayollarında özel toplu taşımacılıkta yaşanabilecek geciktirmelerin bilincinde olsam da, raylı sistemlerde yaşatılabilecek geciktirmeleri öngörmemişim... Marmaray’ın Yenikapı istasyonundaki uzun hattında yığılmış kalabalık gelecek ilk trene binip binemeyeceklerinin telaşında, tren seferlerinin yavaşlatılması, kalkış aralarının açılmış olması yakınmalarına kulak misafiri oluyordum. Geçmişten tanıdık bir dost, sevdiği ve de doktorlar da önerdiği için engelli oğlunu da gururla koluna takmış, mitinge yetiştirme telaşında, Bahçelievler’den 10’da yola çıkmış olmalarına karşın, 12.30 sularındaki bekleyişimizde, gecikme kaygısını dillendiriyordu.. Bense ev yakınlığımın aymazlığında yaptığım kısa bir hesapla 14’ten önce rahatlıkla Maltepe’de olacağımızı söylüyordum.. Gecikmeli binen yolcuların hemen hepsi dayanışmalı, birbirlerini kollamalı, vagonları istif doldurmuş olarak hareket edebildiğimizde, oğlunun korkulu “Baba beni koru” haykırışına, sıkışmış çocuk sesleri de eşlik ediyordu, yine de yolcular trene binebilmiş olmaktan neşeli, birbirlerini selamlıyorlardı. Karşıyaka’da istasyon ile aralarda sıklaşan, süreleri uzayan gecikmelere ilişkin anonslar yapılmıyordu. Gecikme kaygısı ile istif kalabalıkta sıkışmalar birleşince, itiraz, isyan sesleri yükseldikçe, hele de ıslıklı protestolar yükseldikçe birbirlerine sakinlik, sabırlı olma uyarıları da yükseliyordu... HHH Cep telefonlarına ulaşmış, eşzamanlı Ankara Çubuklu şehit cenazesi törenindeki Kılıçdaroğlu’na linç saldırısının gelişmelerini izleyenlerin kaygılı paylaşımlarını, görüntülü gelişmelerini o zaman dilimlerinde öğreniyorduk. Linç isteyen kadının çığlığı, Kılıçdaroğlu’nun ağır saldırılara hedef olduğu, sonunda sığındığı köydeki binanın taşlanması, vagonda sıkışıp kalmış kalabalığın, Sivas Madımak yangın katliamı, İnönü’ye suikast çağrışımları, anıları dillendirildikçe, kaygı ve sabırlı olma çıkışları ikileminde, dayanışma refleksleri de yükseliyordu. Raylı sistemin iki yakasından görünen yollarda ise beklemekten vazgeçip yürüyüş konvoyları oluşturmuş olan kalabalıkların moralli yürüyüşleri, yaşlarına, konularına göre vagonlardaki yolcuların da kapı açtırarak, raylar, teller üzerinden atlayarak yürüyenlere katılımlarını tahrik ediyordu. Atlayamayacaklar için seçenek bir sonraki istasyonda inmek oluyordu.. Miting saatinde ulaşmak hak götüre, İdealtepe’ye ulaştığımızda bir buçuk saati aşan bir gecikme söz konusuydu. Görevliler hâlâ kasıtlı rötar yapılmadığını, Maltepe geçişinde yolcuların vagonların aralarında geçiş yapmaları yüzünden, beklemek zorunda kaldıklarını iddia ediyorlardı. İndikten sonra özellikle baktım, uzun bir üst geçit köprüsü vardı, raylara inilip miting alanına yürünüyor olması söz konusu bile değildi. HHH Engellemeleri öngörebilenler sabahın çok erken saatlerinden miting meydanını tıkış tıkış doldurduklarından, saatinde konuşmaya başlaması ile tanınmış İmamoğlu hâlâ kürsüye çıkmadığından, yaşlılar, dayanamayanlar ağırlıklı miting alanını terk ediyorlardı. Yine de hasta taşımaya koyulmuş cankurtaran sayıları, miting meydanının girişinde hızla artıyor, içerden sedye ile ancak yapılan taşımalara tanıklık ediyorduk.. Önüne gelen, yeni gelenleri, “Sakın girmeyin, içerisi çok sıkışık” diye uyardıkça, meydan dışına, ses, görüntülü yayın yapılmamasına yönelik eleştirilere, Kartal organizasyonundan görevlilerden “Saraçhane’ye Vilayet’ten, riskli, sığmaz uyarısı gelince, ancak bu kadarını yetiştirebildik” savunması geldi. İmamoğlu’nun konuşmasını geciktirmek zorunda kalmasının nedeninin ise Kılıçdaroğlu’nun kuşatılmış, taşlanan evden kurtarılmasının beklenmesi ve de gerilimi ortadan kaldırmaya yönelik, önceden çalıştığı konuşma içeriğini, havasını değiştirmek gereğini duyması olduğunu öğrendik. Sevinçli ortak direnişin, her zorluğu aşmanın kutlanması havası elbet kalmamıştı. Ancak miting dağılırken çok renkli, çok farklı kimliklerle gerçekleştirilmiş İstanbul seçimlerini kazanma direngenliğinde, bir yeni zorlu sınavı daha aşmış olmanın bilgeliği, rahatlığı, onuru yüzlere yansımıştı. Eski Genelkurmay, Milli Savunma Bakanı’nın linç eylemini gerçekleştirmeye kalkışanlara yönelik, sorumluluklarına hiç yakışmayan değerlendirmesi başta, Valilik, İçişleri Bakanı, MHP Genel Başkanı’nın açıklamaları, güçlü jandarma güvenliğindeki sorumsuz açıklara karşı bile, öfkenin, direngenlikle sabıra dönüştürülebilmesini bir kez daha şapka çıkararak izledim. “Bu oyuna da gelmeyelim” uyarıları, kazanmanın anahtarı olmuşsa... KISA... KISA... n Şekerbank Genel Müdürlüğü görevine Erdal Erdem getirildi. 1 Nisan 2019 tarihinden itibaren Genel Müdür Vekili olarak görev yapan Erdal Erdem, yönetim kurulu kararı doğrultusunda asaleten atandı. n Irak menşeli havayolu şirketi Fly Erbil’in Ankara’ya doğrudan uçuşları başladı. Seferler, pazartesi ve cuma günleri olmak üzere haftada iki gün gerçekleştirilecek. ÇOCUK OLMAK ZORDünyada çalışan çocuk sayısı 152 milyonu buldu. 73 milyonu tehlikeli işlerde çalışıyor Türkiye’de çocuk işçi sayısı 2 milyona dayandı. Her 10 çocuktan 8’i güvencesiz çalışıyor. Her üç çocuktan biri, ısınma ve beslenme ihtiyacının ye terli karşılanamadığı ailelerde yaşıyor. Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, ancak milyonlarca da ucuz işgücü olarak kullanılıyor. Türkiye’de 2015’te çırak işçi sayısı 245 bin iken şu an hali çocuk geçim sıkıntısı nedeniyle hazırda çırak işçi olarak çalıştı sokaklarda tarlalarda çalışmak rılan çocuk işçi sayısı 1 milyonu durumunda. aşmış durumda. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) raporuna göre, tüm dünyada 73 milyonu “tehlikeli” işlerde olmak üzere halen 152 milyon çocuk işçi bulunuyor. Tarım yüzde 70.9’luk oranla çocuk işçilerin en fazla olduğu sektör durumundayken, tarımı sırasıyla hizmet ve sanayi sektörü izliyor. Çalışma hayatının en önemli sorunlarından biri olan çocuk işçiliği, “Çoğu kez çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıko Türkiye birinci Avrupa Birliği’nin yoksunluk tanımına göre 2017 yılında Türkiye’de yaklaşık her üç çocuktan biri, başka bir deyişle 7 milyonu aşkın çocuk şiddetli maddi yoksunluk çeken hanelerde yaşıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) araştırmasına göre, yan, potansiyellerini ve saygın 2017’de Türkiye’de yaşayan ço lıklarını eksilten, fiziksel cukların yüzde 34.6’sı şid ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işler” olarak ta Şiddetli yoksunluk detli maddi yoksunluk içerisinde. Bu oranla Türkiye, yTylsç1nyi8aşiooıe0’üıçzşismTctnriıılgçuüçlykaelio2üakaroğircyylkvnirimıuiaee.işrışvykky’nHıaiçdeyletopcieeao’rieodsrşnr.çrae.ouc icnnuaakgöçtreyaeeşnevddŞeieıretmüividlnbbizfildneaigaiihrletmnüeymgtutaneiyeerylabitladltbaeemeiylildçairriarrryiialiriirnlanoeşyadiörcçetohmrıddeıni.kkyanieeAsioyızylsgumndiraooıl.nenmeetrekllmruluaesesdenkrauiryekıldnmonuilvniaelllaaauuoc,smrkkelkTaıat,ikünraarnlkedliuyAeçeğaovBy’lÇursddycrioiauyoıuuroemlğsllnğpğkiaıkıçuğalnuaoauüymdidncAtüğlodüeakuüulkvyidlkekcşknrsayeeiauuşoeyrdoledapslnkeokddneinarekeuint. 2013’ten 2018’in ilk 5 ayı sunluğundaki azalmaya na kadar 319 çocuk iş cinayetin rağmen yoksunluğun en yoğun de yaşamını yitirdi. Türkiye’de yaşandığı ülke olması bu konu 2012’de 601 bin olan 1517 yaş da izlenen politikaların yetersiz arası çocuk işçi sayısı, 2016’da kaldığını ortaya koyuyor. 709 bine ulaştı. TÜİK’in 2016 Türkiye’de yaşayan çocukların verilerine göre çocuk işçilerin yüzde 66.3’ü evden uzakta bir yüzde 78’i kayıt dışı çalıştı. haftalık tatil masrafını karşıla Türkiye’de özellikle mesleki yamayan hanelerde yaşıyor. Ço eğitim adı altında çocuk işçilik cukların yaşadığı hanelerin yüz yasal hale getirilmiştir. Milyon de 44.1’i otomobil sahibi değil. larca çocuk “çıraklık” adı altın l Ekonomi Servisi Doğuda tablo daha vahim BETAM’ın Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nin tanımladığı şiddetli maddi yoksunluk ölçütünün kullanıldığı araştırmasında, 2016’dan 2017’ye Güneydoğu Anadolu ve Batı Anadolu bölgelerindeki çocukların yoksunluk oranlarında artışlar göze çarpıyor. Bu bölgede yaşayan çocukların yüzde 61.3’ü beklenmeyen harcamaların karşılanamadığı hanelerde yaşıyor. Çocuk maddi yoksunluğunda en yüksek oranlara sahip bölge yüzde 59.3 ile Güney Doğu Anadolu’dur. Diğer bir deyişle, bu bölgede ikamet eden 10 çocuk tan 6’sı şiddetli maddi yoksunluk içinde yaşıyor. Öte yandan, Türkiye’nin batı bölgelerindeki şiddetli maddi yoksunluk oranının görece düşük olduğu fark edilmekte. Örneğin şiddetli çocuk yoksunluğunun en az olduğu Doğu Marmara bölgesinde bu oran yüzde 16.6 olarak ölçüldü. Ardından da Batı Karadeniz bölgesi (yüzde 23) geliyor. Şiddetli çocuk yoksunluğunun en yüksek olduğu Güneydoğu Anadolu ile en düşük olduğu Batı Anadolu arasında 42.7 yüzde puanlık ciddi bir fark söz konu su. Çocuklarda maddi yoksunluk açısından bölgeler arası uçurumun başlıca nedeni bölgelerde ortalama gelirler arasındaki mevcut devasa farklılıktan kaynaklanıyor. Ömür boyu etki Maddi yoksunluk ölçütü, ülkelerin yoksulluk düzeyini ölçmek ve analiz etmek için kullanılan yöntemlerden biri. Uzun süren gelir yoksulluğunun bir sonucu olan maddi yoksunluk, yetişkinlerde geçici olabilirken çocuklarda genelde ömür boyu sürer ve sonraki nesillere aktarılma riski taşıyor. Petrol muafiyeti uzatılmayacak ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye dahil 8 ülkenin İran’a uygulanan yaptırımlardan muaf tutulması uygulamasına son verileceğini duyurdu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, İran’ın uluslararası enerji piyasalarından dışlanmasıyla oluşacak petrol arzı açığını, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin üretim artırarak kapatacağı belirtildi. Yapılan açıklamada, “Bu adım İran’ın petrol ihracatını sıfıra indirmeyi hedefliyor, böylece rejimin temel gelir kaynağı elinden alınabilecek” ifadesi kullanıldı. Çavuşoğlu: Haddini aşmaktır ABD’nin kararına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan tepki geldi. Çavuşoğlu, “Tek taraflı yaptırımları ve komşularımızla nasıl ilişki kuracağımız konusundaki dayatmaları kabul etmiyoruz. İran yerine petrolü herhangi bir ülkeden almayı teklif etmek haddini aşmaktır. Sen o ülkeler adına pazarlama mı yapıyorsun” dedi. ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları yeniden devreye sokması, İran’dan petrol alan ülkelerin akıbetinin ne olacağına yönelik de şüphe uyandırıyor. Halihazırda Venezüella, Libya ve Nijerya’nın petrol arzında sıkıntıların yaşanması, İran’ın petrolünü satamamasıyla küresel arzda daha büyük çapta kesintilerin yaşanmasına neden olabilir. Üç ayda 485 bin ton Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin petrol üretimini artıracağının açıklanması Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) tarafında nasıl bir etki yaratacağı bilinmiyor. OPEC en son petrol arzında kesintiye gitme kararı almıştı. Haberin ardından petrol 74 doların üzerine çıktı. Türkiye, ABD’nin İran yaptırımlarına muafiyet tanıdığı kasımdan ocak sonuna kadar 485 bin 214 ton ham petrol ithal etti. Hürmüz tehdidi ABD yaptırımları karşısında İranlı yetkililer, “Hürmüz Boğazı’nı kapatırız” tehdidini yineledi. İran Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetleri Komutanı Alireza Tangsiri, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kullanmasına yönelik her türlü engellemeye karşılık boğazı kapatabileceklerini belirterek, “Her türlü tehdide karşı kendimizi savunmaktan geri adım atmayacağız” dedi. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Bill Urban, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması halinde bölgede petrol ticaretini korumak için askeri güç kullanmaya hazır oldukları mesajını vermişti. l Ekonomi Servisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear