29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
kültür EDİTÖR: AYÇA HAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1312 MART 2019 SALI İstanbul’da sanat buluşmasıCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve İBB Başkan Adayı İmamoğlu sanatçılarla bir araya geldi CHP tarafından düzenlenen ve Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı kültür sanat buluşmasına sanat dünyasının ilgisi yoğundu. EMRAH KOLUKISA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun Taksim’de bir otelde gerçekleştirdiği “Sanatçılar ve Edebiyatçılar Buluşması”na katıldı. Kılıçdaroğlu, “ İnsanları sanat ve kültürle buluşturmak gibi bir rolümüz var. Ekrem İmamoğlu’nun böyle bir kararı var zaten Beylikdüzü’nde çok güzel şeyler yaptı. İstanbul aynı zamanda bir kültür, tarih kenti. Ekrem bey’in böyle bir düşü var, bunu gerçekleştireceğine de inanıyorum.” dedi. Toplantıya Müjde Ar, Bedri Baykam, Menderes Samancılar, Berhan Şimşek, Nebil Özgentürk’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda konuk katıldı. “İstanbul’un değişik bölgelerini geziyoruz. İstanbul’u en iyi siz ler biliyorsunuz” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Sanat dünyası bilir. Sizlerle birlikte olmanın onuru ve gururunu taşımak ayrı bir olaydır ve en zor şey de sanatçılarla birlikte olup sanatçılarla konuşmaktır. Çünkü sanatçı eleştirel kültürle beslenir, güce bağlılık göstermez, tam tersine zayıftan, güçsüzden, hakkını arayandan yanadır, kendini öyle konumlandırır, mücadelesini o çerçevede yapar. Baskıya direnir, rüzgara karşı yürüyen kişidir sanatçı.” ‘Kültür ve sanat yoksulluğu’ CHP’nin İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu da konuşmasında İstanbul’da bir kültür sanat yoksulluğu yaşandığının altını çizerek başkan seçildiğinde hayata geçirmeyi planladığı projelerini sıraladı. Eğitim, kültür ve sanat faaliyetlerini İstanbul’un geneline yaymak için kültürsanat kompleksleri yapacaklarını söyleyen İmamoğlu, “Kadınların ve gençlerin kültürel faaliyetlere katılımını arttıracağız. Şehir tiyatrosu sayısı 2 katına çıkartılacak ve sanatçıların yöneteceği özerk bir yapı oluşturulacak. Nitelikli kültürsanat etkinliklerine katılmak pahalı bir uğraş olmaktan çıkacak. Kültür, İstanbulluların bir arada, barış içerisinde yaşaması, dünyanın geri kalanı ile bağ kurması için olmazsa olmaz bir alan. İstanbul Genç Kart sahiplerine İBB kültürsanat etkinlikleri indirimli olacak. Özel etkinliklerde çeşitli avantajlardan yararlanabilecekler. Hafta içi gündüz tiyatro gösterimleri gerçekleştirilecek ve kadınlara ücretsiz olacak. Kentin farklı sosyo ekonomik semtlerinde oluşan kültür ve sanat birikimini çevre ilçelere de ulaştıracağız” şeklinde konuştu. Gençlere alan açılacak Gençlerin kendilerini evlerinde hissedecekleri alanlar açacaklarını anlatan İmamoğlu, “Sinema Evi uygulamasını hayata geçireceğiz. Bu mekanlarda sadece film gösterimi değil, geleceğin sinemacılarına yönelik eğitimler verilecek, teknik ve malzeme desteği sağlanacak. Bu mekanlar gençlerin kendilerini evlerinde hissettikleri, yönettikleri alanlar olarak tasarlanacak. Beyoğlu ve Galata KültürSanatTurizm Projesi’yle bu bölgeyi yeniden kültür ve sanatın odağı haline getireceğiz. Sadece üst gelir gruplarına veya turistlere değil, özellikle gençlere ve dezavantajlı gruplara yönelik etkinliklerle Beyoğlu’nu yeniden İstanbul’un dinamizminin aynası haline getireceğiz” dedi. Genç piyanistlere İdil Biret ödül verdi Genç ve yetenekli müzisyenleri destelemek için 49 Mart günleri arasında düzenlenen “İstanbul Filarmoni Derneği Faruk Erengül 2019 Ulusal Piyano Yarışması” iki eleme turunun ardından önceki gün Yarışma Finali ve Ödül Töreni ile sona erdi. Başkanlığını İdil Biret’in yaptığı Prof. Judith Uluğ, Ali Darmar, Prof. Metin Ülkü, Doç. Gökhan Aybulus, Dr. Aydın Karlıbel, Can Okan ve Eren Aydoğan’ın yer aldığı jürinin değerlendirmesi sonucunda “Birincilik Ödülü” Salih Haşim Aktaş ve Emir İlgen arasında paylaştırıldı. İki genç yetenek ödüllerini Biret ve Erengül’ün elinden aldılar. “İkincilik Ödülü” Judith Uluğ tarafından Özgür Deniz Akalın’a, “Üçüncülük Ödülü” ise, Ali Darmar tarafından İzem Gürer’e verildi. ‘Cesaret ve inançla...’ İdil Biret, “Yarışmanın olduğu bu hafta dinlediğim bütün piyanistler bize çok mutlu anlar yaşattı. Ülkemizde piyanistlik ve müzikal seviyenin bu derece yüksek oluşu çok sevindirici. Hep cesaret ve inançla güzel ama zor yolda ilerlemelerini içten diliyorum” diyerek yarışmacıların tümünü kutladı, başta hayatını müziğe adamış 1926 doğumlu aydın Faruk Erengül olmak üzere tüm elemeleri dinleyiciye açık olan bu organizasyonu başarılı kılanlara teşekkür etti. İFD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Altıner jüri üyelerine ve ana destekçi Erengül’ün yanı sıra yarışmaya destek olan aralarında İTÜ, İDSO, Antonina Turizm’in de olduğu kurum ve kuruluşlara teşekkür belgesi sundular. Erengül de, “Burada dinlediğimiz kıymetli sanatçılarımız inşallah ilerde bütün dünyada iftihar vesilesi olurlar” diyerek bu mutluluğun devamını diledi. Uluslararası sanat buluşması Bu yıl 1929 Mart tarihlerinde gerçekleşecek Uluslararası Çukurova Sanat Günleri’ne (UÇSG) çok sayıda ünlü yazar, şair ve sanatçı katılacak. Etkinliklerde yine edebiyat buluşmaları başı çekerken, resim, fotoğraf, sinema, tiyatro ve müzik gibi birçok faaliyetin yanı sıra; halk kültürü, arkeoloji gibi konularda da yetkin sanatçı ve bilim insanları kültürsanat çevreleriyle buluşacak. Yaşamını Çukurova bölgesinde sürdüren onlarca şair, yazar, ressam, müzisyen ve fotoğraf sanatçısının Brighton (UK) ve Sidney’de (AU) biraraya geleceği UÇSG’ye katılacak isimler arasında Nedim Gürsel (Çukurova Ödülü 2019 verilecek), İbrahim Nasrallah, Stanko Abidzic, Ebrahim Bahrami, Lorenzo Castriota Skanderbeg, Radovan Vlatkovic, Nihat Ziyalan, Saba Öymen, Ercan Kesal yer alıyor. l Savaş Kürklü / Adana T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ MÜDÜRLÜĞÜ FUAYE KONSERİ * (ücretsiz) 13 Mart Saat: 18.00 ELEKTRONİKA ** / modern dans 2 perde 13 Mart Saat: 20.00 BAJAZET (YILDIRIM BAYEZİD)* / A.Vivaldi opera 3 perde 14, 19, 20 Mart Saat: 20.00 / 16 Mart Saat: 16.00 TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ KONSERİ* 23 Mart Saat: 16.00 “NAPOLİTEN”*/ konser 26 Mart Saat: 20.00 ÜÇ SİLAHŞOR / A.DavranV.Ersoy / G.Verdi bale 2 perde 28 Mart Saat: 20.30 Zorlu PSMTurkcell Sahnesi ** * Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi (Fulya Sanat) Bilet satış için: www.operabale.gov.tr / www.biletiva.com Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi: 0216 346 15 31 / 120 121 ‘Çiftler’ Ankara’da sergileniyor Heykeltıraş Tülay Karavit, 1417 Mart tarihlerinde ATO Congresium’da düzenlenecek ARTANKARA 2019 5. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı’nda Çiftler (Couples) adlı heykeliyle Bakırköy’ü temsil edecek. 1417 Mart tarihlerinde gerçekleşecek ARTANKARA 5.Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı’na Türkiye’nin çeşitli illerinden ve 14 farklı ülkeden galeriler, müzeler, sanatla ilgili kurum ve kuruluşlar, sanatçılar katılacak. Klasik müzik seminerleri Kültür sanat platformu Açık Diyalog İstanbul, 13 Mart 29 Mayıs tarihlerinde “Konser ve Opera Dinleme Sanatı” başlıklı bir dizi klasik müzik seminerine ev sahipliği yapacak. Klasik müzik yazarı Edvard Grieg ve Andante Klasik Müzik Dergisi’nin kurucusu Serhan Bali öncülüğünde 13 Mart Çarşamba akşamı yapılacak seminerde, Norveçli bestekâr ve piyanist Edvard Grieg’in hayatı, sanatı ve çalışmaları anlatılacak. Etkinlik kapsamında 27 Mart Çarşamba akşamı ise opera sanatının devrimcisi Richard Wagner’in hayatı, sanatı ve çalışmaları ele alınacak. 29 Richard Wagner Mayıs’a kadar her ay iki kere düzenlenecek atölyeler 18.30’da başlayacak. Katılmak isteyenler daha fazla bilgi ve kayıt başvuru için info@opendialogueistanbul. com adresinden iletişime geçebilirler. ‘Kardeşler’ festival yolunda Prömiyerini 53. Karlovy Vary Film Festivali’nin Ana Yarışma bölümünde yapan, Ömür Atay’ın yeni filmi, “Kardeşler” 12 Nisan’da türkiye’de izleyiciyle buluşacak. Film vizyon öncesinde festival yolculuğuna Bulgaristan’da düzenlenen 23. Sofya Uluslararası Film Festivali’nde Uluslararası Yarışma’da devam edecek. “Kardeşler”, mart ayında ayrıca 24. Nürnberg TürkAlman Film Festivali’nde Ana Yarışma bölümünde de yarışacak. ASCAP’tan Ataş’a ödül ASCAP (Amerikan Eser Sahipleri ve Editörleri Birliği) tarafından düzenlenen El Premio ASCAP 2019 ödüllerinde 2018 yılı içerisinde ABD Latin pazarında radyo ve televizyonlarda en çok çalınan 50 şarkı arasında “Muhteşem Yüzyıl: Kösem (Jenerik Müziği)” eseriyle Aytekin Ataş da yer aldı. Ataş Porto Riko’nun San Juan kentinde düzenlenen 27. ASCAP Latin Ödülleri (El Premio ASCAP 2019) törenine katılarak ödülünü aldı. Verda Erman’a saygı CD’si 2014 yılında Paris’te yaşama veda eden Devlet Sanatçısı piyanist Verda Erman’ın 2 CD’den oluşan albümü Lila Müzik etiketiyle çıktı. “Verda Erman Anısına/A Tribute To Verda Erman” adıyla yayımlanan albüm, Brahms, Schubert, Chopin, Mendelssohn, Bach/SaintSaens eserlerinden oluşuyor. Gözde Oral’ın tasarladığı albümde, sanatçının vefatından birkaç ay önce piyanist Güray Başol’un kendisiyle yaptığı ve Andante dergisinde yayımlanan röportajları ile Ayla Erduran, İdil Biret, Gülsin Onay ve Hüseyin Sermet’in Erman hakkında yazdıkları da yer alıyor. Ceren Ercan’ın oyunlarında sorgulayan temalar Ceren Ercan, tiyatromuzun genç, üretken oyun yazarlarından . Yurtiçinde ve yurtdışında önemli çalışmalar yapıyor. Geçtiğimiz günlerde, Sala Beckett’den aldığı davet üzerine temmuz ayında Barselona’ya gidiyor. “Köpeklerin İsyan Günü” adlı oyunu Katalanca’ya çevrilerek okuma tiyatrosu olarak Barcelona Grec Festivali kapsamında sunulacak. Son yıllarda, Avrupa’nın oyun yazarlığı alanında sayılı çekim merkezlerinden biri Sala Beckett. Ayrıca, yine aynı dönemde, bu tiyatroya bağlı olan ve oyun yazarlığı üzerine eğitim veren Obrador’da üç gün süren bir atölye yönetecek Ceren Ercan. Obrador atölyeleri Avrupa’nın çıkış yapan genç yazarları ile ustalarını buluşturuyor. Simon Stephens, Enzo Cormann, Neil laButte gibi isimler ders veriyorlar burada. Yıllar önce, Simon Stephens’in atölyesinde öğrenci olarak bulunan Ceren Ercan’ın şimdi Katalan öğrencilere ders vermesi hoş bir buluşma olacak... KalmakGitmekSaklanmak Ceren Ercan’ın 2016 yılında üzerinde çalışmaya başladığı Türkiye Üçlemesi’nin ilk oyunu “Seni Seviyorum Türkiye” ve ardından “Berlin Zamanı” 20172018 sezonunda seyirciyle buluştu. Her ikisi de halen çeşitli sahnelerde oynuyor. Hatta, “Seni Seviyorum Türkiye” mart içinde Heidelberg StrückeMark programında yer aldı. Bu oyunlar, 2018 sonunda Habitus Yayıncılık tarafından basıldı. Bu arada, Habitus Yayıncılık, yıllarını bu işe vermiş olan Mitos Boyut’tan sonra, ağırlıklı olarak tiyatro eserlerine odaklanan genç bir yayınevi. Ceren Ercan’ın yazmakta olduğu üçlemenin son oyunu “Tahran Rüyası.” Bu oyun için Tahran’a gitti bir süreliğine. İlginç bir yolda ilerliyor Ceren Ercan: “Seni Seviyorum Türkiye,” “kalmak” “Berlin Zamanı,” “gitmek” temaları çevresinde dönüyor. “Tahran Rüyası”nda ise tema “saklanmak.” Aidiyet sorunu New York Üniversitesi Tisch School of the Arts hocalarından Una Chauduri’nin on yıl önce yazdığı ve bugün de güncelliğini koruyan kitabı, Staging Place: The Geography of Modern Drama, benim için adeta bir başucu kitabıdır. Ev, mahalle, sokak gibi dar alanlardan, şehirler ve ülkeler gibi geniş alanlara uzanan ve bu bağlamda zamansal ve uzamsal hesaplaşmalar üzerinde duran bir incelemedir bu. Ceren Ercan’ın “Seni Seviyorum Türkiye” ve “Berlin Zamanı” adlı oyunlarında da kimlik sorgulamalarının ötesinde birey ve yaşam alanları arasındaki kırılmalardır söz konusu olan. Bu kırılmalar, ait olduğu kuşak itibarıyla yazarın da içinde bulunduğu, yüzleştiği durumlardır. Ceren Ercan her iki oyununda da kimlik ve aidiyet ilişkisini sorgular. Bu ilişkiler beraberinde sıkışmışlıkları ve çatışmaları getirir. Her iki oyunda da ev ve ülke kavramları yaşanan toplumsal ve siyasal baskılar bağlamında irdelenirken ironik bir dil kullanılır. Her iki oyunda da aidiyet duygusu önemli soruları beraberinde getirir... “Seni Seviyorum Türkiye”de, bireyin yaşadığı coğrafyaya ait olduğunu hissetmesi ya da hissetmese bile, başka türlüsünü düşünmediği için orada kalması, “yarın yeni bir gün olacaktır” diyebilmesi bir umut ışığı mıdır? “Berlin Zamanı”nda ise, bireyin bunun tam tersini yapması ve o ülkeye, o yere, o sokağa ait olmadığını bilerek gitmesi ve garip bir sıkışmışlığı yaşaması. İki oyun da bu topraklarda giderek tırmanan, tırmandırılan sosyal karmaşayla bağlantılı olarak, umutları ellerinden alınarak mutsuz ve huzursuz insanların dünyalarını irdeler. Bir eşzamanlılık, bir akış vardır oyunlar ve kişiler arasında. Arayış içinde olmak İlginç bir biçimde, “Seni Seviyorum Türkiye”de sokak ve aidiyet duygusu ‘Gezi Olayları’ sonrasında değişirken “kim sokağın sahibi?” sorusu gündeme gelir. Aslında bu sorunun cevabını “Tüm Türkiye’ye yayılan bir Kuru Temizleme Zinciri”nin sorumlusu vermez mi? “Hâkimlerin, savcıların, tüm polis teşkilatının ve politikacıların kıyafetlerini en güvenilir şekilde temizleyen” bir kuru temizleme zincirinin sorumlusu. Ve ,“Berlin Zamanı”nda, gidenlerin gerekçesi değil midir “İki ayrı kaldırımda yürüyorsunuz artık!” sözleri? Sonuçta, iki oyun da, gerçeklerle yüzleşmenin ve insanların içine itildikleri kaosun yansımalarıdır kanımca. 12 mart ilan.indd 1 7.03.2019 13:17:04 C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear