Catalog

KULTUR Cuma 28 Eylül 2018 Behiç Ak’tan yeni çocuk kitabı Behiç Ak’ın yeni çocuk kitabı “Her Şeyi Yanlış An insanlarını ve mekânlarını kurgulayarak bir araya layan Kedi” Günışığı Kitaplığı’ndan çıktı. Ak, ya getirirken, bu kez okurlarını Anadolu’da nostaljik zıp resimlediği kitaplarında İstanbul’un kedilerini, bir çevreye, eski bir eve davet ediyor. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN kultur@cumhuriyet.com.tr Küçük hayatlar 13 büyük trajediler... İzmir’de ‘güz konserleri’ başlıyor İzmir Büyükşehir Belediyesi, beş farklı mekânda 13 ücretsiz konsere hazırlanıyor. Aziz Vukolos Kilisesi, İsmet İnönü Sanat Merkezi, İzmir Sanat, Konak Vapur İskelesi ve Bostanlı Günbatımı Seyir Terası’ndaki konserler yarın saat 20.00’de Aziz Vu kolos Kilisesi’ndeki Pilli Bebek konseriyle başlayacak. Her hafta bir sanatçının yer alacağı konser programında İranlı Arslan Hazreti ve İrlanda kökenli Giritli Ross Daly, TaKiDum grubu, Melis Sökmen, Tanini grubu, Şems Trio gibi birçok isim bulunuyor. Sena Şener’in ilk albümü çıktı Alternatif müziğin genç isimlerinden Sena Şener’in 10 şarkıdan oluşan ilk solo albümü “İnsan Gelir İnsan Geçer” Pasaj Müzik etiketiyle yayımlandı. Tekli olarak yayımlanmış olan “Bak Bana”, “Ona”, “Sevmemeliyiz”, “Dostum Değil Uykular”ın haricinde “Çirkin Dünya”nın da yer aldığı albümdeki tüm şarkıların söz ve bestesi; dokuz şarkının da düzenlemesi Sena Şener’e ait. 20 yaşındaki müzisyen albümü için, “Kendimi aradığım, dünyayı sorguladığım bir keşfetme süreci” açıklamasında bulundu. ‘Son Çıkış’ Tokyo’da yarışacak Ödüllü yönetmen Ramin Matin’in üçüncü uzun metraj sinema filmi “Son Çıkış”, 31. Tokyo Uluslararası Film Festivali Ana Yarışma’da En İyi Film Ödülü için yarışacak. Film, şehir insanının günlük yaşam mücadelesini seyirciyle bu luşturan bir kara komedi. Deniz Celiloğlu ve Ezgi Çelik’in başrollerinde yer aldığı “Son Çıkış”, dünya prömiyerini de festivalde gerçekleştirecek. Matin, daha önce “Canavarlar Sofrası” (2011) ve “Kusursuzlar” (2013) filmlerini çekmişti. ÇEV Sanat’ın yetenekleri ödüle doymuyor... ÇEV Sanat Genç Yetenekler Projesi’nin genç sanatçılarından 12 yaşındaki piyanist Damla Ece Karataş, Bulgaristan’da düzenlenen 6. International Music Competition “Heirs of Orpheus Albena” piyano yarışmasında ikincilik ödülü kazandı. 12 yaşındaki Beren Gürcüoğlu ve 15 yaşındaki Emir İlgen ise 19. Antalya Piyano Festivali’nde iki ayrı yaş grubunda birincilik ödülü elde ettiler. Göçmenler Sirkeci’de... Balkan Göçmenleri, geçmişlerini anmak ve geleceğe umutlarını aktarmak için 7 Ekim Pazar günü Türkiye’ye ilk ayak bastıkları yer olan Sirkeci Garı’nda buluşuyor. Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin düzenlediği “Bir Kofer, Bir Sandık” etkinliğinin 10. yılına özel etkinlikler ve konserler gerçekleşecek. Etkinlikler Balkan halkoyunları ile başlayacak, daha sonra Arif Lila’nın yönetmenliğinde Müjdat Gezen Tiyatrosu oyuncularının da yer alacağı göçü anlatan canlandırma ve yöresel yemekler katılımcılarla buluşacak. Gecenin sonunda ise Balkan sanatçıları konser verecek. ANKARA SANAT TİYATROSU 56. YILINDA İLK KEZ İSTANBUL’DA PERDE AÇIYOR ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) 56. yılında yeni mevsimde perdelerini ilk kez İstanbul’da açıyor. AST, Marsha Norman’ın yazdığı Pulitzer Ödüllü oyunu “İyi Geceler Anne” ile 9 Ekim’de Artı Sahne İstanbul’da prömiyer yapacak. Yönetmenliğini Yeşim Özsoy’un üstlendiği oyunda Lale Mansur ve Gizem Aldemir rol alıyor. Bir annekız ilişkisi üzerinden hayat, umut, umutsuzluk, ölüm meselelerini ele alan oyunda Mansur anne Thelma’yı Aldemir ise kızı Jessie karakterini canlandırıyor. “İyi Geceler Anne” adlı oyunu, Mansur, Aldemir ve Özsoy ile konuştuk. Oyunun, bir annekız rolünden daha çok hayat, ölüm, iletişimsizlik, yalnızlaşma ve kıstırılmışlık üzerine olduğunu söyleyen Mansur, “Bir annekız ilişkisi ama annekız ilişkisi üzerinden çok daha fazlası. Yani erkekler bundan bir şey anlamayacak değil. Hayata dair düşünecek çok şey var. Dramatik bir oyun ama çok komik anlar da var. Gerçekten iyi düşünülmüş bir hikâye ilk okuduğumda beğenmiştim ama şu anda çok daha fazla derinleşti benim için. İki oyuncu için de, dişi bir rol” diyor. İki zıt karakteri canlandırdıklarını söyleyen Aldemir, anne her ne kadar yaşam doluysa kızı bir o kadar umutsuz diyor ve ekliyor: “Oyun boyunca da bu çizgiden sapmadan devam ediyorlar. Bazen tereddüde düşebiliyorlar ama hiç bir zaman kendi çizgilerinden sapmıyorlar aslında. Anne ne kadar çok tutunuyorsa hayata, kızı da hayatın onun için hiçbir şey ifade etmediğini yalnızlaşma ve hiç noktasına ulaşma halini yaşıyor. Anne çok basit şeylerden, mesela tabak, çanak gibi şeylerden bile hayata tutunma sebebi bulabiliyor. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşamsal olarak çok büyük hedefleri olmayan ya da büyük uğraşların içinde olmayan, toplumun her kesiminde yaşayan iki insanın ne kadar büyük bir trajedi için de yaşadığını anlıyoruz iki karakter üzerinden.” “İyi Geceler Anne”nin hemen hemen dünyanın her yerinde sahnelendiğinin altını çizen Mansur, “Eskimemiş bir oyun. Öoyzsuonyu,nMparnosvuarsıvnedaAlbduelumşitruilke. Nüansları olan ve ritminin çok iyi ayarlanması gereken bir oyun ama biz çok şanslıyız. Çünkü Yeşim müthiş bir yönetmen. En ince noktalarına kadaren düşünülmemiş şeylerin altını çizip, birtakım şeyleri ortaya çı ‘AKM projesi 2010’da kabul edilmeliydi...’ n Siz Devlet Opera ve Balesi’nden ayrıldıktan sonraki gelişmeleri, son durumu takip ettiniz mi? Devlet Opera ve Balesi’nin son durumunu ve ye nilikleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Lale Mansur: Az çok takip etmeye çalışıyorum. Son durumunu bilen var mı acaba, bence bunu Kültür Bakanlığı’na sorsanız daha iyi olur çünkü kimsenin bildiğini sanmıyorum. Fakat ben size şunu söleyeyim, konservatuvarlıların durumu feci. Tiyatro bir şekilde ayakta kalır. Ama dans ve orkastra çok zor. Eşim Cem Mansur Gençlik Orkestrası yapıyor; oradan takip edebiliyorum. Yeni orkestra açılmıyor ve yeni eleman alınmıyor. Önce bir beyin cerrahı kadar öğrenim görüyorsunuz sonra, ekip git gide azalıyor. Bırakıyorlar, herhalde bir yere bitecek. n Bir dönem siz de Devlet Opera ve Balesi’ndey diniz? Atatürk Kültür Merkezi’nin son durumunu hakkında ne düşünüyorsunuz? Mansur: Tabanlıoğlu’nun oğlu yapıyor. 2010 Kültür Başkenti olduğunda sunulan bir projeydi. O zaman kabul edilmiş olsaydı. İçeriden itiraz edildi. Burası hiç ellenemez ‘ne demek içinde lokanta mı olacak’ diye saçma bir dönem yaşandı. O zaman kabul edilseydi şu an yerindeydi ve açılmıştı. Ama 1940 Ankara kafası önünü ilikle, fazla ses çıkarma, aralarda alkışlama, içeri öyle herkes giremez falan. Bütün dışarıdaki kültür merkezlerinin kitapçısı, lokantası, kafesi var. İnsanların içeri girdikleri ve yaşadıkları mekânlar. Böyle korkup titreyerek içeri girdikleri seslerini yükseltemedikleri yerler değil. Zamanında kabul edilmemesi çok kötü oldu. Şimdi Atatürk Kültür Merkezi yapılsa ve bitse içinde ne olacak merak ediyorum. Opera, dans bitecekse, orkestra kalmayacaksa ne olacak orada? karan biri. İki oyuncunun anlaşması gereken bir süreç çünkü, uzun bir süre birlikte yaşayacağız bu çok önemli. Annekız gibi olduk zaten. Birlikte çalışmak çok keyifli” Özsoy’a teklif Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan gitmiş. Projenin çok hoşuna gittiğini belirten Özsoy, “Yeni metinlerle uğraştığımız için metin de hoşuma gitti. Kendi alanında ödüllü olması Amerikan oyun yazarlığı edebiyatından önemli bir metin zaten “İyi Geceler Anne”... Oyu nun adını söylediğinizde bilinen, hatta bazı bölümleri ezberlenmiş olan dolu dolu bir metin. Amerika’da oynandığında çok iyi karşılanmış. New York Times’da çok iyi eleştiriler çıkmış. Günlük hayatın trajedisi üzerine bir oyun. Küçük hayatların büyük trajedileri üzerine. AST’ta 56 senelik köklü bir geçmişe sahip bir tiyatro oradan böyle bir teklifin gelmesi ve İstanbul’da olması benim için güzel bir olaydı ve ben de projeye dahil oldum” diyor. 1983’te Amerika’da Broadway’da Tom Moore tarafından sahnelenen oyun, Amerikalı oyun yazarı, aktivist ve eğitimci Marsha Norman’ın en fazla sahnelenen oyunlarından biri. Oyun, Pulitzer Ödülü dışında pek çok adaylık ve ödül kazanmış ve yazarın en fazla çevrilen oyunlarından... 2 saat süren oyunun, ışık tasarımı Yüksel Aymaz’a, sahne tasarımı Selim Cinisli’ye ve müzik tasarımı da Çağrı Beklen’e ait. (Oyun, 11 Ekim Selçuk Belediyesi Efes Tiyatro Festivali, 12 Ekim Konak NHKM, 19 EkimBaba Sahne, 26 Ekim Trump Towers, 27 28 Ekim AST Sahnesi’nde sahnelenecek.) Tuncel Kurtiz unutulmadı Sinema ve tiyatro sanatçısı Tuncel Kurtiz, ölümünün 5. yılında Edremit ilçesinde Kazdağları’nın eteklerindeki mezarı başında anıldı. Kurtiz için Edremit Beledi yesi tarafından anma programı düzenlendi. İlçeye bağlı Kazdağları’nın eteklerinde Çamlıbel kırsal mahallesindeki mezarı başında düzenlenen anma törenine Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka, sanatçının eşi Menend Kurtiz, sanatçı Altan Erkekli, Veysel Diker, yakınları, dostları ve hayranları katıldı. Sanatçının sesinden şiir dinletileri yapılırken, hayranları törende duygulu anlar yaşadı. Edremit Belediye Başka nı Kamil Saka, Kurtiz’in vefatı ile Türkiye’nin ve sanat camiasının yeri doldurulamayacak bir değerini kaybettiğini belirterek, yeri dol durulamayacak çok önemli değer olduğunu belirterek, “Usta bir sinema sanatçısı desek zirvede, tiyatro sanatçısı desek zirvede. Senarist, yazar, yönetmen, kitap sahibi, her şeyin ötesinde adam gibi bir insandı. Amacımız onun adını ve eserlerini gelecek kuşaklara aktarıp daha fazla duyurarak yeni yeni Tuncel Kurtiz’ler çıkmasını sağlayabilmek. Çünkü Türkiye’nin yeni Tuncel Kurtiz’lere ihtiyacı var” ifadelerini kullandı. ‘ROCK MÜZİKALLER’ 11 YIL ARADAN SONRA ‘Broadway’Arüçızkghâarvı ae’dstaiTEKRAR SAHNEDEYDİ Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda 2007 yılında sahnelendiğinde o yaz yoğun ilgi gören proje “Rock Müzikaller”, 11 yıl aradan sonra, güçlü kadro ve iddialı repertuvarı ile seyircinin karşısına çıktı. Broadway’den ve dünyaca ünlü müzikallerden seçilen parçaların seslendirildi ği, rock yıldızlarıyla müzikal sanatçılarını aynı sahnede buluşturan projede Zuhal Olcay, “guest star” olarak sahne aldı. Müzikalin kadrosunda ise Aslı Gökyokuş, Ayça Varlıer, Erdem Yener, Evrencan Gündüz, Ferman Akgül, Gripin, Özge Fışkın, Seran Bilgi, Şehnaz Sam, Serel Yereli yer aldı. Müzik direktörlüğünü Tu luğ Tırpan’ın yaptığı “Rock Müzikaller” projesinde “Hair”, “We Will Rock You”, “Rock of Ages”, “American İdiot”, “Jesus Christ Superstar”, “Footloose”, “Rent”, “Rocky Horror Picture Show”, “School of Rock” gibi ünlü rock müzikallerinden seçilen şarkılar söylendi. 3 saate yakın süren müzikali 4 bine yakın seyirci izledi. C MY B