23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 4 Haziran 2018 TASARIM: EMİNE BİLGET haber 7 Eski Türkiye’den yeni Türkiye’ye bir Veli hikâyesi Acılara tiryaki olmadan... Veli Saçılık’ı birçoğunuz Yüksel Caddesi’ndeki eylemleriyle tanıdı. 15 Temmuz dar be girişiminden sonra kamuda başla tılan sözde “FETÖ” ayıklaması, FETÖ ile ilgisi olmayan bin lerce demokrat, solcu, sosyalist çalışanın iş lerine de son verilme siyle sonuçlandığın da işi elinden alınan KEMAL GÖKTAŞ lardan biri de Veli Saçılık olmuştu. Sendika ların, kitle örgütlerinin hatta partilerin bile korku iklimin de kabuğuna çekildiği günlerde Ve li ve bir avuç KHK mağduru, Yüksel Caddesi’nde hayranlık uyandıran bir direniş sergilediler. Cezaevinde zulüm HDP’den milletvekili aday adayı olan Veli’nin hikâyesi eski Türkiye’den yeni Türkiye’ye değişmeyen hukuksuzluk ve zulmün hikâyesi oldu. Veli, Çorumlu bir ailenin oğlu. Ankara’nın gecekondu semtlerinden Ege Mahallesi’nde büyüdü. Liseyi bitirirken OSTİM’de çalışmaya başladı. 90’lı yıllar, 80 darbesinin etkilerinin gevşediği, solun toparlanmaya başladığı yıllardı. Veli de yaşıtları gibi hızla politize oldu ve bir gün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne çağıran bildiri dağıtırken gözaltına alındı. Eski Türkiye’de de düşünce “terör”le eşdeğer görülüyordu ve Veli bildiri dağıtarak terör örgütüne yardım ettiği iddiasıyla tutuklandı. Önce 2.5 ay Ulucanlar Cezaevi’nde kaldı. Tahliye edildikten sonra davası devam etti ve 3 yıl 9 ay ceza alınca Burdur Cezaevi’ne konuldu. 2000 yılı temmuz ayı başında, Burdur Cezaevi’nde siyasi mahkumların duruşmalara girmemesini gerekçe gösteren cezaevi idaresi, operasyon hazırlığı yapıyordu. Mahkumlar, 4 Temmuz günü cezaevi idaresine bir dilekçe vererek “jandarmanın kendilerini dövmesinin önlenmesi için savcının sevke nezaret etmesi” halinde duruşmaya çıkacaklarını bildirdiler. Oysa devlet, uzun zamandır hazırlığını yaptığı ve 5 ay sonra 30 mahkum ve 2 erin hayatına mal olacak “Hayata Dönüş” katliamının provası niteliğindeki bu operasyondan vazgeçmeye niyetli değildi. Dilekçenin ertesi günü, iş makineleriyle birlikte özel harekât birlikleri cezaevine “müdahale” etti. Gaz bombaları ile mahkumların direnci kırılmaya çalışılırken iş makineleri de duvarları yıkıyordu. Veli’nin sağ kolu iş makinesinin darbesiyle koptuğu sıralarda onlarca mahkum yaralanmış, devlet düzeni tahkim edilmişti. Operasyondan sonra hücrelerde ve hatta savcının yanında mahkumlara işkence devam etti. Veli’nin kolu uygun şekilde buz içinde muhafaza altına alınmadığı ve yanlış hastaneye sevk edildiği için yerine dikilemedi. Devletin kopardığı kol, Isparta’da bir çöplükte sokak köpeğinin ağzında bulundu. Veli, 5 ay sonra, Rahşan Affı’yla tahliye edildi ve yeniden yargılama sonunda suçsuz olduğunu kanıtlayarak beraat etti. Sonunda ‘suçlu’ çıktı Veli’nin kolunu koparan kepçe operatörü Şükrü Vural hakkında sanki trafik kazası yapmış gibi “tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu adam yaralama” suçundan açılan davada beraat kararı çıktı. Koparılan kolu gerekli ve hızlı biçimde tedavi etmeyen doktor lar ve hemşireler de beraat ederken, operasyon sırasında tıbbi müdahale ekibini hazır etmeyen, kepçe operatörüne duvarı delmesi talimatını veren ve kolu çöpe atan görevli lere dava bile açılmadı. Olaydan sonra en hızlı açılan dava ise, mahkumlara “isyan çıkardıkları” gerekçesiyle açılan dava oldu. 2008 yılında bu dava zamanaşımından düştü. Veli ve diğer mahkumların şikâyetleri üzerine, jandarma ve gardiyanlar hakkında açılan soruşturma 5 yıl sürdü ve sonunda savcılık yapılanların “görev gereği” olduğuna hükmederek dava açılmasına gerek görmedi. Yargıya göre kolları koparılan, işkence gören mahkumlar yıkılan duvarların da sorumlusuydu ve Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’nın açtığı davada mahkumları faiziyle birlikte 200 bin TL tazminata mahkum etti. Veli’nin kolunun kopması nedeni ile 2000 yılında Antalya 1. İdare Mahkemesi’nde açılan tazminat davasında mahkeme idareyi kusurlu buldu ve Veli’ye tazminat ödenmesine karar verdi ama bu karar olaydan 8 yıl sonra Danıştay tarafından bozuldu. Danıştay kararına göre Veli, 2005 yılında koparılan kolunun tazminatı olarak ödenen parayı faiziyle geri ödemesi gerekiyordu. Nihayetinde hiçbir meşru amaç taşımayan Burdur Cezaevi operasyonunun “işkence ve kötü muamele yasağının ihlali” olduğu AİHM’nin verdiği mahkumiyet kararı ile tescil edildi. AİHM’in bu kararı vermesi için 11 yıl geçmesi gerekmişti Operasyonda yaralanan mahkumlara tazminat ödenmesine karar veren AİHM, Veli Saçılık yönünden ise ödenen tazminatın geri alınamayacağına karar verdi. Buna rağmen İçişleri Bakanlığı 5 Kasım 2015’te Veli aleyhine 245 bin TL tutarında icra takibi başlattı. Dirençle mayalanan umut Tüm bu hukuk mücadelesi içinde Veli’nin hayatı devam ediyordu. Yeniden yargılamada beraat eden Veli, KPSS’ye girdi, Çankaya Nüfus Müdürlüğü’nde memur oldu. Evlendi, bir kızı oldu. Çalışırken dışarıdan sosyoloji okudu ve yine KPSS’den aldığı puanla kurum değiştirerek Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’na geçti. Ama devlet Veli’nin yine peşindeydi. KHK ile ihraç edildiğinde engellilerle ilgili birimde çalışıyordu. “İşimizi istiyoruz” diyerek Nuriye ve Semih’in Yüksel Caddesi’nde yaptıkları protestolara katıldı. Hemen her gün polis tarafından işkence edilerek gözaltına alınmasına rağmen vazgeçmedi. Nuriye ve Semih açlık grevine gittiğinde o bu eylemi doğru görmediğini söyledi ama her daim arkadaşlarının yanında Yüksel Caddesi’nde oldu. Nuriye ve Semih tutuklandığında da Yüksel’deki direnişini sürdürdü. Veli’yi sindiremeyen polis İnsan Hakları anıtını hapsetmek zorunda kaldı. Annesi polisler tarafından yerde sürüklendi, dövüldü. Polis üzerine plastik mermi yağdırdığında dahi geri adım atmadı. Veli, bu topraklarda yaşanan büyük acıları unutmadan ve kendi acısını onlarla yarıştırmadan, koparılan kolunun, elinden alınan işinin peşinden gitti. Kendi deyişiyle “acılara tiryaki olmadan, o acıları yaşatanlarla hesaplaşma, zalimin yakasından tutup bırakmama” mücadelesi verdi. Veli’nin hikâyesi, dirençle mayalanan umudun hikâyesi oldu. Eski Türkiye’de de, yeni Türkiye’de de... HDP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ADAYI ERSOY: Sarayı yeneceğiz HDP İstanbul 2. bölge milletvekili adayı ve eski Halkevleri Başkanı Oya Ersoy, Taksim Hill Otel’de dün gerçekleştirilen İstanbul 2. Bölge Gönüllü Buluşması’nda konuştu. Ersoy, 24 Haziran seçimlerinin sıradan bir seçim olmadığını vurgulayarak “Bu seçimler tamamen 16 Nisan’da başlanan bu diktatörlüğün, anayasal rejim haline gelip gelmemesinin oylanacağı seçimlerdir” dedi. HDP’nin seçim barajını aşmasının önemine değinen Ersoy, “İki gündür de Erdoğan ağzından HDP ve Demirtaş’a dönük saldırılar var. Meclis çoğunluğunu almalarının tek koşulu HDP’nin baraj altında kalması" ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet ACI KAYIP İSMET YILMAZ ÜSKAN 65 senelik dostumu ve birlikte güzel işlere imza attığımız iş ortağımı kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. Tüm sevenlerine sabır diliyorum. SITKI ANADOL 35 günde 22 saldırı Erken seçim kararı alındığından bugüne HDP’nin seçim çalışmalarının birçoğu ya engellendi ya saldırıya uğradı. MAHMUT LICALI 24Haziran seçim çalışmalarının başladığı 28 Nisan’dan bugüne kadar gerçekleşen kampanya döneminde, muhalefet partilerinin seçim çalışmalarına yönelik pek çok saldırı meydana geldi. HDP’nin seçim çalışmaları, saldırıya uğrayanların başında geliyor. Parti tarafından saldırı ve engellemelere ilişkin tutulan raporda, kamu görevlilerinin iktidar yanlısı ve HDP karşıtı tutumlarına ilişkin bilgilere de yer veriliyor. 14 kişiye tutuklama HDP’nin her gün yaşanan yeni olayların da eklendiği hak ihlalleri raporuna göre 28 Nisan’dan 3 Haziran tarihine kadar yaklaşık 35 günlük dönem içerisinde kampanya yürüten parti yöneticisi ve görevlilerin çoğunlukta olduğu 136 kişi gözaltına alındı, 14 kişi de tutuklandı. Başta büyük kentler olmak üzere, kurulan stantlar ve açılan bürolar da saldırılardan nasibini aldı. Seçim büroları, halk buluşmaları ve seçim stantlarına Ankara’da 10, İstanbul’da 6, İzmir ve Antalya’da 2, Hatay’da ve Edirne’de ise 1’er defa saldırı düzenlendi. Seçim çalışmalarına yapılan saldırıların yanı sıra ilginç gerekçelerle yapılan engellemeler de rapora yansıdı. Eş Genel Başkan Sezai Temelli’nin 28 Nisan’da Siirt’i ziyaretinde oluşturulan konvoya katılan araçların tamamına ceza kesildi. Temelli’nin pasaportuna el konulması ve yurtdışına çıkışının engellenmesi de raporda yer aldı. HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması talebiyle başlatılan imza kampanyası için Kadıköy’de kurulan standda partililerin halay çekmesinin polis tarafından yasaklanması da rapora girdi. l ANKARA ‘Oyumuz eşit temsiliyete’KBGaiirrdiAşınrimaladira eçimlerde oy verecekleri partiyi açıklaSyan Kadınlar Bir Arada Girişimi, “Bizim Forum öncesi konuşan Kadınlar Bir Arada Girişimi üyesi Ayşe Berktay sadece seçimlerde değil, oyumuz, Meclis’teki koltukları ve sözü erkekle kadınlar olarak her zaman birlikte olduklarını re tahsis edene değil, kadınlara karar mekaniz söyleyerek, “Türkiye’de kadın olmak, mücade malarıda dahil eşit temsil yolunu açan, bunu eş le demektir” dedi. Konuşmanın ardından BEK başkanlık ve eşsözcülük yoluyla güvence altına SAV Müzik Topluluğu’nun seslendirdiği ezgiler alan partiye olacak” dedi. eşliğinde kadınlar halay çekti. Yapılan forumun Kadınlar Bir Arada Girişimi, Beşiktaş Abbasa ardından seçim deklarasyonunu açıklayan Eda ğa Parkı’nda forum düzenledi. Alana, “Kadınlar Cansu, “Savaşa değil; kadınların eğitimi, sağlığı, la değişir, değiştirebiliriz”, “Erkek iktidarlar eli istihdamı için bütçe ayıran partiye oy vereceğiz” nizi bedenimizden çekin” yazılı pankartlar asıldı. ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Savaş Buldan ve arkadaşları unutulmadı İstanbul’da 1994 yılında arkadaşları Hacı Karay ve Adnan Yıldırım ile birlikte Yeşilköy’de bir otelin çıkışında kaçırıldıktan iki gün sonra cesedi bulunan Savaş Buldan, eşi Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve partililer tarafından Avcılar Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı. Buldan, Karay ve Yıldırım’ın fotoğraflarının da taşındığı anmada, yaşamını yitiren 3 aile adına Savaş Buldan’ın kardeşi Necdet Buldan konuştu. ‘İnsanlık için mücadele’ Buldan, “24 yıl önce bugün 3 kardeşimiz kaçırıldı. 24 yıl önce yaşatılanlar bugün yine devam ettiriliyor. Biz de bu insanlık adına mücadele ediyoruz” dedi. Ardından söz alan ve çocuklarını kaybeden aileler adına konuşan Necdet Bingöl ise “Ben bu 3 arkadaşımıza kardeşlerim diyorum. Kürtlerin yaşadığı coğrafyalarda onları katlettiler ve şimdi de yineliyorlar” diye konuştu. Sırrı Süreyya Önder de 3 ismin ulusal demokratik kimliklerine sahip çıktıkları için hedef seçildiklerini kaydetti ve özetle şunları söyledi: “Hedef seçilenler, biz biliyoruz ki direniş göstererek kazanırlar. Yaşamlarını kaybettiklerinde ise bütün bir halkın kardeşleri olurlar. Bu arkadaşlarımız ölümsüzdür dediğimiz zaman propaganda yapmıyoruz. Onlar bizim kalbimizde.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet Anmaya HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in yanı sıra, partinin İstanbul milletvekili adayları, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım’ın aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. HDP Eş GENEL başkanı Buldan: Demirtaş, uykularını kaçırıyor HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, akşam saatlerinde partisinin Küçükçekmece, Kanarya’daki seçim bürosu açılışını yaptı. Erdoğan’ın Diyarbakır mitingine değinen Buldan, “Tayyip Bey sürekli Edirne’den bahsetti. Sürekli Demirtaş’tan bahsediyor. Sanırım bu ara Demirtaş, Erdoğan’ın uykularını kaçırıyor, sürekli Recep Tayyip Erdoğan’ın rüyasında. Artık korkmaya başlamış. Korkunun ecele faydası yok. Gidiyorsun Tayyip Bey, uğurlar olsun, güle güle” ifadelerini kullandı. Yüzde 10 seçim barajına değinen Buldan, “Milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız cezaevinde. Oy kullanmaya giderken elinizi vicdanınıza koyun, ‘artık yeter, edî Bese’ deyin. AKP’ye hep birlikte ‘edî bese’ diyeceğiz. Bu bir vicdan muhasebesidir. Bu bir kader seçimidir. Basit değil, ucuz yaklaşmayalım. ‘oy kullanmasam bir şey olmaz’ demeyelim. Herkes oyunu kullansın. 24 Haziran’a kadar da herkes AKP’ye oy verenleri ikna etsin. Herkes bir kişiyi ikna ederse biz barajı çok rahat aşarız” dedi. ‘Barajda kalırsak herkes kaybeder’ Pervin Buldan, seçim çalışmaları kapsamında İstanbul’un Esenyurt ilçesi Kıraç Mahallesi’nde gerçekleştirilen halk buluşmasına katıldı. Buldan, özetle şunları söyledi: “HDP barajın altında kalırsa, AKP, MHP’yi de yanına alıp Meclis’e gidecek, herkes bu oyunun farkında olsun. Kürtler, Aleviler, gençler ve kadınlar bu oyunun farkında olsunlar. Bizim vekillerimizi baraj altında bırakıp AKP çoğunluğunu Meclis’te sağlamak istiyor. Buna izin verecek miyiz? O zaman sandıklarımıza sahip çıkacağız. Bundan sonra AKP’ye tek bir Kürt oyu gitmemelidir. Bunun için kararı İstanbul verecek.” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear