23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 29 Haziran 2018 8 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’ MHP’nin seçimden iki gün sonra birkaç gazeteye verdiği ilanda isimleri zikredilerek tehdit edilen 70 siyasetçi, gazeteci, kamuoyu araştırmacısı ve akademisyen arasında benim de adım vardı. İlan metninde, MHP’ye karşı iftira kampanyası düzenlediğim, bu partiyi kötülediğim, ithamlarımı sıraladığım, yorulmaksızın MHP husumetini derinleştirdiğim, MHP’ye özel bir kin ve nefret beslediğim ve MHP’yi yıkmak için uğraştığım iddia ediliyordu. Ben tabii, “Bütün bunları nasıl ve nerede yapmış olabilirim” diye kendime sordum. Gazeteci olduğum için aklıma yazılarım geldi; seçimden önce MHP hakkında neler yazmışım diye baktım. Arşivde, bu köşede yayımlanmış ve içinde MHP kısaltması geçen iki yazı görünüyordu. Biri, 5 Haziran 2018 tarihli, “Erdoğan, Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?” başlıklı yazımdı. Metinde MHP kısaltmasını birkaç kez kullanmış ama bu partiye açıkça ve doğrudan bir atıfta bulunmamıştım. Bu yazının MHP’linin en alınganında bile bir sinir buhranına yol açması zordu. Diğeri de “24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor” başlıklı yazımdı. MHP tarafından andıçlanmama 29 Mayıs’ta çıkmış bu yazımın neden olduğu kanaatindeyim. Yazıda İstanbul Ekonomi Araştırma’nın 26 Mayıs tarihli kamuoyu yoklamasının, iktidar ve Cumhur İttifakı oylarında belirgin bir düşüşü işaret ettiğinden bahsetmiştim. O günlerde Türk Lirası’nda yaşanan ani ve büyük değer kaybı, bu gerilemenin nedeni olarak gözükmekteydi. MHP’nin oylarında da aşağıya gidiş saptanmıştı. Yazıdaki ilgili paragraf şöyleydi: “Araştırma, MHP’nin eridiğini gösteriyor. MHP oyları 6 Mayıs’ta yüzde 5.4 seviyesinde iken bu oran 26 Mayıs’ta yüzde 3.8’e gerilemiş. MHP’den İYİ Parti’ye doğru bir oy göçü yaşanıyor.” MHP’nin çetele tuttuğunu varsayarak, hakkımdaki en dikkat çekici kaydın bu paragraf olduğunu düşünüyorum. Sonra MHP 24 Haziran’da yüzde 11 oy alınca, bu parti sanki çok başarılı ve sürprizlerle dolu, biz de güya “müfteri” olduk. Andıç ilanında “Yazdıklarını, yorumlarını hiç unutmayacağız” dediler. Unutmasınlar tabii. Yazdıklarımın hiç unutulmaması bir gazeteci olarak beni sadece memnun eder. Yeter ki bunları unutmayacak olanlar, okuduklarını doğru anlama ve muhakeme etme yeteneğini haiz olsunlar. Bu meşum ilanı verenlere bu hususlarda yardımcı olmak istiyorum. Şöyle ki, MHP’nin 24 Haziran seçimlerinde yüzde 11 oy alması, bu parti açısından esasında bir başarı olarak görülemez. Genel başkanının attığı tweet’ler sayılmazsa neredeyse hiç kampanya yapmayıp hareketsiz kalmış bir partiyi, sırf beklenenin çok üzerinde oy aldı diye “seçimin sürpriz partisi” ilan etmek, ancak düşünce tembelliğinin tezahürü olabilir. Kamuoyu araştırma şirketlerinin yandaşı ve yandaş olmayanı, namussuzu ve namuslusu, güvenilmezi ya da güvenilir olanı, velhasıl tamamı, MHP’nin bu seçimlerde yüzde 11 oy alacağını öngörememişlerdir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda yüzde 5253 civarında oy alacağını büyük bir başarıyla öngörebilen bazı şirketler, bu oyun yüzde 10’unun MHP’den geleceğini tahmin edemediler. Öngöremedikleri için de MHP “sürpriz parti” olarak nitelendirildi. Halbuki seçimlerin “sürpriz faktörü” bir siyasi parti değil, bir grup seçmendir. İstanbul Ekonomi Araştırma’nın seçimlerden üç gün önce, 21 Haziran’da, artıeksi yüzde 2.5’lik yanılma payıyla sonuçlandırdığı son araştırmada MHP yüzde 6.1 seviyesinde görünüyordu, kararsızlar ise yüzde 9.5 idi. Bu kararsızlar partiler arasında orantısal olarak dağıtılırsa elbette ki 24 Haziran sonuçları öngörülemezdi. 24 Haziran’da gördük ki kararsızların önemli bir bölümü MHP’ye gitmiş ve bu partinin oyu “durduğu yerde” yüzde 11’e yükselmiş. Peki, kimlermiş son anda MHP’ye yönelen bu kararsızlar? Hafızamızı yoklayalım... Ne demişti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Mayıs’ta Kayseri’de konuşurken? “Birileri bir fitne fesat kaynatıyor. Bu ne biliyor musunuz? ‘Oyumu Cumhurbaşkanı’na vereceğim ama parlamentoda AK Parti’ye vermeyeceğim.’ Böyle bir şey olabilir mi? Bu oyun, bu tezgâh... Kimlerin olduğunu anlıyorsunuz. İnşallah bu münafıklar çetesini 24 Haziran’da hep birlikte yere gömeceğiz.” İşte MHP’yi yüzde 11’e çıkaran bu milliyetçi muhafazakâr “münafıklar”dır. Ama aynı zamanda bu “münafıklar”ın Erdoğan’a seçimi ilk turda kazandırdığı da görülüyor. Peki, AKP’yi terk ederek son ana kadar kararsız olarak görünen bu “münafıkları” milletvekili seçimlerinde MHP’ye yönlendirip, cumhurbaşkanı seçiminde ise Erdoğan’a sadık kalmaya iten başlıca faktör neydi? Elbette ki MHP’nin kampanyası değildi. Zaten böyle bir şey yoktu. Bu faktör “korku”ydu. Sadece iktidar medyasını izledikleri için yaklaşmakta olan ekonomik krizi “Türkiye’nin bekasını hedef alan bir dış operasyon” olarak algıladılar ve korktular... Ekonomik krizi bir güvenlik tehdidi olarak görüp, bu durumda doğal adresleri olan MHP’ye insiyaki biçimde yöneldiler ama diğer yandan Erdoğan’ı destekleyip iktidarı da kurtardılar. Belki de Türkiye tarihinin en kalabalık mitinglerini görünce, “Eyvah sol geliyor” diye korkup, yine sağ cenahtaki korkuların doğal adresi olan MHP’ye gittiler. Demem o ki MHP bu seçmenden güç alıp gazetecilere saldırmasın. Ortada kendilerine ait bir başarı yoktur. Yunus Nadi’nin izindeyiz Gazetemizin kurucusu, milletvekiliyazar Yunus Nadi Abalıoğlu’nu ölümünün 73. yıldönümünde özlemle andık. 7 Mayıs 1924’te Cumhuriyet Gazetesi’ni kuran ve yaşamını yitirene dek gazetemizin başyazarlığını yapan Yunus Nadi için dün Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında tören düzenlendi. Anma törenine Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orahan Erinç, İcra Kurulu Üyemiz Önder Çelik, Haber Koordinatörümüz Aykut Küçükkaya, Spor Servisi Şefimiz Arif Kızılyalın ile gazetemiz çalışanları katıldı. Törende konuşan Orhan Erinç, şunları söyledi: “Aramızdan ayrılalı 73 yıl olmuş. Cumhuriyet’in kuruluşunda ve Cumhuriyet Gazetesi’nin yayınında çok önemli bir katkısı olan ustamızdır. Cumhuriyet’in ilanını gerçekleştiren TBMM’de Anayasa Komisyonu adına açıklama yapmış, Cumhuriyet’i Meclis kürsüsünden, Türkiye’ye duyurmuş bir ustamızdı. Cumhuriyet’i yayınlarken de tek parti dönemi olmasına karşın Cumhuriyet’in ne parti ne de hükümet gazetesi olacağını söyleyen eski gazetecilik anlayışının temsilcilerinden biriydi. Cumhuriyet’in 94. yayın yılında bugünlerde bizden önce çalışan ustalarımız ve bizler Yunus Nadi’nin 7 Mayıs 1924’de koyduğu ilkelere uygun gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Bizden sonra gelenlerin de sürdüreceği inancındayız. Cumhuriyet tam anlamıyla bağımsız tek gazetedir. Cumhuriyet için haber, haberdir. O nedenle Cumhuriyet’in iktidarla ya da muhalefetle olsun organik bağlantısı olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır. Yunus Nadi’ye şükranlarımızı ve saygımızı mezarı başında sunuyoruz. Cumhuriyet’in bundan sonraki yaşamında da başarılarının devamını diliyoruz.” l İSTANBUL / Cumhuriyet ÇAĞLAYAN ADLİYESİ’NDEKİ ADALET NÖBETİ 65. KEZ TUTULDU ‘OHAL’e son’ Tüm haksız tutukluluklara karşı her hafta devam eden Adalet Nöbeti’nin 65’incisi dün gerçekleştirildi. Nöbetin ardından yapılan açıklamada, OHAL’in kaldırılması talep edildi. DİSK Basınİş Genel Başkanı Faruk Eren, kasvetli günler geçirildiğini belirterek “İçerde siyasi davalardan yargılanan öğrenci, gazeteci ve avukatlar var, bu konuda çokta umutlu değiliz. Bizler bu süreçte tehdit edildik, bir siyasi parti lideri tehdit ettikten sonra gazetecilerin isimlerini yayımladı. Ancak tehditlere boyun eğmeyeceğiz. OHAL kalksın, gerçi kaldırılsa da OHAL yerine benzer şeyler ikame edecekler. Siyasi davalar düş sün” diye konuştu. Avukat Emel Ataktürk ise yaşadık ları topraklarda yüzleşilmeyen hak ihlalleri olduğunu dile getirerek yaşanan büyük acıların olduğunu söyledi. Yargının işlevsiz kaldığına değinen Ataktürk, şöyle devam etti: “Bireylerin veya toplulukların hak ve özgürlüklerine hukuk dışı ve keyfi gerekçelerle dokunulmasına karşı çıkıyoruz. Bu hafta LGBTİ+ bireylerin onur haftası. Gücünüz yettiğince ihlal mağduru lezbiyen, biseksüel, trans, interseks + bireylerin yanındayız. Engellenme, kapatılma, kayyım atanması ve benzeri baskılara maruz kalmadan özgürce faaliyetlerine devam etmenin başta barolar ol mak üzere tüm hukuk ve insan hakları kurumları, medya organları, sendikalar ve derneklerin hakkı olduğunu, bu kurumlara yapılan baskıları kabul edilemez bulduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyoruz.” Avukat Bahri Bayram Belen de “Gazeteciler ve avukatlar toplumu aydınlattığı için yargılandılar. Biz avukatlar ve gazeteciler umudu çoğaltmaya çalışıyoruz. Bizler hukukçular ve gazeteciler hiçbir zaman iktidar olmadık, böyle bir çabaya da girmedik.Tarihin çarkını çevirmeye kimsenin gücü yetmez. Bugün yaşanılan hukuksal sorunlarda geçecektir” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet TGC 72 YAŞINDA Törende plaket alanlar arasında Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç ile gazeteciler Ergin Konuksever, Rauf Tamer, Turgay Olcayto da vardı. ‘Cezaevinde gazeteci kalmasın’ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) kuruluş yıldönümü töreninde 1936 ve 1937 doğumlu 47 üyesine saygı plaketi verildi. 10 Haziran 1946 yılında kurulan TGC’nin kuruluş yıldönümü önceki akşam Gazeteciler Restoranı’nda usta gazetecilere saygı plaketi verilerek kutlandı. TGC Başkanı Turgay Olcayto, törende yaptığı konuşmada “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Sedat Simavi’nin ve arkadaşlarının kurduğu bir cemiyettir. Sedat Simavi ve arkadaşlarına çok şey borçluyuz. Onun çizdiği yoldan ay rılmamaya çok özen gösteriyoruz. 72 yıl boyunca bu cemiyete hizmet eden tüm başkanlara, yönetim kurullarına ve seçilmiş kurullara minnet borcumuz var” dedi. Olcayto, 24 Haziran seçimlerine de dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Seçimi Cumhur İttifakı kazandı. Biz bu yeni dönemde de gazeteciler adına taleplerimiz yinelemeyi sürdüreceğiz. Biz gazeteciler olarak gazetecilik mesleğinin önündeki engellerin kaldırılmasını, düşünceyi ifade özgürlüğünün serbest kalmasını istiyoruz. Gazeteciliğin suç olmadığının anlaşılmasını istiyoruz. Biz gazeteci arkadaşlarımızın sorunlarının çözümü için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Cezaevindeki arkadaşlarımızı ziyaret etmeye devam edeceğiz. Umarız cezaevinde gazeteci artık kalmaz. Türkiye bu olumlu gelişmeye muhtaç. Türkiye cezaevinde gazeteci olan ülke ayıbından kurtulmalı. Bu seçim böyle bir fırsat yaratır diye umut ediyoruz. Saygı plaketi sunduğumuz 47 kıdemli meslektaşımı kutluyorum.” Tören, saygı plaketlerinin verilmesiyle devam etti. l İSTANBUL/ Cumhuriyet l 18 YIL HAPSİ İSTENİYOR Deniz Yücel Almanya’da ifade verecek Almanya’da yaşayan Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in, “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlarından 18 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması dün İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yücel’in avukatı Veysel Ok, mahkeme heyetine bu davaya basın özgürlüğü kıstasında bakılması gerektiğini söyleyerek, “Suça ortak olmadan bu belgeyi (polis raporu) dosyadan çıkarmalısınız. AİHM’ye başvurumuzu yaptık, siz de ileride çıkacak bir ihlal kararının ortağı olmayın” dedi. Mahkeme başkanı ise “Biz hangi suça ortak olmuşuz? Burada yabancı konuklarımız da var. Ben de neyle suçlandığımı bileyim net olarak. Size göre iddianame polisiye dille yazılmış. ‘Hukuki dille yazın getirin’ mi diyeyim?” diye cevap verdi. Veysel Ok, müvekkiliyle ilgili derhal beraat kararı verilmesi gerektiğini belirterek, “Deniz Yücel ilk olarak Redhack soruşturması kapsamında gözaltına alındı ve emniyette ‘kişisel verileri saklama, bilişim yasası ihlali ve terör örgütü üyeliği’ ile suçlandı. 13 gün boyunca gözaltında kaldı. Savcılığa sevk edildikten sonra bize sorulan sorular emniyetteki sorulardan farklıydı. Suçlamalar değişti. Burada, Die Welt gazetesi haberleri sorulurken, ‘Terör örgütü propagandası yapma’ ve ‘Halkı kin, düşmanlığa tahrik’ suçlamaları yöneltildi. Müvekkilim bu suçlardan tutuklandı” dedi. ‘Savcı delil aradı’ Soruşturma savcısının 13 gün boyunca delil aradığını ve Yücel’in tutuklanmasının hukuki olmadığını aktaran avukatı Yücel’in yazdığı haberlerin tümünün zamanaşımına uğradığını belirterek müvekkilinin ifadesi alınmadan beraatine karar verilmesini istedi. Ok, mahkemenin beraat kararı vermemesi durumunda müvekkili Yücel’in ifadesinin, yurtdışındaki ikametgahına en yakın Türkiye konsolosluğundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla alınması, teknik olarak mümkün olmaması halinde ise istinabe yoluyla alınmasına karar verilmesini de talep etti. Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, hukuki olmadığı iddia edilen evrakların dosyadan çıkarılması talebini, “Dosyadan belge çıkarılması” şeklinde bir usul ve yasa bulunmadığı gerekçesiyle reddederken, “Derhal beraat” talebiyle ilgili de, suçun niteliği, yargılama ve delil değerlendirilmesi yapılmasındaki sorumluluğa göre şartların oluşmadığı gerekçesiyle ret kararı verdi. Heyet, yurtdışında olan sanığın istinabe kuralları çerçevesinde talimatla savunmasının alınmasına ve delillerin tespiti için işlem yapılmasına hükmederek duruşmayı 20 Aralık‘a erteledi. l DHA Deniz Yücel l ‘TV’Yİ KAPATIYORUM’ Nedim Türfent Cumhuriyet’e abone oldu Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde so kağa çıkma yasağı döne minde yaptığı haberler nedeniyle 8 yıl 9 ay ha pis cezası verilen Türfent cezaevi idaresine dilek çe vererek, Cumhuriyet’e abone oldu. Gazetemi ze bir mektup gönderen Nedim Türfent Türfent, “IPI’ın başlattığı abonelik kampanyası nı dört duvar arasında öğrenmiş bulunmak tayım. Sembolik de olsa zımni bir destek sunmak adına ben de Cumhuriyet’e abo ne oldum. Her akşam ana haber saatinde TV’yi kapatıp Cumhuriyet’i okuyorum. Ülke mizi tek tip bir medyaya mahkum etmek is teyenlere inat özgür basın çizgisinde soluk almayı sürdüreceğiz. Birileri havuzdaki bu zun üzerine yazı yazadursun bizler toplum için oksijen tüpü misyonu üstlenen Cum huriyet, Birgün, Evrensel ve Yeni Yaşam ga zeteleri ile görmeye, duymaya ve bilme ye devam edeceğiz. Cumhuriyet değerleri nin yaşamsal kılınması hakiktin güçlenme si ile mümkündür” diye yazdı. Türfent, 20 Temmuz’da cezaevinde 800. gününü dol duracak. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear