23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ Bankalara istihdam çağrısı Bankaların kârının artmasıyla daha fazla masraf karşılığı alındığını belirten TESK Genel Başkanı Palandöken, bankaların istihdam alanlarını genişletmesi talebinde bulundu. 8 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘dEilyâelesmiyanseedteorlm’ az CHP’nin 36. kurultayı Türkiye’nin çok zor bir kavşakta olduğu döneme rastlıyor. “Adalet ve Cesaret” adı verilen kurultay için dün salonun yolunu tutarken bu ismin çağrışımıyla, CHP’nin yakın geçmişteki iki temel yanlışını düşündüm: Dokunulmazlıkların kaldırılması planına “Anayasaya aykırı ama evet” diyerek, AKP’nin yanında yer almak. YSK’nin mühürsüz oyları geçerli sayan skandal kararına karşı çığ gibi büyüyen milyonların meşru itirazını 16 Nisan akşamı YSK’ye giderek dile getirmemek. Her iki tutumun da AKP lehine, hukuk devleti aleyhine domino etkisi yaratarak, rejimin otoriter/ dinci karakterine hayat öpücüğü olduğunu düşünen tek kişi ben değilim. Genel başkanlık yarışına giren Muharrem İnce’nin, “dokunulmazlıklar”a dair sözleri, hem eleştiri hem de özeleştiri niteliği dolayısıyla önemliydi. Üç yanı, tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu posterleriyle çevrili salonda Berberoğlu’nun tutukluluğunda CHP’nin de payının olduğunu dile getirdi İnce. İnce’yi tanımlayan sıfatlardan birinin “ulusalcılık” olduğunu hatırlarsak bu sözün önemi artar. Temel yanlışın HDP’yle yan yana görünmemek adına yapıldığını hatırlatıp “Kürtler doğru söylüyor olamaz mı” sorusu özellikle. Muharrem İnce, “El âlem ne der diye siyaset yapılamayacağını” o dönem hayır oyu verdiğini ve bunu yaparken partisine “Önce HDP’lileri hapse atarlar, sonra sıra bize gelir” dediğini aktardı. İnce’yi dinlerken, 2016 yılının Mayıs ayına geri gittim. Dokunulmazlıkların kaldırılması görüşmelerinde alenen ağır baskı uygulanan, gerilimin, fiziki şiddetin gözümüzün önünde defalarca yaşandığı, cam çerçevenin indiği TBMM Anayasa Komisyonu oturumlarını hatırladım. Sonra neler olduğu hepimizin malumu. Gerçekten de CHP’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasına “hayır” dediği bir Türkiye çok farklı olurdu. Avrasya Tüneli dediğimiz gibi Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, geçiş ücreti 16.60 TL’den 21 TL’ye çıkarılan Avrasya Tüneli’nde KDV indirimi yapılacağını söyleyince yazdık. Köprü geçişlerinde yüzde 18 olan KDV bir buçuk yıl önce yüzde 8’e indirilmişti. Amaç da, şirkete geçiş garantisi verilen Osmangazi ve 3. köprü geçişlerini ucuzlatarak, vatandaşın geçmesini sağlamak. Tabii o zaman Avrasya Tüneli hizmete açılmadığı için, Bakanlar Kurulu kararına eklenmesi unutulmuş. Fiyat çok yüksek bulununca, Avrasya Tü neli geçiş ücretine uygulanan KDV de dün düşürüldü. Tabii Bakanlar Kurulu bunun için toplanmadı. Önceden alınmış imzalarla ya da dolaştırılarak kararname tamamlandı. 3 Şubat tarihli Resmi Gazete’de, kararın 1 Şubat’ta “kararlaştırıldığı” yazıldı. Hepimiz, Avrasya Tüneli geçişinin 21 TL’den 19.2 TL’ye düşürülmesinin tadını çıkarabiliriz. Kâr şirkete, yük devleteMaden şirketlerinin maliyetlerindeki artışları devlet karşılayacak Hükümet maden şirketlerine verilecek destekte kesenin ağzını açtı. Meclis’e sunulan “torba tasarı” ile maden şirketlerine yapılacak desteğin kapsamı genişletiliyor. Ka mu kurum ve ku ruluşlarının işti raklerinden saha MUSTAFA ÇAKIR ları kiralayan rödövansçıların maliyetlerindeki ar tışlar da devlet tarafından karşı lanacak. Hükümetin önceki gün Meclis’e sunduğu, tam ismi “Ver gi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararname lerde Değişiklik Yapılması Hak kında Kanun Tasarısı” olan “tor ba tasarıda” maden şirketlerine yapılacak destekler de yer aldı. Madenlerde ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında rödövans sözleşmeleri yapılıyor. Sözleş me ile ruhsat sahibi, işletme iznini devrediyor, bunun karşılığında da rödövans bedeli alıyor. Yani maden sahaları rödövansçı şirketler tarafından kiralanıyor. Maliyet kamuya Mevcut Maden Yasası’nda linyit ve taşkömürü çıkaran maden şirketlerinin işlettikleri yeraltı maden işletmelerindeki maliyet artışlarının karşılanma sı için destek veril mesi öngörülüyordu. Yeraltında çalışan maden işçilerinin ücretlerinin, iki asgari ücretten az olamayacağına yönelik değişiklik sonrasında işverenlere destek için düzenleme yapılmıştı. Meclis’e sunulan “torba tasarının” 34. maddesine göre, kamu kurum ve kuruluşlarının iştiraklerinin işlettirdikleri maden iş letmelerinde çalışan rödövansçılara da maliyet ar tışlarının karşılanması için destek verilecek. Maddenin gerekçesinde “çalışma saatindeki azalma, ücret artışı, yıllık izin düzenlemeleri gibi iyileştirmelere bağlı olarak oluşan maliyet artışlarının karşılanması için destek verilmesi öngörülmektedir” denildi. Tasarının genel gerekçesinde de, “özel hukuk tüzel kişilerinin işlettikleri yeraltı maden işletmelerinde olduğu gibi, kamu kurum ve kuruluşlarının iştiraklerinin işlettirdikleri yeraltı maden işletmelerine de işçilik giderleri nedeniyle gerçekleşen maliyet artışlarının karşılanması için destek verilmesi yönünde düzenlemeler yapılmaktadır” denildi. Bu destek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesine konulacak ödeneklerden karşılanacak. Maliyet artışlarının karşılanmasına ilişkin usul ve esaslar hükümet tarafından belirlenecek. l ANKARA Dünya Ekonomisinden... “Bu çağ bir ‘dijital diktatörlük’ yaratabilir. 21. yüzyıldaki yapay zekâ ve makine öğreniminin ortaya çıkardığı güç, demokrasinin üstünlüğünden yana duran ibreyi diktatörlüklere doğru savurabilir. Demokrasi merkezi veri işlemeyi mümkün kılan yapılara uyum sağlayamazsa insanlar dijital diktatörlüklerin boyunduruğu altına girebilir. Bugün dahi teknolojileri kullanan demokratik görünümlü (ABD, İsrail gibi) ülkelerin bu tip yapılar kurmak için çalıştığını gözlemliyoruz”. Bu sözlerin sahibi Homo Sapiens ve Homo Deus adlı kitapların yazarı tarihçi Yuval Noal Harari. Konuşmayı geçen hafta Davos toplantıları kapsamında yaptı. Konu 4. Sanayi Devrimi, yapay zekâ, akıllı nesneler, sürücüsüz araçlar derken hızla günlük yaşamlarımızın içine giren dijital teknolojilerin biraz arka planı. Sahne gerisi de diyebiliriz. Çünkü burada en önemli kaynak “veri” ve “zihin”. Harari’ye göre veri, dünyanın en önemli varlığı haline geliyor. Geçmişte bunun karşılığı araziydi. Ancak bu çok küçük, kısıtlı bir zümreye aitti. Endüstri çağında makinelerin önemi arazinin değerini geride bıraktı. Çok sayıda makinenin az sayıda insanın hizmetine girmesi insanlar arasında sınıfları Dijital diktatörlük dönemi kapıda mı? Rüzgâr kömürü geçti Avrupa Elektrik Sektörü Raporu’na göre 2017’de Avrupa’da ilk defa rüzgâr, güneş ve biyokütlenin elektrik üretimindeki payı, taş kömürü ve linyiti geçti. 2010’dan bu yana AB’de doğurdu. Sermaye ve işçi sınıfı böyle doğ yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriğin payı du. Bugün ise veri, makinelerin yerini alıyor. Veri 21. yüzyılın ekonomisinde yeni bir ürü eikDni eükranjitdytaeankifEaakrztolıaşnıanortymtaı.riıSssoıinnnddaüençnfya.ıl.zd.laasyıneınBileirnleeşbikilirKral ne dönüşüyor.  Yaşamın neye dönüşeceğini ise veriyi yönetenler belirleyecek. Veriyi kontrol edenler sadece insanlığın değil, yaşamın geleceğini tanımlayacak. Artık tekstil, otomobiller ya da silahlar değil; bedenler ve zihinler geliştireceğiz. Harari, biyoloji ve verinin bugünkü bilişim kapasitesiyle bir araya geldiğinde yakın gelecekte doğurabileceği benzersiz tehlikelere dikkat çekti. Bunlardan biri de verinin hukuksal düzenlenmesine yönelik bilgilerin hem yetersiz oluşu hem de bilgi ve verinin arazi ve makinelerin aksine kolayca kopya lık ve Almanya gerçekleştirdi ve bu artışta rüzgâr büyük bir rol oynuyor. 2017’de Almanya’da elektriğin yüzde 30’u, Birleşik Krallık’ta ise yüzde 28’i rüzgâr, güneş ve biyokütleden elde edildi. En çarpıcı büyüme ise Danimarka’da yaşandı. Danimarka, yıllık yüzde 7 artışla, geçen yıl elektriğinin yüzde 74’ünü yenilenebilir kaynaklardan sağladı. İspanya, İsveç, Belçika, Hollanda, Fransa, Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki birçok ülkede yenilenebilir enerji kullanımı arttı. 2011’den beri rüzgâr, güneş ve biyokütlenin üretimdeki payı tek haneli rakamlarda kalan Hırvatistan’da yüzde 18’e, Romanya’da yüzde 16’ya çıktı. lanabilir oluşu. Harari, İsrail vatandaşı. Bakın ne diyor: Çin: Artık çöpünüzü almıyorum “Ülkem İsrail, Batı Şeria’da dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir takip sistemi inşa Bugüne kadar Batı ülkelerinin atıklarını, çöplerini toplayarak yeniden işleyen ve ediyor. İnsanların her anlamda her adımını ekonomiye kazandıran Çin “artık çöplerini kontrol etmeye çalışıyor. Çin, Kuzey Kore zi almıyorum” deyince ortalık karıştı. Avrupa, ve ABD de öyle. Ancak bugün bu takip hâlâ ABD ve Kanada’da atık firmaları topladıkları geleneksel sistemler üzerinde yürüyor. Yarın bir akıllı bileklik takmaya mecbur kalacağımız yapılarda işler daha da değişecek. Sokakta liderinizin posterini gördüğünüzde ne hissettiğinizi merkeze rapor edecek tarzda sistemlerden söz ediyorum.” Anlayacağınız, verinin kontrolü bir elit grubun dijital diktatörlüklerden daha radikal yapılar ortaya çıkarmasına yol açabilir. çöpleri gönderecekleri yeni ülke arayışındalar. Konu önemli çünkü Çin, dünyada çöpe atılan kâğıtların, plastiklerin, madeni maddelerin yarısını alıyordu. Bundan 6 ay kadar önce Dünya Ticaret Örgütü’ne bu uygulamayı sürdürmeyeceğini açıklamıştı ama ülkeler buna yönelik hiçbir hazırlık yapmadılar. Şimdi atıklar konteynerlara yüklü bir şekilde gemilerde bekliyor. Kimi yerlerde de çöp dağları oluşuyor. Ama nereye kadar? Konu devasa bir çevre skandalına doğru gidebilir... Dizel araç sayısı arttı TÜİK’e göre dizel araçların Türkiye’de trafiğe kayıtlı otomobiller içindeki payı 2016’da yüzde 33.6 iken geçen yıl yüzde 35.4’e yükseldi. Dizel otomobil sayısı geçen yıl 4 milyon 256 bin 305 oldu. Pazar 4 Şubat 2018 T Sol elimürkiye’deki vergi uygula rine göre, Diyanet sitesinde “Sol elle masında en azın yemek yemekte bir dan kâğıt üzerinde genellik ve sakınca var mıdır” sorusuna, eşitlik esastır. Doğrudan ya da Hz. Peygamber’in hoş karşıla dolaylı vergiler, etnisite, din, madığı, bu nedenle her Müs mezhep ayrımı yapılmaksızın lümanın vazifesi olduğundan herkese aynı oranda, aynı bahisle “Anne ve babaların usulle uygulanır. çocuklarına diğer yemek ada 2018 bütçesinden alacağı bıyla birlikte, sağ elle yeme ve pay yüzde 12 artışla 7.7 milyar içmeyi de öğretmeleri gerekir” TL olarak belirlenen Diyanet denilmiş. Oysa bilim, genetik İşleri Başkanlığı’nın (DİB) kay açıdan solaklığı anlaşılan ço nakları da hepimizin vergilerin cukların sağ elini kullanması den eşit olarak kesiliyor. konusunda zorlanması halin DİB, şimdi de solaklığı sa de, öğrenme, davranış ve alış kıncalı ilan eden, ötekileştiren kanlıklarında bozukluk ortaya bir fetva vermiş. Yıllar önce çıktığını söylüyor. On yıllardır. aynı gazete bürosunda çalıştı Ayrım yapan, ötekileştiren ğımız meslektaşım Ali Ekber DİB, eşitlik üzerinden alınan Ertürk’ün Sözcü’deki habe vergilerimizi hak etmiyor. AYM Celal Şeker’i hatırlar mı? Celal Şeker, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutukluydu. Ağır diyaliz hastasıydı. Yüzde 97 oranında. Tek başına kalamaz raporları vardı. 19 Ocak’ta cezaevinde kalp krizi geçirdi. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde iki hafta yoğun bakımda kaldı. Dün yaşamını yitirdi. Celal Şeker’in sağlık raporlarına dayanarak avukatlarınca verilen “tedbiren tahliye” talepleri reddedilmişti. Ret kararlarından sonra Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru da reddedildi. Anayasa Mahkemesi, “Başvurucunun sağlık hizmetlerine erişim imkânına sahip olduğu”nu kayıt düştü. Bu nedenle Şeker’in cezaevinde tutulması, yaşamına yönelik bir tehlike oluşturmuyordu. Celal Şeker, sağlık hizmetlerine erişti. Cezaevinde kalp krizi geçirince. AYM, artık hayatta olmayan Şeker’in bireysel başvurusunda esastan ne karar verecek bakalım. Meraların AKP’den çektiği Eskiden mera alanlarına cezaevi yapılamıyordu. OHAL KHK’siyle bunun yolu açıldı. Şimdi Adalet Bakanlığı istediği mera alanına cezaevi yaptırabiliyor. Mera alanlarının çekeceği bitmemiş daha. TBMM’ye sunulan yatırım ortamını iyileştirme kanun tasarısında tarım sektörünü yakından ilgilendiren düzenleme var. Bu madde yasalaşırsa artık meralarda baz istasyonu kurulabilecek. Cep telefonu operatörü şirketler, elektronik haberleşme altyapısı için ihtiyaç duydukları tesisleri meralara, yani havyanların otlatıldığı alanların içine yapabilecek. Hayvancılık zaten can çekişirken, bu hamlenin ardında başka ne tür pazarlıklar olduğu da yakında ortaya çıkar. İzmir’in Torbalı ilçesinde önceki gün bir ambalaj fabrikasının kâğıt deposunda çıkan ve 4 işçinin yaralandığı yangın 10 saatte güçlükle söndürülmüştü. Yangının LPG tankının patlaması sonucu çıktığı sanılıyor. 182 patlama oldu, yönetmelik uygulanmadı Endüstriyel yangın ve patlamalarda en az 20 kişi öldü ancak çıkarılan yönetmeliğin uygulanması ertelendi. 2017’de Türkiye genelinde toplam 182 adet endüstri na gelen patlama ve yangınların yaklaşık olarak yüzde 26’sı yel yangın ve patlama meydana tekstil, yüzde 19’u plastik, yüz geldi ve bu olaylarda en az 20 de 17’si gıda, yüzde 13’ü metal, kişi yaşamını yitirirken, yüzde 7’si boya ve yüzde 308 kişi de yaralandı. İstanbul 27 patlamayangın ile birinci, Kocaeli ise 20 MELRİaKporEdRa TEL ayrıca, Büyük Endüstriyel 7’si petrokimya sektöründe gerçekleşti. Yaralanmaların büyük çoğunlu patlamayangın Kazaların ğu yanma so YÖNET ENİYOR ile ikinci sırada yer aldı. Patlamayangınların yüzde 43’ü Marmara Bölgesi’nde meydana gelir Önlenmesine Dair Yönetmelik`in sürekli ertelenen maddelerinin derhal uygulamaya konulması gerektiği ve yönetmeliğin yürürlük tarihinin 2019 yılına nucu ortaya çıkan gazlardan etkilenme nedeniyle oldu. Patlama sonucu koparak etrafa dağılan ken, Marmara, Ege ertelenmesinin kabul parçalarla yaralan ve Akdeniz bölgelerinin toplamı tüm edilemez olduğu ma ve vücutta ya vurgulandı. nık oluşması da sık olayların yaklaşık yüz lıkla görülen yaralan de 80’ine ev sahipliği yaptı. ma türleri arasında yer al Kimya Mühendisleri Odası dı. Yangınların en az 12 tanesi (KMO) İstanbul Şubesi, Endüst işçilerin mesai dışında olduğu riyel Yangın ve Patlamalar Ra gün veya saatlerde, 1 tanesi ise poru ile 2017 yılı içerisinde ül işçilerin yemek molasında ger ke genelinde yaşanan yangın çekleşmesi sebebiyle hayatını ve patlama olaylarını incele kaybeden ve yaralanan kişi sa di. Raporda, bu olayların sebep yısının çok daha fazla olmasını ve sonuçları değerlendirildi. şans eseri engelledi. Rapora göre, 2017’de meyda l Ekonomi Servisi Medicana’dan 500 milyon dolarlık yatırım Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt, Medicana Sağlık Grubu olarak sektöre bugüne kadar 13 hastane için toplam 500 milyon dolar yatırım yaptıklarını söyledi. 2017’de 200 milyon dolar yatırım yaptıklarını belirten Bozkurt, Medicana Kadıköy Hastanesi için 50, Medica na Bursa için 100 ve var olan hastanelerde yenileme için 50 milyon dolar ayırdıklarını dile getirdi. Yabancı hasta oranında turizmdeki düşüşe paralel olarak düşüş yaşandığını belirten Bozkurt, “Ciromuzun yüzde 10’u yabancı hasta tedavisinden. Bu oran 2 yıl önce yüzde 15’ti” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear