28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Perşembe 22 Şubat 2018 Mardirossian ve Harutyunyan bu akşam NDS’de Piyanist Vahan Mardirossian ve kemancı Lusine Harutyunyan bu akşam saat 19.30’da Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde klasik müzik severlerin kar şısında olacak. Mardirossian ve Harutyunyan konserde Johannes Brahms’ın keman ve piyano için bestelediği tüm sonatlarını icra edecekler. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] 15 Restorasyon çalışmaları 18 ay sürdü. Kazı çalışmaları Şanlıurfa Müze Müdürlüğü tarafından yürütülen dünyanın en eski anıtsal tapınağının üstü kapanmıştı. Çalışmaların tamamen bittiği Göbeklitepe tekrar ziyarete açıldı. Bölgedeki eserleri korumak için çatı yapıldı. Göbeklitepe’de çatı bitti ziyaret başladı Şanlıurfa’da dünyanın en eski anıtsal tapınağı olarak ka bul edilen ve 18 aydır ziya retçilere kapalı olan Göbeklitepe, üzerinin çatıyla kapatılmasının ar dından yeniden zi yarete açıldı. Resto rasyon çalışmaların da bölgeye 6 milyon 600 bin Avro’luk be ORHUN ATMIŞ delle koruma amaçlı çatı yapıldı. Kent merkezine 18 kilometre mesafede Örencik Mahal lesi yakınlarındaki Göbeklitepe’de ki kazılar, 2014 yılında Göbeklite pe Kazı Başkanı Klaus Schmidt’in yaşamını yitirmesinin ardından ak samıştı. Schmidt’in yerine getiri len Müslüm Ercan da önce FETÖ/ PDY soruşturması kapsamında açı ğa alınmış, sonra da KHK ile ihraç edilmişti. Ardından üst kapama çalışması ihalesini alan firma sahibi “Gülen Cemaati” davası kapsamında tutuklandı ve tapınağın ziyarete açılması biraz daha gecikti. Kazı başkanı hâlâ yok 12 bin yıllık geçmişi ile dünyanın en eski tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe’de bugün itibarıyla bir kazı başkanının bulunmaması çalışmalarla ilgili çeşitli soru işaretlerine yol açarken ulaştığımız bir yetkili, kazı başkanlığının Şanlıurfa Müze Müdürlüğü tarafından yürütüldüğünü ifade ederek kazıların müze müdürlüğü ile birlikte Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün denetiminde olduğunu söyledi. Şu an mevsimsel bir engel olduğunu be lirten yetkili, kazıların nisanmayıs aylarında tekrar başlayacağını vurguladı. Yetkili, Göbeklitepe’deki kazıların üstünün kapatılmasının gerekli olduğuna dikkat çekerken, “Amaç eserleri koruyabilmek, gelecek nesillere aktarabilmek” dedi ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girebilmek için eserleri koruma amaçlı çatının yapıldığını ifade etti. Arkeologlar Derneği Başkanı Soner Ateşoğulları da çalışmaların bir kazı başkanı olması yerine müze müdürlüğü tarafından yönetilmesinin doğru olup olmadığına dair sorumuza, “Tabii ki hoş bir durum değil” şeklinde yanıt verirken, “Ama geçiş aşamasında olabilir, ama daha sonra birisini atayacaklardır” dedi. “Çatıyla kapanmasa orası çok daha fazla zarar görecek” diyen Soner Ateşoğulları, çalışmanın olumsuz olmadığını dile getirdi. Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü işbirliğindeki kazı çalışmalarında şimdiye kadar Neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü “T” biçimli dikili taşlar, 830 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları ile çeşitli eserler bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere birçok uluslararası kurum ve kuruluş tarafından dünyanın en eski tapınak merkezi olarak kabul edilen ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Göbeklitepe’nin gelecek yılın başında asıl listeye girmesi için çalışma yürütülüyor. Kadıköy’de bir kısa film festivali Kısa Film Kolektifi Festivali’nin 3’üncüsü, 116 Mart tarihleri arasında Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Festival kapsamında ayrıca, “Kolektif Muhabbet” adı altında sinema dünyasından isimlerle söyleşiler ve “Görüntünün Yolculuğu” başlığıyla da fotoğraf sergisi düzenlenecek. Kısa Film Kolektifi Festivali sayesinde izleyiciler; Filmmor, Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, Uluslararası İstanbul Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali gibi etkinliklerde gösterilen kısa filmleri izleme fırsatı bulabilecek. Detaylı bilgi için: www.kisafilmkolektifi.com. Baksı Müzesi fuarda Baksı Müzesi ACE of M.I.C.E. fuarına katılıyor. Baksı Müzesi, bu çerçevede Türkiye MICE sektörünün bilinirliğini artırmak, yeni müşteri ve pazarların kazanılması kapsamında düzenlenen 2123 Şubat tarihleri arasında İstanbul Kongre MerkeziICC’de gerçekleşen fuarda yer alıyor. Baksı Müzesi Standı’nda Bayburt bölgesine ait ve müzede üretilen sanatsal objelere yer veriliyor. Bayburt doğumlu sanatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın bireysel düşü olarak 2000 yılında filizlenen Baksı Müzesi, eski adıyla Baksı, bugünkü adıyla Bayraktar köyünde sıra dışı bir yapı olarak yükseliyor. Sergi salonları, depo müze, atölyeler, konferans salonu, kütüphane ve konukevi ile 40 dönümlük arazide hayat bulan Baksı Müzesi, diğer müzelerden farklı olarak sadece bir yöne ve döneme ait olmadan gelenekselle çağdaşı aynı zeminde buluşturuyor. ‘Müslüm’ün gösterim tarihi üslüm Gürses’in hayatını konu alan “Müslüm” adlı filmin gösterim Mtarihi 26 Ekim olarak belirlendi. Hakan Kırvavaç’ın yönettiği filmde belli Gürses’i Timuçin Esen canlandırıyor. Filmin senaryosunu Hakan Günday ve oldu Gürhan Özçiftçi kaleme alıyor. Filmde, Zerrin Tekindor, Ayça Bingöl, Erkan Can, Turgut Tunçalp, Taner Ölmez ve Güven Kıraç gibi isimler yer alıyor. Sanattan aktivizme... Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, “Ai Weiwei Porselene Dair” sergisi kapsamında “Sanattan Aktivizme: Ai Weiwei’in Sanatı” başlıklı bir konferans düzenliyor. Prof. Dr. Ali Akay’ın anlatımıyla gerçekleştirilecek konferans, 24 Şubat’ta saat 14.00’te SSM’de gerçekleşecek. Akay, sanatçının, sahicilik ve değer sistemlerinin dönüşümü meselelerine eğilen üretimi ve aktivizmi mercek altına alınacak. Ali Akay kimdir? Küratör, yazar ve eleştirmen Prof. Dr. Ali Akay, 1979’da Paris VII Üniversitesi’nden mezun oldu. 28 yıldır Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde ders veren Akay, 2004’ten beri burada Bölüm Başkanı olarak görev yapıyor. Metal ve ahşap heykeller ‘Ben Olmayan Sergi’de... “Ben Olmayan Heykel Sergisi” Kenan Bahadır Derre’nin küratörlüğünde 9 Mart’a kadar Trump Art Gallery’de görülebilir. Aylin Taslak, Büşra Kölmük, Mert Çıkılmazkaya ve Serap Kurtuluş’un metal, ahşap ve kompozit malzemeler kullanarak ürettiği heykelleri sanatseverlerle buluşacak. “Ben Olmayan Heykel Sergisi”, düşünce ve varlığın, ruh ve maddeye olan tezatlığından yola çıkılarak tasarlanan heykellerde distopik göndermelerde bulunan sanatçılar hayatın zorluklarını, toplumdaki bireylerin tek bir kalıba sokulma çabalarına karşı bir duruş ve dayanıklı olma hallerini gözler önüne seriyor. KONUK YAZAR Zehra İpşiroğlu Ufak Tefek Cinayetler Hayatlarında hiçbir şey olmayan boş ve anlamsız bir yaşam süren varlıklı kadınların birbirleriyle olan çatışmasının anlatıldığı bu dizide canlandırılan ataerkilliğin ağırlık kazandığı bir dünyadır. Kadınlar bir yandan kocalarının sırtından parazit bir yaşam sürerler, bir yandan da baskın kişilikleriyle onları parmaklarında oynatırlar. Kadının ev kadını ve anne, erkeğin ise para kazanma makinesi olarak belirlenmiş olan rolleri paranın tek değer olarak sunulduğu modern tüketim toplumuna özgü bir yaşam biçimi olarak gösterilir. Güç ve iktidar peşinde herkesin herkese karşı olduğu bu yarışmacı, rekabetçi, yıkıcı dünyada insanların ikiyüzlülükleri, birbirlerine kurdukları komplolar oyun içinde oyun biçiminde öyle bir gösterilir ki çirkinlikler tüm çıplaklığıyla su yüzüne çıkar. Senaryo (Meriç Acemi) , yönetmenlik (Ali Bilgin) ve oyunculuk açısından da çok başarılı olan “Ufak Tefek Cinayetler” alışıldık dizilerden çok farklı. Öylesine ustaca kurgulanmış ki dizinin her aşamasında çatışmalar üzerine düşünmeye yönlendiriliyoruz. İyilik ve kötülük, yapıcılık ve yıkıcılık nedir, kolektif davranış biçimleri insanı nasıl kıskaç altına alıyor, insan neden kendi olamıyor, özgürlük nedir, neden insan kendi yaşamını böylesine değersizleştiriyor gibi sorular gündeme gelirken dil, karakter ve durum güldürüsü yer yer uyumsuz tiyatro oyunlarını ya da “Dogville” türü parabol türü filmleri anımsatıyor. Bu yönüyle dizinin düşünsel bir model karakteri var. Bu da izleyiciyi kendi içindeki öfke, kin hırs, rekabet, kıskançlık gibi yıkıcı güçler, başka bir deyişle dizinin sembolü olan kendi ufak tefek cinayetleri üzerinde düşündürmeye yöneltiyor. Neredeyse matematiksel bir kurgusu olan senaryoda gereksiz olan, uzayan hiçbir şey yok. Dizide yer alan simgeler, mizahın kullanımı hep verilmek istenen mesajı destekliyor. İnsanların rekabet dünyasının tutsağı oldukları oranda özgünlüklerini yitirmeleri karikatürleştirilmiş bir dünyayı gözler önüne seriyor. En etkileyicisi de dil güldürüsü. Kavramların yalanlarla çarpıtılarak içinin boşaltılması, dilin baskı, şiddet ve manipülasyon aracına dönüşmesi gibi. Peki bu dizide iyiler yok mu? Var tabii, ama onların da karanlık yanları var, tıpkı kötülerin de iyi yanları olabileceği gibi. Yönetmen Bergmann her olumlu rolün içinde bir olumsuzluğun ya da her olumsuz rolün içinde olumluluğun olduğunu, bu açıdan da oyuncuların karakteri düz değil çelişkileri içinde vermeleri gerektiğini söylüyor ki, bu dizi de bu da büyük oranda gerçekleşiyor. Bakalım alışılmadık bir bakış sunan bu dizi ilerleyen bölümlerde de niteliğini koruyabilecek mi? Şu bir gerçek ki dizinin model karakteri aşırı uzamamasını öngörüyor, uzadığı anda denge kolaylıkla bozulabilir. Küçük bir eleştiri: Dizide zaman zaman akrep ve kurbağa öyküsünde olduğu gibi toplumsal bağlarından soyutlanmış soyut bir kötülük anlayışının altının çizilmesi kötülüğün kökleri doğuştan geliyormuş gibi bir iletinin verilmesi dizinin eleştirel boyutunu kısıtlıyor. Dizinin ilerleyen bölümlerinde belki bu noktaya dikkat etmek gerekecek. Danny Boyle 25. Bond’u yönetebilir james Bond serisinin 25. filminini çekimlerine az bir süre kala hâla yönetmen koltuğunda kimin oturacağı kesinleşmedi. En son “71” filminin yönetmeni Yann Demange’ın adı geçiyordu ama Variety’nin haberine göre son anda potaya Danny Boyle da girdi. “Trainspotting” ve En İyi Yönetmen Oscar’ını kazandığı “Slumdog Millionaire” filmlerinin yönetmeni olan Boyle kulislerde dönen söylentiye göre filmin yapımcı stüdyosu MGM’in ilk tercihi konumunda. Daniel Craig’in bir kez daha Bond rolüne bürüneceği film için şimdiye kadar Dennis Villeneuve (“Blade Runner 2049”), Christopher Nolan (“Dunkirk”) gibi yönetmenlerin de adı geçmişti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear