26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 22 Şubat 2018 10 Ohhooo, 2019 seçimlerine daha çok var... A cele etmeyelim. Daha 2018’in Şubat’ı bile bitmedi. Parmak hesabıyla 2019 yerel seçimlerine 12 ay, milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimlerine de 18 ay var. Tabii bu parmak hesabı, kafasında kırk tilki dolanan AKP Reisi’nin bir baskın seçime gitmeyeceği varsayımıyla doğru. Ancak adının önüne “Afrin fatihi” gibi bir sıfat ekleyerek ırkçılık sosuna bulanmış bir milliyetçiliğe alabildiğine hız verip 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne denk gelen günlerde bir erken seçim kararı alıverirse şaşacak var mı? Sizi bilmem. Ben şaşırmayacağım. Ama olsun. Dert etmeyin. Öyle bile olsa daha dört uzuuuuun ay var demektir. Yani kulağımızın üstüne yatıp Reis’in ve takımının kaybedeceği düşler kurup günümüzü geçirebiliriz... Peki sonra? Hiiiç, sonra bir yandan “Bu memleket yaşanmaz hale geldi abi, siyasal atmosfer boğucu. Ne olacak bunun sonu” gibi yakınmalara devam ederiz, bir yandan da seçimlerde aynı yönde oy kullanacakları kesin olan “bizim mahalleliler” arasında bizden şu ya da bu konuda farklı düşünenleri didiklemeye, klavye üstünden linç etmeye devam edip içimizi serinletiriz... Böylece “çok mutsuz” suratı kuşanıp “epey mutlu” bir yaşam sürdürmeye devam ederiz... HHH Doğru, olağan süreleri içinde yapılırsa yerel seçimlere 12, milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimlerine de 18 ay var. AKP MHP koalisyonu bu seçim maratonuna şimdiden hazır. Cumhurbaşkanı adayı belli: Tayyip Erdoğan. MHP tek başına baraj altında kalsa bile Meclis’te üç, beş, on, on beş milletvekili ile temsil edilme hakkına da daha şimdiden kavuşmuş gibi. Onlar şimdi seçim zaferlerini garantiye almak için daha daha yeni önlemler, yeni yöntemler, şeytanın bile aklına zor gelecek numaralar üretmeye hız veriyorlar. Özellikle de HDP’yi seçim dışı bırakacak arayışları artık gizlemeye bile gerek görmeden uygulamaya sokma hazırlığındalar. Peki ya biz? CHP tek başına, HDP tek başına, İyi Parti tek başına, Saadet Partisi tek başına herhangi (evet herhangi) bir seçim zaferinden söz edebilirler mi? Etseler herhangi bir inandırıcılık taşırlar mı? Son soruya “evet” diyebilecek herhangi bir babayiğit ya da anayiğit tanıyan var mı? Peki yukarıda saydığım siyasal örgütlerin, onlara eklemlenebilecek irili ufaklı sol ve sosyalist partilerin, hareketlerin oydaşlaşabilecekleri bir Cumhurbakanı adayı ile AKP’yi ve Reisi’ni yenmeleri, ülkeyi bir karabasandan, yurttaşı boğuntudan, demokrasiyi saldırıdan kurtarmaları mümkün mü? Aritmetik olarak evet. Peki bu yönde bir arayış, bu yönde bir hareketlenme, bu yönde bir öneriler demetine tanık olan var mı? HHH Cevapsız bıraktığım, ancak cevabını hepimizin pek iyi bildiği sorularla içinizi mi kararttım?.. İyi ettim. Çünkü hep birlikte bunu hak ettik, ediyoruz... ‘Hayatım boyunca insan haklarından yana oldum’ Ömer Faruk Gergerlioğlu’na 2.5 yıl hapis cezası verildi Eski MazlumDer Genel Başkanı ve insan hak ları savunucusu Ömer Fa ruk Gergerlioğlu, “terör ör gütü propagandası” yaptı ğı iddiasıyla Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki da Gergerlioğlu vada 2.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gergerlioğlu, “Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın tema sıyla oluşturulan mizansen fotoğrafın altına sosyal medya hesaplarımda ‘bu fotoğrafa ba kıp niye bu savaşın bitirip tüketmekten baş ka bir anlamı olmadığını anlarsınız. Analar ay nı, bayraklar farklı..! Ölünce farkımız kalmıyor birbirimizden..! Çocuklarımızın tabutu yan ya na duracağına, dirisi yan yana dursun, eşit çe, kardeşce ve omuz omuza..!’ yazmamdan dolayı hakkımda 2.5 yıl hapis cezası verilmiş tir” dedi. “Ben hayatım boyunca insan hakla rından yana oldum” diyen Gergerlioğlu, “Ça tışmayı reddettim, konuşma ve uzlaşmadan yana oldum, kimlik ayırt etmeksizin herke sin hakkını savundum. Tüm görüşlerin insan haklarına uygun, özgür bir hayatı yaşayabil mesi için mücadeleme devam edeceğim” de di. Doktor olan Gergerlioğlu, geçen yıl KHK ile görevinden ihraç edilmişti. l Yurt Haberleri haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Eskişehir’de çevre mitingi yasaklandı Termik santrala karşı düzenlenecek mitinge, Afrin operasyonu devam ettiği için izin verilmedi CAN HACIOĞLU Eskişehir Valiliği, Alpu ovasında kurulmak istenen termik santrala karşı 112 sivil toplum kuruluşunun biraraya gelerek 24 Şubat’ta düzenlenmeyi planladığı “Kömürlü Termik Santral İstemiyoruz” mitingine izin vermedi. Düzenleme komitesi başkanlığını üstlenen DİSK Eskişehir Bölge Temsilcisi Günay Ayaz’a Eskişehir Valiliği’nden gönderilen yazıda şöyle denildi: “Türk Silahlı Kuvvetleri mizin ülkemizin milli güvenliğine tehdit oluşturan terör örgütlerinin ve teröristleri etkisiz hale getirmek, sınırlarımızın bulunduğu bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak ve sivilleri korumak maksadıyla sınır ötesi harekât ve meşru müdafaada bulunduğu, iç ve dış güçler tarafından milli güvenliğimize yönelik tehditlerin arttığı ve ülkemizin hassas bir dönemden geçtiği bu günlerde, güvenlik birimlerimize gelen, terör örgütleri ve destekçileri tarafından şehir merkezinde toplumsal olayla rın çıkarılmaya çalışılabileceği, milli hassasiyeti yüksek vatandaşlar provoke edilerek çatışmaların yaşanmasına tevessül edilebileceği, ülkemizdeki siyasi istikrarı bozmak amacıyla sansasyonel eylem arayışına girilebileceği yönündeki istihbari bilgiler de göz önünde bulundurularak, ilimizdeki genel güvenliğin sağlanması, kamu düzeni ve vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla söz konusu açık hava toplantısı etkinliği uygun görülmemiştir.” l ESKİŞEHİR LGBTİ’lerGÖMHZEAEDTKYİLLAAMDRİAYI OR söz istiyor Kaos GL’nin hazırladığı Medya İzleme Raporu açıklandı Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL) ta rafından hazırlanan “Medya İzleme Raporu” kamuoyuyla paylaşıldı. Ka os GL’den Ali Özbaş, Aslı Alpar ve Yıldız Tar’ın, yazılı basından 2704 metni inceleyerek yaptığı araştır manın sonuçlarını içeren rapora gö re, gazetelerdeki metinlerin sadece yüzde 46’sında LGBTİ hakları gözetildi. Me tinlerin yüzde 54’ün de ise LGBTİ’lerin te mel hakları ihlal edil DİLEK ŞEN di. Rapora göre, 2704 haberin yüzde 12’sinde LGBTİ’ler sadece isim olarak yer alıyordu, metnin ko nusu değildi. Hak haberciliği kap samında değerlendirilen haberle rin yüzde 78’inde ise LGBTİ’lerin haklarına saygılı olmakla yetinildi ği görüldü. Rapor, LGBTİ örgütleri nin kendi haklarına ilişkin görüşle rine sadece 73 metinde yer verildi ğini açığa çıkardı. Rapora göre; Ye ni Akit gazetesinin 2017 boyunca yayımladığı 91 haberin tamamında LGBTİ’lere yönelik hak ihlali tespit edildi. Buna karşın Evrensel gazete sinde yayımlanan 73 haberin tama mı, hak haberciliği kapsamında de ğerlendirildi. Kaos GL’nin Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar, medyanın nefret saldırılarını adli bir vaka olarak ele aldığına ve konunun Kaos GL’den Ali Özbaş, Aslı Alpar ve Yıldız Tar’ın, yazılı basından 2704 metni inceleyerek yaptığı araştırmanın sonuçlarını içeren raporu açıklandı. toplumsal boyutunun ihmal edildiğine dikkat çekerek, “LGBTİ’lere yönelik saldırıların haber yapılmasında saldırıya uğrayan kişinin ve LGBTİ derneklerinin görüşlerine yer verilmeli. Çünkü bu saldırılar, LGBTİ’lerin kimliğine yönelik. Saldırıya uğrayan kişilerin neler yaşadığına, neler hissettiğine odaklanılmalı. Çoğu zaman gazetelerde böyle bir şey görmüyoruz. LGBTİ’lere yönelik saldırılarda faillerin yakalanıp yakalanmadığı bile takip edilmiyor” dedi. LGBTİ’lerin gazetelerde özne olarak yer alamadığını belirten Tar, gazetecilerin LGBTİ’lere daha çok söz hakkı tanıması gerektiğini vurgulayarak, “LGBTİ kişilerin hayat hikâ yelerini, yaşantılarını anlatmalarına daha çok fırsat verilmeli. Salt saldırı haberciliğine değil, olumlu örneklere de ihtiyacımız var. Örneğin trans bir tiyatro oyuncusuyla söyleşi yapılması çok kıymetli bir şey. Medyada bu örnekler arttıkça LGBTİ’ler özneleşecek” diye konuştu. Derneğin kurucularından Ali Özbaş da, olumlu örneklerin daha görünür kılınmasının diğer LGBTİ’lerin yalnız olmadığını düşünmesini sağlayacağını söyleyerek, “Nefret söylemi çok hızlı yaygınlaşabilen ve saldırılara çanak tutan bir olgu. Bu haliyle bir gazetedeki nefret söylemi ya da ayrımcılık salt o gazete okurlarını etkileyen bir mesele değil” dedi. Diren Coşkun ölüm orucunu durdurdu Trans mahpus Diren Coşkun tutuklu bulunduğu Tekirdağ 2 No’lu cezaevinde 25 Ocak’ta tedavi hakkı ve tecrit koşullarının kaldırılması talebiyle başlattığı ölüm orucunu durdurdu. İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu üyesi Kıvılcım Arat, Diren Coşkun’un ailesi, arkadaşları ve avukatları ile cezaevine gittiklerini belirterek, “Hapishane yönetimi ile Diren’in ilk etaptaki talepleri olan lazer epilasyon, vegan beslenme ve hapishane çalışanlarının Diren’in trans kimliğinden kaynaklı takındığı ayrımcı tutumlarının son bulması hususlarında görüştük. Hapishane yönetimiyle, süreci birlikte yürüteceğimize dair uzlaşıya vardık. Diren’in tüm taleplerinin karşılanması için hukuki sürecin takipçisi olacağız. Bu durumu Diren’e de ilettik. Kendisi ile yaptığımız görüşmede, taleplerine ilişkin atılacak adımlarda hapishane yönetiminin süreçle ilgili işbirliği doğrultusunda ölüm orucunu bir süreliğine durdurma kararı aldı” dedi. Coşkun’un taleplerinin kabul edilmesi için dışarda ölüm orucuna başlayan Arat da eylemini sonlandırdı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Öldüren değil ölen suçlu AYVALITAŞ DAVASINDA YENİ RAPOR Gezi Parkı Direnişi sırasında Ümraniye’de iki aracın çarpması sonucu ha yatını kaybeden Meh met Ayvalıtaş’ın ölümü ne ilişkin görülen dava dosyasına yeni bir Ad li Tıp Kurumu (ATK) raporu geldi. 21 Kasım 2017 tarihli raporda Ayvalıtaş’ın “ken Mehmet Ayvalıtaş di ölümünde asli ve tam kusurlu olduğu” belirtilirken, sanık Meh met Görkem Demirbaş ve Cengiz Aktaş’ın “kusursuz” oldukları sa vunuldu. Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu’ndan yedi uzmanın ha zırladığı raporda, kazanın meyda na geldiği otoyolun bölünmüş, ba riyerlerle çevrili ve asfalt kaplama olduğu, zeminin kuru, vaktin gece ve aydınlatmanın olduğu kaydedildi. Raporda Ayvalıtaş ve mağdur müşteki Seyit Kartal’ın uğradıkları kazanın temel nedeninin, girişin yasaklandığı bölünmüş kara yoluna setleri aşarak aniden intikal etmeleri olduğu belirtildi. Önlerinde beklemedikleri anda yayaları bulan araç sürücülerinin fren ve direksiyon tedbirine başvurmaları, trafiğin aniden durmasının ve şerit değiştirmesinin doğal olduğunun belirtildiği raporda olay yeri görüntülerinden sanık araçlarının hızlı seyrettiklerine dair kesin bir kanıta ulaşmanın mümkün olmadığı kaydedildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Meral Geylani serbest bırakıldı Antalya’da geçen yıl 11 Ekim’de tutuklanan insan hakları savunucusu Meral Geylani hakkında “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunmasının ardından savunma yapan Geylani, hakkındaki iddiaları reddederek, tahliye ve beraatını istedi. Savcı, yetkisizlik kararı verilip davanın Şırnak’a gönderilmesini istedi. Mahkeme heyeti, dava dosyasına yetkisizlik verip, dosyanın Şırnak’a gönderilmesine ve Geylani’nin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verdi. YÜCEL ALMANYA’DA DEĞİL Tahliyeden önce uçak hazırlanmış Deniz Yücel, özel uçakla Türkiye’den ayrıldı. Alman haber ajansı dpa, Türkiye’de bir yıl tutuklu kalan Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in nasıl serbest bırakıldığına ilişkin ayrıntılara yer verdi. Habere göre, Yücel’in Silivri cezaevinden tahliyesi yüksek güvenlik önlemleri altında gerçekleşti. Başta Almanya’nın İstanbul Başkonsolosu Georg Birgelen olmak üzere Yücel’e eşlik eden Alman diplomatlar heyecan dolu anlar yaşadı. Haberde Yücel’in Almanya’ya gelmediği belirtildi. DPA’nın edindiği bilgilere göre Deniz Yücel’in serbest kalacağına ilişkin ilk işaret 14 Şubat’ta geldi. Habere göre 9 Şubat’ta Almanya’nın tatil bölgesi Lech am Vorarlberg’te kayak tatiline giden ve 20 Şubat’ta da cezaevinde Yücel’i ziyaret izni olan Başkonsolos Birgelen, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in bürosundan gelen bir mesajla tatilini yarıda kesti. Gabriel’in bürosundan Birgelen’e, Yücel’le ilgili bir hareketlenme olduğu bilgisi aktarıldı ve en hızlı şekilde İstanbul’a geri dönmesi istendi. Birgelen, 14 Şubat’ta Lech am Vorarlberg’i terk ederek özel bir uçakla İstanbul’a gideceği başkent Berlin’e döndü. Deniz Yücel’in de bu uçakla Almanya’ya dönmesi planlandı. Yakın çevresi bilgilendirildi Ancak İstanbul’daki mahkemeden çıkacak karar beklendiği için Aerowest firmasına ait uçağın havalanması gecikti. Konsolos Birgelen de daha önce ulaşabilmek için tarifeli bir uçakla İstanbul’a hareket etti ve İstanbul’a iner inmez Silivri’ye geçti. Birgelen, İstanbul’a dönerken Yücel’in eşi Dilek Mayatürk Yücel ve avukatı Veysel Ok da konsolosluk görevlileri tarafından bilgilendirdi. Tahliye olasılığı üzerine Die Welt gazetesi çalışanları ve Deniz Yücel’in yakın arkadaş çevresi de İstanbul’a geldi. 32. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nden beklenen tahliye haberi ise 16 Şubat Cuma günü öğleden önce geldi. Konsolosun sıkıntısı Ancak Deniz Yücel’in tahliye olduktan sonra hemen havalimanına gitmek istemediği, önce İstanbul Beşiktaş’taki evine uğramak istediği belirtildi. Sıkı güvenlik önlemleri altında Beşiktaş’taki evine götürülen Deniz Yücel, burada arkadaşlarının çektiği ve sosyal medyada paylaşılan görüntülü açıklamasını yaptı. Ajans haberinde Deniz Yücel’in evindeyken Başkonsolos Birgelen’in huzursuz anlar yaşadığı ve Deniz Yücel’in bir an önce uçağa binmesini istediği kaydedildi. Kedisini de aldı Yücel’in Birgelen’in uyarıları ile kedisini de yanına alarak, arkadaşları ile birlikte uçağa binmek için yola çıktığı belirtildi. Haberde havalimanına giderken Yücel’le Alman diplomatların nereye gidileceğini tartıştığı da aktarıldı. Bunun üzerine Deniz ve Dilek Yücel’in cezaevinde evlendiği ve henüz balayı yapmadıkları için arkadaşları ile birlikte balayına gitmelerinin kararlaştırıldığı aktarıldı. Ancak uçağın Berlin’e uğraması ve Alman Dışişleri Bakanlığı diplomatlarının Berlin’de inmesi üzerinde anlaşıldığı ifade edildi. Uçaktan hiç inmedikleri belirtilen Yücel, Yücel’in eşi ve arkadaşlarının güneyde, güneşli bir yere gittikleri belirtildi. l Haber Merkezi ÇAĞLAYAN ADLİYESİ Adalet Nöbeti 47. kez tutuluyor Gazetemizin yayın politikasının he def alındığı dava kapsamında asılsız ve akıl dışı iddialarla tutuklu bulunan avukatımız ve icra kurulu başkanımız Akın Atalay nezdinde tüm haksız tutuklamalara karşı çıkan avukatların Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde başlattığı Adalet Nöbeti bugün 47. kez tutulacak. Saat 11.30’da başlayacak nöbetin ardından saat 12.15’te adliyenin C kapısının önünde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve eski İzmir Barosu Başkanı avukat Ercan Demir birer basın açıklaması yapacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear