26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Boko Haram 111 kız öğrenciyi kaçırdı Nijerya polisi, en az 111 kız öğrencinin, terör örgütü Boko Haram saldırısı ardından kayıp olduğunu ve öğrencilerin Boko Haram üyeleri tarafından kaçırıldığının düşünüldüğünü duyurdu. Yerel medyaya açıklama yapan, Nijerya’nın Yobe bölgesinden bir polis yetkilisi, geçen pazartesi günü Dapchi kentinde bulunan bir okula Boko Haram üyelerinin saldırısı sonrasında kız öğrencilerin kayıp olduğunu söyledi. Yobe bölgesi yetkilileri, durumun 2014 yılında Boko Haram’ın Chibok bölgesinden 276 öğrenciyi kaçırmasını akıllara getirdiğini belirttiler. l DHA Gözler ‘kara kutu’daPerşembe22Şubat2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 13 Yolsuzluk suçlamalarının merkezindeki İsrail Başbakanı Netanyahu’ya yakın isimlerden Filber’in savcılık ile anlaşma yaptığı iddia edildi İsrail’de iki ayrı davada rüşvet almak, yolsuzluk yapmak ve güveni kötüye kullanmak suçlamalarının hedefindeki Başbakan Binyamin Netanyahu etrafındaki çember daralıyor. Netanyahu’nun ile ilgili dosyalar hakkında çalışmalarını tamamlayan polisin iddianame hazırlanabilecek kanıtların oluştuğu yönünde savcılığa tavsiye vermesinin ardından geçen pazar aralarında Netanyahu’ya yakın iki ismin de bulunduğu yedi kişi “lehte yayın karşılığı medya şirketine mali imtiyaz sağlamak” suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. İsrail basını bu isimlerden biri ve yaklaşık 20 yıldır Netanyahu’nun sırdaşı konumunda olan, ağzının sıNetanyahu çifti hakkında uzun kılığından dolayı “kara kutu” lakap süredir soruşturmalar sürüyor. Filber’in (solda) de aralarında olduğu yedi kişi pazar günü gözaltına alınmıştı. lı Şlomo Filber’in Başbakan aleyhinde ifade vermek karşılığında daha az bir ceza için savcılık ile anlaşma yaptığını iddia etti. Jerusalem Post, İsrail Kamu Yayın Kurumu’nun haberinde Filber’e önerilen anlaşmanın hapis içermediğinin aktarıldığını yazdı. Yeni soruşturma Netanyahu ve Bezeq medya şirketi arasındaki ilişkileri ele alıyor. Netanyahu tarafından atanan eski İletişim Bakanlığı Genel Müdürü Filber, şirketin en büyük hissedarı Şaul Eloviç’e Netanyahu ve eşi Sara hakkında gruba bağlı Walla sitesinde olumlu yönde haber yapılması karşılığında rüşvet vermekle suçlanıyor. ‘İktidarının son günleri’ Gözaltına alınan bir diğer isim, Netanyahu ailesinin eski sözcüsü Nir Hefetz ise bir yargıca Sara Netanyahu hakkındaki yolsuzluk soruşturmasını kapatması karşılığında adalet bakanlığı koltuğunu teklif etmekle suçlanıyor. Bu arada İşçi Partisi’nden Netanyahu’ya istifa ve erken seçim çağrısı geldi. Haaretz’in editoryal yazısında “Netanyahu iktidarının son günleri” ifadesi dikkat çekerken İsrail basınında “Filber’in konuşması halinde Netanyahu’nun iktidarda kalmaya çalışmaktansa hapse girmemeye çaba harcayacağı” yorumları yapıldı. Doğu Guta için çağrılar art arda... Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki muhaliflerin elinde tuttuğu, ordu kuşatması altındaki Doğu Guta’da insani kriz her geçen gün ağırlaşıyor. Muhalif kaynaklar ordunun geçen pazar gününden bu yana bölgeye gerçekleştirdiği bombardımanlarda aralarında çocukların da olduğu en az 310 sivilin yaşamını yitirdiğini duyururken uluslararası arenadan da tepkiler yükseliyor. UNICEF’ten protesto Birleşmiş Milletler (BM), “Durumun kontrolden çıktığı ve bombardımanların son bulması gerektiği” uyarısında bulundu. UNICEF ise Doğu Guta’daki çocuk ölümlerini protesto için “içi boş” basın açıklaması yayımladı. BM Suriye Koordinatörü Panos Moumtsiz, hastanelerin kasten hedef alındığı haberleri karşısında “dehşete düştüğünü” söyledi. Bu tür saldırıların savaş suçu anlamına gelebileceği uyarısında bulundu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Rusya, Türkiye ve İran’ın Doğu Guta’yı Astana görüşmeleri kapsamında “çatışmasızlık bölgesi” ilan ettiğini hatırlattı, taahhütlere bağlı kalınması gerektiğini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in sözcüsü, Rusya ve İran’a “Şam’ı durdurma” çağrısı yaparken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin ateşkes talep etti. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi ise BMGK’ya Doğu Guta’daki durumu görüşmek için toplanma çağrısı yaptı. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Doğu Guta’ya yönelik ordu bombardımanının dün de sürdüğünü, en az 38 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Polis merkezine ölümcül ‘soygun’ Güney Afrika’nın Doğu Cape eyaletinde dün bir polis merkezine düzenlenen silahlı saldırıda 6 kişinin öldüğü açıklandı. Yetkililer, soyguncu olduğu tahmin edilen saldırganların açtığı ateş sonucu 5 polis ve bir askerin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Saldırganların merkezdeki silahları çaldığı iddiası da yerel basına yansıdı. Ülkedeki birçok karakolun, özel güvenlik şirketleri tarafından korunduğu belirtiliyor. ‘iRzdeifhaahm’ ı Mısır’ın 2007’den beri İsrail işgali altındaki Gazze’nin dünyaya açılan tek kapısı olan Refah Sınır Kapısı’nı dün açmasıyla izdiham görüntüleri objektiflere yansıdı. Kahire’deki Filistin Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamaya gö re sınır kapısının dört gün süreyle açık kalacağı belirtildi. Kahire hükümeti eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin 2013’te gerçekleşen askeri darbeyle koltuğunu kaybetmesinin ardından sınır kapısını çoğunlukla kapalı tutuyor. Bu arada Gazze’deki El Bureij sığınmacı kampında geçen hafta düzenlenen protesto gösterisinde İsrail güçleri tarafından vurulan 19 yaşındaki Ahmed Ebu Hilo’nun dün hayatını kaybettiği açıklandı. Akdeniz’de enerji gerilimi büyüyor Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile Türkiye arasındaki Akdeniz’de doğalgaz sondajı gerilimi sürerken Türkiye’den denizcilik uyarısını uzatma kararı geldi. Güney Kıbrıs yönetiminin Akdeniz’deki doğalgaz havzasının 3. parselinde sondaj çalışması yapma izni verdiği İtalyan ENI şirketine ait “Saipem 12000” sondaj gemisinin bölgeye yaklaşmasının ardından Türkiye denizde askeri faaliyette bulunacağını bildiren bir uyarı (Navtex) yayımlamış, Türk savaş gemileri de sondaj gemisini bölgeye sokmamıştı. Türkiye’nin, 22 Şubat’ta bitecek Navtex’in tarihini 10 Mart’a kadar uzatmasının ardından Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis Bakanlar Kurulu’nu “acil” toplantıya çağırdı. Toplantıdan Türkiye’yi uluslararası alanda şikâyet etmek için çalışma başlatılması kararı çıktı. Brüksel’e taşıma adımı Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile telefonla görüşerek destek isteyen Anastasiadis, ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Doherty’yi de Rum Başkanlık Sarayı’na çağırdı. Anastasiadis, Türkiye’nin Navtex yayımlamasını Brüksel gündemine de taşımak için çalışma başlattı. Güney Kıbrıs yönetimi ayrıca “Türkiye’nin, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını, deniz hukuku da dahil uluslararası hukuku ihlal, bölgedeki barış ve istikrarı tehdit ettiği” id diasıyla Ankara’yı BM’ye şikayet etti. Dün bir yazılı açıklama da yapan Rum lider, enerji planlarının normal seyrinde devam edeceğini iddia etti ve Türkiye ile KKTC’ye müzakere masasına dönme çağrısında bulundu. Ankara tepkili Güney Kıbrıs’ın enerji konusundaki tavrını, DHA’ya değerlendiren Ankara’dan üst düzey bir yetkili ise “Doğalgaz Türkler ve Rumların ortak değeridir” diyerek, Güney’in tek taraflı adımına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Bizim için Afrin neyse Ege’deki, Kıbrıs’taki haklarımız da odur” açıklaması yapmıştı. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı dünkü kabine toplantısının ardından “Rumların Doğu Akdeniz’de tek taraflı adımlar attığını” belirtti. Akıncı’nın gelecek hafta BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile görüşeceği duyuruldu. ‘HAZİNE AVI...’ Alman Der Spiegel dergisinin internet sitesindeki “Akdeniz’de hazine avı: Gaz havzaları için kavga” başlıklı analizde Türkiye ile Güney Kıbrıs, İsrail ile Lübnan arasında oluşan ihtilaf için “jeostratejik bir güç oyunu” ifadesi kullanıldı. Haberde, Ankara’nın girişine izin vermediği İtalyan ENI şirketine atıf yapılarak İtalyan Dışişleri Bakanlığı’nın “soruna uluslararası hukuk çerçevesinde ve ENI dahil tarafların çıkarları gözetilerek ortak bir çözüm bulunması” talebi aktarıldı. 7 yıllık ihtilaf ABD’li bir şirket tarafından 2009 yılında ada açıklarında yaklaşık 180 milyar metreküplük gaz rezervinin bulunduğu haberlerinin ardından Güney Kıbrıs 2011 yılında “münhasır ekonomik bölge” (MEB) ilan etmişti. Güney Kıbrıs’ın bu hamlesi sonrasında KKTC ve Ankara, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) ada açıklarında petrol ve doğalgaz arama yetkisi vermişti. Fakat TPAO’ya yetki verilen bölgelerden biri de İtalyan ENI şirketinin arama yapması planlanan 3’üncü parsel. Lübnanİsrail gerilimi Güney Kıbrıs ile Türkiye ve KKTC arasındaki gerilimin bir benzeri geçtiğimiz günlerde İsrail ile Lübnan arasında da patlak vermiş, Lübnan’ın doğalgaz ve petrol sondajı için ihale açtığı 9 no’lu parsel üzerinde İsrail de hak iddia etmişti. Pence’e Pyongyang reddi Nükleer programı nedeniyle uluslararası tepkilerin merkezindeki Kuzey KoreABD arasında tansiyon düşmüyor. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile Kuzey Kore heyetinin Güney Kore’deki kış olimpiyatları sırasında yapacakları gizli buluşmanın son anda Kuzey Kore tarafından iptal edildiği duyuruldu. ABD Dışişleri bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, buluşmanın iptal edilmesine Pence’in Kuzey Kore’deki insan hakkı ihlalleriyle diğer olumsuzlukları eleştir Pence’in olimpiyat açılışında Kuzey Kore liderinin kardeşi ile bir arada göründüğü fotoğraf ‘tarihi’ olarak nitelendirilmişti. mesinin neden olduğunu söyledi. Nauert “bu fırsatın değerlendirilmemiş olmasını üzüntüyle karşıladıklarını” ifade etti. Trump tepkileri dindirme derdinde ABD’nin Florida eyaletinde geçen hafta bir okula düzenlenen ve 17 15 tipi taarruz tüfeği satışlarında yaş sınırı uygulaması mesajı da verdi. kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından bireysel silahlanmaya karşı protes Hollywood desteği tolar alevlenirken Başkan Donald Trump Saldırıdan kurtulan öğrencilerin çağrı tepkileri dindirmeye çalışıyor. Öğrencile sıyla başlatılan “Yaşamlarımız için yürü rin 24 Mart’ta Washington’da yapacakla yüş” kampanyasına bir destek rı eyleme ilişkin hazırlıkları sürerken ön de Hollywood’dan geldi. Sunu ceki gün Trump Adalet Bakanlığı’na ya cu Oprah Winfrey, oyuncu Ge rı otomatik silahları tam otomatik silahın orge Clooney ve yönetmen Ste hızına eriştiren özel aparatın satışının ya ven Spielberg yürüyüşe 500’er saklanması talimatı verdiğini söyledi. AR bin dolar bağış açıkladı. Winfrey Nefretle körleşmek “M aalesef Finlandiya’da yaşamıyoruz. Orada yaşasak şeytanın ta kendisi bile olsa adil yargılanacağı bir mahkemede cezasını çeksin, adalet hepimiz için önemli derdim” diyor sosyal medyada bir yorumcu ve ekliyor:   “Ama burası Türkiye, hem de en yenisinden! Ve ben objektif düşünemiyorum. Bu sebeple yıllarca yazarlık, gazetecilik değil tetikçilik yapmış, gazetesinde ‘Fatih Cami bombalanacaktı’, ‘Teşekkürler Zekeriya Öz’ vb. gibi manşetler atan, masum askerlerin, akademisyenlerin tutukluluğuna alkış tutan bu Altan’lardan kurtulmak iyidir! Sizi anlıyorum, ideal bir ülkede olması gerekenlerden bahsediyor, karşımızda hazzetmediğimiz bir yazar da olsa adil yargılanma olmalı, adalet ve şeffaflık esas olmalı diyorsunuz, eyvallah doğrusunuz! Ama.... biz o ideal coğrafyada yaşamıyoruz, burası Ortadoğu. Hem de artık, eskisinden fazla Ortadoğu! Bu tetikçi Altan kardeşlere, Türkan Saylan’a yaptıkları ve hedef gösterdikleri onlarca masum insan için üzülemiyorum! Siz ne kadar haklı da olsanız, adaletin önemini kabul etsem de yıllardır o kadar dolmuşuz ki, bilerek ve isteyerek bu adamlara ‘beter olun’ diyorum!” (Ekşi Sözlük) Altan’lar ve Nazlı Ilıcak’ın “ağırlaştırılmış müebbet cezasına” muhalifler arasında “bilerek ve isteyerek” böyle alkış tutanlar, “kinöfke”de yandaşları solluyor.  Alıntıya, Ilıcak ve Altan’larla yürek soğutan muhaliflere çevremde de sık rastladığım bir örnek olduğu için yer verdim.  Adalet yerine intikam Yukardaki satırların yazarı “adalet” ve “intikamın” farklı şeyler olduğunun ayırdında. “Finlandiya’da olsaydık adaleti isterdim. Ama burası Ortadoğu. Bizi intikam keser!” demiş özetle.  Niye? Çünkü “böyle gelmiş böyle gider” diye düşünüyor. Güçlünün aşırı güçlü, zayıfın aşırı zayıf ve korumasız olduğu bir düzende tarafsız yargı ile adaletin hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğini varsayıyor. “O zaman göze göz dişe diş intikamla yetineceğiz” diyor: “Madem öyle işte böyle!”  Milattan 1700 yıl önceki Hamurabi döneminde olduğu gibi tıpkı... Modern dünya oysa aradan geçen uzun yüzyıllar sonunda, kutsal kitaplarda da hep savunulagelen “kısasın” üzerine çıkmış. Laiklik, demokrasi, insan hakları mücadeleleri aşamaları sonunda, adaleti intikamdan ayıran büyük bir birikim oluşmuş. O “birikim” ilkelliğe karşı modernleşmenin de özeti aynı zamanda. “Bize uymaz, böyle kalsın!” diye birikimi reddettiğinizde, modernleşmeyi de kökten reddetmiş oluyorsunuz.  Mesele bir “Finlandiya ütopya”sı değil özetle.  “Göze göz... sadece herkesi kör etmeye yarar!” diyen Gandhi de mi “Finlandiyalı”ydı?  Neredeyse yüz yıl önce bunları söylemiş bir Hint bilgesini de rehber alamayacak mıyız?   Yel üfürsün, sel götürsün Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan... hesabı, “burada nasılsa adalet gerçekleşmez” diye mi acaba bu kadar nefret var yoksa bunca nefret olduğu için mi bu kerte intikam susamışlığı var bilmiyorum. Ama TV dizileri bile bizde “intikam” üzerine kurulu. Nefretin sınırı ise hiç yok. O mahalle ve bu mahalle tanımıyor. Her mahalleden üzerimize “senin ölümün benim yaşamımdır/mors tua vita mea” şehvetiyle, “Çukur” nefreti boşaltılıyor.  Mesut Yılmaz’ın 38 yaşındaki oğlu Yavuz Yılmaz, örneğin intihar ediyor. Arkasından “Babası da bu değirmene su taşımıştı. Kimsenin ahı kimsede kalmaz” diye yazıyorlar.  Baykal emboli ameliyatı oluyor. “Gelinen noktanın baş sorumlusuydu. Umrumuz olmaz!” diyorlar.  Kadir İnanır beyin kanaması geçiriyor. “Eski akil adam. Baktık ne aklı varmış. Ne adammış. Aman yel üfürsün sel götürsün!” diye esiyorlar.  Hastalık, düşkünlük, acz, felaket, ölüm, babaoğul ayrımı fark etmiyor.  Kılıçdaroğlu’nun askere giden oğlu için “Gitsin Afrin’de savaşsın. Alevi’den şehit olmaz. Olsa olsa niyazi olur. Bir Kılıçdaroğlu’ndan kurtuluruz!” nefreti kusuyorlar.  Kötücüllükte yarış var.   Levent Kırca, Tarık Akan...  Göz önünde kim varsa, nefret söyleminden payını alıyor.  Kutuplaşmış ve “tolerans sevmeyen” bir toplum, yukardan bir de “Acıma! Acırsan acınacak hale gelirsin” komutunu alınca; adeta topraktan nefret fışkıracak noktaya geliyor.  Birilerinin “Yeter!” demesi lazım: “Cümlemiz körleşmeden önce bir soluk alalım ve biraz yaralarımızı saralım!”  Ama oradan heyhat çok uzaktayız.  Bahreynli aktiviste 5 yıl daha hapis Bahreyn’in önde gelen insan hakları aktivistlerinden Nabeel Rajab, Suudi Arabistan’ın Yemen’de yürüttüğü operasyonları eleştiren sosyal medya paylaşımları nedeniyle 5 yıl hapis cezasına daha çarptırıldı. Bahreyn’de Körfez ülkelerindeki Sünni monarşi yönetimlerine karşı 2011 yılında patlak veren protestoların lideri olarak bilinen Rajab, geçen temmuzda hükümet hakkında yaptığı eleştirel yorumların ardından “söylenti ve yanlış bilgileri yaygınlaştırmak” suçlamasıyla aldığı iki yıl ceza nedeniyle zaten hapiste bulunuyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear