23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 1 Aralık 2018 EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY Ergenekon çöktü haber 7 BEYKOZ’DA Ormana 553 villa Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülen davada savcı, örgüt bulgusu olmadığını vurgularken cemaat komplosuna dikkat çekti HUKUKÇULAR YORUMLADI Geç gelen adalet ZEHRA ÖZDİLEK Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlanan Ergenekon davasında mütalaasını açıklayan savcının ‘Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’nün varlığının kanıtlanamadığı kararını hukukçular gazetemize değerlendirdi. Avukatlar adaletin geç geldiğini, telafisi mümkün olmayan zararların yanında bu mütalaanın buruk bir sevinç yaşattığını söylediler. Avukatların görüşleri şöyle: Utanç verici bir durum Avukat Celal Ülgen: Çok geç kalınmış bir mütaala. Kararda çok geç kaldı. Çünkü bugüne kadar FETÖ terör örgütünün silah lı yönü üzerinde ve örgütsel yönü üzerinde birçok dava açıldı. O da valar neredeyse sonuçlan dı. Buna rağmen FETÖ’nün kurduğu bu kumpas dava larının bugüne kadar sark ması Türk yargısı açısın dan utanç verici bir du rumdur. Yani bunu kabul Celal Ülgen lenmek, normalmiş gibi kabul etmek doğrusu bizi çok üzüyor. Bir taraftan FETÖ ile mücade le yapıldığı iddia edilirken öbür tarafta FE TÖ yargıçlarının, savcılarının ve polisinin kotardığı ve artık herkesin üzerinden kum pas diye bir uzlaşmaya vardığı davaların sürüncemede bırakılması ve bir kısım sa nıklar üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sal landırılması doğrusu yargıya yakışmıyor. Onun için umarız ve dileriz 27 Aralık’ta ar tık bu son olur. İnsanlarda rahat nefes ala bilecek duruma geçebilirler. Osman Yıldırım kaçtı Avukat İrem Çiçek: 10 yıl sonra gelen çok gecikmiş bir adalet. Ama 10 yıl sonra bi le olsa mütalaayı ilk günden verilmesi ge reken bir karar olarak de ğerlendiriyorum. Mütalaa da aslında ‘Ergenekon yok tur’ dedi. ‘Ergenekon Terör Örgütü’nün varlığı ispat edi lememiştir’ dedi. Sonrasın da adi suçlardan 26 sanık hakkında ceza verdi. Ceza İrem Çiçek alanlardan biri olan Osman Yıldırım’ı hâkim ve savcılar gizli tanık olarak kullanmışlardı. Toplamda 3 yıllık bir ceza ile neredeyse beraatini sağla mışlardı. Bu kişide kaçtı. Şu anda Türkiye’de değil. Bugün verilen cezanın doğru olduğunu fakat geçmişte kumpas hâkimlerinin yaptığı uygulamalardan dolayı adaletin bazı nokta larda hâlâ tecelli etmesinin mümkün olmadı ğını da bu örnekten görüyoruz. Buruk mutluluk Avukat İlkay Sezer: 2008 yılından beri takip ettiğim bir dosya bu. O zamandan bu güne kadar tük hukuksuzluklara mağruz kal dığımız haksızlıkları, müvek killerimizin özgürlüğünden mahrum edilmemesi gerek tiğini hatta bu iddalarla bir yargılama bile yapılmama sı gerektiğini yıllardır söy ledik. 10 sene sonra da ol sa ilk gün söylediğimiz yere İlkay Sezer hukuken gelmiş olmaktan en azından mutluluğumuz var. Ama bu telafisi mümkün olmayan zarar lar yanında buruk bir mutluluk. 27 Aralık’ta yapılacak duruşmada müvekkillerimizin be raatına karar verileceğine inanıyorum. Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlanan 235 sanıklı Ergenekon davasında mütalaasını açıklayan savcı, “Ergenekon örgütünün varlığı ispat edilemedi” dedi. Savcı, mütaalasında “Uzun yıllar kamuoyunu meşgul eden bu davada, sahte deliller kullanılmış, suç işlemediği kesin şekilde bilinen kişilere iftira edilmiştir. Ergenekon dava öncesi yaşanan bazı terör ve suikast olayları, cemaatin hazırladığı ve amacın tamamen devletin ele geçirilmesi olan Ergenekon komplosunun köşe taşları olmuştur” ifadelerini kullandı. Savcı, Danıştay saldırısı ve gazetemize yönelik saldırılarının sanığı Alparslan Arslan hakkında ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Çıkan olgular İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, Cumhuriyet savcısı davaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. “Ergenekon Silahlı Terör Örgütü”nün varlığının kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı belirtilen mütalaada, şu ifadelere yer verildi: “Ergenekon terör örgütünün varlığı sorunsalına ilişkin değerlendirmeyi özetlemek gerekir ise; Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararı, devamında yaşanan 15 Temmuz Darbe girişimi ve sonrasında ortaya çıkan olgular, mahkumiyet kararı veren ve davaları açan cumhuriyet savcıları hakkında HSK tarafından verilen ihraç kararında işbu dosyaya yapılan atıflar, işbu dava kapsamında ilk iddianamenin tanzim edildiği 10 Temmuz 2008 tarihinden itibaren kamuoyunda ‘Zirve Yayınevi davası’, ‘Cumhuriyet Gazetesi Davası’, ‘Danıştay Saldırısı Davası’ gibi birçok sansasyonel davanın işbu dava ile birleştirilmesi veya birleştirilmesine çalışılması, mütalaada ayrıntısını belirttiğimiz diğer delil, olgu ve olaylar birlikte değerlendirildiğinde, ‘Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün varlığının kesin ve inandırıcı deliller ile kanıtlanamadığı, bu nedenle de varlığı kanıtlanamayan örgütün liderliği, üyeliği ve örgüt adına suç işlenmesinin de söz konusu edilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu haliyle, işbu dava kapsamında kovuşturmaya konu edilen, ‘Ergenekon’ adlı bir ‘terör örgütü’nün varlığı ispat edilememiştir’ kanaati oluşmuştur.” Mütalaada, Ergenekon’un ‘komplu’ olduğu da şöyle anlatıldı: “Sahte deliller kullanılmış, suç işlemediği kesin şekilde bilinen kişilere iftira edilmiştir. Ergenekon davası öncesi yaşanan bazı terör ve suikast olayları, Cemaatin hazırladığı ve amacın tamamen devletin ele geçirilmesi olan Ergenekon komplosunun köşe taş ları olmuştur. Ergenekon davasında karşı savunmalar çok önemlidir. Cemaat, suçlananların savunmasını engellediği gibi, gerek devlet erkini gerekse de medyayı kullanarak suçlanan insanları adeta linç etmiştir. Bu insanlar savunmalarını hem yapamamışlar hem de özellikle maksatlı olarak savunmaları medyada yayımlatılmamıştır ya da çok sınırlı olarak yayımlanmıştır. İddia ve savunmanın karşılaştırılması komplonun anlaşılması açısından yeterlidir...” 4 müebbet talebi Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması eylemlerine ilişkin Alparslan Arslan, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Osman Yıldırım’ın ağırlaştırılmış müebbet hapsini isteyen savcı, Süleyman Esen ve Tekin Irşi hakkında ise çeşitli oranlarda hapis cezası istedi. Sanıklar Osman Yıldırım, İsmail Sağır, ve Erhan Timuroğlu’nun tutuklanmalarına kararı verilmesi talep edildi. Danıştay saldırısı eylemi haricinde yargılanan 227 sanıktan 26’sının çeşitli suçlardan hapisle cezalandırılması istenen mütalaada, 199 sanığın ise beraatına ve davaların düşürülmesini karar verilmesi istendi. Mahkeme, sanık ve avukatlara mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre vererek duruşmayı erteledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Ergenekon’ sürecinde yaşanan yoğun hukuksuzluklar geniş kesimlerin tepkisini çekmişti. 27 el bombasıyla başladı Ergenekon soruşturmasını, 12 Temmuz 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduda bulunduğu söylenen 27 el bombasıyla, FETÖ firarisi dönemin tartışmalı savcısı Zekeriya Öz tarafından başlatıldı. 27 Temmuz 2007 tarihinde başlayan ve daha sonra gelen gözaltı ve tutuklama dalgalarıyla pek çok kişi gözaltına alındı. Gazetemiz eski İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, Emekli Jandarma Genel Komutanı Orgenaral Şener Eruygur, emekli 1. Ordu Komutanı Orgeneral. Hurşit Tolon, eski İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, gazeteciler CHP milletvekili Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Deniz Yıldırım, eski İnönü Üniversitesi rektörü Fatih Hilmioğlu’nun da aralarında bulunduğu yüzlerce kişi gö zaltına alındı. 3 ana iddianameden oluşan Ergenekon davası ilerleyen süreçte İrticayla Mücadele Eylem Planı Davası, Şile Kazıları, İnternet Andıcı Davası, İlker Başbuğ Davası, Danıştay Saldırısı Davası, Cumhuriyet Gazetesi Molotof Davası başta olmak üzere 20 civarında dosya ile birleştirildi. 1360 kişinin ifadesi alındı, 588 kişi tutuklandı, 7 sanık ifadesini veremeden öldü. Sayfa sayısı 17 bini aşan 19 iddianame hazırlandı. l Rektörler ‘yakınlarına öncelik’ verebilir YÖK’ten yetki devri Yükseköğretim Kurulu (YÖK), asgari ve bunun iki katına kadar kadro kullanma yetkisini üniversitelere devretti. YÖK’ten yapılan açıklamada, üniversitelerin asgari kadroların iki katına kadar, bölgesel kalkınma odaklı üniversitelerde ihtisas alanları ile doğrudan ilgili birimler için üç katına kadar, araştırma üniversitelerinde dört katına kadar olan kadro aktarım yetkisi de üniversite yönetim kurulu kararıyla YÖK onayına ihtiyaç duyulmadan doğrudan üniversiteler tarafından gerçekleştirilecek. YÖK tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “YÖK, üniversitelerin sadece norm dışı kadro ihtiyaçları olması halinde bu talepleri değerlendirecek. YÖK, ayrıca üniversite lerin bu yetkiyi kullanırken ilgili anabilim dalı, ana sanat dalı, bölüm başkanları ve birim kurulları ile birlikte mevzuata ve akademik teamüllere uygun tarzda hareket etmeleri konusunda uyarıda bulundu. Söz konusu karar, 31 Aralık 2019’a kadar geçerli olacak.’’ Tercihler akrabadan YÖK’ün kararının kadro alımında rektörlüklerin elini güçlendirdiği belirtilirken, özellikle son dönemde rektörlerin kadro alımlarında ‘yakınlarını’ tercih etmesi dikkat çekiyor. Üniversite yönetimlerinin kadro yetkisini muhalif akademisyenleri devre dışı bırakmak için kullanabileceği de ileri sürüldü. l Eğitim Servisi l Mücella Yapıcı ve Can Atalay ifade verdi ‘Telefon dinlemişler’ SEYHAN AVŞAR İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Gezi Direnişi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında ifadeye çağrılan Taksim Da yanışması’ndan Mi marlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi yö neticilerinden yüksek mimar Mücella Yapıcı ve avukat Can Atalay Mücella Yapıcı dün Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifade verdi. Atalay ve Yapıcı’ya Ge zi Direnişi’ne ilişkin çok sayıda so rulurken, uzun bir süre telefonları nın dinlendiği ve fiziki takibe alın dıkları öğrenildi. Can Atalay soruşturmada gizlilik olduğunu belirterek, uzun bir süre boyunca telefonlarının dinlendiğini ve takip edildiklerini söyledi. Ata lay, “Gezi’nin toplumsal ve siyasal bakiyesi bizim yük akımızdır. Bun ları verdiğim ifadem de anlattım” dedi. Mücella Yapıcı ise 11 saat boyunca Em niyet’te ifade verdiği ni belirterek, “Hukuk suz bir şekilde tele Can Atalay fonlarımızı dinlemişler. Fiziki takibe alın mışım. Arkadaşlarımla gittiğim lo kantalar bile soruşturmada yer alıyor. Her şeyi sordular. Gezi ve Taksim Dayanışması’yla ilgili tek bir hukuksuzluk olamaz. Gezi son derece önemli bir hak arama eyle midir. Yapılan bu hukuksuz telefon tapeleri ile yürütülen bir soruştur madır” diye konuştu. l İSTANBUL PLANLAMA ALANI Önce imara açtı sonra onayladı HAZAL OCAK Beykoz Dereseki’deki ormanlık alanı imara açan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ardından “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verdi. Özel orman 553 villa inşa edecek olan ZRS Yapı aynı zamanda 3. havalimanı projesini de yürüten Kalyon Gayrimenkul yatırım iştiraki durumunda. Özel orman alanının dikkat çeken ortakları ise KİPTAŞ ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) CHP’li meclis üyesi Mehmet Berke Merter’in ailesi. Beykoz’da toplam 2 milyon 470 bin 186 metrekarelik tarla ve özel orman vasfındaki alanına Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan alınan ön izinler doğrultusunda yapılacak 553 adet villa için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na 13 Temmuz’da başvuru yapıldı. Bakanlık da villa projesini uygun bularak ÇED sürecini başlattı. Bakanlık tarafından dün İstanbul Valiliğinin kararına yer verilerek, “ÇED Yönetmeliği’nin 17. maddesi gereğince Villa (553 adet Villa) projesine Valiliğimizce ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararı verilmiştir” denildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı olan ve ÇED kararlarını veren Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri illerde en yetkili idari amir konumun daki valiliğe bağlı bulunyor. Proje tanıtım dosyasını hazırlayan ve projenin inşaatını yapacak ZRS Yapı İnşaat Ticaret AŞ’nin yönetim kurulu üyeleri arasında 3. havalimanı projesini de yürüten Kalyon İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Kalyoncu da yer alıyor. 481 milyonluk yatırım Bakanlığa sunulan proje tanıtım dosyasındaki bilgilere göre projenin yatırım bedeli 481 milyon lira. Dosyada ZRS Yapı İnşaat Ticaret A.Ş, Beykoz Dereseki köyü ve Gümüşsuyu köyü sınırları içinde 2 milyon 470 bin 186 metrekare üzerinde 286 bin 714 metrekare kapalı inşaat yapmayı planlıyor. Tahribatın boyutu Villa projesinin hemen yanıbaşında yer alan Beykoz Dereseki’deki ormanlık alanda yapılan tahribatın adım adım fotoğraflarını da 9 Eylül’de yayımlanan gazetemizin manşetinden duyurmuştuk. Görüntülerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kurduğu Nun Eğitim ve Kültür Vakfı’nın sahibi olduğu “Nun Okulları’’nın Beykoz’da 2. derece sit alanına 2015’te yapmaya başladığı kampusun yıl yıl genişlediği görülüyordu. İSTANBUL ADLİ TIP GÖNDERDİ Şule Çet raporunda yanıtsız sorular İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun Ankara’da bir plazanın 20. katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Şule Çet’in ölümüne ilişkin savcılığa gönderdiği raporda, kesin ölüm nedeni belirlenemedi. Rapor, olaya ilişkin soru işaretlerinin daha da artmasına neden oldu. Çet’in düştüğü pencerenin pervazında parmak izi bulunmamasının yanıtının yer almadığı raporda, şüpheli Çağatay Aksu’nun, “Elinden tuttum, kurtarmaya çalıştım, bu sırada parmağım kırıldı” şeklindeki ifadesini doğrulayacak şekilde Çet’in elinde Aksu’nun DNA’sı çıktığına ilişkin bilgi yer almadı. İstanbul Adli Tıp Kurumu, “Çet’in zorla fiili livataya maruz kaldığının maddi delilleri bulunmadığını” öne sürerken Çet’in düştüğü camda balıklama atlamanın mümkün olup olmadığına ise hiç girilmedi. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, Çet’in ölümüne ilişkin hazırladığı raporu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun üç profesör, bir doçent, bir uzmanın imzasının bulunduğu 21 sayfalık raporunda, “Otopsisinde ağır genel beden travması bulguları olması nedeniyle cinsel saldırıya maruz kalıp kalmadığı hususunda kesin bir değerlendirme yapılamadığı, olayın adli tahkikat ile aydınlatılması uygundur” denildi. Raporda, Adli Tıp Uzmanı Dr. N.A’nın 13 Ağustos 2018 tarihli raporu da yer aldı. Raporda, “Ölenin zorla fiili livataya maruz kaldığının maddi delilleri bulunmadığı, ölende tespit edilen Mirtazapin’in ölümü tetikleyeceği kanaatine bildirir” ifadesi kullanıldı. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear