07 Ocak 2025 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 RTE ‘Gezi Dirilişi’ni niye unutamıyor? Evet, dirilişti Gezi. Üzerinden ölü toprağını atan halkın; özgürlük, eşitlik, adalet için haykırmasıydı. Biz unutamayız, elbet RTE de unutmuyor. Gerekçelerimiz farklı. “Başka bir dünya mümkün” güzel cümle, salt cümle olmadığına tanıklık ettik, yaşadık ve gördük Gezi’de. Bizim unutmamamız bundan, başka bir dünya mümkünmüş! Ya RTE niye unutamıyor? Betona tapanlar, iyice şehri işgal etmişti. Önlerinde tek engel yoktu, alabildiğine hoyrat saldırıyorlardı dört yana. İstanbul yürek sancısı çekiyor, üzerine binen yükü taşıyamaz hale geliyordu. Bir bir anılarımız silinirken, kederle kenardan bakıyorduk olan bitene. En sonunda, bir avuç toprak kalan Taksim’e de göz dikti iktidar. Soluk almak için sığındığımız üç beş ağacı söküp, başka yere taşıyacaklardı. İşte o vakit, o ağaçların hakkını savunmak için güzel yürekli insanlar geldi Gezi Parkı’na. Mesele üç beş ağaçtı hakikaten... Üç beş ağaç olamayacak kadar ciddiydi mesele aslında... (Gezi’ye dek olan süreci tek tek anımsatmaya gerek yok, tamamını yazdım sayın.) Kitap okuyordu bu insanlar, dayanışma halinde çadırlar içinde yaşam sürüyorlardı. Para geçmiyordu parkta, güç gösterisi yapmıyordu kimse. Birbirine dinini, ırkını soran yoktu. Kimse inancından, cinsel yöneliminden ötürü sorgulanmıyordu. Turgut Uyar, Cemal Süreya şiirleri söyleniyordu yüksek sesle, şarkıların biri susuyor, diğeri başlıyordu. Kimse kimsenin astı üstü değildi. Ortada patron falan da yoktu. Dayatma asla söz konusu değildi. Parkın anayasası kendiliğinden oluşmuştu. Sokak insanları karşılıksız alıyordu çorbasını mesela, hayvanlar özgürce dolaşıyor, insan dostlarıyla kaynaşıyorlardı. Ücretsiz eğitim verilmekteydi her dileyene. Yoksulluk yoktu, elde ne varsa ortaya seriliydi parkta... Sonra? Bu masalsı yaşam yayıldı rüzgâr gibi. Ülkenin dört yanında solunmaya başlandı özgürlük, eşitlik, adalet havası. Yüzler gülmeye başladı, zincirlerinden kurtuluyordu halk. Yalana yer yoktu o günlerde. Ne hissediyor, düşünüyorsa insanlar dile geliyordu. Yaşını başını almış kimseler, kapısını araladı, sokağa çıktı. Evde pişirdiği ne varsa, o güzel çocuklarla paylaşmak için düştüler yola. Boğaziçi Köprüsü’nü yürüyerek geçtiler Asya’dan Avrupa’ya. Barış şarkıları söyleniyordu, aydınlanma bayrağı dalgalanıyordu her yanda. İtirazını tencere tava çalarak haykırıyordu milyonlar, aynı saatte. Mizah dirilmişti, zekâ ve estetik iç içe geçmişti. RTE unutamıyor o günleri Katıldığı tüm seçimleri öyle ya da böyle kazanan RTE, sadece ve sadece “Gezi Çocukları”na yenildi de ondan unutamıyor. Kindar nesil istiyordu RTE, ona biat eden, sorgusuz sualsiz her ne dediyse kabul eden gençler yarattığını sanıyordu. Gördü ki asla kimseye boyun eğmeyen milyonlar dimdik ayaktaydı, öfkesi bundan RTE’nin. Ne polisin gazına, copuna boyun eğiyordu “Gezi Çocukları”, ne iktidarın aşağılayan, saldırgan diline eyvallahları vardı! İyi yetişmiş, aydınlanmaya inanmış, kızlı erkekli, ayrısı gayrısı olmayan “Gezi Çocukları”na diş geçiremedi RTE, ondan bunca nefreti. Dayak yedi, hapse girdi, öldü, yine de boyun eğmedi “Gezi Çocukları”! RTE de biliyor; “Gezi Çocukları” başı açık ya da kapalı, bir kadına asla saldırmaz, Kabataş yalandı! Camide içki içilmedi, her dine, inanca saygılıydı “Gezi Çocukları”, iftira tutmadı! Dışarıdan destek görmedi, kimsenin çıkarına hizmet etmedi, asla yalan söylemedi “Gezi Çocukları”, gayet iyi biliyor RTE de bunları. Alınır satılır olmadıklarını, ilkelerinden vazgeçmediklerini “Gezi Çocukları”nın... En yakından tanığıdır RTE, devletin tüm olanakları elinde! RTE unutamıyor Gezi’yi, iktidar oldu, sarayı var, tek adam artık, lakin “Gezi Çocukları”na hükmedemedi. Orada esen bahar rüzgârı kaybolmadı. Bu memlekette iyilik, dürüstlük, dostluk, kardeşlik için mücadele veren “Gezi Çocukları” tarihe kazındı, silinemez. Çapulcular unutulmaz, ne yapsan unutulmuyor! yerel yönetimler Perşembe 22 Kasım 2018 TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Izmir, Türkiye içinSeferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer: ‘Gelecek yerellerden başlayacak’ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ismi geçen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye’de rejimin değiştiğini ve de mokrasiden uzaklaşma noktasına ge lindiğini belirterek “Dünya otoriter ve popülist insanlık krizi ile karşı kar şıya. Böyle bir ortamda nefes alınabi lecek tek yer yereller yani belediye ler oluyor. İnsanlar hayatını kolaylaş tıracak ve yaşam kali tesini yükseltecek her şeyi belediyeden bek liyor. O yüzden gele cek yerellerden başla ALİ AÇAR yacak” diyor. İktidarın İzmir’i almak istediğini anlatan Soyer, “İzmir batı ile Anadolu arasında hep bir köp rü olmuştur. İzmir halkı yaşam tar zına, kimliğine aykırı hikâye yazıla cağından endişe ettiği için AKP’ye oy vermiyor. Tam da bu yüzden aslında Cumhuriyetin en güçlü zırh olduğunu düşünüyor. O yüzden bu kent Atatürk çü ve Cumhuriyetçidir” diye konuşu yor. Seçim sonuçlarına bakıldığında Türkiye’nin siyasal ve kültürel olarak 3’e bölündüğünü kaydeden Tunç So yer, “Bu bölünmüşlüğe karşı ortak bir gelecek tasarrufu ortaya koymamız lazım. Demokrasi birlikte yaşamak sa bunu başaracak en kolay şehirde İzmir’dir” ifadelerini kullanıyor. Model olmak için çalıştık n Seferihisar’ın yanında Büyükşehir içinde çalışma yürütüyorsunuz. Nelere dokundunuz? İzmir’le hikâyem Expo yarışında başlıyor. Aslında 2000 yılların başında Expo Yürütme Kurulu Genel Sekreterliği’ni üstlenmiştim. İzmir’i hem dünyaya hem bize oy verecek delegelere iyi anlatmak için kentin potansiyellerini ve zenginliklerini o dönem keşfetmeye başlamıştım. O günden bu yana İzmir sevdası hiç eksilmedi. Seferihisar’da yaptığımız tarım politikası, çocuk belediyeciliği, sosyal politikalarımız ve kültürel çalışmalarımız hep bir model olsun diye gerçekleşti. O yüzden sıfırdan başlama noktasında değiliz. Altyapıyı örerek geldik. Türkiye’de rejim değişti. Bu da bizi demokrasiden uzaklaştırma noktasına taşıdı. Böyle bir ortamda nefes alınabilecek tek yer yereller yani belediyeler oluyor. Vatandaş oy verip, belediye başkanını seçerken mevzuat bilmiyor. Belediyeyi namusunu, emeğini ve ekmeğini teslim ettiği kurum ve kişi olarak görüyor. Dolayısıyla şehirde hayatını kolaylaştıracak ve yaşam kalitesini yükseltecek her şeyi belediyeden bekliyor. Bu bilinçle çalıştık. n İktidar İzmir’e büyük önem veriyor. CHP nasıl bir yol izlemeli elindeki bu kaleyi vermemek için? Biz Cumhuriyet partisi değiliz. Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Yani halkın partisi olmak zorundayız. Bunun içinde perspektifimizi daha fazla arka sıradakilere çevirmek durumundayız. Tramvay, tiyatro, opera salonları, feribot ve rekreasyon alanları gibi projeler de önemli. Ancak arka sıradaki model olacak’ Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilçenin tarımsal altyapısını model olacak şekilde dönüştürmeyi başardı. İlçenin doğal ortamı çocuklar için de yaşam alanlarını çeşitlendiriyor. or bir dönem bizi bekliyor. Ekonomik kriz derinleşiyor. Aşağı 2019 Zda bir buzdağı var. Devasa hızla çatlıyor ve muhtemelen Türkiye en az 78 yıl küçülme ve daralma yaşayacak. Bunun panzehiri de yerel yönetim ve demokrasi. Demokrasiye hâkim kılabilirsek yerelden çözüm üretmeyi başarabilirsek bu krizi atlatırız. Onun yılında içinde ortak bir gelecek inşa etmemiz lazım. Türkiye coğrafi ve kültürel olarak üçe bölündü. Seçim sonuçlarına baktığımız zaman bu Türkiye nun kültürel bölünmeyi de ifade ettiğini görürüz. Ortak bir gelecek modeli için İzmir’in Türkiye’yi değiştireceğini düşünüyorum. ler diye tabir ettiğimiz kesimlere daha çok şey üretmemiz lazım. Onların hayatını iyileştirecek ve kolaylaştıracak işler öncelik yapılmalı. İzmir’de çok büyük bir pasta var ve bu herkese yetecek düzeyde. İzmir yüzyıllar boyunca Akdeniz çanağının hep öncü kenti olmuş. Akdeniz çanağının yeni dünya düzeninde global aktör hale getirilip Marsilya, Atina ve İskenderiye Belediyeleriyle birlikte markaları ve pazarlama algısı ile İzmir öncüsü haline getirilmeli. Kısaca geçmişte dışa açık, dünya ile buluşan ve dünyaya tekrar kendini açan noktaya gelmek zorunda. Bundan sonrası ana çerçevesi tanımladıktan sonra içini dolduracak onlarca, yüzlerce proje gelecektir. Bu projeleri de meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle birlikte yürütmek gerekiyor. Demokrasi birlikte yaşamaksa bunu başaracak en kolay şehirde İzmir’dir. n Peki İzmir halkının siyasal iktidara bakışı? İzmir’in bir başka özelliği de Batılılaşma macerasında Batı ile köprünün kurulduğu kent olması. O nedenle Anadolu’nun yaşadığı birçok değişim İzmir’den başlamıştır. Buradan Anadolu’ya yayılmış ilk konsolonsluk, futbol takımı, gazete, kütüphane hepsi İzmir’den girmiştir. Batı ile Anadolu arasında hep bir köprü olmuştur. İktidarın en büyük kavgası da Batı medeniyeti ile. Ben Batı’ya ait değilim diyor. İzmir halkı ise biz hem doğu hem Batı’yız diyor. O yüzdendir direniyor. Bu yaşam tarzına, kimliğine aykırı hikâye yazılacağından endişe ettiği için oy vermiyor AKP’ye. Tam da bu yüzden aslında Cumhuriyetin en güçlü zırh olduğunu düşünüyor. O yüzden bu kent Atatürkçü ve Cumhuriyetçidir. Yerelde çözümler n İzmir ve Seferihisar ekonomik refah payından hakkını alabiliyor mu? Bunun için ne yapması gerekiyor? Dünya otoriter ve popülist insanlık krizi ile karşı karşıya. Bunu ulus devlete ve ulus bilincine sığınarak çözmeye çalışıyor. Bunu yaparken de sınırlarını korumaya çalışıyor. 69 ülke sınırlarına duvar örüyor. Bu global krizlerde enerji sorunları, iklim değişikliği ve yoksulluktan aklınıza gelen tüm sorunlara ve sıkıntılara kadar çözüm yeri yerellerdir. Ham burg kente dizel araç girişini yasakladı. Kopenhang’da araçtan çok bisiklet var. İsveç’te bazı kentler enerji sağlamak için çöp ithal ediyorlar. Bunların hiçbirinin devlet politikası ile alakası yok. Kentler kendi içinde ürettikleri çözümlerle hayatlarını kolaylaştıracak ve ekonomik kalkınmaya katkı sunacaklar. İzmir’in bilişim, tarım, teknoloji, turizm, sanat ve edebiyata kadar yapacağı çok şey var. Bunlar da kent politikaları ve ortak akıl ile şekillenecek, yepyeni modeller ortaya koyacak. Seferihisar’ın rantı büyüdü toplam değeri arttı. Herkes eşit şekilde yararlanamıyor. Belediye bütçesinde meclis kararı ile ihtiyaç sahiplerine kart veriyoruz. Bu kart sadece bizim anlaşma yaptığımız küçük esnafta geçiyor. Kasabı, manavı, kırtasiyecisini de korumuş oluyoruz. Bununla biz yerelde kalkınmayı sağlıyoruz. Artık yukarıdan aşağıya verme dönemi sona eriyor. Yerelden üretilen çözümler hayata çok daha fazla dokunuyor. O yüzden yerel gelecektir diyoruz. Devletten aldığı pay yerine kent dayanışması, ortak akıl ve demokrasi ile refah payından hakkını alması gerektiğini düşünüyoruz. Zonguldak’ta hedef ‘örnek kent’ Zonguldak Belediye Başkanlığı için CHP’den aday adayı Şenol Şanal hedeflerini anlattı 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerde Zonguldak Beledi layışından hareketle uzun yıllardır şehrimizde eksikliği hissedilen, Ale ye Başkanlığı için CHP’den aday ada vi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına ce yı olan Zonguldak Belediyesi eski Be vap verecek ‘Cemevi’ projesini 6 ay lediye Başkan Yardımcısı ve Zongul içerisinde halkımızın hizmetine su dak Belediye Meclis üyesi Şenol Şa nacağız. Meslek edindirme kursları nal, tüm kamu kuruluşları ile işbirli ile genç ve kadınlarımıza gelir kapısı ği ve koalisyon içinde çalışan, halk aralayacağız. Engelli insanlarımız için çı bir belediye yönetimini hayata ge tüm engelleri ortadan kaldıracağız. çirmeyi hedeflediğini söyledi. Şanal, Sokak hayvanları için projeler geliş “Zonguldak’ı geleceğe taşıyacak ham tirerek standartlara uygun yeni barı leleri gerçekleştirecek, şehri cazibe naklar oluşturacağız. Çevreye duyar merkezine çevirecek, imaj ve prestiji lı projeler oluşturacak, yürütülmek ni artıracak bir belediyecilik anlayışını hayata geçirmek istiyorum. Güçlü Şenol Şanal te olan projelerde ise paydaş olacağız. Hasta ve muhtaçlara evde bakım hiz ve kararlı, girişimci ve yenilikçi, ön metlerini götüreceğiz. İmar faaliyetle cü ve önder, özgüveni tam olan bir be rini hızlandırmak için daha önce ha lediye yönetimi. Bu ilkelerin tamamını bir ‘yönetim yaklaşımı’ anlayışı olarak belediyede hâkim kılacağız” dedi. Zonguldak doğumlu olan ve Hacettepe Üniversitesi Zonguldak Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği mezunu Şanal, 20142017 arasında Zonguldak Belediyesi Başkan Yardımcılığı yaptı. CHP Zonguldak Belediye meclisi ve encümen üyesi olan Şanal, Zonguldak Belediye Başkanlığı adaylığı ile ilgili hedeflerini anlatırken “Zonguldak’ta yaşayan her bireye, her aileye, her eve, her sokağa, her caddeye, her mahalleye ve her kuruluşa, ulaşacaklarını ve doğru, dürüst, adil ve hızlı bir şekilde hizmetler sunmak” diye sıraladı. Şeffaf bir belediye “Herkesin temel hizmetlerden eşit ve adaletli bir şekilde yararlanması temel ülkümüz olacaktır. Birlik ve dayanışma içinde, el ele vererek sorunları çözmek, yaşanabilir bir Zonguldak oluşturmak” diyen Şanal, kaynak yaratan, üreten, çağdaş, katılımcı, şef faf, hesap verebilen ve insan odaklı bir belediye yönetimi anlayışını hayata geçireceğini söyledi. Şanal, özetle şunları kaydetti: “Ortaya koyacağımız yönetim anlayışımız ile Zonguldak’ı geleceğe taşıyacak hamleleri gerçekleştireceğiz. Cesur ve doğru projeler ile ulusal ve uluslararası kuruluşlardan destekler ve hibeler alacağız. İhtiyaç sahiplerine sevgi ve şefkatle yaklaşacağız, yaşlılarımıza sahip çıkacağız. Etkinliklerimizle sosyal yaşamı renklendireceğiz. İnançlara saygı an zırlanan imar ıslah planlarını revizyon imar planları şekilde yeniden düzenleyerek uygulamaya geçirirken kentsel dönüşümü de özendirerek halkımızın imar sorunlarını ortadan kaldıracak kalıcı çözümler oluşturacağız. Kimseyi ayrıştırmayacağız, herkesi kucaklayarak halka hizmetin kutsal olduğu bilincinden uzaklaşmadan hizmet edeceğiz. Atatürk ilke ve İnkılapları ile Cumhuriyetimizin temel değerleri hususlarında asla taviz vermeyecek, aldatan ya da aldananlardan da olmayacağız. ” l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear