23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 4 Ekim 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 5 Türkiye’nin sinir uçları SERTAÇ EŞ Irak ve Suriye’deki gelişmeler gün geçmiyor ki Türkiye’nin sinir uçlarına dokunmasın. Tüm dikkatler bir bölgeye yoğunlaşmışken aniden başka bir yerden uyarılar gelmeye başlıyor. Önce Irak’tan başlayalım. Türkiye, PKK ile mücadele kapsamında bu ülkenin kuzeyinde belli bölgelere 1990’lardan sonra zaten asker konuşlandırmıştı. Geçen ilkbaharda başlayan harekât ile örgütün sızma güzergâhını kapatmak amacıyla birlikler ilk kez bu kadar güneye, Sidekan bölgesine kadar ilerledi. Hedef olarak da ilk önce Çoman ardından Kandil dağı olarak gösterildi. Türk birliklerinin konuşlu olduğu başka bir bölge ise Musul’un Başika kasabası. ABD’nin Irak üzerinde İran’la sürdürdüğü bilek güreşinin Türkiye’ye de yansımaları oluyor. Son seçimlerde Irak’ta İran’a mesafe koymasıyla bilinen Sadr’ın koalisyonu birinci çıktı. Ardından Basra bölgesinde sokak gösterileri başladı, temel hedef İran’dı... İç tartışmaların arasından, Türkiye sınırına muhafız konuşlandırılması, Başika’daki birliğe artık gerek olmadığı sesleri de gelmeye başladı. Türkiye’nin bir gözü Irak’ta, önümüzdeki süreçte bu ülkedeki sinir uçlarına dokunan uyarılar artabilir. Türkiye’nin Suriye’deki askeri konuşlanması ise şu an için Fırat’ın batısındaki Cerablus’tan başlayıp Cisr el Şuğur’a kadar geniş bir bölgeyi kapsıyor. Şu an için diyoruz, çünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fırat’ın doğusu için de benzer bir uygulamaya gideceklerini açıklıyor. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Ja mes Jeffrey ise İran güçleri tamamen Suriye’den çıkarılmadan bu ülkeden ayrılmayacaklarını söylüyor, ortakları ise PKK destekli YPG. İdlib’de Rusya ile uzlaşılan güvenli bölgeden radikal grupların çıktığı haberleri geliyor. Anlaşılan, 15 Ekim’den sonra yeni raunda geçilecek. Türkiye askeri olarak geniş bir alana konuşlanmış durumda. Temel yaklaşım, “ülke güvenliğinin sınır ötesinden sağlanması” şeklinde dile getiriliyor. Dünyanın ve bölgenin en güçlü aktörleri Suriye ve Irak’ta çıkarları doğrultusunda faaliyet yürütüyor. Büyük güçlerin yaptığı hataların bedelini kendilerinin değil, başkalarının ödediğini de yaşayarak görüyoruz. Aman, sınırlara da sinirlere de dikkat! l ANKARA Sınır ötesi tezkeresi Meclis’ten geçti Meclis, Suriye ve Irak’a yapılacak olan operasyonların süresini uzattı. Sınır ötesi tezkeresi, TBMM’de yapılan oylamada kabul edildi. Kararla Suriye ve Irak’a yapılacak olan operasyonların süresi uzatıldı. Gökçek ve Tuna’nın yolsuzluk kapışması Ankara Belediye Başkanı Tuna, Gökçek’e yönelik hafriyat işlerinde yolsuzluk yaptığı imasında bulundu. Başsavcılık harekete geçti Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başka nı Mustafa Tuna’nın eski başkan Melih Gökçek hakkında ortaya attığı milyonlarca liralık hafriyat yolsuzluğu iddiasıyla ilgili hare kete geçti. Anka ra Belediyesi’nin hafriyat ihaleleri ni incelemeye alan başsavcılık, yapı ALİCAN ULUDAĞ lacak incelemenin ardından soruşturma başlatıp başlat mayacağına karar verecek. Gökçek’in istifasının ardından Ankara Belediyesi’nin başına ge tirilen Mustafa Tuna, önceki gün A Haber’de katıldığı programda, dikkat çeken açıklamalarda bu lundu. Belediyenin gelirlerinin her geçen gün daha da arttığını söyleyen Tuna, “Özellikle hafri yat gelirlerini devraldıktan son ra gözle görünür bir artış söz ko nusu. Daha önce aylık 30 bin lira olan hafriyat gelirleri, inşaat se zonunun yavaşladığı bir dönem de bile aylık 15 milyon liraya ulaştı” dedi. Tuna’nın açıklama ları, sosyal medyada Gökçek’in hafriyat işlerinde yolsuzluk yap Gökçek’in oğlunun takımıydı Hafriyat işlerinin verildiği Ankaraspor’un yöneticiliğini Gökçek’in oğlu Ahmet Gökçek de yapmıştı. Takımın adı 2014 yılında Osmanlıspor olarak değiştirilmişti. Gökçek’in başkanlıktan ayrılması sonrası Osmanlıs por Süper Lig’den 1. Lig’e düştü. Ankara Belediyesi’’nin hafriyat işleri Gökçek döneminde Ankaraspor AŞ’ye verilmişti. Tuna’nın başkan olmasından sonra hafriyat işleri, Mart 2018’de 10 yıllığına belediye şirketlerinden Anket’e verildi. tığı iddialarına neden oldu. Bunun üzerine Gökçek, dün sa bah Twitter hesabından açıklama yapmak zorunda kaldı. Tuna’nın aylık 30 bin TL olan hafriyat gelirlerinin 15 milyon TL’ye ulaştığını yazarak “resmen kendisini vatandaşın gözünde hırsız ilan ettiğini” belirten Gökçek, “Tuna’nın attığı tweet’in altındaki yorumları okuyunca kan beynime sıçradı... Ancak cevap vermezsem, bu suçlamayı kabul etmiş olacağım. Verdiğim cevabın bir nefsi müdafaa olduğunu parti yönetiminin anlayışla karşılayacağı ümidiyle, konuyu detaylı olarak anlatmak isterim” dedi. ‘Takıma destek için’ Gökçek, hafriyat işinin belediye tarafından Anfa’ya ihale edildiğini, Anfa’nın da işi yıllık bir milyon 320 bin TL’den Osmanlıspor’a ihale ettiğini kaydetti. ‘Tuna yalan söylüyor’ Mustafa Tuna’nın gelir mukayeselerinin ‘külliyen yalan’ olduğunu iddia eden Gökçek, hafriyat işinin dört aydan beri büyükşehir belediyesi ve bağlı kuruluşu Anket AŞ tarafından yapılmakta olduğunu kaydetti. Hafriyat paralarının büyükşehir veznesine yattığını, hafriyat hizmetini Anket AŞ’nin verdiğini ifade eden Gökçek, Tuna’nın ayda 15 milyon hafriyat geliri açıklamasına, özetle şu yanıtları verdi: “Yani dört ayda 60 milyon gelir elde etmiş olmalıdır. Bu yılda 180 milyon demektir. Bu rakam Tuna’nın yalanıdır. Benim öğrendiğime göre Tuna zamanında, 4 aylık toplam hasılat tamı tamına 22 milyon 300 bin TL’dir Yani ortalama aylık 5,5 milyondur. Şimdi bu hesapta Tuna’nın en büyük kurnazlığı hasılatı yazarken masrafı gizlemesidir. Çünkü masraf Anket AŞ tarafından yapılmakta ve her ay büyükşehir belediyesine fatura edilmektedir. Şimdi sayın Mustafa Tuna’ya sorum. Siz 40 milyon gelirle 60 milyon masrafı nasıl karşılayacaksınız? Belediyenin 20 milyon kamu zararını kim ödeyecektir?Ayrıca yasal olmayan yoldan yaptığınız hafriyat iptali ile, Sayıştay’ca kamu zararı tespit edilirse, bunu cebinizden karşılayacak mısınız? Ayrıca bu konuda Twitter’da iftira atan kim varsa (Mansur Yavaş dahil) mahkeme de hesaplaşacağız.” İddia üzerine Cumhuriyet, konuyu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yetkililerine sordu. Başsavcılık yetkilileri, “Konu hakkında soruşturma olup olmadığı” sorusu üzerine, “Henüz bir soruşturma açmadık. Konuyu inceleyip duruma göre bakacağız” dedi. l ANKARA Tutukluluğum hiledirSDELEAMHİRATTATŞİN: 24 Haziran seçimlerinden sonra ilk kez hâkim karşısına çıkan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Ben dışarıda olsaydım iddia ediyorum yüzde 20 oy alacaktım. Ben dışarıda olsaydım Erdoğan Saray yüzü görmeyecekti, kaybedecekti. Seçimin en büyük hilesi buydu” dedi. Demirtaş’ın yargılanmasına Sincan Cezaevi Kampusü içersinde devam edildi. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı duruşmayı HDP Eş Genel Başkanları Pervin Bulvan ve Sezai Temelli ile HDP’li vekiller de izledi. Duruşmaya Edirne F Tipi Cezaevi’nde SEBGİS ile bağlanan Demirtaş, “68 Ekim olaylarını terörle mücadele kapsamına sokup beni suçlamamış olsaydınız tahliye olacaktım ve kimse seçim meydanlarında ‘Demirtaş katildir’ diyemeyecekti. Siz Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birine müdahale ettiniz, taraf oldunuz ve bu kararın altına imza attınız” dedi. Mahkemeye, “Sayın Başkan, yargı bu durumdayken tarafsız yargılama yapılamaz” diye seslenen Demirtaş, “Ben korsan bir şekilde kaçırılarak tutuklandım. Yaptığınız tamamı yasadışıdır” dedi. Diğer fezlekelere ilişkin savunması sorulan Demirtaş, fezlekelerdeki suçlamaların milletvekili olduğu dönemi kapsadığını ve dokunulmazlığının bulunduğunu söyledi. Demirtaş, anayasaya göre bu dönemdeki eylemlerine ilişkin hakkında yargılama yapılıp yapılamayacağının tespiti için fezlekelerde delil olarak gösterilen konuşmalarının bilirkişi tarafından incelenerek bu hususta rapor alınması talebinde bulundu. Bu talebi reddeden mahkeme duruşmayı bugüne erteledi. l ANKARA/Cumhuriyet Hollanda’dan ‘dostça’ uyarı T ürkiye ve Hollanda’nın ilişkileri normalleştirme ve karşılıklı olarak tekrar büyükelçileri atama kararı almasının ardından Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok, Türkiye’ye geldi. Blok, dün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, demokrasi konusunda ‘dostça uyarılarını’ sürdüreceklerini belirtti. Blok, Türkiye’nin AB süreci hakkında “Özellikle hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi konularda yerine getirilmesi gereken birçok kriter var. Bu kriterler orada duruyor ve bunların bir şekilde yerine getirilmesi gerekiyor. Sürecin ilerlemesi için bu konu larda adımlar atılmalı” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet İYİ PARTİ Zamları yapan hükümeti SÖZCÜSÜ KAVUNCU: kime şikâyet edeceğiz? İYİ Parti Başkanlık Divanı sonrasında açıklama yapan İYİ Parti Sözcüsü Buğra Kavuncu, TÜİK’in enflasyon rakamlarını anımsattı. Sadece son 3 ayda elektrik ve doğalgaza gelen zamların konutlarda yüzde 30’u, sanayide de yüzde 50’yi bulduğunu dile getiren Kavuncu, “‘Zam yapan esnafı, zabıtaya şikâyet edin’ diyen Cumhurbaşkanı’na soruyorum; Elektrik ve doğalgaza 3 ayda 3 zam yapan hükümeti kime şikâyet edelim? Bu sıkıntıda uçak alan hükü meti kime şikâyet edelim” dedi. Hükümetin ABD’li danışman lık şirketi McKinsey ile çalışmasına sert tepki gösteren Kavuncu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi yönetimine Amerikalı bir kayyım atadılar. Sayıştayımız dururken, gittiler devletin harcamalarının kontrolünü Amerikalı bir firmaya verdiler. Devlet, yurtdışında güvenilirliğini kaybettiği için, kendi kurumlarının yaptığı denetimde itibar görmeyeceğini düşünüyor olsa gerek” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet İLÇE BAŞKANLARININ İSTİFASI İSTENDİ İYİ Parti Genel Merkezi, il başkanlarının istifasını aldıktan sonra ilçe teşkilatlarından da istifa etmelerini istedi. Koray Aydın imzası ile duyurulan karara uymalarının istendiği öğrenildi. Genel Başkan Akşener’in başkanlığında yapılan toplantıda, ilçe teşkilatlarının da yeniden yapılandırılma programına dahil edilmesi doğrultusunda tavsiye kararı alındığı vurgulandı. Mriz yok ama kriz çok fena belimizi büktü Şu düğün dernek işini abartmaya başladığımızın farkında mısınız? Benim evlendiğim dönemde, böyle kına geceleri, gelin hamamları, damat bohçaları gibi adetler görgüsüzlük sayılıyordu. Biz şehirliydik ve nikahta bir tayyör üstü şapka, düğün yemeğinde de gelinlik yerine en fazla şık bir abiye elbise iş görüyordu. Neyse ki ikinci kez evlendim de düğün yaptık! Kırk gün kırk gece düğün dernek, Anadolu işidir. Asya işidir, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde başka eğlence de olmadığından günlerce sürer. Bizde, köyler, kasabalar boşalıp kente geldiğinden ve onlar kentli olmak yerine kentliler köylü kasabalı olduğundan beri her yerde kasaba adetleri geçerli oldu. İşin içine bir de zenginlik girince en Beyaz Türk sandığınız kız bile kına gecesine, halayıkların taşıdığı tepside gelebiliyor; üstelik de entelektüel düzeyi yüksek bir sanatçıyla evlenirken! Tabii bu kışkırtmayı organizasyon firmaları yapıyor. Ne kadar etkinlik o kadar para demek. Bir de giyim sanayii. Kız isteme merasimi, gelin alma töreni, düğünde iki gelinlik derken gelin hanım giyinip soyunmaktan yoruluyor! Üstelik parası çok olan değil, olmayan da harcıyor! “İşten çıkarılayım da tazminatımı alayım” diye bekleyen asgari ücretli bir delikanlıya “O parayı ne yapacaksın” diye sorduğumda “Düğün” demişti! Borçla saray yaptık Borç aldık saray diktik, uçak satın aldık, memleketteki 90 bin cami kesmedi, dünyanın her yerine de cami yapmaya başladık. Maksat şanımız yürüsün. Avrupalılar mültecilere kapısını kapadı, biz neredeyse nüfus yapımızı bozacak kadar çok Suriyeliyi, Afganlıyı baş tacı ettik. Bol keseden saçtık savurduk paraları, betona gömdük dolarları. Sonra bir de baktık ki borçları ödeyemiyoruz! Burası Katar, Kuveyt değil, arka bahçeden petrol fışkırmıyor. İki bomba patladı, epey bir süre turizm fosladı. Tarım ürünlerimiz Rusya’dan geri döndü. Tekstil, ayakkabı pazarını Çin bitirdi. Dış ülkelerdeki müteahhitlerimizin Libya’da, Irak’ta parası battı. Başka da gelir kaynağı yok. Borç alıyorsun da ödemesi var bunun. Bir taraftan da atıp tutuyorsun içeride: “Dünya bizi kıskanıyor. Biz şahaneyiz. Kriz mriz yok.” Mriz yok ama kriz büyük. Yandaşı “Reis bir tane” diyor başka bir şey demiyor ama pazarda bile domatesin 9 lira olduğunu görünce gözü açıldı. O ka dar ki vatandaş düğünde taktığı çeyrek altını, “Ben de düğün yaptım, ne düğünüme geldi, ne altın getirdi, geri versin o zaman altınımı” deyip icra yoluyla geri aldı, böylesini ilk kez duyuyoruz! Borcu borçla ödemek Bu arada 20 milyon kişiye dağıtılan sosyal yardımlar da bayağı yük olmaya başlamıştı, ufak ufak kesiyorlar. 29 Ekim’e yetişsin diye köle gibi çalıştırdıkları işçiler isyan etti, başlarındaki sendikacıları hapse tıktılar. Okullar açılalı 15 gün oldu, daha kitaplar dağıtılamadı. Kâğıt yok çünkü. Kâğıt fabrikasını da kapamışlardı. Elektriğe, doğal gaza üç ayda üç kez zam geldi, kışın kapı çerçeve yakacağız herhalde. Ekonomi işlerinden, devletin ekonomiyi nasıl yönettiğinden çok anlamayabilirsiniz, ben de çok anlamam. Ama hesap basit: para kazanmıyorsun ama kredi kartlarına abanıp olmayan paranı harcıyorsun. Önce en azını ödemeye başlıyorsun, sonra onu da ödeyemiyorsun. Kartın bloke. Hesabın bloke. Elin böğründe kalıyorsun. Borcu ödemek lazım. Borç alacaksın. Ama güvenmiyorlar artık sana. Becerememişsin çünkü. Ve senin yerine onlar yönetmeye başlıyor hal ve gidişini. Önce şu hanımın altınlarını, ziynetlerini sat diyorlar, sonra oturduğun evi, başka bir semtte kiraya çık. Oğlanı paralı okuldan al. Kıza düğün müğün yok. Sata sata, küçüle küçüle, bir de bakıyorsun ki elde avuçta bir şey kalmadığı gibi, durumun da düzelmemiş, ancak borcu hafifletmişsin. İşte bu McKinsey hikâyesi böyle bir şey. Zaten bunlar özelleştirme adı altında ne fabrika bıraktılar ortada, ne milli varlık. Şimdi kalan ne varsa onu sattıracaklar. Dolmabahçe Sarayı bile gidebilir bu gürültüde! Acı olan, bunun çare olmayacağıdır. Acı olan, bu yanlışı yandaşlarının görmeyeceği, tam tersine “Bizi bu durumdan REİS kurtarır” diye ipine daha çok sarılacağıdır. Acı olan sözüm ona muhalefetin, buna karşı yapa yapa birkaç soru önergesi daha vereceği ve tweet atacağıdır. Acı olan bu dayattıkları yeni rejimde karşı çıkma yollarının kapanmış, yargının ve medyanın büyük kısmının ele geçirilmiş olmasıdır ki bu durumda ne meseleyi anlatabiliyoruz, ne dur diyebiliyoruz! Halay çekmekten başka çare yok. Ne demiş halkına zulüm eden kral, vezirin “Efendim herkes zil takıp oynamaya başladı” uyarısı üzerine: “İşte şimdi tehlike başladı!” Kayıp gazeteci bilmecesi Washington Post muhabiri Cemal Kaşıkçı’dan İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’na girdikten sonra haber alınamadığı bildirildi İstanbul’daki Suudi Arabistan başkonsoloslu vundu. Reuters’a konuşan yetkili, Kaşıkçı’nın “medeni ğunda alıkonulduğu iddia durumu hakkında resmi ev edilen Suudi muhalif gazete rak almak için konsoloslu ci Cemal Kaşıkçı’nın akıbe ğa geldiğini ancak kısa sü tine dair muamma sürüyor. re sonra buradan çıktığını” Yakınları önceki gün konso söyledi. Reuters’e konuşan losluğa giden Kaşıkçı’dan bir daha haber alamadıkla Kaşıkçı 2 Türk yetkili de Kaşıkçı’nın halen Suudi Arabistan’ın İs rını söylerken, Reuters’a konuşan tanbul Başkonsolosluğu’nda tutul bir Suudi yetkili bu iddianın doğru duğunu savundu. Reuters’a bilgi olmadığını savundu. veren üst düzey Türk yetkililerden ABD’nin Washington Post gaze biri, “Bizdeki bilgilere göre Suudi tesi muhabiri Cemal Kaşıkçı’nın ön gazeteci Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın ceki gün İstanbul’daki Suudi Ara İstanbul’daki Konsolosluğu’nda bu bistan Başkonsolosluğu’nu ziyaret lunuyor” dedi. Diğer yetkili ise, ettikten sonra ortadan kayboldu. “Olay takipte, sadece bunu söy Edinilen bilgiye göre Cemal Kaşık leyebilirim” dedi. Kaşıkçı’nın ni cı önceki gün öğle saatlerinde ni şanlısı Hatice A., Suudi yetkilinin şanlısı Hatice A. ile birlikte bazı ev açıklamasını reddederek, gazete rak işlemleri için Suudi Arabistan cinin binadan çıkmadığını vurgu Başkonsolosluğu’na geldi. Nişanlısı ladı. Hatice A. “Eğer bu doğruysa, Hatice A. konsolosluktan çıkarken, o zaman nerede” diye sordu; ken Cemal Kaşıkcı’nın burada tutuldu disinin veya polisin gazeteciyi gör ğu iddia edildi. Nişanlısı ve bazı yet müş olacağını söyledi. kililer, dün Kaşıkcı’yı beklemek üze Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbra re konsolosluk önüne geldi. Konso him Kalın ise, “İlgili birimlerimiz ko losluk önüne gelenlerden birisi de nuyu takip ediyor. Bizdeki bilgile TürkArap Medya Derneği Başkanı re göre bu Suud vatandaşı olan ki Turan Kışlakçı oldu. Kışlakçı, Cemal şi hâlâ Suudi Arabistan’ın İstanbul Kaşıkcı’nın bir an önce buradan çı Başkonsolosloğu’nda. Tüm yönle karılmasını beklediklerini söyledi. riyle bunu değerlendireceğiz. İlgili Reuters’a konuşan bir Suudi yet birimlerimiz istişare halinde” ifade kili bu iddianın doğru olmadığını sa lerini kullandı. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear