23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 28 Ekim 2018 14 Politika da bir yere kadar... Yolda yürüyorum, kişisel bakım ürünleri satan bir mağazanın önünde upuzun bir kuyruk, meraklanıyorum, çünkü herkes çok sakin, ellerinde sepetler sıranın onlara gelmesini bekliyor. Bir iki kişiye sorup öğreniyorum, her üründe yüzde 50 indirim varmış. Ben de sıraya giriyorum ve şaşkınlığım başlıyor, herkes sepetini silme dolduruyor. Şampuanlar, diş macunları, deodorantlar, parfümler, yüz yıkamak için yabancı maden suları avuç avuç alınıyor. Satıcı kızlar yorgunluktan bitmiş durumda. Rafların büyük kısmı boşalmış. Bir histeri yaşanıyor, bana göre değil, usulca oradan ayrılıyorum. Koltuğa uzanıp genç arkadaşım diş hekimime soruyorum: “Nasılsın, işler nasıl gidiyor?” Beklemediğim bir yanıt veriyor: “İşten öyle yorgun gidiyorum ki, televizyon bile izleyemiyorum, son durum ne?” Gencecik bir adam, birden onun yerinde olmak istiyorum, çok sevdiği, aşırı yoğunlaştığı ve çok başarılı olduğu bir işi var ve ne Cemal Kaşıkçı cinayeti, ne de iç politikadaki gelişmeler onun gündeminde! Öğrencilerimden birinin göğsünde bir kitle görüldü, çok genç, kitlenin ne ifade ettiği birkaç güne öğrenilecek, ömründe ilk kez bir tehlike karşısında, ona kimsenin “partilerin kadın adayları konusunda nasıl yaklaşım sergileyeceğini” sormaya hakkı yok. Onun gündemi şimdilik dünyanın ne olup ne olmayacağına kapalı. Bindiğim taksinin şoförü radyosunu açmış İbrahim Tatlıses dinliyor ve bana istihdam konusunda ders vermeye başlıyor. “Yoksulluktan gelmiş adam, paralarını kendine saklayıp, bir güzel yiyebilirdi ama fakir fukara babası, insanların karnı doysun diye işlere girdi, oteller açtı, zincirler kurdu. Tanrı katında yeri en üstlerdedir.” Sessizce dinleyip soruyorum: “Sende çoluk çocuk var mı?” “Olmaz mı” diyor. “Büyük askerden döndü, yedi aydır iş arıyor, yok. Kederinden saçları dökülmeye başladı, kızın da çalıştığı dükkân kapandı. O da evde.” “Neden işsizler hiç düşündün mü” diye soruyorum, “Allah’ın takdiri” diyor. Artık söyleyecek sözüm yok, İbrahim Tatlıses hayranı, altmış yaşında on saat direksiyon sallayan beyamca da ülkedeki büyük çoğunluk gibi işleri Allah’a havale etmiş. Gündeminde şimdilerde hiçbir sorgulamaya yer yok. Dostlarla Beyoğlu’nda eski bir apartmanın dördüncü katındaki bir meyhaneye gidiyoruz. İki kişinin zor sığındığı bir asansör, ne yangın merdiveni var ne de merdivenler inişe uygun. Gündemdeki olayların etkisiyle, belki de ilk kez bir meyhaneye girerken, içimden “Burada bir yangın olsa ne yaparız” sorusu geçiyor. Ama içerisi sıcak, mezeler güzel, sohbet hoş, benim de gündemim ansızın değişiyor. Ve içimden “Bize bir şey olmaz!” dediğimi anımsıyorum. Çoğunluğun düşünce tarzına uymak buna denir işte. Temizlikçi Perihan geçen seçimlerde oyunu AKP’ye verdi, kocasının ısrarları fayda etmedi. Kocası HDP’ye oy verdi, o inat etti vermedi. Şimdilerde partisini değiştirmeye kararlı, “Neden” diye soruyorum. Çünkü AKP’nin ayrımcılık yaptığını düşünüyor, evlerinin bulunduğu bölgede Alevi kökenli aileler hâkim, bu nedenle Şükran’ın evinin yolu yapılmadı, bir üst mahalle silme asfaltlandı. Şükran evinin yolunun yapılmasına kilitlenmiş durumda. Gününü hayvan barınaklarında geçiren Eda’nın ise bütün çabası hayata küsen yavru bir köpeğe ev bulmak için. Yavrucuk on aylık ama eski sahiplerinden çok eziyet görmüş, Eda onu sahiplerinin elinden kurtarıp barınağa getirmiş. Eda’nın üç güne kadar bir sahip bulması gerek çünkü yavru köpek yemek yemediği için ölecek. Ben Eda’nın gündeminden yana oyumu kullanıp kendi gündemi için gazetelere göz gezdiriyorum. Okuduğum gazetelerde farklı bir şey aramak için ciddi bir tarama yapıyorum ama sanki her şey aynı ve hep içinde bulunduğumuz durumunki, bu duruma “anomi” deniliyor, yani toplumları bir arada tutan dengelerin ansızın altüst olması, değer kavramının yitmesi ve geleceğin karanlık görünmesi durumu, eleştiri çok ama hiç kimse yeni bir şey önermiyor. Öneremiyor, sadece bizde değil dünyada da böyle bu, yeni zamanlar için hiçbir öneri yok. Ve birkaç düşünürden beklenmedik çıkışlar oluyor: “Dünyaya sosyalizm gerek!” İşte bu önerinin cılız ışığını sevmeye başladım. Henüz cılız ama yeniden söyleniyor ya. Benim gündemim şimdilik bu olsa gerek. Mahalleden başladık, herkesin bir görevi var, aşırı tüketim yok, ıvır zıvır alma yok ve herkes birbirine haber salıyor: “Şu markette tuvalet kâğıtları sekiz kuruş ucuzlamış.” Sakın gülmeyin, onlarca kâğıt fabrikasını yandaşlarına arsa niyetine peşkeş çeken AKP iktidarı sayesinde, en kıymetli şey kâğıt oldu. İster gazete kâğıdı ister tuvalet kâğıdı olsun. Kâğıt altın kadar değerli bir maddedir. Nokta! 28 EKİM 2018 SAYI: 33989 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım cengiz.yildirim@cumhuriyet.com.tr l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:57 05:42 06:04 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:23 12:54 15:45 07:06 12:38 15:31 07:26 13:01 15:57 Akşam 18:13 17:59 18:24 Yatsı 19:33 19:18 19:41 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY Nusaybin’den trene binmişlerdi, Hassa’ya gidiyorlardı. Görevleri, yol boyu durumunu, kaçakçılık olaylarını, altın trafiğini incelemek ve Ankara’ya bildirmekti. Lokomotifin arkasındaki boş furgona kalın bir şilte serilmişti. İki görevli bu şilte üstünde, açık kapılardan dışarıyı seyrederek konuşuyorlardı. Katar, bir yük katarıydı. Yaşlı, yorgun ve küçük lokomotife pek çok furgon takılıydı. Tren, yıpranmış takırtılı raylar üzerinde ağır yükünü güçlükle sürüklemeye çalışıyordu. Biri Maliye, diğeri Gümrük müfettişi iki gençtiler. Üç gün, üç gece sürecekti yolculukları. Gümrük müfettişi Mehmet Ali, buralardan daha önce geçmişti. Yoldaşı maliyeci Orhan’a: “Ceylanpınar’a yaklaşırken sınıra dikkatle bak” dedi. “Suriye tarafı kupkurudur. Değil insan, bir tek dam bile göremezsin. Oysa bizim taraf yemyeşil. Uçsuz bucaksız yeşil…” Zirai kombina, tam da bu demekti. Devletin boş, kullanılmayan topraklar, Hazine arazileri üzerine kurduğu yeşil cennetler. Karar, 1923’teki İzmir İktisat Kongresi’nde alınmıştı. Türkiye’nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüydü. Atatürk, “Kılıç kullanan kol yorulur, saban kullanan kol her gün kuvvetlenir” diyordu. HHH O günlerin dar kaynaklı Türkiye’sinde 14 adet dev çiftlik kuruldu. Araştırma istasyonları, tarım sanayii ve hayvancılık sektöründe yetişen genç üretici kuşak ve kendilerini tarımın gelişmesine adayan, kombinaları, çiftlikleri organize ederek sorunlara çözüm üreten isimler: Şevket Arı, Menteş Songül… Yüzyıllar boyu işlenmemiş, boş bırakılmış toprak Altın yıllardan teneke yıllara… lar, çorak stepler, çöl karakterli arazi Cumhuriyet döneminde üretime açıldı, canlandı. Bir şair: “İşsizliğe, yalnızlığa, kızgın güneşli ve boş nefesli bozkırlığa son verilirken; insan azmi dünkü çöplükleri bir cennet gibi yeşilliğe dönüştürürken, doğa haykırıyor… Haykırıyor” diyordu. Osmanlı döneminde yöneticiler Anadolu’da çay üretilmesi için girişimde bulunmuşlardı. İlk deneme 1888 yılında Bursa’da yapıldı. Fakat ne Bursa’daki dikim ne de sonraki birkaç deneme sonuç verince, vazgeçildi. 1924’te ilk kez Rize’de, Kafkaslar’dan tohum getirilerek çay fidesi ekimine girişildi ve iyi sonuç alındı. Bu çalışmalarda bütün gücünü bu konuya adamış bir kişinin çabası vardır: Muğlalı bir aileden gelen ve yükseköğrenimini Halkalı Ziraat Yüksek Okulu’nda yapan Zihni Derin bey, 1920’lerde Milli Mücadele’ye katılmış, İktisat Vekâleti’nde tarım işleri genel müdürü olmuş, 1923 yılında Rize’de çay üretimini incelemekle görevlendirilmişti. HHH Önce 15 dönümlük bir parsele fidanlar dikildi. İyi sonuç alınınca ekim alanı büyütüldü. 1937’de Gürcistan’dan getirilen tohumlarla büyük ölçekte çay dikim ve üretimine girişildi. 1939’da dikim alanı 1550 dönüme, üretim 11 tona yükseldi. 1940’ta Çay Kanunu yürürlüğe girdi. 1942’de dikim alanı 1824 dönüme, 1946’da üretim 20 tona yükseldi. O tarihe kadar toplanan çay yaprakları atölyelerde kurutulurken, 1947’de ilk fabrika kuruldu. Osmanlı döneminde çay Uzakdoğu’dan getirilirken, Türkiye Cumhuriyeti çay ihracatçısı oldu. Bizim müfettişler yük vagonunun furgonunda, o gün Ceylanpınar Ovası’nın yeşillikleri içinden geçerken gördüler ki, bu büyük kombina kurulunca doğa coşmuş ve üretmeye başlamıştı. İkinci Dünya Savaşı sırasında sınırda bekleyen orduya yiyecek, Türk insanına moral sağlamıştı. Küreselleşme rüzgârlarının fırtına gibi estiği bugünkü dünyada yaşayan kuşakların anlamakta güçlük çekeceği şey budur işte: Sosyal devlet…* CAHİT KAYRA *Alıntı: Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü 1. Cilt, 19231950 Devletçilik Altın Yıllar/Tarihçi Kitabevi, 4. Baskı 2018 Suudilerden ilham almış olamazlar. Ama yeni havaalanının ismini, Cemal İki ilde iki işçit‘Oaıylnmodra’izşotanebl.aiZroaolmrblaaamtzatwaarwbn.yawuBhı.nmaah.e”mt@etgtamn.aciol.mcom yaşamını yitirdiHHH Kaşıkçı’nın cesedi gibi, aylardır sıkı sıkı gizlediler! Yarın mecburen açıkla “Andımız” için Danıştay’dan  tashihi karar (karar düzeltme) Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir fabrikanın ek bina çatısında kul yacaklar. bekliyoruz. lanılan çelik konstrüksiyonlar, taşeron fir Ve adı kesinlikle “Atatürk Danıştay’ın sahip ol ma işçileri tarafından vinç yardımı ile mon Havaalanı” olmayacak. duğu “hak”tan ne yazık tajlanırken çökme oldu. Çöken çatının al Zaten tüm mücadele, ki Cumhurbaşkanımız tında kalan işçilerden Murat Eratik (30) Havaalanı Haya alanı...tüm siyaset, bu adı önce günlük hayattan sonra da zihinlerden silmek. yoksun. Ama o yine de kendi yöntem ve söylemleriy olay yerinde yaşamını yitirdi, Emrah Çakır (29) ağır, Cem Kovancı (50) ve İbrahim Ünlü (41) ise hafif yaralandı. Diyarbakır’ın Çer Bunun için de 29 Ekim’den uygun bir tarih olamaz!. “Yeni bir devlet” kurulduğuna göre “Recep Tayyip Erdoğan Havaalanı” sürpriz  sayılmaz! “Ehveni şer” bir ihtimal ise “Abdülhamid Han Havaalanı”dır. Fakat Mustafa Kemal’e göre “Ehveni şer, şerlerin en kötüsüdür!” (Sivas Kongresi). Ki o isimdeki bir havaalanı, dünya turistlerinin gözünde İstanbul’umuzu Katar’a, Kuveyt’e, Bahreyn’e komşu yapacaktır. Belki bu da hayırlara vesile olur. Yönetim tarzımız bakımından onlarla artık ayrımız gayrımız kalmadı. Abdülhamid win.. win.. Tayyareler vınnn.. vınn.. HHH Belli ki, Cumhuriyet Bayramı’na yeni anlamlar katmak istiyorlar.. Teknik bir maksat da, Atatürk Havaalanı’nı ıskartaya çıkarma sürecini hızlandırmak. Müteahhitlere böyle söz verilmiş. Oysa yıkılacak bu havaalanı, Demirören’ler Hürriyet’inin haberine göre, “Dünyanın en iyi 3 havaalanından biri”! statlarda yapıyorlar: Bursa Atatürk Stadı’nı yerle bir ederek Timsah Arena’ya çevirdiler. Antalya Atatürk Stadı yıkılıp An talya Arena oldu. Afyon Atatürk Stadı yok edildi, Afyon Arena... Antakya Atatürk Stadı dümdüz edildi, Antakya Arena’ya dönüştü. Arena malum, eski Roma’da gladyatörlerin dövüş alanı demek. Sakarya Atatürk Stadı bile “Are nalaştırıldı”. Sanki Sakarya Meydan Savaşı’nın Başkomutanı Romalı Perihan’dı! Hızlarını alamadılar: Konya Kayseri Rize Atatürk statlarından da Atatürk’ü silmek için de maşa olarak “sponsorları” kullandılar. Rize Çaykur oldu, Konya Torku... HHH İlkokul çocuklarımızın “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım!” diyebilmek için mahkeme kararı beklediği bir dönemde Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyoruz. Umudumuz Devlet Bahçeli. le kendi yanlış kararlarını kendisi düzeltiyor. Mesela dün vekil yapmadığı bir eski AKP milletvekilinin öğretmen hanımını vali yaptı. Uşak’a!. Görev mahalli çok manidar. Arada, “Rabbim bizi affetsin!”.. “Milletim beni bağışlasın!”.. “Yanıldım” falan diyor.. Haşa, Tanrı ile kul, hele “Reis” arasına giremeyiz elbet. Ama Reis, her seçim kazandıkça kendini “bağışlanmış” sayıyor. Yanılmanın faturasını ödemek de millete kalıyor. A. Davutoğlu, K. Topbaş, M. Gökçek gibi kendi şahsi kadrosunu ya da yaverini yağverenlerini falan geçelim. Muazzam yanılgılarından Feto’yu, Beşar Esad’ı ve Barzani’yi ne yapacağız nereye koyacağız. O yanılıyor. Yerinde duruyor. Yamulan ülke ekonomisi ve sosyolojisi oluyor. Çünkü yanılmak, yamulmaktır. Belki henüz farkına varamadı. Ama ana muhalefet de yamuluyor. Liderleri, dokuz kez yanıldığı mik ilçesi Saray Mahallesi’nde bir kerpiç evin yıkımında çalışan inşaat işçisi Sedat Akdeniz (36) çöken duvarın altında kaldı. Evli ve 3 çocuk babası Akdeniz kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Akdeniz’in cenazesi yakınları tarafından toprağa verildi. l DHA Aynı aileden 4 kişi öldü Kocaeli’nde İzmitKandıra arasındaki yolda bir cip ile otomobil kafa kafaya çarpıştı. Kazada ilk belirlemelere göre otomobildeki aynı aileden 4 kişi hayatını kaybederken, 1’i çocuk 3 kişi de yaralandı. l İHA SAYISAL LOTO 04, 09, 22, 28, 29, 47 Ama yine de yıkımdan kurtula Hem başkentteki törenlere sahip halde bir el daha yamulmaya ha mıyor. çıkıyor, hem de “Andımız”a! zırlanıyor. 6 BİLEN: 4 milyon 334 bin 814’er TL (2 Kişi) Çünkü arazisi iştah kabartıyor. Halin icabına göre Erdoğan’ın Belki de haklı, kendisi yanıldı. 5 BİLEN: 6 bin 466’şar TL Yerine sözde park bahçe yapı önünde ceket ilikliyor. Ama partisi hâlâ yamyassı olmadı. 4 BİLEN: 79 TL 3 BİLEN: 11 TL lacakmış. Ama gerektiğinde aslan olup Önümüzdeki yerel seçim 31 Oysa tarla yapılsa, hıyar ve ka meydanlarda kükremeyi de biliyor. Mart’ta. bak ekilse daha büyük bir hizmet görür. Yalnızlık hisseden bilumum yö İcabında Bozkurtlarını sanal âleme de salıyor. Çünkü en etkili muhalefet bu Bu seçimin tarihe “İkinci 31 Mart vakası” olarak geçmesi için Reis tüm tedbirleri şimdiden almaya VEFAT neticiler gelip burada dolaşıp sos âlemde: başladı bile. yalleşirler. HHH “Türk’üm dese bir dert, doğruyum dese komik, çalışkanım dese Dün 21 ile 21 vali atadı. İl İdaresi Yasası’na göre “valiler cumhurbaş Cumhuriyet Vakfı Atatürk Havaalanı ile Atatürk Kültür Merkezi’ni yok etme amaç yalan. Büyükleri sayarım dese daha kanını temsil ediyor”. dün ikisine ayyaş demiş. Küçükleri Cumhurbaşkanı, AKP Genel Genel Saymanı ve ları ise örtüşüyor. korumak dese, yurtlarda kız erkek Başkanı olduğuna göre, bu valiler Yönetim Kurulu Üyesi Cumhuriyet’in kurucusunun adı ayırmadan tecavüz ediyorlar. Yurnı önce günlük hayattan, sonra da dumu sevmek dese satmadıkları de ister istemez, seçimlerde AKP il başkanı gibi davranacaklar. Seçim İrfan Hüseyin Yıldız’ın kuzeni zihinlerden silmek. yer kalmamış. Milletimi sevmek güvenliğini bunların emrindeki kol Bu işin antrenmanını on altı dese, şehit babasını mahkum ettir luk kuvvetleri sağlayacaktır. yıldır, her alanda ama özellikle de miş. Şehit abisini ordudan attırmış. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Sonrası siz sağ.. Reis selamet! behicak@yahoo.com.tr MAHİR DAĞ yaşamını yitirmiştir. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz. c Çalışanları ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI VEFAT Gazetemiz muhabirlerinden Leyla Kılıç’ın babaannesi kamilmasaraci@gmail.com SABİRE KILIÇ yaşamını yitirmiştir. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz. c Çalışanları C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear