23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 17 Ekim 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / BURAK YURTTAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Kanıt bulundu’ konsolos uçtu AP’nin Kaşıkçı’nın öldürülmüş olabileceğine dair kanıt bulunduğu haberiyle aynı dakikalarda Uteybi, Riyad’a gitti Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, 2 Ekim’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na girdikten sonra kaybolmasının üzerindeki sır perdesi aralanıyor. Associated Press (AP) Ajansı, üst düzey bir Türk yetkiliye dayandırdığı haberde, Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda inceleme yapan Türk yetkililerin Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında öldürülmüş olabileceğine dair bazı kanıtlar bulduğu bilgisine yer verdi. Türk yetkili bahsi geçen kanıtlar hakkında detaylı bilgi vermedi. Bu gelişmeden kısa bir süre sonra Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosu Muhammed Uteybi’nin saat 17.00’de Atatürk Havalimanı’ndan kalkan tarifeli uçakla Riyad’a döndüğü ortaya çıktı. Uteybi’nin havalimanında VIP çıkışı kullandığı öğrenildi. Uteybi’nin eşi ve 2 çocuğunun ise halen konsolosluk rezidansında olduğu bildirildi. Başkonsolos, 2 Ekim’de Cemal Kaşıkçı’nın kaybolma Uteybi, konsolosluk kapılarını Reuters’a açmıştı. sının ardından konutundan çıkmamıştı. Saat 18.00 sıralarında ise uzmanlardan oluşan polis ekipleri Uteybi’nin konutuna girerek arama yaptı. Aramalar akşam geç saate kadar devam etti. Uteybi’nin Türkiye’den ayrılması Birleşmiş Milletler’den olayın aydınlatılması için Suudi Arabistan Başkonsolosu ve konsolosluk çalışanlarının dokulunulmazlıklarının kaldırılmasını talep etmesinden saatler sonra yaşanması dikkat çekti. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bache let, dün sabah saatlerinde “Diplomatik dokunulmazlık sorumluların belirlenmesini engellemek için kullanılmamalıdır” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu: Engel yok Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Uteybi Türkiye’den ayrılmadan gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlarken “Suudi Arabistan’ın herhangi bir diplomatı ülkesine gitmek isterse gidebilir, buna yönelik bir kısıtlama yok” dedi. Dışişleri kaynakları başkonsolosun, Suudi makamlarla istişare amacıyla çağırılmış olabileceğini iddia etti. AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise soruşturmada bazı sonuçlara ulaşıldığını, soruşturmayı yürüten başsavcılığın zamanı geldiğinde gerekli açıklamaları yapacağını belirtti. Suudi Başkonsolusun Türkiye’den ayrılmasına yönelik eleştirilere ise Çelik, “Konsolosluğun dokunulmazlığı vardır. Seyahatinin engellenmesi sözkonusu olamaz” yanıtı verdi. l İstanbul / Cumhuriyet 9 SAATLİK ARAMA İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı uzman personelin yer aldığı ekip önceki akşam saat 19.15’te başkonsolosluk binasına giriş yaptı. Soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen bir başsavcıvekili ve bir cumhuriyet savcısının eşlik ettiği uzman ekip sabah 04.25’te binadan ayrıldı. Ekipler 9 saat 10 dakika boyunca bina içerisinde, binanın çatısında ve konsolosluğun bahçesinde incelemeler yaptı. Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekiplerinin yaptıkları araştırmanın en kritik noktasının , Başkonsolos Uteybi’nin konutunda yapılacak araştırma olacağı ileri sürüldü. Kaşıkçı’nın giriş yaptığı görüntülenen kapalı garaj ve geçmişte konsolosluk konutunun kullandığı su kuyusunun da titizlikle araştırılacağı ileri sürüldü. Ancak iddiaya göre, Suudi yetkililerin izin vermemesi nedeniyle konsolosluk konutunda dün yapılması planlanan incelemeler iptal edildi. Pompeo’dan CNN: Cesedi parçalandı CNN International’a konuşan Türk güvenlik kaynaklarının, “Öldürüldükten sonra Cemal Kaşıkçı’nın bedeni parçalara ayrıldı” dediği iddia edildi. teşekkür Trump’ın Suudi Arabistan’a yolladığı Dışişleri Bakanı, Kral Selman’ın şeffaf soruşturma taahhüdünden memnun olduğunu belirtti ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Cemal Kaşıkçı hakkında temaslarda bulunmak üzere geldiği Riyad’da Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’la bir araya geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ‘Heather’ Nauert görüşmede Kaşıkçı vakasıyla ilgili geniş kapsamlı, şeffaf, zamanında bir soruşturma gerektiğini Suudi yetkililerin kabul ettiğini duyurdu. Nauert, Pompeo’nun Kral Selman ile görüşmesinde ise “ABD’nin Kral Selman’a olayla ilgili kapsamlı, şeffaf bir soruşturmaya taahhüdünden dolayı teşekkür ettiğini” kaydetti. Pompeo, Kral Selman’ın ardından Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile de bir araya geldi. Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın ABD’li bakana “Biz güçlü, eski müttefikleriz. Meydan okumalara birlikte karşı koyuyoruz” dediği belirtildi.ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından görüşmeye ilişkin yapılan Kral Selman’la görüşen Pompeo, bugün Ankara’da olacak. Pompeo’nun, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşmesinde Kaşıkçı olayının yanı sıra ilişkilerde gerilime yol açan diğer konuların da gündeme gelmesi bekleniyor. açıklamada “Bakan ve Veliaht Prens, konuya açıklık getiren kapsamlı, şeffaf ve zamanında bir soruşturmanın önemi üzerinde mutabık kaldılar” değerlendirmesinde bulunuldu. ABD Başkanı Donald Trump da Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile dün akşam saatlerinde telefonda görüştü. Suudi Prens’in Kaşıkçı olayıyla ilgili bilgisi olduğu iddiasını reddettiği ifade edildi. Trump ise görüşmeye ilişkin “Prens ülkelerinde başlatılan iç soruşturmayı genişleteceklerini söyledi” açıklaması yaptı. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence de, “Eğer Kaşıkçı gerçekten öldürülmüşse bunun sorumlusunun kimler olduğunu bilmeli ve onları sorumlu tutmalıyız” ifadelerini kullandı. NYT: Öldürüldü New York Times, Kaşıkçı’nın konsoloslukta Prens Selman’ın onayıyla sorgulandığını, cinayeti de prensin arkadaşı olan bir yetkilinin işlediğini yazdı. Prens Muhammed’in sorguya ve hatta Kaşıkçı’nın zorla Suudi Arabistan’a geri getirilmesine izin vermişti. Haberde, yetkilinin başarısız operasyonun üzerini örtmeye çalıştığı belirtildi. Emekli Büyükelçi Özülker, Suudi Başkonsolos’un ülkesine dönüşünü yorumladı: Gidişi şüphe uyandırıcı nitelikte HÜSEYİN HAYATSEVER Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbe ti konusundaki soruşturma sürerken Suu di Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu Mu hammed el Uteybi’nin ülkesine dönmesiyle ilgili “Acaba ger çek anlamda delil olarak or taya bir şey konulmuşsa, is tenmeyen kişi ilan edilme den ülkesine dönmeyi mi ter cih etmiştir, biz de buna göz mü yumduk” sorusunu gün deme getirdi. Suudi Arabistan’ın İs tanbul Başkon solosu Muham med el Utey Uluç Özülker bi, dün Dışişle ri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Bugün Suudi Arabistan’ın herhangi bir diplomatı ülkesine gitmek isterse gidebilir. Bunda bir kısıtlama yok” demesinden saatler sonra İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Riyad’a düzenlenen tarifeli seferle ülkesine döndü. Başkonsolos Uteybi’nin Kaşıkçı ile ilgili soruşturma sürerken Türkiye’den ayrılmasını Cumhuriyet’e yorumlayan emekli büyükelçi Uluç Özülker, “Suudi Arabistan’ın niyeti bu ayrılıştan sonra şüphe uyandıracak noktaya gelmiştir” dedi. Suudi Başkonsolos’un, kendi inisiyatifiyle hareket etmesinin mümkün olmadığını, hükümetinin talimatı üzerine ülkesine dönme kararı aldığını belirten Özülker, “Ağır bir ithamla karşı karşıya olduğunu düşünüyorsak onu bırakmamamız gerekirdi. Dışişleri Bakanı’nın ‘gidebilir’ demesi, bu konuda bir bulgu elde etmediğimiz şeklinde de yorumlanabilir. Fakat Suudi Arabistan suçsuzsa 15 gündür süren bu oyalamaya da gerek yoktu ki Suudi Arabistan bu olayın başından beri oyalama taktiği içindedir” diye konuştu. ‘İstenmeyen kişi ilan edilmeden gitmiş olabilir’ Suudi Başkonsolos’un gidişinde şüpheli birçok nokta bulunduğunu vurgulayan Özülker, “Başkonsolosluk bünyesinde bir olay cereyan ettiyse başkonsolosun suçsuz olması mümkün değil. Eğer bir olay olmadığına dair kanaatimiz varsa o zaman bu soruşturmanın devam ettirilmesinin anlamı yok. Soruşturma herhangi bir şekilde devam ettirilmeyecekse o zaman Başkonsolos’un gitmesinin yorumlanmasına gerek yok, gidebilir. Gerçek anlamda delil olarak ortaya bir şey konulmuşsa acaba istenmeyen kişi ilan edilmeden doğrudan doğruya dönmeyi mi tercih etmiştir, biz de buna göz mu yumduk? Onu da bilemiyoruz” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA haber 7 Derinden gelen reform talepleri toplumu sarsıyor Yasak olmasına rağmen kurulan partiler parlamenter krallığı savunuyor, genç internet kullanıcıları rejimi öfkelendiriyor, eşcinsel hareket Muhammed bin Salman sesini gittikçe yükseltiyor. Bilmediğimiz Suudi Arabistan Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal etkilemesi kaçınılmazdı. Tunus ya da Mısır gibi yönetimi devire Kaşıkçı’nın ülkesinin İstanbul cek noktaya ulaşamasa bile sü Başkonsolosluğu’nda kaybol recin Suudi Arabistan’daki etki ması ile tüm dünyanın günde leri dikkat çekicidir. mine oturan Suudi Arabistan özellikle son yıllarda Muhammed bin Salman’ın (MBS) Ve MUSTAFA K. ERDEMOL Siyasi partiler ülkede fitneye yol açacakları gerekçesiyle yasak. Ancak Arap Baharı’nın baş liaht Prens olmasından sonra lamasıyla birlikte bir grup Selefi son derece çalkantılı bir döneme girdi. 9 Şubat 2011’de Umma Partisi’ni kur Yaşama geçirdiği kimi reformlarıy dular. Kurucular arasında İslami çalış la Suudi Arabistan’ı dünyaya açacağı malarıyla bilinen profesörler, işadam sanılan Genç Veliaht’ın rakiplerini sin ları, avukatlar, insan hakları aktivist dirme amaçlı operasyonları ülkede gö leri vardı. Bunlar arasında Ahmed el rülmemiş bir kaosa yol açtı. MBS, ABD Ghamdi, Suud elDughaythir, Abd el Başkanı Donald Trump’ın da desteğiy Karim elHocr, Abdül Aziz elWuhaibi le Kraliyet’in temellerini sarsacak poli ve Muhammed elMufrih öne çıkan tikalar uyguluyor. Ancak, MBS’den ön isimlerdi. Parti kuruluş çalışmaları cesi de var. Suudi Arabistan’da hem Arap Baharı sürecinden önce başlan de çok uzun zamandır değişim peşin mış olmasına rağmen kuruluşu sürece de olan, bunun için ciddi olarak örgüt rastlamış oldu. Kuruluşunun açıklan lenen kesimler bulunuyor. Yani Suu masından hemen sonra tüm kurucu di toplumu MBS’nin “reformlarını” ger ları tutuklanan partinin ömrü kısa ol çek reform yanlılarının hızlarını kes du ama Suudi toplumu için yepyeni bir mek için toplumun önüne attığı lokma deneyimdi kuşkusuz. lar olarak görüyor. Suudi Arabistan’daki değişim arzusu MBS’nin sözde re Dijital ‘Eylem Günü’ formlarıyla frenlenecek gibi değil. Ba Suudi Arabistan da tüm toplum kın dışa kapalı Suudi Arabistan’da ne lar gibi internetin sağladığı olanak ler yaşanıyor. lar nedeniyle bambaşka direniş biçim Sivil toplum hareketi leriyle tanıştı. Örneğin Ulusal Koalisyon ve Özgür Gençlik Hareketi adlı di Parçalı bir siyasi toplum olan Su jital gruplar, Facebook ve Twitter gibi udi Arabistan’da reform çabaları sa sosyal paylaşım ağlarında aniden or nıldığı gibi tüm Arap coğrafyasını et taya çıktı. 12 Şubat 2011’de Mısır’da kileyen “Arap baharı” adı verilen sü ki Hüsnü Mübarek’in istifasından son reçle başlamış değil. Ülkedeki deği raki günlerde, Suudi dijital aktivistler, şim isteği 2009’da kendisini belli et Hz. Muhammed zamanındaki Thaw ti. O yıl kendisini reformcu olarak ad rat Hunayn’a, yani inanç ve küfür ara landırılanlarla birlikte bir grup aydın si sındaki savaşa atfen sembolik bir sa vil bir toplum (almujtama almadani) vaş başlatıp bunu da Eylem Günü ola çağrısı yapmışlardı. Hem tüm dünyayı rak duyurdular. hem de özel olarak İslam coğrafyasını çok etkilemiş olan 11 Eylül saldırıların Wadani ve Yahhni dan sonra değişime uğradığı gözlemle Riyad’da, genç bir internet kullanıcı nen Suudi İslamcılığı, Suudi Sivil ve Si sı olan Muhammad el Wadani demok yasi Haklar Cemiyeti’nin (Jamiyyat el rasi, insan hakları ve iş çağrısı içeren Huquq alSiyasiyya ve elMadaniyya) bir bildiriyi Youtube’da yayınladı. Bil kısaca HASM’ın doğmasına yol açtı. dirinin ana sloganı “Halk rejimin çö HASM’a göre İslamcılık artık bir sivil küşünü istiyor” idi. El Wadani 7 Mart toplum aktivizmiydi. Buna bağlı olarak 2011’de Şii gösterileri ülkenin Do da siyasal temsil, seçilmiş hükümet, ğu bölgelerinde başlamışken, Riyad’ın hesap verebilirlik, vatandaşlara say merkezindeki El Rajhi Camii’nden bir gı gibi temel talepler dile getirdi. Nihai grup takipçisiyle barışçıl gösteri amaç hedef ise mutlak monarşiydi. Ülkede lı olarak ortaya çıktı. Ancak hemen tu 2001’den sonra irili ufaklı ortaya çı tuklanıp hapse atıldı. kan kurumlardan kendini ayıran HASM Aktivistlerin sanal ortamda çağrısı kendilerini hiçbir şekilde saklamayan nı yaptıkları ancak iptal edilen 11 Mart İslamcılar ile İslamcı olmayanların or 2011’deki “Day of Rage’de (Öfke Gü tak platformu durumundaydı. Örgütün nü) uygulanan sokağa çıkma yasağı kısa bir süre sonra rejimin dikkatini Riyad ile Cidde’ye kadar uzanıyordu. çekmesi doğaldı. Sonunda 2013’te ku Tek bir gösterici, Halid elYahhni, so rucularının çoğu tutuklanıp hapse atıl kağa çıkma yasağını delmeye cesaret dı. 20092013 arası faaliyet yürütmüş etti. BBC’ye “büyük bir hapishanede kısa ömürlü bir deneyimdi ama söy yaşadığını” söylemekten çekinmedi. lemlerinin, taleplerinin toplumda bir Onurlu bir yaşam istediğini söyleyen karşılığı olmadığı söylenemez. genç Yahhni protestosunu dört çocu ‘Bahar’dan sonra ğunun geleceği için yaptığını da belirtti. BBC muhabirine takip edileceğini, 2010 yılında Tunus’ta başlayıp hız ardından da tutuklanacağını söyleyen la İslam coğrafyasını etkisi altına alan Yahhni tahmin ettiği gibi hapse atıldı, “Arap Baharı”nın Suudi Arabistan’ı da ancak hâlâ akıbeti bilinmiyor. PATLAYACAK SAATLİ BOMBA Suudi Arabistan’da tüm baskılara rağmen kadın hakları için mücadele veren saygın kadın aktivistler var. Şu anda hepsi tutuklu olan bu kadınlar şunlar: Loujain Al Hathloul, Aziza Al Yousef, Aisha Al Mane, Madeha Al Ajroush, Dr Hessa AlSheikh, Wala’a AlShubbar. Eşcinsel hak hareketi Erkek eşcinselliğinin yaygın olduğuna inanılan ama eşcinsellerin açık kimlikle yaşamalarının zor olduğu bir ülkede ciddi bir LGBT hareketi de var. Şimdilik sanal ortamda faaliyet yürütüyorlar. Tüm çalışmalarını GayMiddleEast.com üzerinden duyuruyorlar. Bin Ladin’in baldızı Usame bin Ladin’in baldızı Carmen bin Laden’in yazdığı Krallığın İçinde adlı kitapta zengin Suudi kadınların lezbiyen ilişkilerine de yer veriliyor. Suudi Arabistan’ın eski Petrol Bakanı Zeki Yamani’nin kızı Mai Yamani de kitabında diskoların zengin Suudi kadınları için lezbiyen gettolar olduğunu belirtiyor. 2002 yılında, Suudi gazetesi Okaz’ın iki kadın muhabiri ülkedeki lezbiyenlerle ilişkin tam sayfa bir araştırma yayımladılar. Araştırmada görüşlerine başvurulan Hanan adlı bir öğretmen bir gün iki kız öğrencisini “suçüstü” yakaladığını belirtiyor. Araştırmada gazetenin, öyküsünü “en garip vaka” olarak tanımladığı L.S.N. adlı genç kızın da adı geçiyor. L.S.N, kendisini “lezbiyen” olarak tanımlıyor, bundan da asla vazgeçmeyeceğini belirtiyor. Yasak olmasına rağmen zaman zaman kurulan partileriyle, birey haklarını savunan online siteleriyle, cezaevlerinde kayıp yakınlarının hesabını soran peçeli kadınlarıyla Suudi Arabistan çok yakında patlayacak bir bomba durumunda. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear