23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 6 Ocak 2018 10 Danıştay, MEB’e teslim İlahiyat mezunlarının din öğretmeni yapılmasını dava eden eğitimciyi kıskaca alan MEB, Danıştay karar almadan davanın düştüğünü duyurdu Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), ilahiyat fakültesi mezunlarını din öğretmeni yapabilmek için gösterdiği uğraşın altından bir skandal çıktı. CHP’nin eğitimci kökenli milletvekillerinden Ceyhun İrgil, MEB’in, bu konuda yargı zaferi olarak gösterdiği Danıştay kararının peşine düşünce, ortada tam manasıyla bir karar olmadığını gördü! CHP’li İrgil, ilahiyat fakültesi mezunlarının din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğine atanabileceklerine dair düzenleyici işlemin iptaline ilişkin açılan ve 3 yıl süren dava sürecini şöyle özetledi: Danıştay durdurmuştu OPERASYONU ANLATAN 3 BELGE ‘İradesini öğrenin’ MEB’den 02.08.2007’de davacı öğretmenin görev yaptığı Gaziantep Valiliği’ne ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen bu yazıda, özetle ‘davacı zaten öğretmen olarak atandığı için şikâyetinden vazgeçmiş olabilir. İradesini öğrenip acilen bize bildirin’ deniyor. 3 ay dayanabildi Söz konusu ‘irade’ yoklamasından 3 ay sonra davacı, Danıştay 12. Dairesi’ne davadan feragat ettiğine dair dilekçe yolluyor. Danıştay 9 gün suspus MEB’in 26.12.2017’de ‘Danıştay’ın verdiğini söylediği karar’a ilişkin resmi ilan ancak 9 gün sonra, yani 4 Ocak 2018’de veriliyor. Tam da İrgil’in söz konusu karara neden ulaşamadığına dair Danıştay kaynaklarına soru sormaya başladığı günde. l 31/03/2015: Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği mezunu M.E.İ. tarafından bireysel başvuruda bulunulması üzerine, Danıştay 16. Dairesi’nde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 19/09/2014 tarihinde din kültürü ve ahlak Bilgisi öğretmenliğine yapılan atamaların ve bu işleme dayanak olan Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nun 20/02/2014 tarihli ve 9 sayılı kararının eki niteliğinde bulunan çizelgenin 16. bölümü 2. satırında yer alan “ilahiyat fakültesi” mezunlarının “din kültürü ve ahlak Bilgisi öğretmenliğine” atanabileceklerine dair düzenleyici işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava dosyası açıldı. l 12/02/2016: Dosya Danıştay 12. Dairesi’ne devredildi. l 07/06/2016: Dosya Danıştay 12. Dairesi’nde görüşmeye açıldı. l 01/02/2017: İlgili işlemin hukuka aykırılığı nedeniyle yürütmeyi durdurma kararı verildi. Davacıya resmi baskı l 02/08/2017: Davacı M.E.İ.’nin görev yaptığı valiliğe bakanlık tarafından bir yazı gönderilerek yargı süreci sırasında ataması gerçekleşen öğretmenin “yargı kararının uygulanmasını istemeyebileceği düşünüldüğünden” denilerek “iradesinin öğrenilebilmesi için” vurgusuyla talebinin alınması yani feragati istendi. l 15/08/2017: MEB’in yürütmeyi durdurma kararına itirazı üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda itiraz davası görülmeye başlandı. l 28/08/2017: Davacı M.E.İ. Bakanlık tarafından iletilen talep yazısına cevaben görev yerinde kalmak istediğini ifade etti. l 09/10/2017: MEB’in yürütmeyi durdurma kararına itirazı reddedildi. (Takiben 2722 sayılı Kasım 2017 Tebliğler Dergisi’nde yayımlandığı üzere Talim Terbiye Kurulu’nun “Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esaslarına İlişkin Çizelgede” değişikliğe gidildi; din kültürü ve ahlak Bilgisi öğretmen atamasında dava konusu olan ‘ilahiyat fakültesi’ ibaresi çıkarıldı.) l 25/11/2017: Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ bir açıklama yaptı ve “İlahiyat mezunlarının öğretmenlik hakkının elinden alınmasına izin vermeyiz. Bu konudaki değişiklik neyse bunu yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızla bu konu Başbakanımızla Milli Eğitim Bakanımızla, istişare edilmiştir. Kimin öğretmen olacağına Danıştay karar veremez. Eğer bir ülkede kimin ne olacağına mahkemeler karar vermeye kalkarsa orada hukuk devletinden bahsedemeyiz” dedi. Manidar zamanlama l 29/11/2017: Davacı M.E.İ. Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne çağrılarak orada yapılan görüşme sonrasında herhangi bir gerek çe göstermeden bir anda ifadesinde bulunduğu dilekçeyi Danıştay 12. Dairesi’ne gönderilmek üzere Gaziantep Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığı’na verdi. l 30/11/2017: Son aşamada dosya karar için hâkim önüne geldi. l 26/12/2017: MEB’in resmi internet sayfasında yapılan basın açıklamasında “Davanın esastan görülmesi sırasında 30/11/2017 tarihli kararıyla dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir... Böylece ilahiyat fakültesi mezunlarının din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak atanmasının önünde bir engel kalmamıştır” denildi. l 04/01/2018: Günlerce bu dosyaya ilişkin karar ilanının yer almadığı Danıştay resmi internet sitesinde, İrgil konunun peşine düşmesinin ardından ve MEB’in açıklamasından 1 hafta sonra, dava dosyasına ilişkin karar sonucu açıklandı ve “Feragat nedeniyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı” denildi. ‘MEB, varmış gibi açıkladı’ TBMM Eğitim Komisyonu üyesi CHP Bursa Millet vekili Dr. Ceyhun İrgil, MEB’in açıklamasının ardından yaptığı araştırmaya dair şunları söyledi: “Danıştay’dan resmi ka rar açıklanmamış ken, Bakanlığın açık lama yaptığı 26 Ara lık 2017’de dosya hak kında Danıştay üyele rinin tamamının im za atmadığını bili yoruz. 4 Ocak Danıştay’dan aldığımız Ceyhun İrgil bilgiye göre halihazırda bir üyenin imzası nın eksik olduğu ve kararın henüz tebliğ edilmediğini de öğrendik. Tebliğ edilmemiş bir karar resmiyet de kazanmamıştır. Bu da demek oluyor ki; MEB henüz yargı kararı yokken, varmış gibi açıklama yaptı. Üstelik ‘30/11/2017 tarihli kararda, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir’ ifadesini kullanan MEB, verilecek kararda ne yazacağını da söyledi. Kısacası olan şudur: Yargıdan bir karar çıktı, ilahiyat fakültesi mezunlarının önü kapandı, AKP ‘merak etmeyin biz bunu hallederiz’ dedi, MEB harekete geçti, yargıyı yandan dolandı ve feragat dilekçesini aldı. Amaç belli; yürütmeyi durdurma kararı verilen davayı çöpe attırmak.” ‘Tamamlanmamış bir karar’ İrgil’in ‘olmayan’ dediği, MEB’in günler önceden ‘bildirdiği’ Danıştay kararı için, hukukçu Turgut Kazan da benzer görüş bildiriyor. “Tüm üyelerin imzasından geçmemiş bir karar, henüz tamamlanmamış bir karardır. Ve zaten tam da bu yüzden, henüz tamamlanmadığı için, tebliğ edilemez, açıklanamaz” diyen İstanbul Barosu eski başkanlarından Kazan, yargı sürecinin şikâyetin geri çekilmesiyle sonlanamayacağı konusunda da İrgil ile hemfikir. İrgil, “Yaklaşık 8 bin din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği mezunu varken mevcut düzenleyici işleme dair iptal davası artık bir kişinin değil kamunun yani 8 bin kişinin olmuş tur” derken; Kazan da şu önemli notu düşüyor: “Ayrıca idari yargıdaki bir dava, artık kamu davasına dönmüşse, toplumun belli bir kesimini ilgilendirir boyuta ulaşmışsa, şikâyetçinin davadan vazgeçmesiyle yargılama süreci bitmez, bitmemelidir.” Turgut Kazan Ve böyle buyurdu müftü! 46 yaş arası çocuklara Kuran eğitimi verilmesi için kolları sıvayan Malatya Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü, skandal bir protokol imzaladı SELAHATTİN GÖKATALAY Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Malatya Müftülüğü arasında, okulöncesinde kayıtlı 46 yaş grubu çocuklara “Kuran Kursu Eğitim Programı” adıyla dini eğitim verilmesi için protokol imzaladı. Basın toplantısı düzenleyen EğitimSen Malatya Şube Başkanı Tarık Kaya, geçtiğimiz aylarda Bolu’da yaşanan girişimin benzerinin Malatya’da yaşandığını belirterek, “Malatya’da okullara gönderilen yazıyla 9 Ocak 2018 tarihine kadar kurslara katılacak öğrencilerin listelerini göndermeleri talep edilmiştir. Türkiye’de yasal olarak zorunlu din dersi 4. sınıfta başlıyor olsa da, il milli eğitim müdürlüklerinin müftülüklerle protokol imzalayarak bu derslerin seviyesini 4 yaşına kadar indirmesi, eğitim bilimi ve çocukların zihinsel gelişimi açısından son derece sakıncalıdır. Protokolle, anaokullarında eğitim gören 45 yaş grubu çocuklara haftada 6 saat ‘dini eğitim’ verileceği belirtilmektedir. Din eğitimi faaliyetlerinde kullanılacak materyal ve etkinliklerin hazırlanması ve öğretim programlarının uygulanması Anayasa’nın laiklik ilkesine ve Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırılık içeren protokol, yargıya taşınacak. ve denetiminin müftülüğe bırakılması dikkat çekicidir” dedi. Tek tip toplum istiyorlar 46 yaş grubundaki çocuklara zihinsel gelişimleri açısından en hassas olduğu dönemde dini eğitim verilmek istenmesinin Türkiye’de devlet eliyle dinselleştirme politikalarının geldiği noktayı gösterdiğini vurgulayan Kaya, bu durumun çocukların zihinsel, fiziksel ve peda gojik gelişimleri açısından tehlikeli sonuçlar ortaya çıkaracağını, somut ve soyut düşünce evrelerini tamamlamamış çocuklarda ciddi davranış bozuklukları ve psikolojik sorunlara neden olabileceğini ifade etti. Kaya, “Her türden dini inancı istismar ederek çocuklarımızı ve toplumu ‘tek din, tek mezhep’ anlayışı üzerinden ‘tek tip’ hale getirmeye çalışma girişimleri kabul edilemez. Devlet, eğitimi ve toplumsal yaşa mı örgütlerken bunu dini kurallara, söylemlere ya da referanslara göre yapmamalı, özellikle eğitim sistemini dini kurallara göre değil, bilimsel gerçekleri referans alarak ve çocukların üstün yararını gözeterek düzenlemelidir. Bu nedenle fiilen ‘sıbyan mektebi’ işlevi gören protokol derhal iptal edilmelidir” dedi. Kaya, protokolün iptali için yargıya başvuracaklarını da belirtti. l MALATYA haber EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Diyanet’ten hutbeli düzeltme Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, cuma namazında çocuklara cinsel istismar konulu hutbe okudu Diyanet’in küçük yaşta çocukların evlenebileceklerine ilişkin skandal yorumunun ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dünkü cuma namazında çocuk yaşta evlilik ve çocuklara cinsel istismar hakkındaki hutbeyi bizzat okudu. Erbaş, “Zaman zaman doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt edebilme yetisine sahip olmayan çocuk yaştaki kızlarımız evlendirilebilmektedir. Hatta cehalet ve sorumsuzluktan kaynaklanan bu yanlış algı ve uygulamalar kimilerince dine dayandırılmaya çalışılmaktadır. İnsanın onuruna uygun bir şekilde hayatını sürdürme hakkını gasp etmek ve özellikle çocukları türlü istismarlara maruz bırakmak dinimizde haram, yasaktır” dedi. ‘Asla kabul edilemez’ Diyanet’in 9 yaşındaki kızlarında gebe kalabileceklerine, erkeklerin de 12 yaşında baba olabileceklerine ilişkin değerlendirmesine ilişkin tartışmaların büyümesinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nde katıldığı cuma namazında bizzat okuduğu hutbe ile düzeltme yaptı. Erbaş, ülke geneline dağıtılan ve bütün camilerde okunması talimatı verilen hutbesinde, küçük yaşta evliliklere ilişkin “Yuva kurmanın eş, anne olmanın anlamını idrak etme rüştüne erişmemiş bir kızın evlendirilmeye çalışılması asla kabul edilemez bir durumdur” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet İmam hatip kontenjanının yüzde 69’u boş TBMM Eğitim Komisyonu üyesi CHP’li Ceyhun İrgil’in soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2017 TEOG kapsamında okul türlerine göre yerleştirilen öğrenci sayılarını açıkladı. MEB’in yanıtta verdiği rakamlara göre Fen Lisesi kontenjanında hiç boş yer kalmazken, Anadolu Lisesi kontenjanının yüzde 1,7, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kontenjanının yüzde 45, Anadolu İmam Hatip Lisesi kontenjanının ise yüzde 69’u boş kaldı. MEB, Fen Lisesi’ne 33 bin 810 (kontenjanı 33 bin 810), Anadolu Lisesi’ne 341 bin 771 (kontenjanı 347 bin 500), Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne 367 bin 259 (kontenjanı 666 bin 259), Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne ise 60 bin 908 (kontenjanı 194 bin 674) öğrencinin yerleştiğini açıkladı. MEB’in yanıtında TEOG’da toplamda 1 milyon 125 bin 60 öğrencinin 84 bin 326’sının açıköğretim kurumlarına yerleştiği ifade edilirken, diğer programlara yerleşen öğrenci sayıları ise şöyle sıralandı: 4 Çok Programlı Anadolu Lisesi: 39.981 4 Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi: 1.505 4 İmam Hatip Lisesi: 98.629 4 Mesleki Eğitim Merkezi: 17.525 4 Sosyal Bilimler Lisesi: 9.083 4 Endüstri Meslek Lisesi: 102 4 Yabancı uyruklular için Anadolu İmam Hatip Lisesi: 854 4 Çok Programlı Lise: 37 4 Özel Okullara yapılan kayıt: 69.270 l Haber Merkezi Dayakçı öğretmen yine serbest kaldı Burdur’un Bucak ilçesinde, İsmail Şerife Sarı Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nde koruma altında bulunan engelli öğrenci 11 yaşındaki T.K’ye şiddet uyguladığı görüntüler ortaya çıkan öğretmen İ.B’nin gözaltına alınmasına Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. İtirazı değerlendiren Burdur Sulh Ceza Hâkimliği, öğretmen hakkında yurtdışına çıkış yasağı koyarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear