26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 27 Ağustos 2017 EDİTÖR: Serkan Ozan TASARIM: EMİNE BİLGET haber 5 Nuriye ve Semih için adalet çağrısı Adalet Kurultayı’nda, KHK ile ihraç edilmelerini 170 gündür açlık grevi ile protesto eden, tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için basın açıklaması ile çağrı yapıldı. Eylemde konuşan CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, OHAL İnceleme Komisyonu’na seslenerek, Gülmen ve Özakça’nın dosyalarının bir an önce ele alınması talep etti. Nuriye ve Semih’e eylemlerinin başından beri destek veren Veli Saçılık da “Hükümet bizi ölüme terk etmeye çalışıyor” dedi. Ankara Üniversitesi’nden ihraç edildikten sonra sınava girerek başka bir bölümü kazanan ancak kaydı yapılmayan Dr. Cenk Yiğiter de “Bize şunu söylüyorlar, siz artık kamu hizmetlerinden yararlanamazsınız. Bu, Nazi hukukudur. Bu, bir insan kategorisini yurttaşlıktan, insan olmaktan çıkarmaktır. Bu, sivil ölümdür” diye konuştu. Tezcan’dan Adil Öksüz yanıtı Sözcü Gazetesi’nin Adil Öksüz’ün 15 Temmuz’dan sonra da yurtiçinde uçakla seyahat ettiğine dair haberinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Haberde seyahat ettiği belirtilen Adil Öksüz’ün FETÖ’ nün mahrem imamı Adil Öksüz olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası farklı olan başka bir vatandaş olduğu” açıklamasını yaptı. CHP Genel Başkanyardımcısı Bülent Tezcan, savcılığın açıklamasına şu yanıtı verdi: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın belgelerinde yazanları söyledik. Bu kadar kaydın tamamı, bir tane Adil Öksüz, alttaki üç tanesi başka Adil Öksüz’ün. Başka bir kimlik numarası uydurmuşlar. Bunu ben söylemedim ki, sen bu yazıda diyorsun. Belli ki Adil Öksüz’ü koruyan el, hala korumaya devam etmek niyetinde.” Kurultayda bugün Adalet Kurultayı’nın ikinci günü, 10.30’da, ‘Seçimde Adalet’ paneli ile başlayacak. Öğleden sonra “İnançta Adalet” başlıklı panel düzenlenecek. Panele yazarımız Tayfun Atay da konuşmacı olarak katılacak. İkinci gün sözkonusu paneller devam ederken “Eğitimde İnanç”, “İhale, Teşvik ve İzinlerinde Adalet”, “Bitkisel Üretimde Adalet”, “Ekonomide Adalet ve Kadın”, “Kampanya Adaleti”, “Seçim Güvenliği Mühürsüz Seçim”, “Siyasi Parti ve Seçim Sistemleri”, “Hayvansal Üretimde Adalet”, “Toplumsal Adalet ve Kadın”, “Örgütlü Toplumda Adalet” başlıklarında çalıştaylar düzenlenecek. Unutulmayacak isimler Hafıza Sokağı’nda Adalet Kurultayı’nda eski ve yeni acılar bir araya getiril lar katliamları gibi birçok acı, çok sa “15 Temmuz Şehit ve Gazileri” bölüyıda katliam hatırlatıldı. Yaşı büyü münde 15 Temmuz’un “TSK içine sız di. Tahir Elçi’den, Metin Gökte tülerek idam edilen Erdal Eren ile mış FETÖ’cüler tarafından yapıldı pe, Musa Anter, Turan Dursun ve 12 Eylül döneminde idam edilen ül ğı” belirtilerek şöyle denildi: “Hükü Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Ne kücü hareketin isimlerinden Mus met tarafından öngörülen ama ön cip Hablemitoğlu, Ahmet Taner Kış tafa Pehlivanoğlu da hafıza soka lenmeyen ve sonuçlarından yararla lalı, Yasin Börü’ye kadar birçok is ğında yer alırken, açlık grevinde 170 nılan bu girişimin, kontrollü bir dar min hikâyeleri ve fotoğrafları Hafı günü geçen Nuriye Gülmen ve Se be olduğu şüphesini güçlendiren za Sokağı’nda yer aldı. 12 Eylül aske mih Özakça için de adalet isten yeni kanıtlar bir bir ortaya çıkıyor. 15 ri darbesi, 10 Ekim Ankara Garı, Ulu di. 15 Temmuz darbe girişimi gece Temmuz şehit ve gazilerimiz için ve dere, Suruç, Zirve Yayınevi, Bingöl, si öldürülen Ömer Halisdemir ve tüm gerçeklerin ortaya çıkarılması Bahçelievler, Çorum, Sivas, Başbağ racoHnuokulmkatazp‘aMAn‘YaedAhalalkdşeleaearmimtle’yedtva’daepeıldı Erol Olçok fotoğraflarının yer aldığı için adalet istiyoruz.” Kurultayda düzenlenen panellerde adalet çağrısı yapıldı TURGUT KAZAN: Adalet kavramı insanlığın en çok tartıştığı kavram. “Adalet yolda aranmaz” demek yanlış bir yaklaşımdır. Adalet artık bugün için bir taleptir. Bizlerin özlemini duyduğumuz adaleti sonuçlandırana kadar mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Cuhhurbaşkanı bir tartışma başlattı, “Benim adıma kimse racon kesemez” dedi. Racon kesilecek bir ülke, kesinlikle hukuk devleti değildir, orada yargı yok demektir. Bağımsız bir yargınız yoksa, korkusuz yaşama hakkınız da yoktur. İBRAHİM KABOĞLU: Biz “Yargı bağımsız değil” diyoruz, hükümet “Bağımsız” diyor. Yüzbinlerce kişinin yargı yolunu kapattınız, bağımsızsa kapatmayın, yargılansın suç ise hesabını versin. OHAL İncemele Komisyonu’na gidebilirsin, kaç yıl sonra neye göre kara verecek? Sizin suçlu ilan ettiğiniz kişinin o komisyon önünde suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışması haysiyet kırıcı değil mi? Bir tür toplu katliam mekanizması değil mi? OHAL İnceleme Komisyonu bir tür gaz odası değil mi? Bu komisyon; hukuku mu yoksa hükümetin, tek kişinin sözlerinin kural olduğu bir ülkede o kişinin niyetini mi okumaya çalışacak. CELAL ÜLGEN: Bir temel görev düşüyor bize; biz de korkacak mıyız yoksa hukukun bağımsızlığı için direnecek miyiz? Yargıçların korkusu ve kuşkusu var. Onlar da FETÖ ile suçlanacaklarından korkuyor. Yargıçlara sesleniyorum; gelin bu ülkenin yargıçları, bağımsızlığınızı ilan edin, yargıç olduğunuzu unutmayın. Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyon gazeteciliği yargılamaktı. Döneminde FETÖ’ye karşı çıkan Söz Adalet Kurultayı’nda çok sayıda panel ve çalıştay düzenlendi. cü gazetesine ve çalışanlarına kumpas devam ediyor. Yapmayın Allah aşkına FETÖ’yü en çok tanıyan sizdiniz, aynı yağmurda ıslandınız. Siz FETÖ’yü kendi içinizde arayın. FETÖ’cüler ikinci kuşak yeni yapılanmayı sürdürüyor, AKP etekleri altında. Bunu görmeyecek kadar kör bir iktidar karşımızda duruyor. RIZA TÜRMEN: İlk kez CHP ile sivil toplum kuruluşları ortak bir talepte birleşti. Bu Türkiye’de yeni bir siyaset yapma tazıdır, yeni bir siyaset alanı açıldı. İlk örneğini yürüyüşte gördük. İkincisi de kurultayda. AKP’nin tahakkümcü yapısı ancak güçlerin birleştirildiği bir halk hareketiyle yenilebilir. Bunun yalnızca bir itiraz olarak kalmaması lazım, bundan yeni bir Türkiye projesinin çıkması gerek. Bunun için fikir ve enerjimizi birleştirmeliyiz. LEVENT GÜLTEKİN: Hukuksuzluk adaletsizlik bitmiyor. Neden? Çünkü Türkiye insan olmayı ıskalamış bir topluluğun ülkesi. İnsan olamadığımız adil olamadığımız için, canımız yandığında adaleti hatırladığımız için iktidar olduğumuzda unutuyoruz. Adil olmak çok zordur, insan olmakla eşdeğerdir. SENCER İMER: Barışın şartı adalet, adaletin şartı da barıştır. Barışa da büyüme ve gelişme için ihtiyacımız var. Yapılan anayasa despotiktir. Yüzde 51 ile anayasa yaparsanız, demokratik despotizmdir. Geriye kalanları hiçe saymaktır. O zaman barış ve adalet olmaz. NASUH MAHRUKİ: Türkiye uzun zamandır adaletle ilgili sorun yaşıyor. Atatürk adaletin kaynağının ulusal egemenlik olduğunu söyler. Adil olmak cesaret ister. Adalet de sağlık gibi kaybedilince değerini anladığımız bir şey. Toplumun yüzde 50’si farkındadır, diğer kısmı da farkındadır ama çıkarlarına ters düştüğü için görmezden gelmektedir. Adaleti bayrak gibi yüceltmeyen devlet mafya devleti olur, AKP Türkiye’yi bir mafya devletine çevirmiştir. ürkiye Cumhuriyeti’nin ilk Tharcının karıldığı topraklarda; ‘TOKİ, CHP’ye ev yapsın’Çanakkale Kocadere kamp alanının girişinde koskocaman bir pankart karşıyor adalet arayışındaki binlerce let olmaz”dı. den konuşmalara sahne kişiyi: “Birisi benim haklarımı bana CHP lideri ülkedeki hu oldu. Masada eski CHP lütuf olarak hatırlatıyorsa ben de ona kuksuzluğa dem vurdu. milletvekili Hüseyin diktatörlüğünü hatırlatıyorum. Ke Nuriye ve Semih üzerinden Aygün, CHP İstanbul İl mal Kılıçdaroğlu” KHK’leri eleştirdi. Kemal Başkanı Celal Canpo Evet dün hak, hukuk, özgürlük Bey’in konuşmasının ar lat, Ataşehir Belediye diyenler CHP’nin düzenlediği Adalet dından, çalıştaylar faslı Başkanı Battal İlgezdi Kurultayı’nda bir araya geldi. Adalet başladı. 102 sene önce bu gibi önemli karakterler yürüyüşü ile ayağa kalkanlar bu kez dertlerini anlatma adına buluşuyordu. Her ne kadar CHP’nin etkinliği günlerde kurşun atan, bombaya göğsünü siper ederek vatanını savunan Türkiye halkı, bu kez de ağustos AKırzifılyalın vardı. Bir de cezaevi ve tutuklu hakları savunucusu Mustafa Eren. Deneyimli STK yöneti gibi dursa da, her görüşten insan sıcağının ortasında hak, hu cisinin, “Türkiye’de mü vardı. İstanbul’dan, Ankara’dan, kuk savaşı veriyordu. Milletvekilleri hebbet hapis alan, artık cenazesinin İzmir’den, Hatay’dan, Trabzon’dan nin moderatörlük yaptığı çadırlarda cezaevinden çıkacağını biliyor” dedi. ve Diyarbakır’dan sadece der cezaevi koşulları, sanat damarlarının Hüseyin Aygün, OHAL ve KHK son dini anlatma adına koşmuşlardı kuruyuşu, katledilen doğa başta rası Türkiye’deki tutukevi sisteminin Kocatepe’ye... olmak üzere birçok konu masaya 300 yıl geriye gittiğini belirtti. Mil Kemal Kılıçdaroğlu’nun açılış yatırıldı. letvekili Gamze Akkuş İlgezdi, tek konuşmasında en önemli satır başı Gülay Yedekçi’nin başkanlı tip kıyafetin insan haklarına aykırı “Biz biriz, bütünüz, vatanseveriz. ğındaki çevre masasında, zeytin olduğunu söyledi. Masadan çıkan Biz adaletli bir Türkiye istiyoruz”du. ağaçlarının ranta kurban edilişine ortak görüş: “Türkiye’de adalet yok; CHP liderinin bir diğer çarpıcı sözü, ve kuzey ormanlarının 3. havalimanı cezaevlerinde hiç yok” idi. “FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmayanlar nedeniyle yok edilişine öfke vardı. Çalıştay aralarında Türkiye’nin hapse atılıyor, parası olan babası Gamze Akkuş İlgezdi’nin yönettiği sorunları daha da derinleşiyordu. olan hapisten çıkarılıyor. Böyle ada cezaevleri sorunsalı ise iç acıtan tür CHP Milletvekilleri Engin Altay, Aykut Erdoğdu, Öztürk Yılmaz, Türkiye’nin OHAL kıskacında KHK ile tek elden yönetilmesine tepki gösterdi. Belediye başkanları Battal İlgezdi, Bülent Kerimoğlu, Aykurt Nuhoğlu yerel yönetimlerin iktidar tarafından pasifize edilmek istenmesine öfkeliydi. Nasuh Mahruki’nin yer aldığı sempozyum ise günün en çok alkış alan oturumuydu. AKUT kurucusunun sunumu sık sık, “Kral Çıplak” sloganlarıyla kesildi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Bülent Tezcan ve Özgür Özel gibi isimler konuşmacıları dakikalarca alkışladı. Bir gece önce çadırlar ve karavanlarda konaklayan partililer, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la ilgili espri yapmaktan da geri kalmıyorlardı. Öztürk Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanı çadırda kaldığımızı görse Şehircilik Bakanı’na emir verir, şu CHP’ye bir bina yapın der” deyince sohbettekiler gülmekten kırıldı. Gerçekten de vekillerden sade vatandaşa kadar herkes hayatına bir şekilde müdahale edilme endişesi yaşıyor. Bu gerçek Çanakkale’deki adalet kurultayında en ince ayrıntısına kadar gözler önüne serildi. Sevda... Renklerle parlayan bir gecede gökyüzündeki yıldızlar sevişiyor gibiydi... Ege’de bir İyonya kadını belki Çeşme İskelesi’nden Sakız’a bakıyor; belki de Kuşadası’nda denizlerin altındaki yaşamı keşfetmeye hazırlanıyordu... Kadın, yalnızlığın tam orta yerinde dururken “sen ve ben” diyerek; masmavi denizlerin dibinde sevdayı arıyordu... O saatlerde zırhlı bir yürek, vakitsiz öten horozun sesini dinliyordu... Nedir tarif edilmez bir mavi? Kadın, bir şairden esinlenerek kendini anlatıyor; yaşamın tekdüzeliğine kafa tutuyordu... Yüzünde yorgun sürgünlerin izleri vardı... Bir yasemin kokusu yürüdü dudaklarından kirpiklerine doğru. Bir şimşek çaktı gecenin içinde. Yüreğinde bir acı büyüdü, başka iklimleri çağrıştıran... İlkyazdı ve yağmur yağıyordu... Yaşamın derinliğinde yitirdiklerini düşündü. Ürkek bir şafağın uluorta seslenişini yaşadı. Gölgesinde kümelenen sevdaların izdüşümünü gördü... Zakkum çiçekleri gelen günü selamladı... Kırlangıçlar evlerin çatısına kondu... Bir çocuk ağladı... Aynalı gülüşler bir gelinciğin yakarışı gibiydi... Oktay Rifat’ı dinledi; Cahit Külebi’yle Niksar’da oturduğu kahveyi; Ahmed Arif’le İzmir Tenis Kulübü’nde mevsimlere başkaldırışını anımsadı... Bir kuş ötüyordu bir yerde... Mırıldanmaya başladı: İçim, bir suskunsa tekin mi ola? O malta bıçağı, kınsız, uyanık, Ve genç bir mısradır Filinta endam... Neden, neden alnındaki yıkkınlık, Bakışlarındaki öldüren buğu? Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri... HHH Bir yaşam bizi sürükleyip gidiyordu... Eski yazılarına baktı... Gecenin izini yakalamaya çalıştı... Bir not düştü ardından, soluk resimlere bakarak: Zamanın saatleri durmuş, ellerimiz rüzgârla unutulmuş bir anıyı anımsatıyor ara sıra... Bir mor menekşe sararan gecenin içinde açmış gülümsüyor bize... Sokaklar yorgun, sokaklar eski şarkılarla avunuyor... Geçen günler bir mevsimin sevda şiirleriyle, ırmakların içinde karlı öpüşleri getiriyor... Ey eflatun aşk, bana eflatun yağmurlar yağdırabilir misin? Bilir misin her sevda bir ayrılık yaşar zamanla, her sevda hiç farkında olmadan solar... Behçet Aysan’ın dizelerinden kopup gelen bir coşkuyum, git dersen gider, kal dersen kalırım. Kimi zaman gülümser, kimi zaman ağlarım... Usulca fısıldarım kulaklarına: “Sessiz akan bir ırmağım geceden...” Boynunu büker öyle kalırsın, saçlarını rüzgâra verirsin... Yemyeşil gözlerinde iki damla gözyaşı, kapkara gözlerinde sessizliğin fırtınası belirir... Eğer git dersen kuşlarla, bilesin ki dönmez güz kuşları. Senin yaşadığın o iyi günler aynı gökyüzü aynı kederle birleşir. Gel dersen kalırım, seninle iyi günleri paylaşır, kötü günleri kovalarım... İster misin gidip yağmurlara durayım, gidip başka kederler arayayım? İnanır mısın tüm işkenceler, zindanlar vız geliyor bana... Korkmuyorum!.. Çocukları “eli silahlı çete” gören bir toplum, faili meçhullere alkış tutan çoğunluk, benim elimden alamaz zamanın durmuş saatlerinde açan mor menekşelerimi... Vermem bitip tükenmeyen sevdalarımı!.. HHH Hızla yitip giden yıllar... Bak sarı cılız ışıklar evlerin pencerelerine vuruyor... Renklerle parlayan gecede bir İyonya kadını uykuya dalıyor... Ve Turgay Fişekçi’nin dizeleri sokaklarda dolaşıyor: Yağmurlu günlerde seviş benimle Kuşlar çinko damı gagalarken Tenimin kokusunu değiştiren yağmurlarda Sıcak öğlesonralarında seviş benimle Buhurlar tüterken tenimde Yanan toprağın buğusu soluğumken Bahar günleri dereboylarında seviş benimle Kestane saçlarında kelebekler asılıyken Yaz geceleri kurumuş dere yataklarında Sıcak kumlar yatağımız, söğütler çatımız, duvarımızken Ne olursa olsun seviş benimle Dinlenmişliğin gücü kaslarında İçinde ne varsa dökmenin hazzıyla saran Sonra ilk kez görür gibi algılaman için Her sabah öylece bırakayım seni dünyaya YÜKSEK MAHKEMEDEN JET GÜNDEM AYM, vekilliği düşürülen HDP’lileri gündemine aldı ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi, haklarında yakalama kararı olan ve şu an yurt dışında bulunan HDP’li Faysal Sarıyıldız ve Tuğba Hezer Öztürk’ün geçen ay milletvekilliğinin düşürülmesi kararının iptali talebini gündemine aldı. Haklarında “terör örgütü” suçundan soruşturma bulunan HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer Öztürk ve Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız hakkında ifade vermeye gitmedikleri gerekçesiyle yakalama kararı çıkarılmıştı. Bakanlar Kurulu tarafından, yurtdışında bulunan Öztürk ve Sarıyıldız’ın üç ay içinde Türkiye’ye dönmeleri çağrısı yapılmış, aksi halde vatandaşlıktan çıkarılacakları duyurulmuştu. Öztürk ve Sarıyıldız’ın milletvekillikleri, “devamsızlık” gerekçesiyle TBMM Genel Kurulu’nda 27 Temmuz’da yapılan oylamayla düşürülmüştü. HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, her iki ismin vekilliğinin düşürülmesini AYM’ye taşımıştı. Anayasa Mahkemesi, jet hızıyla konuyu gündemine aldı. 7 Eylül tarihinde yapılacak toplantıda, Öztürk ve Sarıyıldız’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin TBMM kararının iptali talebi görüşülecek. l ANKARA PKK’LİLERDEN KARAYOLUNDA TUZAK Şemdinli’de patlama: 1 polis ve 3 korucu yaralı Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen patlamada biri polis 4 güvenlik görevlisi yaralandı. ŞemdinliYüksekova karayolu üzerindeki Şapatan Geçidi yakınlarında PKK’li teröristler tarafından daha önceden yola yerleştirilen el yapımı patlayıcı, gü venlik görevlilerinin devriye görevi yaptığı sırada infilak ettirildi. Patlamada bir polis memuruyla birlikte H.F., A.F. ve R.F. isimli güvenlik korucuları yaralandı. Yaralı güvenlik güçleri, Şemdinli Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Bölgede operasyon başlatıldı. l İHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear