26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Salı 16 Mayıs 2017 kultur@cumhuriyet.com.tr Powers Boothe hayatını yitirdi Amerikalı oyuncu Powers Boothe 68 yaşında hayata veda etti. Boothe “Sin City” (Robert Roderiguez) “Nixon” ve “U Turn” (Oliver Stone) gibi filmlerde canlandırdığı rollerle akıllarda kal mıştı. Son dönemde “Agents of S.H.I.E.L.D.” dizisinde üstlendiği Gideon Malick rolüyle dikkatleri çeken ve “Deadwood”, “Nashville” gibi birçok TV dizisinde rol alan Boothe 1980 yılında bir tari kat liderini canlandırdığı “Guyana Tragedy: The Story of Jim Jones” adlı yapımla En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülü almıştı. Oyuncunun uykusunda doğal sebeplerden öldüğü açıklandı. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK 15 57. Venedik Bienali’ne paralel etkinlikler neredeyse bienalin kendisi kadar ilgi çekiyor. Damien Hirst’ün görkemli sergisi ve Ekin Onat’ın ‘İtiraz’ başlıklı işi bunlardan Damien Hirst’ün Pinault Foundation’ın iki müzesinde birden açılan ‘Treasures from the WRECK of the Unbesadece ikisi. lievable’ başlıklı sergi yaklaşık 10 yıllık bir çalışmanın ve milyonlarca pound’u bulan bir bütçenin ürünü. Venedik’te ‘İTİRAZ’ Bienal zamanı tüm Venedik bir çağdaş sanat mabedine dönüşüyor. Sadece bi enal katılımcılarının değil günü müz sanatının İZLENİM önemli isimleriyle kariyer lerinin çeşitli aşamalarında ki sanatçıların irili ufaklı ser gileriyle hare EKmolruakhısa ketlenen kentte kimi zaman tamamen tesa düfen bir sergi ya da etkinlikle burun buruna gel meniz işten bile değil. Defterime önceden not ettiğim ama bulama yacağıma kanaat getirdiğim Ekin Onat ve Michal Cole’un “Objecti on İtiraz” başlıklı sergisini böy le buldum örneğin. Hemen Acca demia Köprüsü’nün ayağında yer alan bir villadaki sergi iki sanat çının her odasını farklı bir şekil de yeniden “döşediği” ve bir sanat mekânı yarattığı, hatta mekânı bir sanat eserine dönüştürdüğü bir çalışma. Girişin hemen solunda ki mutfağa adım attığınızda ocak taki cezveye ya da tencereye eği lip içinden size seslenen, belki de yardım isteyen yüzlerle karşılaşıyorsunuz. Salonda sizi yüzlerce polis copundan imal edilmiş kapkara bir yemek sofrası bekliyor. Salonun hiçbir yere çıkmayan merdivenlerinde ise cumhurbaşkanının miting konuşmalarından kimi bölümleri işitiyorsunuz, kolay kolay ne dediğini anlamasanız da. Villanın üst katındaki odalardan birinde Ekin Onat’ın çevik kuvvet polislerini andıran bir kıyafet içinde yer aldığı bir video karşılıyor sizi. Onat bir yandan polis şiddetine dair kimi tanıklıkları seslendirirken bir yandan da üzerindeki zırhlı üniformayı çıkarıyor ve içinden gazete haberlerinin işlendiği bir başka kıyafet çıkıyor. “İnsanlık Pavyonu” adı verilen bu villada Ekin Onat ve İsrailli sanatçı Michal Cole’un ortak sergisi politik açılımları, haklı itirazları ve çarpıcı imgeleriyle Venedik Bienali’ne paralel etkinliklerin şüphesiz dikkat mü‘Tseütrcüönaredleele’ çekenlerinden biri. Kim ne derse desin Venedik’te bu yıl en çok telaffuz edilen isimlerden biri Damien Hirst. Pinault Foundation’ın iki müzesinde birden açılan “Treasures from the WRECK of the Unbelievable” başlıklı sergi yaklaşık 10 yıllık bir çalışmanın ve milyonlarca pound’u bulan (50 milyon pound diyenler var) bir bütçenin ürünü. Üçdört kat yüksekliğindeki heykellerden biblo büyüklüğündeki objelere kadar yüzlerce parça işten oluşan sergi için Hirst kimi heykelleri denizin altına indirip Ekin Onat orada görüntüleyerek bir enkaz buluntusu süsü vermiş. Tabii bu “buluntu”lardan birinin Mickey Mouse olduğunu fark ettiğinizde yapılan şakanın da ayırdına varıyorsunuz ama son tahlilde eserlerin ezici görkemi karşısında söyleyecek fazla da bir şey kalmıyor. Damien Hirst hiç kuşkusuz günümüzün süper starlarından biri ve sesi de haliyle gür, çok gür çıkıyor. New York Times’ın favorisi ‘ÇIN’ Bienalle ilgili hemen her yerde yorumlar çıkıyor. Bunlardan birinde Cevdet Erek için kaleme alınmış övgüler çarptı gözümüze. New York Times gazetesi adına bienali izleyen sanat eleştirmeni Jason farago bienalde Altın Aslan alan Almanya pavyonunun çok ses getirdiğini ama kendi favorisinin Türkiye pavyonu olduğunu belirtmiş ve şunları yazmış: “Erek açık tribünleri, tel örgü panelleri ve kuvvetli spot lambaları bir araya getirerek etkileyici ve sarsıcı bir enstalasyon yaratmış. İnsanda konser verilen bir hapishane avlusundaymış hissini uyandırıyor.” Ankara’nın yeni özel tiyatrosu Serhat KılıçSahne Ankara’da ‘Terör’ün Türkiye prömiyeri yapıldı Bilindiği gibi, Ankara Devlet Tiyatrosu 10 dolayındaki sahnesiyle başkent seyircisine tiyatro dönemi boyunca sürekli hizmet vermekte. Bilet ücretlerinin ucuzluğu nedeniyle, ADT seyircisi 500.000 kişiye ulaşmış. Özel tiyatroların baş edemediği bir durum var ortada. Rekabeti 55 yıldır sürdüren Ankara Sanat Tiyatrosu, Kızılay’daki her zamanki salonunda savaş veriyor. Güneş Sokak’taki Tatbikat Sahnesi ise genç sanatçılarla kıdemli oyuncuları deneysel çalışmalarda buluşturmayı sürdürüyor. Kimi topluluklar apartman katlarında ya da kafelerde ya da başka kuruluşlara ait salonlarda oyun sunuyorsa da, sürekliliğin olmayışı, özel tiyatroların kurumlaşmasına izin vermiyor. Panora AVM’de 400 kişilik tiyatro salonu Ankara seyircisi, Panora AVM’de 1 Nisan’da etkinliklerine başlayan Serhat KılıçSahne Ankara’nın açılışıyla umarız yeni bir döneme giriyor. ORAN kentine yakın olan Sahne Ankara’yı tanınmış sinema, televizyon ve tiyatro oyuncusu Serhat Kılıç kurdu. 900 metrekarelik konser, gösteri ve sergi alanı ve 400 kişilik bir salon içeren bu tiyatro açıldığı günden bu yana çeşitli etkinliklerle dolup taşıyor. Üstelik, Devlet Tiyatroları sahnelerinde sunmak için başvurdukları oyunlara izin alamayan turne toplulukları için de rahatlama sağlıyor. Tiyatro sunumlarına, İstanbul’lu toplulukların da katılımıyla 8 oyunluk bir festival ile başlayan Sahne Ankara’nın ilk yapımı, Behiç Ak’ın ‘Tek Kişilik Şehir’ oyunuydu. Festival, bir başka yeni Sahne Ankara yapımıyla, Ferdinand von Schirach’ın ‘Terör’ adlı sahne yapıtının ‘Türkiye prömiyeri’yle noktalandı. ‘Terör’ün sonucunu seyirci belirliyor ‘Terör’, içinde bulunduğumuz tiyatro döneminde Almanya’da 40, Avusturya’da 4, İsviçre’de 3, Japonya’da 2, Danimarka, Slovenya, Macaristan, ABD, İsrail ve Venezüella’da da birer topluluk tarafından sunulmaktaymış. Yücel Erten’in Türkçeleştirip sahnelediği oyunda, Berlin 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir dava canlandırılıyor. Oyunun sonunda karar, seyircinin, elindeki oyun broşürünün ön ve arka yüzündeki ‘beraat’ ya da ‘mahkumiyet’ yazılardan birini göstermesiyle ve seçeneklerin görevliler tarafından sayılmasıyla belirleniyor. Her bir oyundan sonra çıkan karar ortak bir internet sitesinde dünya ile paylaşılıyor. Dava şöyle özetlenebilir. ABD’de 11 Eylül 2001’de yer alan terör olayından yaklaşık bir yıl sonra, İslamcı bir terörist tarafından bir Lufthansa uçağı kaçırılıyor. Uçakta çok sayıda sivil yolcu var. Teröristin, uçağı o sırada 70.000 kişinin maç izlemek için toplandığı stadyumun üstüne düşürmesi söz konusu. Uçağı vurmak için hazır bekleyen bir savaş pilotu binbaşı, üstlerinin emri olmaksızın, kendi kararıyla uçağı düşürüyor. Böylece, uçaktakilerin hepsi ölürken, stadyumda ölmesi olası çoğunluk kur tulmuş oluyor. Ortada hem yasal hem de etik bir sorun var. Ülkenin anayasası sayısal çoğunluğu olan bir insan grubunu kurtarmak için sayısal olarak azınlıkta kalanların yok edilmesine izin vermiyor. Dahası, savaş pilotu olan binbaşı üstlerinin emri olmaksızın, çok sayıda insanı kurtarmak için az sayıda insanı öldürme yönünde harekete geçmiş. Buna hakkı var mı? Oyunu izleyin ve kararı siz verin. Göz dolduran bir yapım Erten’in yer yer esprili çevre düzenlemesi, Sevgi Türkay’ın giysi, Mahir Köksal’ın ışık tasarımıyla gerçekleşen bu gösterişli yapımda DT kökenli ustalar rol alıyor. Mahkeme Başkanı (Serhat Nalbantoğlu), Savcı (Meltem Baytok), Avukat (Özlem Ersönmez), Pilot Binbaşı (İrfan Kılınç), Tanık (Bilal Güldere), Tanık (Simgem Baykara) rolleriyle parlatılan oyunda seyircinin ilgisi dorukta. (Yücel Erten’in, zaten dikkatle izlenmekte olan oyuna, kimi dekor parçaları ve sözel eklemelerle neden ‘eğlendiricilik’ ve ‘eleştirel uzaklık’ katma gereksinmesi duyduğunu ben doğrusu anlayamadım.) ‘Terör’, ‘terörle mücadele’ konusunda düşündüren, seyircisiz kalmayacağını ve önümüzdeki tiyatro döneminde de süreceğini muştulayan, bir çalışma. Farhadi oyunu açıkladı Oscar ödüllü İranlı sinemacı Asghar Farhadi önümüzdeki cuma günü İran’da yapılacak seçimlerde kime oy vereceğini açıkladı ve ılımlı aday Hasan Ruhani’yi desteklediğini söyledi. Geçen şubat ayında “Satıcı” adlı filmiyle ikinci Oscar ödülünü alan dünyaca ünlü sinemacı Isna haber ajansına verdiği demeçte şunları söyledi: “Ben oyumu Dr. Ruhani’den yana kullanacağım ve umarım ki me oy vereceği konusunda kararsız kalanlar da tüm anlaşılabilir sebep ve koşullara rağmen en temel haklarını kullanarak oy verirler, çocuklarımızın ve gelecek kuşakların kaderi buna bağlı çünkü.” Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reformist kanadın temsilcisi olan Ruhani’nin muhafazakâr kanattan iki rakibi bulunuyor: Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bakır Galibaf ve Seyyid İbrahim Reisi. ‘Zer’ için salon açtı Kazım Öz’ün son filmi “Zer,” filmin çekimleri “Zer”de Dersim, coğrafyası ve kültürü ile önemli bir rol oynu nin önemli bir kısmının geçti yor. 675 sayılı KHK ile işinden ği Dersim’de vizyona girdi. Ge çıkarılmış olan ve filmde de rol çen sene kapanmış olan Der alan Ali Daimi Boz, Dersim’in sim’deki tek sinema salonu Si geçen sene kapanmış nema 62, “Zer”in gösterimi için olan tek sinema salo filmin oyuncularından Ali nu Sinema 62’yi yeni Daimi Boz tarafından ye den açarak işletmesini niden açıldı. Ka üstlendi. Bu girişimiyle zım Öz’ün son fil “Zer”in bir anlamda eve mi prömiyerini dönüşünü sağlayan Boz, 36. İstanbul Film Dersimlileri yeniden si Festivali’nde ya nema ile buluşturarak pan ve 21 Nisan’da filmin taşıdığı umudun vizyona giren filmi ‘Zer’ da temsilcisi oldu. ‘Kuğu’nun dansı... Monte Carlo Balesi Topluluğu’nun “GÖL Kuğu Gölü’ne İthafen” balesi bu akşam ve yarın saat 20.00’de Zorlu PSM Ana Tiyatro’da seyirciyle buluşacak. Gülçin Gülan İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi (PSM), gerçekleştirdikleri işbirliğiy le, Monte Carlo Balesi Topluluğu’ndan “GÖL Kuğu Gölü’ne İthafen”i İstanbul’da ağırlıyor. Yaratıcılığı ve dinamizmiyle ünlü koreograf Jean–Chris tophe Maillot, klasik repertuvarın başyapıtlarından “Kuğu Gölü”nü, üç perde iki bölüm olarak, sade ama süprizleri olan bir dekor, gözalıcı kostümler ve dansçıların karşılıklı diyalog içinde olduğu neoklasik çağdaş bir yorumla sahneliyor. Alışılagelmiş klasik balelerden farklı olarak beyaz ve siyah kuğuda iki ayrı dansçı kullanan koreograf, ikinci perdede büyücünün emri altında çalışan iki fantastik karakter daha eklerken Çaykovski’nin müziğini aynen alıp bazı bölümlerini tekrarlıyor. Bale dersini Melih Mertel verdi Daha çok Monaco dışında temsiller veren, devamlı turneye çıkan toplulukta gidilen ülkenin dansçısı var ise, onu başdansçı olarak ya da bale dersi verdirterek ön plana çıkartan Maillot, İstanbul turnesinde de Devlet Opera Bale’nin verdiği izinle Monte Carlo Balesi’nde dans eden, Almanya turnesinde “GÖL Kuğu Gölü”nün baş dansçısı olan Melih Mertel’e bale ders verdirdi. Önceki gün Mertel’in topluluk dansçıları ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü öğrencileri için hazırladığı, bale piyanisti İrina Eitvid eşliğinde, barla, ufak ısınmayla başlayan dönüşler, zıplamalara uzanan Zorlu PSM stüdyosundaki 2 saate yakın derste güzel bir süreç yaşandı. Dün akşamki genel provaya İDOB sanatçıları da davet edildi. Mertel, “Jean–Christophe koreografileri klişelerden çok farklı yaratıcıdır. Dansçıdan ne istediğini iyi bilen, ne istediğini dansçıya iyi anlatabilen bir koreograftır. Ufacık bir detay için neredeyse yüz prova alır, dinamiktir, genel provalara kendi gelir. Eserlerde baş dansçı değiştirir. Balerinlere bale pabucu ‘point’ giydirmeyi sever. Müzik kulağı inanılmazdır. Koreografiyi çıkarırken müziği çok iyi kullanır, hareketler ritme uyumludur. Sayılar arasında boşluk bırakmaz, her birine inanılmaz yaratıcı bir hareket oturtur. Onun için de her sezon önemli eserler çıka rır. Onunla çalışmak benim için büyük keyif, büyük şanstı” diyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear