28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 3 Nisan 2017 6 Eski rektör Saraç’a 22.5 yıl hapis istemi Dicle Üniversitesi’nde FETÖ yapılanmasıyla ilgili iddianame Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi Dicle Üniversitesi’nde FETÖ soruşturması kapsamında ihraç edilen eski Rektör Ayşegül Jale Saraç ile yardımcıları Aytekin Sır, Aslan Bilici ve Sabri Eyigün hakkında “terör örgütü kurma ve yönetme” suçlarından 22.5’ar yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Örgütün akademik yapılanmasının anlatıldığı iddianamede, 2008 yılındaki rektörlük seçimlerinde yönetime muhafazakâr ve milliyetçi muhafazakâr grupların tek adayı destekleme kararı aldığı belirtildi. Saraç’la başladı Savcı, bunun sonucunda FETÖ’nün üniversite yapılanmasının temelinin atıldığını ifade etti. İddianamede, kendilerini muhafazakâr olarak nitelendiren grupların desteklediği Ayşegül Jale Saraç’ın rektör olarak atanmasının ardından Türkiye’nin ilk başörtülü rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç yürütülen soruşturma kapsamında daha önce tutuklanmıştı. üniversitede FETÖ yapılanmasının başladığı belirtildi. Örgüt mensuplarının yönetimde kritik noktalara atandığını ve atanan kişilerin, üniversitedeki kadrolara örgüt mensuplarını yerleştirdiğini belirten savcı, kadrolaşmadan son ra FETÖ’ye yakın olmayan ve muhalif kişilere baskı ve mobbing uygulandığına dikkat çekti. İddianamede, FETÖ’nün yanı sıra birçok tarikat ve cemaatin de üniversitede yapılanması olduğu ifade edildi. İddianamede, Doç. Dr. Mus tafa Sarıbıyık’ın ifadesine yer verildi. Rüyasında görmüş Buna göre, Sarıbıyık, 2008’de milliyetçi ve muhafazakâr öğretim üyeleri arasında görüş birliği ile bir rektör adayı belirlenmesi kararı kapsamında şimdiki rektör Talip Gül’ün öne çıktığını belirterek, “Buna rağmen Salih Hoşoğlu, Saraç’ın aday gösterilmesi gerektiğini belirterek, alınan kararın aksine davranış gösterdi. Muhafazakâr öğretim üyelerini etkileyerek Saraç’ın rektör adayı olmasını sağladı. Ben, Jale Saraç’ın bir proje olduğunu, aday gösterilmesini kabul etmeyeceğimizi söyledim. Adaylığını açıklamasından iki gün önce iki hoca ile Saraç’ı ziyaret ettim. Saraç’a aday olmaması gerektiğini, kendisinin kullanılacağını, bunun oyun olduğunu söyledim. Saraç, arkadaşlarının bir görev verdiğini ve rektör olacağını rüyasında gördüğünü söyledi” dedi. l DİYARBAKIR/DHA ‘Gül orada olmalıydı’ Bahçeli, Abdullah Gül’ün Kayseri mitingine katılmamasını eleştirdi. ‘367 krizi’ni hatırlattı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Akıncılar Üs sü İddianamesi’nde yer alan, dar benin bir numaralı sanıklarından Adil Öksüz’ün, dar beden hemen sonra ABD Başkonsoloslu ğu tarafından aran masının “FETÖ ar tı ABD gibi gözüke SELDA GÜNEYSU ceğini” belirterek, “ilişki ağının sabit leşmesi durumunda bunun hukuki sonuçlarına doğru götürülmesi gerektiğini” söyledi. Bahçeli, Sakarya mitingi sonrası, bazı basın mensuplarının soruları na şu yanıtları verdi: FETÖ artı ABD gözükür (Ök süz’e ABD Konsolosluğu’ndan açı lan telefon üzerine): ABD’nin ve ya ona bağlı olarak İstanbul Baş konsolosluğu’nun bu gibi işlerle ilişkisi sabitleşirse FETÖ artı ABD gözükür. Türkiye’nin daha büyük, daha net tavır almasına sebebiyet verebilir. İlişkiler gözden geçirilmeli (Halk Bankası yetkilisinin ABD’de tutuklanması): İki ülke arasında ki münasebetler açısından zedele yici olmuştur. ABD’nin bu konuyu açıklaması lazım. Abdullah Gül mesajı: Parti içe risinde, 2007 yılında, 367 tıka cı sebebiyle sonuçlanmayan Cum hurbaşkanlığı seçimini sonuçlan dırmak için bir erken seçim ol muştur. Bu erken seçim sırasın da Cumhurbaşkanı adayı ola rak AKP’nin göstermiş olduğu Gül’de herhangi bir değişiklik ya pılmamak suretiyle, 367 krizi ni aşabilmek açısından bir faali yet başlatılmıştır. Şimdi Başbakan Yıldırım’dır. AKP, anayasa deği şikliğinin gerçekleşmesi için çaba gösterirken, 2007 yılındaki benzer bir davranışı ortaya koymak açı sından Gül’ü davet etmişse, iki se bepten ötürü Gül’ün orada olma sı lazımdır. Birincisi Kayserili ol masından, ikincisi de kendisinin Cumhurbaşkanlığı devamında er ken seçim sonrasındaki kararlılı ğın Kayseri’de gösterilmesinden. Bu nezaketi taşımaları gerekir. Hedef Kılıçdaroğlu Öte yandan Bahçeli Ordu’da düzenlediği mitingde de Kılıçdaroğlu’nu bu kez MHP’li muhalifler üzerinden eleştirerek, “Çürük tahtada geziyor, suya yazı yazıyor, Türkiye muhalifleriyle al gülüm ver gülüm içinde. MHP’den kopup giden siyasi düşkünlerden medet umuyor, onları kukla gibi oynatıyor” tepkisini gösterdi. ‘Tek adam rejimi CIA projesi’ Akşener, Bahçeli’ye ‘Koltuğu bırakıp gidecek misiniz’ diye sordu MHP Genel Başkan adaylarından Meral Akşener, 16 Nisan’da yapılacak referandumda “Hayır” çıkacağını söylerken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “Hayır çıktığında bu hayır meselesi teklif sahibi benim, bana yapılmış bir tavır deyip koltuğu bırakıp gidecek misiniz?” diye sordu. Meral Akşener, Edirne’de Saraçlar Caddesi’nde düzenlenen referandum etkinliğine katıldı. Konuşmasında ilk olarak eski CIA Türkiye şefi Paul Bernard Henze’nin 2006’da Beyaz Saray’a bir Türkiye raporu sunduğunu belirten Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Raporda diyor ki ‘Bir kişinin her gücü elinde topladığı rejimi desteklemeliyiz. Bir kişiyi ikna etmek, bu kadar grubu ikna etmekten kolay.’ Buradan Adalet ve Kal kınma Partisi’ne oy verenlere sesleniyorum. Vereceğiniz ‘hayır’ oyu CIA direktörünün bu sözlerini açığa çıkaracak, yere düşürecektir.” Akşener, Bahçeli’ye de seslenerek, “Eğer MHP Genel Başkanlığı için aday olmamış olsaydık. Sayın Cumhurbaşkanının suç işleme durumunu, alışkanlığını ortadan kaldırmak için Sayın Bahçeli, böyle bir duruma girer miydi” dedi. SİYASİLERİ BULUŞTURAN DÜĞÜN CHP’li Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün ressam kızı Gökçe Merve ile Eray Kurt önceki gece İstanbul Wow Airport Otel’de düzenlenen törenle evlendi. Düğün, çok sayıda politikacı ve yöneticiyi bir araya getirdi. Eski KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın yanı sıra, TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun eşi Hamdiye Soylu, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, CHP Milletvekili Ali Şeker, İBB eski Başkanı Bedrettin Dalan ve çok sayıda işadamının katıldığı düğünde, Başkan Akgün, davetlileri salon girişinde tek tek karşıladı. Çiftin nikâhını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kıydı. l İSTANBUL Bilim insanı Dr. Ateş anıldı İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırmaları Enstitüsü Ge netik Anabilim Dalı Öğretim Üye si Yrd. Doç. Dr. Kenan Ateş, ölümü nün 1. yıldönümünde öğrencileri, meslektaşları ve arkadaşları tara fından anıldı. İstanbul Tabip Odası’nda düzenle nen ‘Bilim İnsanının Etiği’ başlıklı anma ya Prof. Dr. Özdemir Kenan Ateş Aktan, Prof. Dr. Nilay Etiler, Prof. Dr. Cem Terzi konuşmacı olarak katıldı. Et kinlikte Yrd. Doç. Dr. Ateş’in “bir bi lim insanının toplumsal sorumlulu ğunu en iyi şekilde yerine getirdi ği ve akademinin çok kan kaybettiği günümüzde böyle bilim insanlarının özlendiği” vurgulandı. l İSTANBUL haber TASARIM: İLKNUR FİLİZ Sıra ‘Aaa bakın Avrupa’da da yüksek yargıyı hükümet atıyor’ yalanında... İktidarın ülkeyi donatan afişlerine bakıyorum, neredeyse hepsi tepeden tırnağa yalan üzerine kurulu. Bir tanesi mesela “Cumhuriyeti, demokrasiyi güçlendiriyoruz..” Tam tersine kuyusunu kazıyorlar. Zaten olmayan bir gıdım demokrasi bile, ülkenin üzerine ceberrut gibi çöken iktidara fazla geldi, şimdi onu da kaldırma peşindeler... Yalan üzerine kurulu propaganda TV’lerdeki adamlarınca tam gaz pompalanıyor. İnsanoğlunun bir yanıyla tamamen kötülük peşinde koşan bir karaktere sahip olduğu kanıtlanmış bir gerçek. Yoksa dünyadaki tüm bu kötülükleri açıklayamazsınız... TV’lerde tartışıyoruz, yüzünüze baka baka “Avrupa ülkelerinde de hükümetler yüksek yargıçları atıyor..” diyor. Tutacak tarafı yok... Bu, iki tarafı da keskin bir yalan, yani tutulacak bir tarafı yok, sapı bile. 1) İlki, Referandum’la birlikte yüksek yargı kurulu, yani Hâkimler ve Yargıçlar Yüksek Kurulu (HSYK), tamamen lağvediliyor. Ve hemen hepsini RTE ve AKP Meclisi atıyor. Yani HSYK silme Cumhurbaşkanlaşıyor! Evet çıkarsa, HSYK 13 üyeden oluşacak. RTE 4 üyeyi doğrudan atayacak. Ama seçtiği Adalet Bakanı ve Müsteşarı HSYK’nin doğal üyeleri, yani doğrudan 6 üyesini belirlemiş oluyor. Diğer 7’sini Meclis seçecek. Meclis adayları nasıl seçecek? Komisyonlar falan, Meclis’e gelince, 360 milletvekilinin onayı bulunmazsa, en çok oy alanlar arasında ad çekme yapılacak. Meclis’te AKP baskın. Dolayısıyla HSYK’ye Cumhurbaşkanı’nın onay vereceği adayların seçilme olasılığı çok yüksek. Dolayısıyla tüm HSYK Cumhurbaşkanı’nca belirlenmiş olacak. Burada toptan kişiye bağlanmış bir kurul oluşturuluyor. AYM değil HSYK yenileniyor, neden? Mesela Anayasa Mahkemesi yenilenmiyor. Neden HSYK yenileniyor? Çünkü HSYK tüm ülkede yargıyı belirliyor. Hemen kontrol altına alınması şart olan yargı! Düşünün, önceki gün bir mahkeme bazı gazetecileri salıverdi. Hemen anında siyasi güçler ve iktidarın yargıdaki adamları devreye girdi ve yeniden tutuklama kararı verildi! Gazeteci kılıklı tetikçiler de derhal devreye girdiler ve yargıyı tehdit ettiler... İşte yargı bağımsızlığı büyük ve kof bir yalan! 2) TV’lerde diyorlar ki, kardeşim Avrupa ülkelerinde de yargıçları hükümetlermeclisler atıyor. Birincisi, Avrupa ülkelerinde dört yılda bir iktidara gelmiş bir hükümetin yüksek yar gıya adam ataması ender bir olaydır. Yargıçlar uzun süreli, bazen emekliliğe kadar görevde durur. İki dönemde bile hükümetler yargıç atama olanağına sahip olmayabilir! İkincisi, hangi Avrupa ülkesinde bir iktidar, tüm Yüksek Yargı Heyeti’ni lağvedip hepsini kendisi seçiyor. Bir örnek var mı, yalancılar! Üçüncüsü: Fransa’da Başkan 2 üye, Meclis 2 üye atıyor. 22 üyeli heyetin 15’ini yargı belirliyor! Bulgaristan: Üyelerin çoğunluğunu yargı belirliyor. İtalya: 27 üyeli heyetin 13’ünü yargı, 6’sını Meclis seçiyor. Cumhurbaşkanı, Yargıtay başkanı ve başsavcı doğal üye... Almanya, Avusturya, İngiltere gibi pek çok ülkede HSYK benzeri kurul yok... Zaten gelişmiş ülkelerde yargıyı ele geçirme diye bir mesele de yok. Yargı özgür ve bağımsız, kendi işini yapıyor. Siyaset güdecek, emir verecek ve yönlendirecek yargıyı öyle mi, yeltenenin canına okurlar bu ülkelerde... Düzeltme: Dünya yazımda, Cumhurbaşkanı, 2. dönemin sonuna doğru Meclis’i feshederse, üçüncü dönemde de adaylığını koyabiliyor, demiştim. Doğrusu şöyle olacak: Bu fesihseçimleri yenileme kararını Cumhurbaşkanı’nın değil, Meclis’in vermesi gerekiyor. Ama yine de: Meclis’te diyelim ki güçlü, üçüncü kez seçilme şansını denemek istiyor. Tek tek atadığı milletvekili adamları, Cumhurbaşkanı ile anlaşmalı olarak fesih yoluna gidebilir ve üçüncü kez aday olma yolunu açabilir (4. kez de!). ‘Şeyh Sait’i seviyoruz, ama PKK’ye karşıyız’ AKP içindeki Kürtler Şeyh Sait’i çok seviyor ve böyle diyorlar. Hem seveceksin ama PKK’ya karşı olacaksın. O dönemin Şeyh Sait’inin amaç ve hedefler açısından bugünün PKK’sı olduğunu görmeyeceksin... Şeyh Sait ne yaptı? Aktarıyorum: “Cumhuriyet ve Mustafa Kemal’in dinsizliğinden, çıkarılan yasalar ile, İslamiyetin, nikâh, ırz ve namusun, Kuran’ın ortadan kalkacağından.. bahseden propagandalar yaptı... Adamları, Cemiyeti Akvam’a haber vereceklerini, bölgede devletin askeri güçlerinin bulunmadığını ve kolayca bölgeyi ele geçirebileceklerini söyledi. Cumhuriyete ve devrimlere karşı bir ayaklanma fetvası hazırlayarak devrimlere destek verenlerin canları ve mallarının helal olduğunu yazdı. Fetvayı aşiretlerin ileri gelenlerine gönderdi... Şeyh Sait İsyanı’nın bastırılmasından sonra ‘Şark İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp idama mahkum edildi.” (Wikipedia) C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear